Etiket arşivi: gelir dağılımı

Prof. Halil Çivi’den Kısa Politika Notları

Prof. Dr. Halil Çivi
İnönü Üniv. İİBF Eski Dekanı
Halk Şairi

  • Eğer bir ülkede dinsel ve ırkçı kör cehalet ile siyasal ve ideolojik fanatizm işbirliği yaparsa o ülkeye huzur, barış ve istikrar gelmez.

***
Partilerin Mahalle seçimlerinde yargı denetimi yok. İl ve ilçe başkanları kendilerine karşı oy vereceği düşünülen üyeleri aidat (ödenti) eksikliği ya da başka bahanelerle (gerekçelerle) üyelikten atabiliyor. Böylece iktidar yanlısı delege ağaları doğuyor. Fikir, ideoloji tartışması olmuyor. Çarşaf liste yerine farklı blok listelerle üyeler arasında kamplaşma ve huzursuzluk yaratılıyor. Acil üye listesi düzenlenirken çakma üyelerle seçim manipüle edilebiliyor (yönlendirilebiliyor)

Kendi parti içi seçimini adil, ahlaklı ve dürüst yapamayan ya da yapmak istemeyen bir siyasal partinin, ulusal seçimde fırsat eşitliği ve adalet beklemesi ne denli tutarlı??

  • “Etme kulum, bulursun zulüm!”

CHP bir kişi partisi değildir; Ülkemizin Kurucu ideolojisinin mimarıdır.
Akla, bilime, hukuka, laikliğe ve sosyal demokrasiye dayalı bir fikir ve kitle partisidir…
Tartışmalar, fikir ve iktidar umudu veren politikalar üretme üzerine olmalıdır.
***

A- YOZ SİYASET

Hay dediler, huy dediler,
Çoğunluğa uy dediler.
Devlet malı deniz olmuş,
Domuz(1) olma, soy dediler.

B- GELİR DAĞILIMI

Haydan gelen huya gider(2).
Kodamanlar toya(3) gider,
Yoksulun yol parası yok,
Zenginimiz aya gider.

C- MAŞA (4)

Hay!!! diyerek koştururlar,
Huy!!! diyerek coşturururlar,
Dolduruşa gelenleri,
Çirkefe bulaştırırlar.
Xxx

(1)- “Devletin malı deniz, yemeyen domuz” diye bir atasözümüz var.
(2)- Kolay (emeksiz) kazanan kolay harcar.
(3)- Toy; ziyafet, şölen, eğlence, düğün.
(4)- Maşa dururken elini ateşe sokmamak. Hukuk, ahlak dışı pis – kirli işleri cahillere yaptırmak.
– Kodaman, servet ve makam sahibi, sözü geçen, itibarlı.

Hukukun Üstünlüğü Kalmadı

Hukukun Üstünlüğü Kalmadı

Prof. Dr. Sibel ÖZEL
Marmara Üniv. Hukuk Fak.

Cumhuriyet, 01 Aralık 2020

Hukukun üstünlüğü kavramı, son yıllarda herkesin dilinde olup neyi ifade ettiği tam olarak içselleştirilmeyen soyut ve uzak bir terim olarak ortaya çıkmaktadır. Oysa kavramın anlamı ve işlevi ülke kalkınması ile olan doğrudan ilişkisi çok açık olarak belirlenebilmektedir. World Justice Project, her yıl ülkelerin hukukun üstünlüğü derecesini, kavramın bünyesinde barındırdığı faktörler üzerinden raporlamaktadır. 2020 endeksinde Türkiye, 128 ülke içinde 107. sırada yer almıştır. İlk on ülke Danimarka, Norveç, Finlandiya, İsveç, Hollanda, Almanya, Yeni Zelanda, Avusturya, Kanada ve Estonya’dır. Endekste hukukun üstünlüğü dört evrensel prensibi bünyesinde barındıran kanunların, kurumların, normların, toplum dayanışmasının sağlam bir sistemi olarak tanımlanmıştır.  Bu evrensel prensipler şunlardır:

  • Hesap verebilirlik: Özel sektör gibi hükümet de hukuken sorumlu tutulabilmelidir.
  • Adil hukuk kuralları: Kanunlar açık ve net, kamuya ilan edilmiş ve istikrarlı olmalı; tam olarak uygulanmalı ve temel hakları korumalıdır.
  • Açık yönetim: Kanunların yasalaşması, yürütülmesi ve uygulanması erişime açık, adil ve etkili olmalıdır.
  •  Erişilebilir ve tarafsız uyuşmazlık çözümü: Adalet ehil, ahlaklı ve bağımsız temsilciler tarafından yerine getirilmelidir.

EN KÖTÜ ALAN YETKİ DENETİMİ

Hukukun üstünlüğü hukukçuların tekelinde bir kavram değildir. Güvenlik, haklar, adalet ve yönetim meseleleri herkesin günlük hayatını etkilemektedir. Dolayısıyla hukukun üstünlüğünün yürürlükte olması, endekste vurgulandığı üzere yolsuzluğu azaltacak, hastalık ve yoksullukla mücadele edecek ve insanları her türlü adaletsizlikten koruyacaktır. Hukukun üstünlüğü endeksi, 8 faktör üzerinden değerlendirme yapmaktadır :

  • Hükümet yetkileri üzerindeki sınırlamalar: Burada hükümet yetkililerinin ve görevlilerinin kanunla, yargıyla ve bağımsız denetim organlarıyla etkili bir şekilde sınırlandırılması değerlendirilmektedir. Türkiye’nin en kötü notu bu alandadır ve 128 ülke arasında 124. sıradadır.
  • Yolsuzluğun olmayışı: Yasama, yürütme, yargı organındaki kamu görevlileri ile polis ve askeriyedeki kamu görevlilerinin, kamu görevini özel amaçları için kullanmamasıdır. Türkiye 60. sıradadır.
  • Açık yönetim: Kanunların ve hükümet bilgilerinin kamuya açık olması, sivillerin katılımı ve şikâyet mekanizmaları değerlendirilmektedir. Türkiye 97. sıradadır.

    Temel Haklar: Eşit muamele ve ayrımcılık yasağı, adil yargılanma, ifade özgürlüğü, toplanma ve örgütlenme özgürlüğü, temel işçi hakları bu bölümde ele alınmaktadır. Türkiye’nin en kötü olduğu alanlardan biri de budur ve 123. sıradadır.

  • Düzen ve güvenlik: Suçun etkili bir şekilde kontrolü, özel hukuk ihtilaflarının etkili bir şekilde sınırlandırılması bu bölümde işlenmektedir. Türkiye 77. radadır.

    Mevzuatın uygulanması: Hükümet tasarruflarının etkili bir şekilde uygulanmasıdır. Türkiye 110. sıradadır.

  • Hukuk yargısı: Özel hukuk adaletinin gecikmeden, ayrımcılık gözetmeksizin uygulanmasıdır. Türkiye’nin yeri 103’tür.
  • Ceza yargısı: Ceza kovuşturma ve yargı sisteminin etkili, tarafsız, hükümet tasarruflarından bağımsız olarak işlemesidir. Türkiye 85. sıradadır.

ÜRKÜTEN MANZARA

Endeks, bölgesel ve gelir dağılımına göre de bir değerlendirme yapmaktadır. Türkiye Doğu Avrupa ve Orta Asya bölgesinde 14 ülke arasında sonuncudur. Gelir dağılımına göre yapılan listede ise Türkiye orta-üst gelir grubu içindeki 42 ülke arasında 40. sıradadır. Yüksek gelir grubunda yapılan sıralama gelişmiş ülkelerin hukukun üstünlüğü sıralamasında da üst sıralarda olduğunu göstermektedir. Bu durum hukukun üstünlüğü ve kurumsal yapıların kalkınmaya yol açtığını göstermektedir.

Zira bağımsız ve şeffaf bir yargı sistemi, hukukun ayrım gözetmeksizin herkese eşit biçimde uygulanması, yöneticilerin ayrıcalıksız olarak hukuk kurallarıyla bağlı olması ve etkin kurumsal yapılar ekonomik gelişmeye yol açmakta; küçük işletmelerden azınlık gruplarına, tüketicilere kadar herkesin yararına olmakta ve yatırımcıların gelişimine katkıda bulunmaktadır. Bağımsız ve erişilebilir bir yargı sistemi özel hukuk ilişkilerinde sorunların adil ve öngörülebilir bir süreçte çözümlenebileceğini, mülkiyet haklarının hukuken güvencede olduğunu garanti altına almaktadır.

HUKUK HERKESE LAZIM

İyi işleyen bir hukuk sistemi, küçük işletmelerin gelişimini ve kayıtlı ekonomiye daha fazla firmanın girmesini temin etmektedir. Kayıtlı ekonomideki artış da yeni istihdam alanları yaratarak işsizliği azaltmakta ve vergi tahsilatını artırmaktadır. İstikrarlı, öngörülebilir ve hesap sorulabilir bir hukuk düzeni uluslararası yatırımcılar için de çekim alanı oluşturmaktadır. 25 Eylül 2015’de kabul edilen “Birleşmiş Milletler Genel Kurulu Sürdürülebilir Kalkınma için 2030 Ajandası” yoksulluğun sonlandırılması, gezegenin korunması ve herkes için refahın sağlanmasına yönelik 17 hedef belirlemiştir.

Bu sürdürülebilir kalkınma hedeflerinden 16.sı “Barış, Adalet ve Güçlü Kurumlar” başlığını taşımakta ve her seviyede etkili, hesap verebilir kurumların inşası için barışçıl ve kucaklayıcı toplumların gelişimine hizmet etmektedir. Bu hedefin gerçekleşmesi hukukun üstünlüğü ile mümkün olacaktır. Dolayısıyla Türkiye’nin kalkınması ve refah seviyesinin artması için hukukun üstünlüğünün önemi kavranmalı ve “hukuk bir gün size de lazım olur” düşüncesinden uzaklaşılarak kavramın içeriği ve uygulaması içselleştirilmelidir.

Bu itibarla Endekste Türkiye’nin yeri, durumun vahametini gösteren bir olgu olarak kabullenilmelidir. Sorunun doğru tanımı çözüm imkânlarını geliştirecektir. “Adalet mülkün temelidir” sözünü yüzyıllardır dillendiren bir toplumda, hukukun üstünlüğü bütün ilke ve kurumlarıyla hayata geçmezse “mülkün” temelinin sarsılacağı anlaşılmalıdır.

