Dostlar,
Kamu Yönetimi ve Siyaset Bilimi Uzmanı (SBF’den emekli), CHP İzmir Milletvekili
Sn. Prof. Dr. Birgül Ayman Güler, Türkiye’nin içine sürüklendiği şeytan üçgenini tanımlıyor..
Yaşanan – Türkiye’ye dayatılan süreçleri, engin uzmanlık bilgileriyle tanımlayarak kavramsallaştırıyor ve çıkış yolunu da gösteriyor.
Ayrıca CHP’nin çıkmazını ve derin ideolojik çelişkilerini de..
Siyaset bilimi dersi gibi bir yazı..
Herkes sakin sakin okumalı, anlamaya çabalamalı ve sonra da gereğini yapmalıdır. Öncelikle CHP’nin Diyarbakırlı ama nedense İstanbul Milletvekili Kürt kökenli, ne yazık ki Kürtçülük yapan Sezgin Tanrıkulu ve “Dersimli Devrimci Kemal” in okuması gerek..
Sevgi ve saygı ile.
29.9.2014, Ankara
Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net
==============================================
Üç kriter kırılması
Prof. Dr.
BİRGÜL AYMAN GÜLER
AYDINLIK, 28.9.14
ABD’nin başkentinde “Ortadoğuda Kürt Realitesi: Risk, Beklenti, Fırsatlar” başlığıyla bir toplantı düzenlenmiş. Toplantı orada ama ev sahibi ABD değil,
HDP Washington Temsilciliği. Konuşanlar da İran dışında Türkiye, Irak, Suriye’deki Kürtçü siyasetlerin temsilcileri, yabancı kimse yok.
Toplantı, HDP tarafından düzenlenen “2. Kürt Konferansı” olarak duyuruldu.
Bu parti toplantısına başka partilerden gelen tek temsilci CHP’den,
başka bir siyasal partiden ne üst ne alt düzeyden temsilci var.
CHP temsilcisi, partinin Ortadoğu sorunu ve ABD-Ortadoğu ilişkileri ekseninde değil de, “realitenin Türkiye parçası” üzerinde konuşacak. Temsilci Sezgin Tanrıkulu
Milliyet Gazetesi’ne yaptığı açıklamada, CHP’nin Türkiye’de Kürt sorununa üç çözümü olduğunu söyleyeceğini belirtmiş:
(1) Yurttaşlık meselesinde eşit vatandaşlık,
(2) Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’nın (AYYÖŞ) uygulanması,
(3) Anadilde eğitimin kabulü.
ANLAM ve SORUNLARI
1. Eşit vatandaşlık, ulusal yurttaşlığın yarattığı engeli aşma formülü, temsilciye göre. Çözüm, bireysel haklara değil etnik/dinsel topluluk statülerine dayanan yurttaşlık sisteminin getirilmesinde. Başka bir adlandırmayla “anayasal vatandaşlık”ta.
Yani, PKK/HDP tarafından savunulan, AKP’ce benimsenmiş, AB-D çevrelerinin destek verdiği yol. Ulusal yurttaşlığı kuran “Türk vatandaşlığı”nı kaldırmayı, yerine TC’liği getirmeyi, etnik toplulukların anadillerine resmi dil statüsü vermeyi öngören yol.
Yeni Anayasa’da yapılmak istenen şey. CHP Programı bireysel haklara dayanan
ulusal vatandaşlığı, yani yurttaşların eşitliği ilkesini benimsediği için, geçtiğimiz yıl Anayasa Komisyonu’nda CHP tarafından reddedilmiş olan formül.
2. AYYÖŞ’ün uygulanması, “Kürt Sorunu”nu çözümü için ikinci kriter.
Temsilci bu açıklamasında da, AYYÖŞ’ün Türkiye’nin tüm yerel yönetimlerinde uygulanarak halkın katılımını artıracağını söylemiş. Ama “Kürt Sorunu” için
neden ayrıca işe yarayacağını daha önceden yaptığı gibi şimdi de açıklamamış.
Biz söyleyelim. AYYÖŞ 1995 yılında yapılan bir yorumla “yerellik esası” -subsidiarite- yönünde kullanılabilen bir araca dönüştü. Avrupa Konseyi’nde baskın kesim, yerel yönetimlerin güçlendirilmesi amacını “yerel yönetimlerin federal ilkeye göre örgütlenmesi”ne bağlamış durumda. Bunlar Türkiye’ye gönderdikleri heyetler ve Türkiye için hazırladıkları raporlarla anayasa değişikliği isterler. Onlara göre AYYÖŞ’ün uygulaması için Anayasa’da idare bölümünü değiştirmek gerekiyor. Somutça, “idarenin bütünlüğü” ilkesinin ve “idari vesayet” kurumunun kaldırılması; Anayasa’ya merkeziyet yerine “yerellik ilkesi”nin yerleştirilmesi gerekiyor. Dolayısıyla “AYYÖŞ uygulansın” demek, Yeni Anayasa için CHP tavrını şimdiden teslim almak anlamına geliyor.
3. Anadilde eğitimin kabulü, bir üst düzey yöneticinin kamuoyunun göz ve kulakları önünde Parti Programı’nı ihlal etmesine son kanıtı oluşturuyor. Üstelik bu ihlal bir yabancı ülkede ilanen yapılarak, Parti önümüzdeki günlerde ortaya çıkabilecek tartışmalarda fena halde açığa düşürülmüş oluyor. CHP Programı, anadilin öğrenilmesini kabul eder; anadilde eğitimi ise anadillerin resmi dil haline getirilmesini gerektiren siyasal-hukuksal işlerden biri olması nedeniyle benimsemez.
ÇÖZÜM TANIMDA GİZLİ
Kürt sorununda ilk sorun, adlandırılışı bir yana, tanımlanışında.
Kürt sorunu nedir?
sorusuna verilecek yanıt, çözümleri de belirliyor.
Şimdi, 2014 yılında ve geleceğe doğru, “özgürlük ve demokrasi sorunudur” diye yanıt verirseniz
(1) ulusal yapıyı -Türk vatandaşlığını-,
(2) üniter yapıyı -idarenin bütünlüğünü-, kamu örgütlenmesinde -eğitim, yargı, vb…-
tek hukuk düzenini çözmeyi/çeşitlendirmeyi yani bunları dağıtmayı kabul edersiniz.
AKP bunları becereceği zamanın sistemine “Yeni Türkiye”,
PKK/HDP ise “Yeni Yaşam” diyor. HDP konuğu CHP temsilcisi bu yolu öneriyor.
Soruya, 12 Eylül 1980 politikalarıyla yok edilmiş bireysel kültürel hakların sahipliği ve kullanımında alınmış mesafeyi göz önünde bulundurup, şimdi, 2014 yılında ve geleceğe doğru, bu bir “devlet, toprak ve sınır sorunudur” derseniz, o zaman konuya uluslararası/bölgesel sorun tanısı koyabilirsiniz. O vakit akıllar, özgürlükçü ve eşitlikçi bir yeniden yapılanma için ulusal ve üniter yapıyı pekiştirecek politikaları
kolayca seçecektir. CHP programı da bu yolu öngörüyor.
HDP’ye misafirlik, güncel tutum – Program arasındaki çatışmayı,
işte böyle hızla ve açıkça gözler önüne serilmiş bulunuyor.