Etiket arşivi: Erdoğan Karakuş

HAVA PİLOT KORGENERAL (e) ERDOĞAN KARAKUŞ’tan UYARI

HAVA PİLOT KORGENERAL (e) ERDOĞAN KARAKUŞ’tan UYARI

erdogan karakus için resim sonucuErdoğan KARAKUŞ
Hava Pilot Korg. (E)

Bugünkü dünyada bir ülkeden bir başka ülkeye insan ulaşımı % 90 oranında hava yollarıyla yapılmaktadır. O nedenle malzeme, teçhizat, hammadde % 90 oranda denizyoluyla taşınırken, insan ulaşımı hava yoluyla olmaktadır.

  • Bu nedenle deniz, hava ilişkilerini birlikte incelemek gerekir.
  • Özellikle pilotlar uçuş yeteneğini kısa zamanda yitirir.

Onların similatör ve öbür eğitimlerinin bu dönemde de sürüdülmesi gerekir.

Şu anda birçok havayolu pilotu evde bekler konumdadır. Eğer bu konular düşünülmezse ilerde uçuşların tehlikeli bir noktaya taşınma olasılığı vardır.

Şu aralar neredeyse bütün havayolu uçuşları durmuş bulunmaktadır.

O nedenle birçok uçak İstanbul Havaalanı’nda yeterli park yeri olmaması nedeniyle ATATÜRK Havaalanında beklemektedir. Durum böyle iken ATATÜRK Havaalanındaki pistin birinin bir bölümü sökülerek salgınla ilgili hastane inşasına başlanmıştır. Başka yerler varken, uçak pisti gibi çok değerli bir yerin yitirilmesi çok üzücüdür.

Bu durum özellikle bu meydanın aynı zamanda savaş durumunda İstanbul’un korunması için kullanılması gerekli olduğunu bilen havacıları daha çok üzmüştür.

Öte yandan 13 Nisan günü Türk Hava Kurumu‘nun eski model yangın söndürme/ilaçlama uçakları (11 tane Dramodor) ve kimi taşınmazlarının  satış ihalesi yapılmıştır. Salgının çok büyük sorunlar yarattığı bu dönemde mal varlığı satışının ne denli uygun olduğunun takdirini YÜCE TÜRK MİLLETİ’ne bırakıyorum.

Öbür yandan 2020 yılında Kurum yangın söndürme faaliyetine katılamayacak gibi görünmektedir. Kurum’un satılması düşünülen uçakların dışında 9 tane Kanada’nın üretmiş olduğu yangın söndürme uçağı ( CL-215) bulunmaktadır. Geçen yıl 5 uçakla yangın söndürme faaliyeti için ihaleye katılmış ancak ihaleyi kazanamamıştır. Geçen yılki orman yangınlarının çokluğunu düşünürseniz bu durumun ne denli acı olduğunu benim söylememe gerek yok diye düşünüyorum.

Doğal olarak bütün yangınları söndüreceğini ileri sürmüyoruz. Bir nebze bile faydası olsaydı kötü mü olurdu diyoruz. Bu yıl ise Orman Genel Müdürlüğü öyle bir şartname hazırladı ki, şaşırırsınız. İhaleye katılacak uçakların 5000 litreden çok su taşıyabilmesi gerekiyor. Kurumun uçakları ise 4900 litre su taşıyor. Orman Genel Müdürü duruma bağlı olarak Kurumun uçaklarını da devreye alabiliriz dedi ancak sanırım bu sözde kaldı.

  • Biz salgınla uğraşırken yangın mevsimi de yaklaşıyor.

Herkesi olayları sağduyu ile çözmeye çağırıyorum.

Orman Bakanı geçtiğimiz dönemde Rusya’dan uçak satın alınabileceğini söylemişti. Uçakların 20-30 milyon dolar olduğu basında yayınlandı. Daha sonra İdlip olayları nedeniyle Ruslarla ipler gerildi. Şimdi bir de salgın bütün mali hesapları değiştirdi. Konunun ülkemizin son durumu da gözönüne alınarak yeniden değerlendirilmesi çok yararlı olacaktır diye düşünmekteyim.

E. Alb. Atilla Uğur’un Düzmece Ergenekon Davasında Yaptığı Savunma


E. Alb. Atilla Uğur’un Düzmece Ergenekon Davasında Yaptığı Savunma

Dostlar,

“Geçmiş zaman olur ki, hayali cihan değer…”

Bilinen bir sözdür. Acaba daha çok yaşlılar mı kullanır yoksa uzak olmasa da
geçmişe gönderme yapacaklar mı?

Sorunun yanıt bir yana; E. Albay Atilla Uğur‘un düzmece Ergenekon Davasında yaptığı savunmayı paylaşarak dün ile bugün arasında kimi çağrışımlar uyanmasını ve bunların geleceğe bağlanmasını istiyoruz. Tarih bilimi ve amacı da bu 2’li eylemin ta kendisi değil mi?

O Albay ki, Apo Kenya’dan Türkiye’ye getirildiğinde sorgusunu ustalıkla yapan ve gerçekleri konuşturan kişi idi.. Temmuz 2001 seçimlerinde Antalya’dan bağımsız milletvekili adayı olmuş ama sevgili halkımız, bağımsız adaylara iltifat etmemişti..
Bu durumda olan Doğu Perinçek, Tuncay Özkan, Çetin Doğan, Erdoğan Karakuş.. da vardı.