PROF. DR. AHMET SALTIK BAMBAŞKA BİR GERÇEĞİ SÖYLÜYOR:

PROF. DR. AHMET SALTIK BAMBAŞKA BİR GERÇEĞİ SÖYLÜYOR:

SALGIN BAYRAM SONRASI İNİŞE GEÇEMEZ, ÇÜNKÜ…….

Prof. Dr. Ahmet Saltık, başta Bilim Kurulu Üyeleri olmak üzere resmi açıklamaların epeyce dışından yaklaşımlarla gündemi sarsacak açıklamalarda bulundu.

Habertürk yazarı Muharrem Sarıkaya, Saltık’ın hangi çıkışı üzerine yazısını geri çekti?

Saltık ”Pandemi inişe geçti, bayram sonrası durum daha anlaşılır boyutlara inecek.” açıklamalarını doğru bulmuyor ve

”Halka boşuna umut vermeyin.” diyor.

O zaman salgının geriye çekilmeye başlayacağı tarih ne?

Bilim Kurulu Üyeleri’nin şu anda toplumun %30’u bağışıklık kazandı açıklamaları niçin gerçekçi değil?

Toplumun 16 milyonluk bir kesimi açlık sınırının altında yaşarken, bağışıklık kazanmak mümkün mü?

Belediyeler Ramazan boyunca niçin et, süt ve peynir dağıtmalı? Ve diğer çarpıcı ayrıntılarla beraber

Prof. Dr. Ahmet Saltık yayınımıza konuk oldu…………. (31 dakika)

****
ORTAK AKIL PLATFORMU‘nun yetenekli, deneyimli ve çalışkan basın emekçisi Sn. Ferhan ŞAYLİMAN, dün 27 Nisan 2020 günü öğlen saatlerinde bizimle yukarıdaki söyleşiyi yaptı..

COVID19‘un geçiren insanlarımızın bağışık yanıt geliştirerek direnç kazanmaları son derece önemli salgını yenebilmek için..

Ne var ki, bilinmezler çok.. Yeni koronavirüs bulaşına (enfeksiyonuna) karşı gelişecek bağışık yanıtın oranı, derecesi, kalıcılığı, koruma gücü bilinmiyor.

Bir de, Türkiye’de, özellikle son 18 yıldır izlenen politikalarla YOKSULLUĞUN daha da yaygınlaştığı acı bir gerçek.

  • Nüfusumuzun %40’ı yoksulluk sınırı altında.

Dün yayınlanan verilerle 4 kişilik bir ailenin yoksulluk sınırı aylık 7 bin TL’yi geçti.. Asgari ücretin 3 katı!

Türkiye’de gelir dağılımı dünyanın en adaletsizlerinden. 36 OECD ülkesi arasıunda en diplerde. Nüfusumuzun %1’i, 800 bin elit insan, ulusal gelirimizin %54’üne el koyuyor..

Resmi işsizlik 4,5 milyonu aşıyor. Geniş kapsamlı işsizlik 7 milyonu aşıyor..

2020 bütçesi 1,1 Trilyon TL ve 140 milyar TL açık (borçlanma) var Bütçe yasasında.

Yine 2020 bütçesinde her 8 TL’den 1’i BORÇ FAİZİ!

2020 beklenen ulusal gelirinin 1/4’ü (%23) borç ödemesine gidecek.

  • Halkın beslenme sorunları var yaygın biçimde..

    Yeterli – dengeli beslenme olmaksızın BAĞIŞIK SİSTEMDEN yeterli direnç, hastalıkla savaş gücü beklenemez.. Dolayısıyla hastalığı geçirenlerin yeterince bağışık olması da..

Bu önemli bir handikap Türkiye için genel olarak ve özelde de yaşadığımız salgın ile başetme bakımından..

Bu dönemde toplum beslenmesini iyileştirecek sosyal programlara gereksinim var.

Sn. Şayliman sordular, biz de bilimsel bilgilerimizi kanıta dayalı olarak sunmaya çabaladık.

ORTAK AKIL PLATFORMU Yöneticisi Sn. Enis TÜTÜNCÜ’ye ve bize bu söyleşi fırsatını veren Sn. Ferhan Şayliman’a teşekkür ederiz.

Sn. Şayliman ile bir önceki söyleşimiz aşağıdaki başlığı taşıyordu :

izlenmesini, paylaşılmasını.. yararlı olmasını diliyoruz..

Sevgi ve saygı ile. 28 Nisan 2020, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc

Hekim, Sağlık Hukuku Bilim Uzmanı
Kamu Yönetimi – Siyaset Bilimci (SBF-Mülkiye)

www.ahmetsaltik.net     profsaltik@gmail.com

2020 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇESİ

2020 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇESİNİN ÖNCEKİ YILLARA AİT GERÇEKLEŞMELERLE BİRLİKTE İNCELENMESİ VE KAMU MALİYESİNE GENEL BAKIŞ

Mahmut ESEN
Mülkiye Başmüfettişi (E)

  • “Sayamadığınız, ölçemediğiniz hesaplayamadığınız olayları tanıyamazsınız.” Galileo Galilei 

 IGİRİŞ

21.12.2019 gün ve 7197 sayılı 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu, 31.12.2017 gün ve 30995 sayılı (M) RG’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

Orta Vadeli Program ve Orta Vadeli Mali Planda (2019-2021) belirlenmiş politika, hedef/ önceliklere göre ve özel mevzuatına göre hazırlanmış olan 2020 Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifinin, TBMM yapılan görüşmeler sonucunda kayda değer bir değişikliğe uğramadan aynen kabul edildiği görülmüştür.

Ülke ve ulus sorunların saptanması ve alınması gereken önlemler açısından; kamu gelirlerinin toplanması, giderlerin gerçekleştirilmesi, açıkların finansmanı, kamunun varlık ve borçları ile öbür yükümlülüklerinin yönetimini kapsayan kamu maliyesinin durumunun iyi bilinmesi ve gelişmelerin yakından izlenmesi özel bir önem taşımaktadır.

Bu bağlamda merkezi yönetim bütçesi yasaları, tasarı/gerekçeleri ve ekleriyle birlikte güncel nitelikli, önemli bilgileri içermektedir.

Bu yüzden yazımızda 2020 yılı merkezi yönetim bütçesinin gelir, gider ve bütçe dengesi rakamlarının; 2017-2019 yıllarına ait gerçekleşmeler ışığında değerlendirilmesi yapılmakta, kamu maliyesini ilgilendiren konularda fikir açıklamasında bulunulmadan önce bilinmesi ve el altında tutulması gerektiği düşünülen, en önemli/ somut bilgi notlarına dikkat edilmesi amaçlanmaktadır. 

II-2020 YILINA AİT TEMEL EKONOMİK GÖSTERGELER  (HEDEFLER)

Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Strateji ve Bütçe Başkanlığınca hazırlanmış ve Cumhurbaşkanınca 4.10.2019 tarihinde onaylanmış olan Orta Vadeli Programla (OVP) belirlenmiş olan 2020-2022 dönemini kapsayan makro-ekonomik göstergelerdeki gerçekleşme durumları ve gerçekleşme kestirimleri ve program hedefleri Tablo 1’de gösterilmiştir. (Tablolar ayrıca pdf olarak görüntülenebilir : 2017-2020_Butce_Irdelemesi_Tablolar

Tablo 1. 2017- 2020 Yıllarına Ait Temel Ekonomik Göstergeler.  

  2017

 

2018

 

2019
(Ger. Tah.)
2020 (Program)
GSYH (Milyar TL) 3.107 3.724 4.269 4.872
Kişi Başına Gelir (GSYH, ABD Doları) 10.602 9.693 9.063 9.738
GSYH Büyümesi (%)   7,4 2,8 0,5 5
İşsizlik Oranı (%) 10,9 11 12,9 11,8
İTHALAT (CIF)  (Milyar ABD Doları) 233,8 231,2 207,8 231,5
İHRACAT  (FOB) (Milyar ABD Doları) 157 176,9 181,4 190
DIŞ TİCARET DENGESİ
(Milyar ABD Doları)
-76,8 -54,3 -26,4 -41,5
CARİ DENGE
(Milyar ABD Doları)
-47,4 -27 1 -9,6
DEFLATÖR (%)(GSYH’da Sabit Fiyatlarla Artış Oranı)   10,8 16,4 14,1 8,7
TÜFE (Yıl Sonu  %) 11,9 20,3 12 8,5

Kaynak: Orta Vadeli Program  (2020-2020 )

OVP Yer Alan Temel Ekonomik Büyüklüklere Göre: GSYH ( Cari Fiyatlarla)

2018’de 3,724 trilyon TL olarak gerçekleşmiş olan GSYH’nın; 2019’da (% 14,6 artışla) 4,269 trilyon TL,  2020’de ise (% 14,1 artışla) 4,872 trilyon TL ulaşması beklenmektedir.

Kişi Başına Gelir (GSYH, Dolar)

2018’de 9.693 $ olan kişi başına gelirin 2019’de 9,093 Dolara düşmesi kestirilmiş, 2020’de ise 9.738 Dolara yükselmesi programlanmıştır.

Dış Ticaret (Milyar Dolar)

2018’de 176,9 milyar $ olarak gerçekleşmiş ihracatın (%2,5- 4,7 artışla) 2019’da 181,4 milyar Dolara, 2020’de 190 milyar Dolara yükselmesi beklenmektedir.

2018’de 231,2 milyar Doları olarak gerçekleşmiş ithalatın; 2019 yılında % 10 oranında düşmesi, 2020 yılında da 2018 yılındaki düzeye gelmesi kestirilmektedir.

2018’de 54,3 milyar $ olan dış ticaret açığının 2019’da 26,4 milyar $, 2020 yılında ise 41,5 milyar $ olarak süreceği öngörülmüştür.

2019’da (% 76) olan ihracat/ithalat oranının, 2019 yılında % 87,3 ve 2020 yılında ise % 82 olması beklenmektedir.

