Etiket arşivi: Gini katsayısı

Prof. Dr. Ali Ercan’dan 2012-13 yeni yıl iletisi..


Dostlar
,

ADD Bilim Kurulu Başkanı Sayın Prof. Dr. D. Ali Ercan hocamız, 2013’e birkaç gün kala, gelişigüzel bir yeniyıl iletisi yazmak yerine, seçkin kişiliği ve engin birikimine uygun bir sorumlulukla 2012’nin bir muhasebesini yapmış ve çıkarımlarda bulunmuş.

Elbette sayısal kanıtlara dayalı.

Ve de 2013 için bilimsel gözlem ve çıkarımlarına dayalı öneri ve beklentileri var.

Okumak ve okutmak, gereği üzerinde düşünmek, gereğini yapmak ve
biraz da “yöntem öğrenmek” gerekiyor Ali Hoca’dan bize göre..

Teşekkür ederiz Sayın Ercan’a ve beklentilerinin gerçeklemesini dileriz 2013 içinde.

Bu son tümcemiz, kendilerine bizim 2013 yeniyıl kutlaması iletimiz olsun..

Biz de 2012’de ülkemiz için ne yaptığımızın dökümünü-hesabını bu sitede sizlere sunacağız 1-2 gün içinde..

Sevgi ve saygı ile.
28.12.12, Ankara

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

==============================================

Prof. Dr. D. Ali Ercan
ADD Bilim Kurulu Başkanı

Ali_Ercan_portresi

Değerli arkadaşlar, 

2012 Aralık ayının son günlerindeyiz; yeni bir takvim yılına giriyoruz. Aslında insanların zaman sayacında bir ara işarettir yılbaşları; çünkü yaşamın akışında 31 Aralık ile
1 Ocak arasında pek de değişen bir şey olmaz; üstelik 1 Ocak günü astronomik anlamda da önemli bir özellik taşımaz. Hani yılbaşı 21 Mart olsaydı, en azından gece ve gündüzün eşit olduğu özel bir gün olarak daha anlamlı bir yılbaşı olabilirdi. Öyle ya da böyle, önümüzdeki günlerde takvimin yıl bölümüne 2012 değil, 2013 rakamı yazılacak.
31 Aralık gecesi ileriye yönelik yeni umutlar beslenecek, yeni planlar yapılacak,
yaşam sürecek, ama bu arada yeni sürprizlerle de karşılaşılacak. Geçmişten
ders almayanlar, geçmişi yaşamaya zorunlu kalırlar..”
 diye bilgece bir öğüt vardır. Bu bakımdan geçmişi anımsamakta, son yıllarda olan bitenlerden
ders çıkarmakta yarar var. Ülkemizin 2012’deki son durumunu kısaca anımsayalım:

  • Doğu Anadolu’muzda Küresel emperyalizmden yüz ve destek bulan ayrılıkçı isyan hareketine karşı, tekil (üniter) devleti korumak adına yürütülen savaş bu yıl da sürdü. Bu savaşta onlarca askerimizi ve polisimizi yitirdik, yüzlercesi sakat kaldı. (Son 10 yılda toplam 750 askerimiz şehit olmuştur.) Büyük kentlerimizde
    PKK terörü estirildi.
  • Küresel piyasa ekonomisine yamanmış, ancak üretmeden “borç alarak yaşamak” modeline oturtulmuş toplum gittikçe borca battı. Ülkenin yabancı kapital kurumlarına olan toplam borcu, bu yıl da 34 milyar $ daha artarak 500 milyar doların oldukça üzerine çıktı. Öyle ki, kişi başına ortalama borç 7 bin $ oldu!
  • Aslında “sanal refah” yanılsamasından başka bir şey olmayan lüks konutlar,
    lüks arabalar, eğlenceler ve her yerde pıtrak gibi yükselen AVM’ler, zaten bilim, sanat, teknolojiden ilgisini kesmiş toplumun  bilinçsiz, sorumsuz, “savurgan bir tüketim toplumu”na dönüşüm işaretleridir. 2000 yılında 2 milyon kadar olan
    kredi kartı sayısı son yıllarda 16 milyona yükselmiş durumda.
  • Ekonomiyi, kaynağı pek belli olmayan gündelik sıcak paralar döndürürken; “net hata-noksan kalemi” denilen saklayıcı adıyla 2012’de ülkeye 13 milyar $ dolayında kaynağı sözde saptamanayn para girmiş durumda.. 2012’de gelir dağılımı adaletsizliği daha ürkütücü bir durum aldı. Gelir adaletsizliğine bir ölçüt olan “Gini katsayısı” 2000 yılında Türkiye için 0,40 iken, 2012 yılında daha da kötüleşerek 0,46 oldu. (Gelişmiş Ülkelerde bu rakam 0,30’un altındadır.)
    Nüfusun yarısı, emeklilerin dörtte üçü  “yoksulluk sınırı altında”, yaklaşık bir milyon aile ise “açlık sınırı altında” yaşıyor…
  • Nüfusun günde 3400, yılda 1,24 milyon kişi arttığı (TÜİK verileri), kaynakların
    hızla tükendiği, enerjiden besine, hemen “her alanda dışarıya tam bağımlı” duruma getirilen ülkemizde, sorumsuz politikacılar hâlâ kadın başına 3-4 çocuk istemekteler. Oysa Gezegende kaçınılmaz duruma gelmiş bir iklim değişikliğinin olumsuz sonuçları ile karşı karşıya ve yaşam kaynakları gittikçe kısıtlanan Ülkemizin nüfusu 82 milyonu aşmış durumdadır. Kadın hakları konusunda Türkiye 132 ülke arasında (Gabon, Zimbabwe, Gambia ve Madagaskar gibi yoksul
    Afrika ülkelerinin arkasından) 87. sırada geliyor.
  • Devlet bürokrasisi abartılı kadrolar ve gereksiz şişirmelerle yandaşlara, imam-hatip mezunlarına arpalık haline getiriliyor. Öte yandan gerçek (reel) üretim ve dışsatım (ihracat) geriliyor. İşsizlik %20’leri aşmış durumda. Halkın ¼’ü işsizlikten, yarısı pahalılıktan yakınmacı, halkın çok büyük bölümü güvenlik ve gelecek endişesi taşıyor.
  • Dünyada İnsansal Gelişmişlik İndeksi (UNDP – HDI)sıralamasında 2000 yılında 83. sırada olan Türkiye, 2012’de 92. sıraya gerilemiştir. Hapishanelerdeki toplam tutuklu-hükümlü sayısı da son 10 yılda 70 binden 130 bine çıktı.
  • Üretmeden tüketen, özünden ve geleneklerinden kopartılmış, beğenisi, kültürü yozlaşmış, yazgıcı (kaderci), umursamaz, şekilsiz (amorf)  bir toplum yalnızca yurdunu topraklarını değil; tüm insansal değerlerini de büyük ölçüde yitirmiş durumda. Yalnızca bilim, kültür, teknoloji, sanat ve estetik yoksunu değil, aynı zamanda adalet duygusu da törpülenmiş; “yeni Anayasa” kurgularına, yargısız infazlara, keyfi adalete, komşularımızla savaş çığırtkanlığına maalesef  kayıtsız kalabiliyor.
  • Son 10 yılda yaklaşık 10 bin yeni cami inşa edildi. Yani günde ortalama 3 yeni cami hizmete alındı. Üniversitelere öncelikle öğrenci yurtları (yükseköğrenimde
    4 milyona yakın öğrenci varken, kamunun yurt kapasitesi 400 bin yani %10 bile değil!), kütüphaneler, laboratuvarlar yapmak yerine üniversite yerleşkelerine cami dikiliyor. Ulusal geleneklerimizle ilgisi olmayan, siyasal İslamın simgesi türban artık kamuda, hastanelerde, okullarda, üniversitelerde her yerde iyice yerleşti. Eğitimde dayatılan 4+4+4 modelinden esas amacın “ört, ört” olduğu anlaşıldı. Bir zamanlar sağcılar-solcular, Alevîler-Sünnîler şeklinde ayrıştırılan Ülkemiz, şimdi biat edenler-etmeyenler, örtünenler-örtünmeyenler, ötekiler-berikiler şeklinde ayrıştırılıyor.