Cari İşlemler Dengesi (Milyar Dolar)

2018’de 27 milyar $ açık veren cari işlemler dengesinin, 2019’da 1 milyar $ fazla vereceği, 2020’de yeniden açık vereceği, açık miktarının 9,6 milyar $ olacağı tahmin edilmekte / programlanmaktadır. Açığın ulusal gelire oranının 2019’de 0,1 milyar $ olması beklenekte, 2020’de ise -1,2 milyar $ olarak programlanmıştır.

2018’de %-3,4 olan cari açık 2018 sonunda % 20 olarak gerçekleşmiş TÜFE’nin 2019’da %12 oranında değişmesi kestirilmekte, 2020 yılı ise  %  8,5 artış olacak biçimde programlanmıştır.

2018’de % 11 olan işsizlik oranının 2019’da % 12,9 ve 2020’de %11,8 olması öngörülmüştür.

III- 2020 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇESİ

A-Bütçe Giderleri

a)-Ekonomik Sınıflandırmaya Göre Giderler

2017-2019 yıllarına ait merkezi yönetim bütçelerindeki giderlerinin ekonomik sınıflandırmaya göre kestirim / gerçekleşme durumları; 2020 yılı giderlerindeki kestirimler ile 2020/2019 gider gerçekleşme değişim oranlarına Tablo 2’de yer verilmiştir.

Tablo 2. Ekonomik Sınıflandırmaya Göre M.Y. Bütçe Giderlerinde 2017- 2019 Yılları Bütçe Gerçekleşmeleri ve 2020 Yılı Kestirimleri (Milyar TL)

      Ekonomik Sınıflandırmaya Göre Giderler 2017 YILI BÜTÇESİ 2018 YILI BÜTÇESİ 2019 YILI BÜTÇESİ 2020 YILI BÜTÇESİ
Tahmin Gerçekleşme Gerç.Or . (%) Tahmin Gerçekleşme Ger. Or.

(%)

Tahmin Gerçekleşme Ger.Oranı

(%)

Tahmi

N

 

2020/

2019 Değ. Or.

1-Faiz Dışı Giderler 587,6 621 105,6 691 756,5 109,5 843,6 899,5 106,6 956,5 106,3
  Personel 162,6 162,1 99,7 183,1 200 109,7 247,3 249,8 101 282,5 113
SGK Devlet Primleri 27,1 27,2 0,3 30,8 34,4 111,6 43,3 43 93,3 48,1 111,9
Mal ve Hizmet Alımları 52,1 63,5 122 66 71,7 108,6 67,5 84,1 124,6 75,5 89,7
Cari Transferler (Sağlık, emeklilik ve sosyal yardımlar, mahalli idare payları, tarımsal destekler vb.) 249,7 271 108,5 299,4 323 107,9 391,3 400,2 102,3 451,1 112,7
Sermaye  (Yatırım) Giderleri 66,2 70,5 106,5 68,8 88 127,9 54,4 80,5 148 56 69,6
Sermaye Transferler (Mahalli idareler v.b. kuruluşlara yapılan) 10,5 12,9 123 15,3 16,7 109,3 10 16,3 163 6,8 41,7
Borç verme 12,9 13,3 103 20,2 21,6 107,1 21,7 24,4 112,4 27 110,6
Yedek Ödenekler 6,4 0 0 7,3 0 0 7,8 0 8,7
2- Faiz Giderleri 57,5 56,7 98,6 71,7 74 103,2 117,3 99,9 85,2 139 139
GİDER BÜTÇESİ TOPLAMI 645,1 677,7 105 762,7 830,4 108,9 960,9 999,5 103,6 1095,4 109,6

Not: 1-Küsuratlar yuvarlatılmıştır.
Kaynak: 2020 Yılı MYBK Teklifi/ Gerekçesi; Muhasebat Gn. Md. MYB İstatistikleri.

Merkezi yönetim bütçesi giderleri 2017’de 32,6 milyar TL (%5) artışla 677,7 milyar TL olarak; 2018 yılı bütçesi 67 milyar TL ( %8,9 ) artışla 830,4 milyar TL olarak, 2019 yılı bütçesi ise 169,1 milyar TL (% 20) artışla gerçekleşmiştir. 2020 yılı bütçe giderleri de 2019 yılı gerçekleşmelerine göre 95,9 milyar TL artışla ( % 9,6 ) 1095,4 milyar TL olarak kestirilmiştir.

2020 yılı merkezi yönetim bütçesinde de, önceki yıllarda da olduğu gibi, en büyük payı cari transfer giderleri oluşturmaktadır. Cari transfer giderlerini personel giderleri izlemektedir. Gider büyüklükleri sıralamasında 3. sırayı 139 milyar TL ile (gider bütçesi toplamının % 12,6’sını oluşturan) faiz giderleri almıştır.

Bütçe kestirimlerinde önceki yıl gerçekleşme rakamlarına göre sermaye giderleri, mal ve hizmet alım giderleri ile sermaye transfer harcamaların da % olarak 10,3-58,3 arasında değişen yüksek oranlı düşüşler dikkat çekmektedir.

Cari Transferler

Bütçe giderleri arasında en büyük payı oluşturduğu için cari transfer giderlerine ilişkin bütçe kestirim (tahmin) ve gerçekleşmeleri özel bir önem taşımaktadır.

2017 ve 2018 yılı bütçelerinde cari transfer giderleri kestirimlerinin % 8 – 8,5 oranında artışla gerçekleştiği, bütçe giderlerinin gerçekleşme oranlarını da etkileyecek boyutta hata yapıldığı görülmektedir.

2019 yılına ait cari transfer giderleri % 2,3 artışla gerçekleşmiştir.

2020 yılında cari transferler için % 12,7 oranında artışla 451,1 milyar TL olarak öngörülmüştür. Bu rakam toplam bütçe giderlerinin % 41,2’sine karşılık gelmektedir. Üstelik bu oran salt 2020 yılına özgü değildir ve önceki yıllarda da giderlerin % 39- 40’ını cari transferler oluşturmaktadır.

Bilindiği üzere transfer ödemeleri, sermaye birikimi hedeflemeyen ve cari nitelikli mal ve hizmet alımını finanse etmek amacıyla yapılan karşılıksız ödemeleri kapsamaktadır.

Nitelikleri ve bütçedeki payının büyüklüğü nedeniyle kamu maliyesi hakkında daha somut bilgiler elde edilebilmesi için cari transfer giderlerinin ayrıca incelenmesinde yarar bulunmaktadır.

Bu bağlamda özlü bir inceleme, sağlıklı bilgi edinilmesi için 2016-2019 yıllarında cari transfer harcamalarındaki gerçekleşmelere Tablo 3’de yer verilmiştir. 

Tablo: 3 Merkezi Yönetim Bütçelerindeki 2016-2019 Yıllarına Ait Cari Transfer Harcamaları Birikiml, (Kümülatif) Gerçekleşmeleri  (Milyar TL)

  05-CARİ TRANSFERLER YILLAR
S. No           2016 2017 2018 2019
224,8 271    323 400,2
1 Görev Zararları 46,8 63,9 80,9 8
-KİT’ler, TCZB/ T.Halk B., SYDTF vb. yapılan ödemeler.

– SGK  (Sigorta prim vb. destekler)

5,3

41,4

          6,8

57,1

6,1

74,8

8

2 Hazine Yardımları 75,7 87 87,5 219,5
-SGK’ ya Yapılan Yardımlar

-Yerel Yönetimlere Yapılan Hazine yardımları (Denkleştirme ödeneği, İl Özel İda. görevli  eski Köy. Hiz. Md. per. üc. ödemeleri,  cadde ve sokak aydınlatma hizmetleri )

-Diğer Hazine Yardımları (DFİF/İşsizlik Fonu, Gençlik Spor İl Md. vb.)

66,2

 

1,6

 

7,9

76,3

 

1,7

 

9

75,2

 

2

 

9,8

202,8

 

1,7

 

14,9

3 Kar Amacı Gütmeyen Kuruluşlara Yardım (Siyasi partiler, dernekler, Ulusal Fon vb.) 2,4 3,4 3,4 5,9
4- Hane Halkına Yapılan Transferler 35 41,4 51,8 61,9
   -Hane Halkına Yapılan Transferler  (Burs,eğitim,yiyecek,sağlık,barınma)

-Tarımsal Destekleme Ödemeleri

-Sosyal Amaçlı Transferler (Vatani Hizmet Aylıkları, Şehit Dul Ve Yetimlere İkramiye ve Ek Ödemeler, SHÇEK, 2022 sayılı Kanun Aylık Ödemeleri ve Diğer Sosyal Amaçlı Yardımlar)

-Hane Halkına Yapılan Diğer Transferler [ Strateji ve Bütçe Bşk. teşvik ödemeleri, Kobi desteği, doğal afetten zarar gören çiftçilere yardım, bireysel emekliliğe Devlet katkısı,  diğer (köprü garanti geçiş ödemeleri dahil) (x) )]

5,4

11,5

10,8

 

 

7,2

6,2

12,7

12,3

 

 

10,1

7

14,5

13,7

 

 

16,2

6,6

16,9

19,8

 

 

18,5

8 Yurt dışına Yapılan Transferler (Kıbrıs/ Uluslararası kuruluşlara katılım payları) 2,2 2,6 3,2 4
9 Gelirden Ayrılan Paylar 62,6 72,6 96,1 100,6
– Mahalli İdareler Payları

-Fon payları (SSDF/SYDTF vb.)

-Gelirden Ayrılan Diğer Paylar  (TOKİ/TBB/TOBB/TSEK vb.)

52,1

10,1

0,3

60,7

11,5

0,3

72,5

23

0,3

76,5

23

0,4

 (x)Köprü / otoyol / tunel vb. büyük projelerde yüklenicilere tanınmış geçiş-gelir garantisi bağlamındaki kimi ödemeler de bu bölümden yapılmaktadır.  (https://tusiad.org/tr/yayinlar/raporlar/item/10252-tusiad-merkezi-yonetim-butcesi-takip-raporu)

                 Küsuratlar yuvarlatılmıştır.
Kaynak: Muhasebat Gn. Md. Merkezi Yönetim Bütçe İstatistikleri.

Tablo incelenmesinden de anlaşılacağı üzere, cari transfer giderlerinin yarısından çoğu tek başına SGK’ya yapılmaktadır. Bu rakamlar aynı zamanda merkezi yönetim gider bütçelerinin % 20’sine karşılık gelmektedir. Bu yüzden, merkezi yönetim bütçesi açısından en büyük “kara deliğin” SGK olduğu görülmektedir.

Sosyal Güvenlik Kurumu giderlerinin anımsatılması / konunun somutlaştırılması ve bütüncül olarak değerlendirilmesi bağlamında SGK’nın 2015-2018 yılları gerçekleşen gelir/ gider bütçeleri rakamları Tablo 4’te gösterilmiştir.

Tablo 4. SGK 2015 – 2018 Yılları Gelir/ Gider Bütçeleri (Milyar TL) 

 S.No

    

  2015 2016 2017 2018
    1- GELİRLER TOPLAMI 220,1 255,8 288,3 369,2
    2- GİDERLER TOPLAMI 231,5 276,5 312,7 384,9
SGK’dan Hane Halkına Yapılan Fayda Ödemeleri

  – Emekli Aylık Ödemeleri (Malullük, Yaşlılık ve Ölüm Aylıkları ,% 4 Ek Ödemeler, İkramiyeler, 2022 s.k. göre bağlanmış aylıklar vb.)

-Sağlık Giderleri (Tedavi, ilaç ve sağlık malzemesi giderleri)

-Diğer Giderler

 165,6

 

 

59,4

6,5

201,4

 

 

68

7

229,1

 

 

77,6

6

286,4

 

 

91,5

7

3- GELİR-GİDER DENGESİ -11,4 -20,6 -24,4 -15,7
4-  BÜTÇE TRANSFERLERİ 79 108 128,1 148,3

Küsuratlar yuvarlatılmıştır.

Kaynak: SGK 2015-2018 Yılı Faaliyet Raporları.
Sayıştay 2015-2018 Denetim Raporları.
2020 Yılı Bütçe Gerekçesi.
SGK 2018 Aylık İstatistik Bilgileri.

Tablo incelemesinden de anlaşılacağı üzere, incelemeye esas alınan yıllarda

  • SGK’nın gelirlerinin giderlerini karşılayamadığı, her yıl bütçe açığı verdiği;
  • bu yüzden SGK ya merkezi yönetim bütçesinden görev zararları ve Hazine yardımları kapsamında, her yıl artan miktarlarda bütçe transferi yapıldığı görülmektedir.

 (2018 yılı merkezi yönetim bütçesi gider toplamı 999,4 milyar TL olarak gerçekleşmiştir. Merkezi yönetim bütçesinden SGK’ya yapılmış olan 148,3 milyar TL bütçe transferi elimine edildiğinde (AS: dışlandığında); SGK 2018 yılı gider bütçesinin, merkezi yönetim gider bütçesinin % 45,2 oranındaki büyüklüğe eriştiği anlaşılmaktadır.)

Mal ve Hizmet Alımları

2017, 2018 ve 2019 yıllarında mal ve hizmet alım giderleri bütçe ödeneklerindeki gerçekleşmeler (%8,6-24,6 arası değişen oranlarda) kestirimlerin üzerinde olmuştur.

Özellikle MSB ve öbür mal ve hizmet alımlarında öngörülenlerin üzerinde artış gerçekleşmiştir.

Önceki yıllara ilişkin verilere karşın 2020’de mal ve hizmet alım ödeneklerinde, artış bir yana, 2019’a göre % 10,3 oranında daralma öngörülmüştür.

Sermaye (Yatırım) Giderleri

Sermaye giderleri kestirimleri 2017’de %  6,5 ve 2018’de %  27,9 ve 2019’de ise %  48 oranlarında artışlarla gerçekleşmiştir.

2020 yılı sermaye giderler için önceki yıl gerçekleşmelerinin de altında kalan 56 milyar TL ödenek ayrılmıştır. 2020 yılı sermaye gider kesririmlerindeki bir önceki yıl gerçekleşmesine göre düşme oranı % 30,4’tür

Kamulaştırma giderleri dışında 51,5 milyar TL olan merkezi yönetim yatırım ödeneklerinin yarısından çoğu (% 52,6) ulaştırma – haberleşme ile öbür kamu hizmetleri (iktisadi/sosyal) sektörleri arasında paylaştırılmıştır. Yatırımlar için eğitime (%21), tarıma (% 9,1 ), sağlık için (% 11,6) oranında ödenek ayrılmıştır. Öbür sektörlerin (imalat, madencilik, enerji, turizm, konut) tümü için ayrılabilmiş ödeneklerin toplamı 2,7 milyar TL olup yatırım ödeneklerinin yalnızca % 5’i oranındadır.

Öte yandan, 2020 yılı yatırım giderleri için ayrılmış olan 51,5 milyar TL ödeneğin merkezi yönetim kapsamındaki 224’ü aşkın kuruluşa dağılımının incelenmesinde; ödeneğin % 70’nin (9) kurum arasında paylaştırıldığı görülmektedir. Bu kuruluşlar için asgari 1,2 ve azami 8,3 milyar TL olacak biçimde ödenek ayrılmıştır. Yatırım ödeneklerinin büyüklüğü ile öne çıkan bu kuruluşlar, (ödenek miktarlarına göre sıralamaya göre) Ulaştırma ve Alt Yapı Bakanlığı, DSİ, MEB, KGM, Sağlık/ EGM/ Gençlik ve Spor/ Kültür ve Turizm bakanlıkları veya genel müdürlüklerdir.

Öte yandan AKP hükümetlerinin prestijli projelerinden olan Köylerin Altyapısının Desteklenmesi Projesi (KÖYDES)  için 1,4 milyar TL, ayrıca Belediyelerin Su Kanalizasyon ve Altyapı Projesi (SUKAP)  için de 837 milyon TL ödenek ayrılmıştır.  (2020 Bütçe Gerçekleşmeleri, Kamu Mali Yönetim Gn. Md.)

Bilindiği üzere kamu yatırımların bir bölümü de kamu-özel işbirliği (KÖİ) yöntemi ile gerçekleştirilmektedir. Bu tür işbirliklerinin kurulması ile kamu altyapı ve hizmetlerinin tasarlanması, finanse edilmesi, inşa edilmesi, işletilmesi ve bakımı amaçlanmaktadır.

Ülkemizde gerçekleştirilen KÖİ projelerinde 4 farklı KÖİ modeli kullanılmaktadır. Bu modeller arasından en çok kullanılanları 111 ve 110 projeyle Yap-İşlet-Devret ile İşletme Hakkı Devri yöntemleridir. Bunları (20) projeyle Yap-Kirala-Devret ve (5) projeyle Yap-İşlet modelleri izlemektedir.

KÖİ modeliyle gerçekleştirilen projelerin yatırım tutarlarının sektörel dağılımına bakıldığında 21,6 milyar ABD Doları ile karayolu sektörünün ilk sırada olduğu görülmektedir. Havaalanları ise 19 milyar ABD Doları ile 2. sıradadır. Bu yatırımları 11,9 milyar ABD Doları ile enerji projeleri, 11,5 milyar ABD Doları ile sağlık projeleri izlemektedir.  Yatırım tutarlarının genel toplamı 67,7 milyar ABD Doları dolayındadır.

İşletme hakkı devri bedellerinin sektörel dağılımına bakıldığında havaalanlarının 53,7 milyar ABD Doları 1. sırada bulunduğu görülmektedir. Bunu 19,8 milyar ABD Doları ile enerji sektörü, 2,7 milyar ABD Doları ile limanlar ve 891 Milyon ABD Doları ile yat limanları izlemektedir.

KÖİ yöntemi ile gerçekleştirilen projelerin sözleşme değerleri 145,2 milyar ABD Dolarıdır.

(Cumhurbaşkanlığı SBB-2019 yılı Ağustos itibarıyla)

Faiz Giderleri

  • 2017 yılı bütçesinde 56,7 milyar TL olarak gerçekleşen faiz giderleri 2018 yılında bütçesinde (% 30,5 artışla) 74 milyar TL olarak, 2019 yılında ise %  (%14,8 düşüşle) 99,9 milyar TL olarak gerçekleşmiştir. 2020 yılı için bir önceki yıl gerçekleşmesine göre (% 39 artışla) 139 milyar TL ödenek öngörülmüştür.

Toplam bütçe giderleri içinde faiz ödemelerinin her yıl artan oranda önemli bir pay oluşturduğu görülmektedir. 2017’de toplam bütçe giderlerinin % 8,4’ünü, 2018 %9’unu, 2019’da % 10’unu faiz giderleri oluşturmuştur.

  • 2020 yılında faiz ödemelerinin toplam giderler içindeki payının %12,7’ye ulaşacağı kestirililmiştir.

Çünkü merkezi yönetimin brüt iç/dış borç stoku da sürekli artış eğilimindedir. Nitekim 2017 yılı sonunda bir önceki yıla göre %15 artışla 876,4 milyar TL olan brüt iç/dış borç yükü; 2018 sonunda % 21,7 artışla 1,067 trilyon TL düzeyine; 2019 sonunda % 24,4 artışla 1,328 trilyon TL olarak gerçekleşmiştir. (HMB, Kamu Finansmanı İstatistikleri, 2017- 2020)

Personel Giderleri

Personel giderleri ve bağlısı SGK Devlet prim ödemeleri, (ikisi birlikte)  2017 yılı bütçesinde 189,3 milyar TL, 2018 yılı bütçesinde ise 213,9 milyar TL, 2019 yılı bütçesinde ise 292,8 milyar TL olarak gerçekleşmiştir.

Personel giderleri 2018’de % 23,4; 2019’da ise % 24,9 artmıştır.

2020 yılı bütçesinde ise % 13  artış kestirilmiştir.

Toplam giderler içindeki %24 dolayındaki personel giderleri payının 2019’da %25’e yükseldiği görülmektedir.

Önemi nedeniyle kamu idarelerinde istihdam edilen kamu personelinin sayıları ve statüleri hakkında özlü bilgiler aşağıya çıkarılmıştır.

31.12.2019’da kamu sektöründe toplam 4.644.074 kişi istihdam edilmiştir. ( Cumhurbaşkanlığı SBB-2020) 31.12.2017’de 3.602.735 personel istihdam edildiği dikkate alındığında iki yıl içinde çalışanların sayısının (%29 oranında artarak) 1.041.339’a yükseldiği anlaşılmaktadır.