Değerli arkadaşlar, 

Özetle çok kötü yönetilen, umut verici, onur verici, güven verici olmaktan uzak
3. sınıf bir ülkenin yurttaşları olarak, “Laik Cumhuriyeti sonsuza dek korumakla görevli Atatürkçüler” olarak ne denli kahırlansak da, gelecekten umudumuzu kesemeyiz.

Bu bakımdan, önümüzdeki yılda da asıl görevimiz olan halkımızı aydınlatmak,
“halkı Ulus bilincine eriştirmek” çabamızı çok daha yoğun ve daha etkin sürdürmeliyiz. Bunun için her ADD şubesi bir Halkevi gibi çalışmalıdır. Halkevlerinin görevi Halkı Uluslaştırmaktır. Her ADD şubesi bir “kuvayi-milliye kalesi” bilincinde olmalıdır.
Bizler bu çalışmalarımızda özenle partiler üstü olmalıyız, herhangi bir partinin
arka bahçesi görünümü asla vermemeliyiz.
 Herhangi bir partinin, özellikle iktidarda olan bir partinin sorumlu konumdaki yöneticileri ile bu partilere oy vermiş yurttaşlarımızı aynı kefeye koymak yanlışını da yapmamalıyız. Aksi takdirde bizler marjinal bir kesimi ve halk desteği, dayanağı olmayan, halka yansımayan dar kalıplı bir düşünceyi temsil etmiş oluruz ki; bu Kemalizm’e de, Devrimlere de ters düşmek demektir.

Devrimcilik yalnızca geçmişe saplanıp kalmak, geçmişin değerlerini korumak değil; geleceği öngörebilmek ve geleceği yönlendirmektir.   

Bu nedenle, Akıl ve bilimi kendisine rehber edinen ve
Ne mutlu ben Türk’üm” diyebilen tüm yurttaşlarımıza  sorgusuz, koşulsuz kucağımızı açmalıyız. Çünkü Vatanımız gittikçe büyüyen “bölünmek ve laiklikten sapmak” tehlikesiyle karşı karşıyadır.

Ulusun birliği ve Ülkemizin bütünlüğü temelinde Demokratik, laik bir hukuk devletinin barış ve dayanışmacı işbirliği içinde bir arada yaşayan eşit ve saygın yurttaşları olarak; Mustafa Kemal’in gösterdiği aydınlık yolda ilerleyen, Çağdaş uygarlık içinde onurlu yerini almış bir Türkiye’de yaşamak ülküsü ile..

Değerli arkadaşlar,

Yeni yılda tüm Atatürkçülere ve oğuşlarına yürekten esenlikler, başarılar diliyorum.

Sevgi ve saygılarımla.
27.12.12, Ankara

Prof. Dr. D. Ali Ercan
ADD Bilim Kurulu Başkanı

Cumhuriyet Gazetesi 10 Aralık 2012 günlü sayısı

Cumhuriyet Gazetesi 10 Aralık 2012 günlü sayısı ve yorumlar..

Dostlar;

Türkiye yoksulluk çemberini kıramıyor!.

İktidardaki siyasiler, toplam ulusal gelir (TUG, GSMH) tabanlı yaklaşımla 772 milyar dolara yaklaşan makro-ekonomik büyüklüğü özellikle öne çıkararak Türkiye’yi dünyanın en büyük 17. ekonomisi ilan ediyorlar. Oysa tek ölçüt bu değil. Örn. bu rakam nüfusa bölündüğünde 10 bin doların altına iniyoruz.. Gerçek nüfus TÜİK‘in 31.12.11’de verdiği gibi 74,724 milyon değil, yaklaşık % 10 fazlasıyla 82 milyona yakın. Dolayısıyla
kişi başına ortalama gelir 10 bin doların altında, 9,4 bin dolar gibi. Bu rakam dünya ortalamasına çok yakın.. Dünyada 65 trilyon $ / 7 milyar hesabıyla 9,3 bin $/kişi/yıl.
Bu rakam ölçü alındığında Türkiye hemen 60. sıraya düşüyor.