Personel sayısındaki artışın büyük bölümünün taşeron işçilerinin kadroya geçirilmesinden kaynaklandığı görülmektedir.

2019 sonunda kamuda istihdam edilen 4.644.074 personelden: 3.761.747 kişi merkezi yönetim bütçesi kapsamındaki kamu idarelerinde; 683.381 kişi il özel idareleri, belediyeler ve bağlı kuruluşlarda; 198.946 kişi de (KİT’ler vb.) öbür kamu yönetimlerinde görev yapmaktadır.

Kamu sektöründe görevli 4.644.074 personelden % 63,3’ü kadrolu (memur), % 9,2 sözleşmeli, % 24‘ü işçi ve % 3,3’ü geçici/diğer personel statüsünde istihdam edilmektedir.

Genel bütçe kapsamındaki 44 kamu idaresinde kullanılabilir (boş olanlar dahil) kadrolu memur kadrolarına sahip olmak bakımından ilk sırayı 1.052.061 rakamı ile MEB almaktadır. MEB’nı 490.801 kadro rakamı ile Sağlık Bakanlığı, 366.263 ile EGM, 168.853 rakamı ile Adalet Bakanlığı ve 150.675  rakamı ile Diyanet İşleri Başkanlığının izlediği görülmektedir.

Cumhurbaşkanlığında ise 969 kadrolu, 1.718 sözleşmeli olmak üzere toplam 2.687 adet personel kadrosu/pozisyonu bulunmaktadır. (Gerekçe, 2020)

Örtülü Ödenek

Örtülü ödenek giderleri olarak gizli hizmet ile öbür sermaye giderleri tertibinden 2017’de (1,997 +1,051) 3 milyar TL; 2018’de ise (1.714.178 + 8.298) 1,7 milyar TL; 2019’da ise  (2.073.435 + 7.035) 2 milyar TL harcama yapılmıştır. (Muhasebat, 2017- 2020)

b)-Fonksiyonel Sınıflandırmaya Göre Giderler

Fonksiyonel sınıflandırmaya göre 2017-2020 yıllarına ait merkezi yönetim bütçe giderlerine ilişkin kestirim / gerçekleşme durumları ve toplam giderler içindeki payları Tablo 5’te gösterilmiştir.

Tablo 5. Fonksiyonel Sınıflandırmaya Göre 2017-2020 Yılları MYB Giderlerinin Kestirim / Gerçekleşme Durumları ve Toplam Giderler İçindeki Payı (Milyar TL).

Hizmetin Türü 2017 BÜTÇESİ 2018 BÜTÇESİ 2019 BÜTÇESİ 2020 YILI BÜTÇESİ
Tahmim Gerçekleşme Dağılım % Tahmin Gerçekleşme Dağılım (%) Tahmin Gerçekleşme Dağılım (%) Tahmin Dağılım (%)  2020/2019 Değ. Or. (%)
Genel Kamu 174 170,5 25 214 226,4 27,2 295,3 261,4 26,1 327,9 30 125,4
Savunma 29,7 30,8 4,5 41,9 41,5 5 44,8 53,3 5,3 56,3 5 105,6
Kamu Düzeni ve Güvenlik 48,4 53,4 7,9 58,5 67,3 8 74,1 81,4 8,1 85,4 7,8 104,9
Ekonomik İşler 83,5 91 13,4 97,8 111,8 13,4 96,3 124,2 12,4 109,1 10 87,8
Çevre Koruma 0,59 0,61 0,60 0,81 0,54 0,85 0,62 72,9
İskan ve Toplum Refahı 6,7 9,1 1.3 7,1 10,7 1,3 7,8 13,5 1,3 8,4 0,7 62,2
Sağlık 34,6 35,2 5,2 40,6 40,2 4,8 50,6 51,2 5,1 62 5,6 121
Dinlenme, Kültür ve Din 11,8 13,8 2 13,1 16,1 1,7 17,6 20,6 2 19,2 1,7 93,2
Eğitim 113 113,6 16,8 124,3 134,7 16,2 148,4 156,2 15,6 162,5 14,8 104
Sosyal Güvenlik ve Sosyal Yardım 142,3 159,5 23,5 164,8 181 21,8 221 236,5 23,7 263,6 24 111,4
TOPLAM 645,1 677,7 100 762,7 830,8 100 960,9 999,5 100 1.095 100 109,5

Not: 1-Küsuratlar yuvarlanmıştır.
Kaynak: 2020 Yılı MYBK Teklifi;  Muhasebat MYB İstatistikleri

2019 yılı bütçe gerçekleşme rakamlarına göre 2020 yılı bütçe giderleri kestirimlerinde ortalama % 9,5 artış öngörülmüştür.

2020 yılı fonksiyonel bütçe giderlerinde (2019 yılı gerçekleşme rakamlarına göre) genel kamu hizmetlerinde (%25,4), sağlık hizmetlerinde (% 21), sosyal güvenlik ve sosyal yardım hizmetlerinde (%11,4), savunma hizmetlerindeki (% 5,6), kamu düzeni ve güvenlikte (% 4,9), eğitim hizmetlerinde (% 4) oranında artış öngörülürken, öbür tüm hizmetler ödeneklerinde %6,8 – 37,8 arasında değişen düşmeler vardır.

Fonksiyonel sınıflandırmaya göre 2017 ve 2018 yılları bütçe giderleri ve toplam giderler içindeki oranları Tablo 5’te gösterilmiştir.

Fonksiyonel sınıflandırmaya göre 2017-2019 yılı bütçe giderlerinde en büyük pay, genel kamu hizmetlerine ayrılmıştır. Anılan yıllara ait bütçe giderlerinde genel kamu hizmetleri payından sonra, 2. sırada sosyal güvenlik ve sosyal yardım hizmetler giderleri, 3. sırada da ise eğitim giderleri payları gelmektedir.

2019 yılı bütçe giderlerindeki %15 oranındaki genel artışa karşın; ekonomik işler, çevre koruma, iskan ve toplum refahı hizmetleri ödeneklerinde önceki yıldaki gerçekleşmeye göre (%olarak) 19- 33,4 arasında değişen oranlarda azalma kestirilmiştir.

Eğitim hizmetleri için toplam giderleri için toplam giderlerin 15,4- 16,8 oranında pay ayrıldığı görülmektedir. Ancak bu payın büyük bölümünün personel giderlerine ait olduğu bilinmektedir. Çünkü genel bütçe kapsamındaki kamu idarelerindeki toplam kadroların % 38,7’si MEB aittir. (2019 sonunda MEB’da 946.114‘ü EÖHS olmak üzere, toplam 1.027.885 personel görev yapmıştır. Aynı yıl SGK prim ödemeleri ile birlikte personel giderleri için toplam 94,6 milyar TL ödeme yapılmıştır. Gerçekleştirilmiş personel giderleri (SGK prim ödemeleriyle birlikte) MEB toplam giderlerin 80’ine karşılık gelmektedir.) (MEB 2019, Faaliyet)

Öte yandan 2020 yılındaki 162,5 milyar TL eğitim sektörü ödeneğinden yatırımlara yalnızca (% 9,2 oranında) 10,9 milyar TL ayrılmıştır.

B-Bütçe Gelirleri

Ekonomik sınıflandırmaya göre 2017-2020 yıllarına ait merkezi yönetim bütçe gelirlerine ilişkin kestirim / gerçekleşmeler ve gerçekleşme oranları; gelirlerin toplam gelirler içindeki dağılımları Tablo 6’da gösterilmiştir.

Tablo 6. Ekonomik Sınıflandırmaya Göre 2017-2020 Yılı M.Y. Bütçe Gelirlerinde Kestirim ve Gerçekleşme (Milyar TL)

  2017 YILI BÜTÇESİ 2018 BÜTÇESİ 2019 BÜTÇESİ 2020 BÜTÇESİ
Tahmin Gerçekleşme Ger. Oranı (%) Tahmin Gerçekleşme Ger.Or.

(%)

Tahmin Gerçekleşme Ger. Or. (%) Tahmin Değ. Oranı

2020/2019

1-Vergi Gelirleri 511 536 104,9 599,4 621,3 103,7 756,5 673,3 88 784,6 116,5
  Gelir 108,9 112,4 103,2 122,7 139 103,2 171,8 162,6 94,6 182,1 120
Kurumlar 46,2 52,9 114,5 65,8 78,6 119,4 74,1 78,8 106,3 89,3 113,3
Özel Tüketim 136,4 138,3 101,4 146,5 133,9 91,4 162,5 147,1 90,5 175,1 119
Dahilde Alınan KDV 57 55,6 97,5 66,0 56,3 85,3 70,6 55,4 78,4 57,8 104
İthalden Alınan KDV 83,7 99,6 119 107,8 122,1 113,2 165,7 124,8 75,3 158 126,6
MTV 11,3 10,8 95,6 13,6 12,8 94 16 14,5 90,6 17,4 120
BSMV 13 13,3 102,3 15,2 18,1 119 19 22,6 119 24,9 110
Damga 15,2 15,6 102,6 17,8 16,9 95 20,8 18,8 90,3 21,5 114,3
Harçlar 19,8 19,2 96,7 23,3 21,6 92,7 27,7 24,1 87 29,5 122,4
Diğer 19,5 18,3 93,8 20,7 22 106,2 28,2 24,6 87,2 29 117,8
2- Vergi Dışı Gelirler 73,2 71,2 97,3 81,9 107,6 131,3 106,2 174,8 164,6 151,8 88,8
  Teşebbüs ve Mülkiyet Gelirleri (Mal/hizmet satışı, KİT ve kamu bankaları, kurumlar kârları, kira vb. gelirler) 17,1 19,7 115,2 20,1 26,1 129,6 33,9 93,6 276 64,3 68,7
Alınan Bağış ve Yardımlar ile Özel Gelirler 1,5 2,2 146,6 2,8 2 74,6 3,4 9,7 285 11 113,4
Diğer Gelirler (Faiz/para cezası, kişi ve kurumlardan alınan paylar vb.) 37,5 35,4 94,4 46,5 71,2 153,4 54,5 63,2 115,9 62,1 98,2
Sermaye Gelirleri (Taşınır/taşınmaz/menkul kıymet/hisse satışı vb.) 15,4 11,7 76 12 7,8 64,6 13,5 6,8 50 13,5 198,5
Alacaklardan Tahsilat 1,6 2,1 131 0,45 0,55 121,9 0,75 1,5 200 0,91 60
3- Özel Bütçeli Kuruluşların Öz Gelirleri 9,8 18,9 193 10,8 23,5 216,6 11,1 20,7 186,4 12,4 60
4- Düz. Den. Kurum Gelirleri 4,1 4,2 102,4 4,7 5,1 112,3 6,4 6,8 106,2 7,4 108,8
GELİR BÜTÇESİ TOPLAMI 598,3 630,3 105,4 696,8 757,8 108 880,4 875,7 99,5 956,5 109,2

Notlar: Küsuratlar yuvarlanmıştır.
Kaynak: 2017-2020 Yılları MYBK Teklifi/Gerekçeleri, Muhasebat Gn. Md. MYB İstatistikleri.

Merkezi yönetim bütçe gelir kestirimleri 2017’de yılında %105,4; 2018’de %108, 2019’da %99,5 oranında gerçekleşmiştir. 2017’de 630,3 milyar TL, 2018 yılında (%20 artışla) 757,8 milyar TL, 2019’da (% 15,5 artışla) 875,7 milyar TL gelir sağlanmıştır.

2020 yılı için bir önceki yıl gerçekleşmesine göre % 9,2 artışla 956,5 milyar TL toplam gelir öngörülmüştür. Vergi gelirlerine ilişkin artış % 16,5’tir.

Öte yandan 2017’den başlayarak ekonominin bir daralmaya girmesi üzerine alınan teşvik önlemleri sonucu, özellikle 2018’den başlayarak ÖTV, KDV, MTV, Damga V. ve Harç gelirleri tahsilat rakamlarında önemli oranlarda düşmeler olmuş, vergi gelirleri bütçe kestirimlerinin altında kalmıştır.

Merkezi yönetim bütçe gelirlerinin; 2017’de % 85’ini, 2018’de % 82’sini, 2019’da ise % 76,8’ini vergi gelirleri oluşturmuştur. 2020’de vergi gelirleri payının % 82 olması hedeflenmiştir.

Gelir / kazanç ve servetler üzerinden alınmakta olan dolaysız vergilerin toplamının; 2017’de 176,8 milyar TL, 2018’de 231,4 milyar TL, 2019’da 257,1 milyar TL olarak gerçekleştiği, toplam vergi gelirlerine oranlarının aynı sırayla % 33, % 38 ve % 38 olduğu görülmüştür.

Vergi gelirlerinin % 63-67 gibi büyük bir bölümünün dolaylı vergilerden elde edildiği anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere dolaysız vergiler zengin / yoksul ayrımı yapmadan, “zorunlu tüketim maddelerini” de kapsayacak biçimde tahsil edildiği için, haksız ve adaletsiz bir uygulamadır.

Nitekim 2020 yılı bütçesinde kestirilmiş KDV gelirleri bile tek başına, Gelir ve Kurumlar vergilerinden tahsil edileceği umulan rakamların % 80’ine yaklaşmaktadır. Dolaylı vergilerden olan ÖTV’nin de bütçe gelirleri içinde % 22,3 oranında pay oluşturduğu ve Gelir Vergisi tahsilat rakamlarının % 65’ine yaklaştığı görülmektedir.

Sosyal adalet, gelir dağılımı, vergi adaleti yönünden vergi gelirleri içindeki dolaysız vergilerin payının artırılması gerektiği açıktır.

C- Bütçe Dengesi

2017 yılı bütçesi 47,3 milyar TL; 2018 yılı bütçesi ise 72,6 milyar TL; 2019 yılı bütçesi 123,6 milyar TL net borçlanma ile denkleştirilmiştir.

2020 yılı bütçe ödenekleri ile beklenen gelirler arasındaki 138,8 milyar TL farkta net borçlanma ile karşılanacaktır.

  • Yıllardır denk bütçe hazırlanamadığı, bütçe gelirleri giderleri karşılamaktan uzak olduğu görülmektedir.

2017 yılı bütçe gelirleri ile giderlerin %90,4’ünün; 2018 yılı gelirleri ile giderlerin 91,3’ünün, 2019 yılı bütçe gelirleri ile giderlerin % 87,6’sının karşılanabildiği görülmektedir. 2020 yılı bütçe gelirleri ile giderlerinde bu oranın %  87,3 olması beklenmektedir.

Öbür yandan 2017 yılı bütçesinde 9,3 milyar TL, 2018 yılında 1,3 milyar TL faiz dışı fazla gerçekleşmiştir. 2019 yılında ise faiz dışı denge – 23,7 olarak gerçekleşmiştir. 2020’de faiz dışı fazlalık 67 milyon TL kestirilmiştir.

Bütçe giderlerinin gelirlere oranla daha çok artması nedeniyle faiz dışı fazlalığın son yıllarda giderek küçüldüğü, kimi yıllar faiz dışı dengenin eksiye geçtiği, dolaysıyla borç asıllarının (AS: anaparasının) ödemesinin yavaşladığı anlaşılmaktadır.

D- Diğer Konular

Hizmet Bedellerinde Kuruşlu Ücretler

Kamu personeline ek olarak yaptırılacak kimi hizmetler karşılığında kamu personeline verilecek olan ve bütçe yasalarıyla her yıl yeniden belirlenen ücretlerin yine simgesel kaldığı görülmektedir.

Bu bağlamda;

  • Ek ders vermekle görevlendirilen öğretim üyelerine 43,82 TL,
  • Konferans vermekle görevlendirilenlere 31 TL’yi aşmamak üzere,
  • Fazla çalışma yapan memurlara saat başına 2,26TL,
  • Devlet memurlarına (24 saati geçen geçici görevleri için) kadro/ek göstergelerine göre 42,15 – 56,10TL arasında gündelik,

ödenecektir.

Kamu İdarelerin Ait Lojman / Sosyal Tesis ve Taşıt Sayıları

Genel bütçe kapsamında kamu idarelerine ait 218.575 adet lojman ve 1.782 adet sosyal tesis bulunmaktadır.

220.357 adet lojman / sosyal tesisin 195.525’i  (% 88,7’si) 6 kamu idaresine aittir. En çok lojman / sosyal tesise sahip kamu idareleri (sırası ile) MSB, MEB, EGM, J. Gn. K., Sağlık B. ve Adalet B. dır.

Genel bütçe kapsamındaki öbür 34 kamu idaresinin sahip olduğu lojman/sosyal sayısı ise 24.832 dir. (% 11,2)

Genel bütçe kapsamındaki kamu idarelerinin çeşitli nitelikte 103.410 taşıtı vardır. Eldeki taşıtların 51.369 adedi (% 49,6) EGM’ne ait olup, her 6 personele 1 taşıt düşmektedir. EGM’yi;  MSB, Sağlık B. izlemektedir. (Gerekçe, 2020)

KAYNAKÇA

2017-2020 Yıllarına Ait Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifleri ve Bağlı Cetveller. http://www.bumko.gov.tr/Eklenti/10848,2018yilimybkanunutasarisipdf.pdf?0

2017-2020 Yılları Bütçe Gerekçeleri
http://www.bumko.gov.tr/TR,54/butce-gerekcesi.html
http://www.sbb.gov.tr/butce-gerekceleri/

Maliye Bakanlığı Muhasebat Genel Müdürlüğü Merkezi Yönetim Bütçe İstatistikleri. https://www.muhasebat.gov.tr/content/genel-yonetim-mali-istatistik-detayi?tabId=1&pageId=2

Yıllık Yatırım Programları
Orta Vadeli Programlar.
http://www.bumko.gov.tr/Eklenti/10807,2018-2020-orta-vadeli-programpdf.pdf?

Hazine Müsteşarlığı Kamu Finansmanı İstatistikleri
https://www.hazine.gov.tr/kamu-finansmani-istatistikleri

Vatandaş Bütçe Rehberleri
http://www.sbb.gov.tr/vatandas-butce-rehberi/

Milli Eğitim Bakanlığı 2019 Yılı Faaliyet Raporu http://sgb.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2020_03/12144540_28191618

 

 

Sayın R. Bülend Kırmacı’dan makaleler

Sayın R. Bülend Kırmacı’dan makaleler

Merhaba, 

Sizlerle yeni yazılarımdan bir seçkiyi paylaşır,

Bu vesileyle 2020 yılı için mutluluk ve esenlik dileklerimi iletirim.

 

MERHABA
https://www.aydinlik.com.tr/merhaba-r-bulend-kirmaci-kose-yazilari-aralik-2019

YİNE ŞU GELİR DAĞILIMI
http://www.ticarihayat.com.tr/yazar/YINE-SU-GELIR-DAGILIMI/2708

SALLAN, YUVARLAN VEYA SANAYİLEŞ
http://www.ticarihayat.com.tr/yazar/baslik/2688

R. Bülend Kırmacı
***

Değerli dostlarım,

Bundan böyle her hafta Çarşamba günü yazılarımla, Aydınlık gazetesinde sizlere sesleneceğim. Aydınlık ailesine nazik duyuruları için çok teşekkür ediyorum. Öte yandan, Ticari Hayat gazetesindeki yazılarıma da haftada bir gün olarak devam edeceğim.

Selam ve saygılarımla.

twitter: https://twitter.com/bulendkirmaci

facebook: https://www.facebook.com/r.b.kirmaci

https://rbulendkirmaci.wordpress.com/

OECD ve TÜRKİYE Zenginler Kulübünün en yoksul üyesi

OECD ve TÜRKİYE
Zenginler Kulübünün en yoksul üyesi

Konuk yazar : Prof. Dr. D. Ali ERCAN

(AS: Bizim kapsamlı katkımız yazının altındadır..)

Değerli arkadaşlar,

1948’de bizim de Kurucu Üyesi olduğumuz OECD (Ekonomik Gelişme ve İşbirliği Örgütü) içinde Türkiye’nin yerini değişik değerlendirmeler açısından yıllardır (merakla, buruklukla, endişeyle) izliyorum.