Bir de gelirin dağılımı konusu var ki, son 10 yılda Gini katsayısı giderek büyüyüyor.

UNDP’nin (BM Kalkınma Programı) HDI (İnsansal Gelişim İndeksi) bakımından da durum parlak değil, son 10 yılda 82. sıradan 92. sıraya geriledik.

Bu arada borçlarımız daha da arttı ve epey ama epey özelleştirme yaptık.
Bu gün sitemizde yer alan Maliye Bakanı’nın (Memet Şimşek) 2013 Bütçesi
sunuş konuşmasını irdelerken,

cari açığın ulusal gelire oranında Dünya 1. si olduğumuzu vurgulamıştık.
Ne yazık ki 2013 bütçesi de yapısal iyileşmeler getirecek güç ve yapıda değil.

Bir başka ilginç haber ise, sağlık giderleri ile ilgili:

  • Bakan, harcamaların artmasında faturayı doktora giden vatandaşa kesti

Suçlu halkmış!?

AKP’nin iktidarda olduğu 10 yıl içinde sağlık harcamalarının 2’ye katlanmasını değerlendiren Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik,
bunda hekime başvuru sayısının artmasının ve ilaç israfının etkili olduğunu iddia etti.
Çelik, “Tüm vatandaşlarımızın sağlık güvencesi altına alınması ve yıllar itibarıyla hekime başvuru sayılarındaki artışlar, kamu sağlık giderlerini artışındaki ana ögelerdir.” dedi.  

Hem “performans” diye sağlık çalışanlarını yapay ve etik dışı biçimde zorladılar
hem de şimdi yakınmaktalar..

Çözüm çok net :

  • HER-KE-SE ETKİN-YAYGIN-SÜREKLİ-KAMUSAL KORUYUCU SAĞLIK HİZMETİ SUNMAK..
Dünyada henüz başka bir reçete bulunamadı..
Türkiye de, dünya da sonunda oraya gelecek ama ne zaman??

Sevgi ve saygı ile.
10.12.12, Ankara

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

Türkiye’nin en zengin 100 işadamı ve LANETLİ ÇEMBER Gelir Dağılımı..


Türkiye’nin en zengin 100 işadamı!

Forbes, en zengin 100 Türkü açıkladı.Listeye göre, bu yıl Türkiye’nin en zengin kişisi, geçen yılın üçüncüsü Hüsnü Özyeğin olurken, geçen yılın birincisi Mehmet Emin Karamehmet ikinciliğe geriledi.
En zengin 100 Türk’ün toplam serveti, geçen yıla oranla ortalama % 49,1 oranında azalarak 56 milyar 165 milyon dolar olarak gerçekleşti. Listedeki ilk on beş kişinin toplam serveti ise 20 milyar 150 milyon dolar oldu.Listede 46 kişinin sıralamadaki yeri yükselirken, 41 kişinin sıralamadaki yeri geriledi. Listede 6. sırada yer alan Ferit Şahenk yerini korudu. Listeye yeni girenlerin sayısı ise 12 kişi oldu.Sabancı Holdingden 12 kişi toplam 4 milyar 710 milyon dolar, Koç Holdingden 6 kişi toplam 2 milyar 795 milyon dolar, Doğan Holdingden toplam 6 kişi 1 milyar 680 milyon dolar, Enka İnşaattan toplam 5 kişi 3 milyar 275 milyon dolar, Doğuş Holdingden 3 kişi 2 milyar 700 milyon dolar, Eczacıbaşı Holdingden 2 kişi 1 milyar 600 milyon dolar, Zorlu Holdingden de 3 kişi 2 milyar 350 milyon dolar servet ile listede yer aldı.En zengin 100 Türk listesindeki adları, servetleri ve şirketleri şöyle sıralandı:
Sıra Adı               milyon $    Şirketi 