20 Üye ile başlayan ve Merkezi Paris’te bulunan bu Örgütün şu anda 36 Üyesi var. OECD’nin toplam nüfusu 1,3 milyar. Dünya nüfusunun %17’sini oluşturuyor ama buna karşın Dünya toplam GSMH’nın %62 sine sahip. (AS: GSMh ülkelerin milli geliri için.. Dünya için bu kavram yerine Toplam Küresel Gelir kavramı uygun olur..)

Dünyada kişi başına ortalama gelir 10500 $/yıl iken, OECD ortalaması yaklaşık
10500 x 62/17= 38 bin $’dır…

Bu durumda, 2017 yılında kişi başına (p.c.) ortalama geliri 10 400 $ olan Türkiye’nin, hemen her alanda liste sonlarında oluşu kaçınılmazdır…

2018’de durum daha da kötüleşmiş olarak tablolara yansıyacaktır. Çünkü $/TL paritesindeki aşırı yükseliş nedeniyle, 2018 yılı ulusal gelirimiz 2017’ye göre 190 milyar $ eksikle, 650 milyar $ olarak görünecektir… 2018’de kişi başına ortalama yıllık gelirimiz de 8 bin Doların altına düşmüş oluyor..

Ekteki grafikte yatay eksende “Maddi olanaklar” a karşılık düşey eksende ülkelerin “Yaşam Niteliği” gösteriliyor. Türkiye 3. kümede ve daha uzun yıllar bu Tablo pek değişeceğe benzemiyor… æ😣

Otomatik alternatif metin yok.

Düzeltme notu 
Paylaşım için teşekkür ederim, değerli Saltık.
Yazıda önemli bir noktayı unutmuşum (yaşlılık!)
Grafikte Türkiye’nin üzerinde bulunduğu “savurganlık” üst sınırını da  belirtmiştim (kesik çizgi)
Buna göre Türkiye OECD Ülkeleri arasında Savurganlıkta başı çekiyor.. Enerji, Zaman, İnsan gücü, malzeme… tüm olanaklarımızı (kullanmamak değil!) %60 israf ediyoruz… Savurganlık sıralamasında %57 ile ABD 2. sırada…  Tüm sorunların anası olan Savurganlık sorununu her fırsatta dile getirmek gerekiyor… Övünülmeyecek, hatta utanılacak bir konuda 1. sırada olmanın ayıbı elbette büyük oranda Yönetimin ve Eğitimin sorumlularına düşüyor….
Sevgilerimle. æ (06.12.18)

==================================
Dostlar,

Sn. Prof. Dr. D. Ali Ercan hocamızı site okurlarımız yakından tanıyor..
Nükleer fizik uzmanı,, ADD önceki genel başkan yardımcılarından (bizden sonra..)
Gerçek bir yurtsever ve aydın..
İleri matematik bilgisini “Matematiksel düşünme” aracı olarak ustalıkla kullanıyor..
Yukarıdaki irdelemesi de güzel örneklerden biri.
Sn. Ercan bir iktisatçı değil ama böylesi bir çözümlemeye kimsenin itirazı olamaz..

Geçtiğimiz hafta Erdoğan, Arjantin’de yapılan G20 ülkeleri toplantısına katıldı.
Sanır ve korkarız ki Türkiye için bu katılım “son” olabilir.
Bu endişemizi birkaç kez sitemizde yazdık..
81 milyonluk devasa nüfusu (en az 4 milyon yabancı + 1 milyon kaçak ile 86 milyon!) ile 2017 sonunda üretilebilen 856 milyar $ ulusal gelirden (GSMH, Toplam Ulusal Gelir – TUG, İng. GNP) kişi başına düşen “aritmetik ortalama” rakamı 10 bin Doların azıcık üstünde. TUG düzeyi ile dünyada ilk 20 ülke arasına girebilen Türkiye, bu gelir nüfusa bölündüğünde 60’lı sıralara düşüyor hızla. Üstelik gelir dağılımı olağanüstü adaletsiz..

2018’de 10 Ağustos 2018 “Kara Cuma” dan yıl sonuna dek Türkiye’de yaşanan derin ekonomik yapısal bunalım ya da “Türkiye’ye dayatılan ağır ekonomik bunalım”, en az % 20 devalüasyonla kapanırsa, 850 milyar $ TUG, 2018 sonunda bu oranda düşecek demektir ki G20 sıralamasında bizden 2-3 sıra aşağıda olan ülkelerin (Hollanda, S. Arabistan..) gerisine savrulmak, G20’den düşmek demektir! Bu durum, çok ciddi ve ağır bir tablo uyarısı anlamındadır..

3 Kasım 2002’den bu yana 16+ yıldır ülkemizi tek balına yöneten AKP iktidarı adına çok ağır bir siyasal başarısızlıktır. Üstelik toplam borçları 3 katına çıkararak.

Üstelik bu sınırlı, çok mütevazi ortalama kişisel ulusal gelirin dağılımı da olağanüstü bozuktur. 36 üyeli OECD içinde gelir dağılımı bizden daha adaletsiz ülke sayısı 3’ü geçmiyor. Bu 2 ölçüt (parametre) gerekirci (determinitik) biçimde halkın gönenç (refah) düzeyini çok aşağılara çekmektedir. Oysa bu durum, din sömürüsüne dayanan iktidarın “dindar” Türkiye hedefine (!?) de uymuyor.. İslam dini özünde bunca adaletsizliğe izin vermiyor.

Öte yandan, GSMH kavramını küre geneli için veya 1 ülke öznesi dışında kullanmak semantik olarak uygun değil. “M” harfi “Milli” sözcüğünün kısaltması çünkü. Toplam Ulusal Gelir GSMH (İng. GNP) veya GSYİH (İng. GDP) için eşdeğer kavram olarak Toplam Küresel Gelir (İng. TGP) kısaltması önerilebilir.

Dileriz AKP iktidarı ulusal gelir hesaplarında yeniden “oynama” yapmaz ve kendisini – dünyayı kandırmaya yeltenmez.. Gerçekleri açıklayan TÜİK ve Sayıştay başkan yardımcıları hızla görevlerinden alındı..

  • İktidar aklını başına alarak, öncelikle çok ağır ekonomik bunalımı kabul ederek onunla yüzleşmeli ki, alınacak önlemler tanıyla uyumlu olsun.

Türkiye, 80+ milyon nüfusuna birkaç kat daha gönençli (refahlı) yaşam sunabilecek kaynaklara sahiptir.

  • 2 temel sorundan biri yersiz – gereksiz -akıl dışı – çok hızlı nüfus artışını frenlemektir.
  • İkincisi ise demokratik – hukukun üstünlüğüne dayalı halktan yana bir ekonomi politikası izlenmesidir.

    Tıpkı Cumhuriyetin ilk 15 yılında Mustafa Kemal Paşa’nın mucizesi gibi.
    Hem de oyalanmadan.. KüreselleşTİRme = Yeni emperyalizm sürdürülemiyor..
    Yaşamın doğasına aykırı!

Sevgi ve saygı ile. 04 Aralık 2018, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
Ankara Üniv. Tıp Fak. – Halk Sağlığı Uzmanı
Sağlık Hukuku Bilim Uzmanı – Mülkiyeliler Birliği Üyesi
www.ahmetsaltik.net     profsaltik@gmail.com

 

 

 

 

Tıp-Sağlık Sosyolojisi / Medical-Health Sociology

 

Sevgili AÜTF Halk Sağlığı Anabilim Dalı Asistanlarımız ve Tıp Öğrencilerimiz..

Fakültemizde değişik zamanlarda veregeldiğimiz
SAĞLIK SOSYOLOJİSİ – TIBBİ SOSYOLOJİ
derslerimizin yansılarını güncelleyerek sizlere sunmak istiyoruz.

1. Sosyoloji bilim alanını tanıma
2. Toplumsal Etmenlerin Sağlığa Etkileri
3. Sağlık ve Ekin (Kültür) Etkileşimi
4. Kişi ve toplumun sağlığını geliştirmede Sosyoloji’den yararlanma.

Gibi amaçlarla bu konu Tıp ve Sağlık Çalışanları için önem taşımaktadır.

Saglik_Sosyolojisi

Hekimler ve öbür sağlık çalışanları bu dersle;

1.Toplum içinde yaşayan, bir başka deyimle “toplumsallaşmış” bir varlık olarak insanın sağlığının, içinde yaşadığı toplumca nasıl ve ne yollarla etkilendiğini işlemek.

2.Toplumsal (sosyal) çevrenin insan ve toplum sağlığına etkilerine ilişkin
örnekler üzerinde tartışmak.

3.İnsanın, kurduğu toplumsal yapı, “sosyal sistem” bütünlüğü içinde sağlığının yerini irdelemek.

4. Sağlığın evrensel tanımında yer alan “.. bedensel, ruhsal ve t o p l u m s a l  bakımlardan tam bir iyilik durumu..” olgusunun anlamını işlemek.

5. Sağlığın; toplumsal, ekonomik ve ekinsel (kültürel) belirteçlerini (determinantlarını) vurgulamak.

6. Öğren(i)cide, insan ve toplum sağlığının, içinde yaşanılan toplumsal yapıdan ayrı düşünülemeyeceği bilincini yerleştirmek.

7. Dersin sonunda öğrenci; tıp ve sağlık bilimlerinin (biyomedikal bilimler) özünde sosyal içerikli uğraş alanları, disiplinler olduğunu kavramış ve meslek değerlerini
bu doğrultuda oluşturmaya yönelmiş olacaklardır.

Bu sunu; SAĞLIK ANTROPOLOJİSİ sunumumuzla birlikte okunmalıdır. (http://ahmetsaltik.net/2014/03/04/saglik-antropolojisi-tibbi-medikal-antropoloji/)

138 yansıdan oluşan vasıl içeriğin yararlı olmasını dileriz..
Okumak için lütfen aşağıdaki erişkeyi (linki) tıklar mısınız..

Saglik_Sosyolojisi

Ek olarak 12 sayfalık metin dosyasına da erişilebilir :

Saglik_Sosyolojisi’ne_Giris 

Sevgi ve saygı ile.
11 Şubat 2016, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com

Toplumsal Ruh Sağlığı / Community Mental Health


Sevgili Öğrencilerimiz,

Değerli Site Okurlarımız,

Toplumsal Ruh Sağlığı (Community Mental Health) konulu dersimizin
power point yansılarını izlemek için lütfen aşağıdaki erişkeyi (linki) tıklar mısınız??