1 Hüsnü Özyeğin 2.900 Fiba Şirketler Grubu
2 Mehmet Emin Karamehmet 2.800 Çukurova Holding
3 Şarık Tara 1.600 Enka İnşaat
4 Ali İbrahim Ağaoğlu 1.500 Ağaoğlu Şirketler Grubu
5 Ahmet Zorlu 1.300 Zorlu Holding
6 Ferit Şahenk 1.100 Doğuş Holding
7 Mubariz Gurbanoğlu 1.100 Palmali Grubu
8 Murat Ülker 1.100 Yıldız Holding
9 Murat Vargı 1.100 MV Holding
10 Ahmet Çalık 1.000 Çalık Holding (Başbakan RT Erdoğan’ın damadı..)
11 Filiz Şahenk 1.000 Doğuş Holding
12 Kamil Yazıcı 1.000 Yazıcılar Holding
13 Tuncay Özilhan 1.000 Anadolu Grubu
14 Turgay Ciner 850 Ciner Grubu
15 Bülent Eczacıbaşı 800 Eczacıbaşı Holding
16 Erman Ilıcak 800 Rönesans İnşaat
17 Faruk Eczacıbaşı 800 Eczacıbaşı Holding
18 Olgun Zorlu 800 Zorlu Holding
19 Yalçın Sabancı 800 Ya-Sa Holding
20 Aydın Doğan 750 Doğan Grubu
21 Semahat Arsel 750 Koç Topluluğu
22 Sinan Tara 750 Enka İnşaat
23 Mehmet Rüştü Başaran 700 Habaş
24 Rahmi Koç 700 Koç Topluluğu
25 Recep Sami Yazıcı 700 Diler Holding
26 Suat Günsel 700 Yakındoğu Üniversitesi
27 Ethem Sancak 690 Hedef Alliance Holding
28 Ahsen Özokur 650 Yıldız Holding
29 Deniz Şahenk 600 Doğuş Holding
30 Ömer Dinçkök 600 Akkök Grubu
31 Suna Kıraç 600 Koç Topluluğu
32 Şevket Sabancı 600 Sabancı Holding
33 Serra Sabancı 550 Sabancı Holding
34 Suzan Sabancı Dinçer 540 Sabancı Holding
35 Ahmet Keleşoğlu 530 Selçuk Ecza Holding
36 Çiğdem Sabancı Bilen 510 Sabancı Holding
37 İbrahim Bodur 510 Kale Grubu
38 Hamdi Akın 500 Akfen Holding
39 Kağan Gürsel 500 Kiska Holding
40 Mehmet Hattat 500 Hema Holding
41 Mehmet Torun 500 Torunlar Şirketler Grubu
42 Mustafa Latif Topbaş 500 Bim Birleşik Mağazalar
43 Ünal Aysal 500 Unit Group
44 Ali Dinçkök 450 Akkök Grubu
45 Erdal Aksoy 450 Turcas Petrol
46 Erkut Soyak 450 Soyak Holding
47 Mehmet Cengiz 450 Cengiz Holding
48 Dilek Sabancı 430 Sabancı Holding
49 Sevil Sabancı 430 Sabancı Holding
50 Ali Nuri Çolakoğlu Varisleri 425 Çolakoğlu Metalurji
51 Hasan Çolakoğlu 425 Çolakoğlu Metalurji
52 İbrahim Çeçen 400 IC Holding
53 Mehmet Nazif Günal 400 MNG Holding
54 Nihat Özdemir 400 Limak Şirketler Grubu
55 Nilüfer Çiftçi 400 Akkök Grubu
56 Sezai Bacaksız 400 Limak Şirketler Grubu
57 Vildan Gülçelik 375 Enka İnşaat
58 Erol Üçer 370 Gama İnşaat
59 Uğurhan Tunçata 370 Gama İnşaat
60 Yüksel Erimtan 370 Gama İnşaat
61 Bayram Yusuf Aslan 350 İçdaş
62 Bülent Doğanay Samuray 350 Palmet Enerji
63 Erdoğan Demirören 350 Demirören Grubu
64 İshak Alaton 350 Alarko Holding
65 Lucien Arkas 350 Arkas Holding
66 Arzuhan Doğan Yalçındağ 340 Doğan Grubu
67 Begümhan D. Faralyalı 340 Doğan Grubu
68 Hanzade Doğan Boyner 340 Doğan Grubu
69 Vuslat Doğan Sabancı 340 Doğan Grubu
70 Sema Işıl Doğan 320 Doğan Grubu
71 Sevda Gülçelik 315 Enka İnşaat
72 Ali Nihat Gökyiğit 300 Tekfen Holding
73 Demir Sabancı 300 Sabancı Holding
74 Erol Sabancı 300 Sabancı Holding
75 Feyyaz Berker 300 Tekfen Holding
76 Necati Akçağlılar 300 Tekfen Holding
77 Nuri Özaltın 300 Özaltın İnşaat
78 Ömer Sabancı 300 Sabancı Holding
79 Nurettin Çarmıklı 285 Nurol Holding
80 Ali Rıza Yıldırım 275 Yıldırım Holding
81 Erol Çarmıklı 275 Nurol Holding
82 İnan Kıraç 275 Kıraça Şirketler Top.
83 Mehmet Oğuz Çarmıklı 275 Nurol Holding
84 Yüksel Yıldırım 275 Yıldırım Holding
85 Mustafa Koç 260 Koç Topluluğu
86 Ali İsmail Sabancı 250 Sabancı Holding
87 Ali Koç 250 Koç Topluluğu
88 Demet Çetindoğan Sabancı 250 Sabancı Holding
89 Emine Sabancı Kamışlı 250 Sabancı Holding
90 Emrullah Turanlı 250 Taşyapı İnşaat
91 Nafi Güral 250 Güral Porselen
92 Zafer Kurşun 250 Orjin Grup
93 Zafer Yıldırım 250 Orjin Grup
94 Zeki Zorlu 250 Zorlu Holding
95 Ali Gülçelik 235 Enka İnşaat
96 Ömer Koç 235 Koç Topluluğu
97 Saffet Ulusoy 230 Ulusoy Holding
98 Yılmaz Ulusoy 230 Ulusoy Holding
99 Nezih Barut 225 Abdi İbrahim
100 Feyman Yaşar 220 Yaşar Holding
(AA, 16.11.12)

=================================================

Dostlar,

Türkiye, bizim LANETLİ ÇEMBER adını verdiğimiz kabul edilemez bir gelir dağılımı / dağılmazlığı.. yaşıyor.  Toplumsal barş ve hızlı kalkınma için bu “lanetli çember” in kırılması gerek. İslam dini de bunu buyuruyor. Ama 10 yıllık “müslüman AKP iktidarı” döneminde tablo daha da beter oldu. Bu konuda Gini katsayısı ve
Lorenz eğrisi temelli değerlendirmeler daha önce sitemizde yer aldı.

Türkiye, atacağı her adımda, bu lanetli çemberi iyileştirici olma,
en azından kötüleştirmeme koşulunu ısrarla ve stratejik düzlemde kollamalı.

Adımların başında;

  • piyasa ekonomisi değil, kamu öncülüğünde ılımlı devletçilik geliyor.
  • Bir de bölgesel dengeli, planlı kalkınma ve de can alıcı derecede önemli olanı
  • NÜFUS PANLAMASI..

HER AİLEYE 1 ÇOCUK.. Başka yolu yok..

Bir de Başbakan Erdoğan’ın şu sözleri var :

Sermaye ciddi manada el değiştiriyor“!

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan,” İstanbul sermayesinin kendileriyle siyaseten anlaşamadığını..” söyledi.
(http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/15752853.asp, 11 Eylül 2010)


(The Forbes , TÜİK ve İstanbul Ticaret-Sanayi Odası verileri)

Sevgi ve saygı ile.
17.11.12, Ankara

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

YOKSULLUK – YOKSULLAŞtırMA ve SAĞLIK / Poverty, Making Poor & Globalisation

YOKSULLUK_ve_Saglik_6.2.2009