Bu dosyayı son günlerde yaşanan vahşi kadın cinayetleri nedeniyle arşivden öne çıkardık.
İlk fırsatta güncelleyeceğiz..

Başta Özgecan ASLAN olmak üzere şiddet kurbanı kadınlarımıza, çocuklarımıza ve insanlarımıza armağanımız olsun..

Toplumsal_ruh_sagligi

Sevgi ve saygı ile.
25 Şubat 2015, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net

Yeni seri IHDI – Uluslararası İnsansal Gelişim İndeksine göre TÜRKİYE’NİN GELİŞMİŞLİK DERECESİ


TÜRKİYE’NİN GELİŞMİŞLİK DERECESİ
Dünyanın dörtte üçünden iyi durumdayız..
Yeni seri IHDI – Uluslararası İnsansal Gelişim İndeksine göre

Dostlar,

Sn. Ercan, BM Kalkınma Programı’nın (UNDP) yeni seri
IHDI (International Human Development Index) verilerini paylaşıyor.

Bu yeni seriye göre Türkiye 92. sıradan 67. sıraya yöntemsel olarak “fırlatılmış” oluyor.
Veri setlerini zaman zaman güncelleyerek daha yetenekli – daha usta ölçücü kılmaya çalışmak saygıdeğer bir matematiksel çabadır.

Ancak gerek ulusal gerekse uluslararası veri tabanlarında (data base) bu karışmanın (müdahale, intervention) sakıncalı yanları da var..
Bunların başında “karşılaştırma olanağını yitirme” geliyor..

Daha somut söylemek gerekirse, Türkiye 2003’ten bu yana (3 Kasım 2002 seçimleri ile) AKP yönetiminde ve HDI sıralaması bakımından gerçek (reel) bir ilerleme sağlayamadı
bu 11-12 yılda. Şimdi ise RTE – AKP, hiç çekinmeden Türkiye’yi 90’lardan alarak 67. sıralara yükselttiklerini (!) söyleyebilecekler. Sokaktaki insan başta olmak üzere pek çok “aydın” (cık!?) bile bu masalı yutabilecek.

Nitekim IMF borçları ve MB rezervleri bakımından genel kamuoyunu yanıltıcı
gerçek dışı politik söylemler propaganda amaçlı sürdürülüyor.
Gerçi sokaktaki insan gerçek yaşam düzeyine bakaıyor olmalı ama ??

Gelir dağılımı verilerinde de böylesi bir yöntem değişikliği yapılarak uzun yılların serilerine dayalı irdeleme olanağı yşne AKP yönetimince elden çıkarıldı..
İstatisiksel yöntembilim (metodoloji) açısından bu tür sıçramalı değişiklikler üzerinde epey kafa yormak gerekecek. Eşanlı olarak, önceki serilerle güncellenen yöntemlere dayalı veri setleinn karşılaştırılmasını olanaksız olmaktan çıkaracak yeni yazılımlara gereksinim giderek artıyor..

Yöntem tartışmaları bir yana; bu listede Türkiye’den önce gelen ülkeler arasında
kimler yok ki… İnsanın içi acıyor..

Öye yandan Dünyanın en büyük 17. ekonomisi olma savlarının ne çok aldatıcı olduğunu görüyoruz.. 80+ milyon nüfuslu ülkede (Dünya nüfusunun %1,1’i!)
Dünya ortalaması olan 10,500 $ kişi / yıl (pc / pa) gelir üzerinden 17. olmanın
hemen hemen hiçbir uluslararası makroekonomik anlamı yoktur.

Derhal bu GSMH (GNP) rakamını nüfusa bölmek ve 10 bin 400 $ dolayında
pc / pa (per capita / per annum) ortalama rakamla yüzleşmek gerekir.
Bu rakamın dünya sıralaması ise 59 – 60’tır ve basit aritmetik ortalamaların
(simple mean, average) tüm yanıltıcılıklarına – temsil hünersizliklerne karşın,
yeni seri IHDI sıralamasına yakın düştüğümüz gözlenebilir.

Gelir dağılımı adaletsizliğinde dünyada başlarda oluşumuz bir başka acı olgudur ve
bu sitede Gini katsayıları, Lorenz eğrisi irdelemeleri üzerinden yazılmış birkaç makale rahatlıkla çağrılabilir. (Yaklaşık 4500 yazı şu tarihlerde sitemizde arşivlidir..)

Son yılların alanyazınında (literatüründe) sağlık için “süregelen en büyük tehdit” olarak YOKSULLUK tanımlanmaktadır (Beaglhole&Bonita 2004, vd.).
Daha doğrusu YoksullaşTIRma.. Ne yazık ki, küreselleşen emperyalizm
dünya gelir dağılımını sürekli daha da adaletsizleştiriyor ve büyük bir hızla
Dolar milyardeleri üretmeye devam ediyor.
Türkiye ise bu son süreçteki hızıyla, maşallah, dünyada en önlerde!…

Sevgi ve saygı ile.
6.7.2014, Ankara

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

=====================================

portresi

 

 

Prof. Dr. D. Ali ERCAN

 

 

Değerli arkadaşlar,

Bir süre önce “Türkiye Dünya’nın neresinde?” başlıklı bir iletiyi sizlerle paylaşmıştım  Bu iletideki Tabloda değişik alanlarda Türkiye’nin Dünya sıralaması veriliyor. Kimi arkadaşlar, bu biçimde ülkelerarası sıralamanın mantıklı ve adil olmadığını, nüfusu 2-3 milyonluk ülkelerle nüfusu 70-80 milyon olan ülkelerin
aynı sıralamaya sokulamayacağını, örneğin UNDP (AS : BM Kalkınma Programı) tarafından yayınlanan İnsanisal gelişmişlik (HDI) sıralamasında Türkiye’nin
240 Ülke arasında 90. sırada 
gösterilmesinin bir anlam taşımadığını,
haksızlık olduğunu vs. söylüyorlar.

***

Değerli arkadaşlar,

Bu itirazlarda haklılık payı var; aslına bakılırsa Birleşmiş Milletlerdeki oylamalarda da
bu bakımdan büyük haksızlık oluyor. Örneğin 2 milyonluk Slovenya’nın da 1 oyu var, nüfusu 200 milyon olan Brezilya’nın da 1 oyu var BM kararlarında. Ülkelerarası kıyaslamada, herhalde en doğrusu Dünyayı nüfusa göre 100 basamağa bölmek ve ülkenin sıralamada bu basamaklardan hangisine karşılık geldiğine bakmak olurdu… Herhangi bir konudaki sıralamada ülkenin ve önündeki ülkelerin nüfuslarının toplamının Dünya nüfusuna orantısından o ülkenin 100’lük basamak içindeki yeri belirlenmiş olur..

Sevindirici bir yenilik: Son HDI listesi birçok ayrıntı üzerindeki düzeltmelerle değişmiş durumdadır.. En son UNDP tarafından yayınlanan (inequality adjusted) IHDI sıralamasında Türkiye 23 sıra birden atlayarak, 90. sıradan 67. sıraya yükselmiş (!) görünüyor.. 1. sırada 0,96 puvanla Norveç var. Türkiye’nin puvanı 0,56.
(AS : Tam puan 1)

Bu 67 ülkenin toplam nüfusu (1,8 milyar), Dünya nüfusunun (7,2 milyar) % 25’i olduğuna göre, Türkiye 100 basamaklı İnsansal Gelişmişlik sıralamasında 25. basamakta bulunuyor demektir.. Çok bir şey değişmiyor; çünkü 240 ülke arasında
67. sırada bulunmak da yaklaşık ilk 1/4 içinde bulunmakla eşdeğer zaten.

Sevgilerimle.. æ

IHDI sıralamasında Ülkeler ve nüfusları(milyon)

  1.  Norway  5,1
  2.  Australia  23,5
  3.  Sweden  9,7
  4.  Netherlands 16,9
  5.  Germany 80,7
  6.  New Zealand  4,5
  7.  Ireland  4,6
  8.  Switzerland  8,2
  9.  Iceland  0,3
  10.  Japan  127,1
  11.  Denmark  5,6
  12.  Slovenia 2,1
  13.  Finland  5,5
  14.  Austria  8,5
  15.  Canada  35,4
  16.  Czech R  10,5
  17.  Belgium  19,4
  18.  United States 318,3
  19.  Luxembourg  0,5
  20.  France  65,9
  21.  United Kingdom  64,1
  22.  Spain  46,6
  23.  Israel  8,2
  24.  Slovakia  5,4
  25.  Malta  0,4
  26.  Italy 60,8
  27.  Estonia  1,3
  28.  Hungary  9,9
  29.  Greece  11,1
  30.  South Korea  48,9
  31.  Cyprus  0,9
  32.  Poland  38,5
  33.  Montenegro  0,6
  34.  Portugal  10,5
  35.  Lithuania  2,9
  36.  Belarus  9,5
  37.  Russia 146,0
  38.  Latvia  2,0
  39.  Bulgaria  7,2
  40.  Serbia  7,1
  41.  Romania 19,9
  42.  Croatia  4,3
  43.  Ukraine  42,8
  44.  Mexico 119,7
  45.  Chile  17,1
  46.  Uruguay  3,3
  47.  Argentina  42,7
  48.  Kazakhstan  17,2
  49.  Bosnia  3,8
  50.  Azerbaijan  9,5
  51.  Armenia  3,0
  52.  Albania  2,8
  53.  Trinidad  1,3
  54.  Mauritius  1,3
  55.  Georgia  4,5
  56.  Macedonia  2,1
  57.  Sri Lanka  21,5
  58.  Costa Rica  4,7
  59.  Mexico  119,7
  60.  Jamaica  2,7
  61.  Panama  3,4
  62.  Moldova  3,6
  63.  Lebanon  5,0
  64.  Jordan  6,6
  65.  Mongolia  2,9
  66.  Peru  30,8
  67. Turkey  77,0

 

YOKSULLUK – YOKSULLAŞtırMA ve SAĞLIK / Poverty, Making Poor & Globalisation

YOKSULLUK_ve_Saglik_6.2.2009