*****

ANTALYA BAĞIMSIZ ADAYI E. ALB. ATİLLA UĞUR’UN SAVUNMASI

Sayın Başkan,

Sözlerimi 15 dakikalık (yaklaşık) sürede bitireceğim. Bu uydurma Ergenekon davası, emir ve talimatlarla başlatıldıktan sonra burada bulunan birçok insana yapıldığı gibi bana da yalaka ve yandaş medya tarafından olmadık saldırılar, hakaretler yapıldı. İddianamede bile bulunmayan birçok konuda iftiralar atıldı.
“Nasıl olsa yönetimin, yargının ve polisin büyük kısmı bizden, vurabildiğimiz kadar vuralım..” dendi.

Türk Milleti, Anadolu insanı önce “ Vay anasını ne biçim örgütmüş bu” dedi… Psikolojik harp o kadar yoğun uygulandı ki; insanımızın kafası karmakarışık oldu. Ardından saygıdeğer heyetiniz binlerce sayfadan oluşan ve iftiraname niteliğindeki bu uydurma iddianameyi çok CİDDİ bularak kabul etti.

O kadar kısa süre içinde tamamını inceleme olanağınız olmadığı gibi, sizi bu iddianameyi kabule zorlayan bir mevzuat hükmü de bulunmuyordu. Sonra usulsüzlükler, digital katliamlar, sehven yüklemeler, uydurmalar, gizli ve açık tanık komedileri yaşanmaya başladı. Önceleri bu davaya “evet, bir şeyler vardır” diyen vatandaş sayısı hızla düşmeye başladı. Son anketlerde bu davayı inandırıcı ve yargılamayı hukuka uygun bulanların oranı %29 çıktı. Yani millet uyanmaya başladı…!

İDDİANAMEDEKİ YALANLARIN HEPSİNİ BELGELERLE KANITLADIM..!

Sayın Başkan;

Genel görünüm ve gidişatı kısaca özetledikten sonra şahsımla ilgili trajikomik durumlardan örnekler vermek istiyorum. Hakkımda malum çete tarafından uygulamaya konulan karalama kampanyası sırasında gazeteci ve köşe yazarı olduklarını iddia eden yirmiye yakın şahıs ve gazeteleri hakkında suç duyurusunda bulundum. Gerçek savcılar suç duyurularımı ciddi bulup dava açtılar ve yine gerçek hakimler kovuşturmaya başladılar. Bunlardan en belirgin örnek Ayşe Nazlı ILICAK adlı kişinin İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesince şahsıma hakaret ettiğinin sabit görülmesi ile daha sonra paraya çevrilen bir cezaya mahkum edilmesidir. Burada cezanın miktarı veya niteliği önemli değildir. Aslolan benim haklılığımın bağımsız Türk Mahkemesince TESCİL edilmiş olmasıdır.

Diğer bir önemli husus ise emrinde çalışmaktan onur duyduğum, terörle mücadeledeki başarımdan dolayı defalarca ödülünü aldığım şehit Albay Rıdvan ÖZDEN’in benim tarafımdan öldürüldüğü iddiasıdır. Bu iddia alçaklıktan öte şerefsizlik ve iğrençlik abidesidir..! Yalaka, tetikçi ve yandaş medyada günlerce bu hususta yayın yapılmıştır. Hepsi ile ilgili yaptığım suç duyuruları kabul edilmiş ve dava açılmıştır. Heyetiniz Mardin Başsavcılığından ilgili belgeleri istemiş ve bana ulaşmıştır.

İddianame adı verilen iftiralar manzumesi kabarık olsun diye, kamuoyunu ve kovuşturmayı yapan heyetinizi şahsım hakkında olumsuz etkilesin diye konulan Gizli Tanık Aydos ve Gizli Tanık Kıskaç’ın benimle ilgili iftiralarının yine tarafınızdan çeşitli makamlardan istenen resmi belgelerle YALAN olduğu anlaşılmıştır.

Bu husus heyetinizce de görülmüştür. Hatırlatmak için söylüyorum,
“Ben bir köylü kadına uyku hapı vermişim, teröristlerin yemeklerine koymuş sonra teröristler sarhoş gibi dağda dolaşırken ben de bunları yakalayıp öldürmüşüm(?).”
“Bir başka terörist grubu da caminin altında yakalayıp aynı şeyi yapmışım(?)”
Mardin C. Başsavcılığı’ndan gelen cevabi yazıda bu canilerin nerede, ne zaman güvenlik güçleri ile girdikleri çatışmalarda etkisiz hale getirildikleri açıkça belirtilmiştir. Heyetiniz bu konuya da vakıf olmuşlardır. Keza Kütahya’da Alay Kom.lığı yaptığım, ADD’ye üye olduğum iddialarının da doğru olmadığını sizlere gelen yanıt yazılarından anladınız. Ayrıca eşime ait şirketin askeri ihalelere girdiği ve aldığı iddiası ile ilgili iddia makamı salt eşime ait şirketin değil arkadaşım
“Dr. B. G.’nın M.” adlı şirketinin de ihalelere girip girmediğini, ihale alıp almadığının sorulmasını istedi. Sordunuz, yanıt geldi, zaten bunu da siz okudunuz, tek bir ihaleye girilmemiş ve de alınmamış olduğu ortaya çıktı. (Sayın Yetkili, Köksal&Partners olarak, müvekkillerimiz
B. G. ve M. I. şirketi adına sizinle iletişime geçmekteyiz.” içerikli e-iletinin bize 06.05.2015 günü ulaşması üzerine açık adlar tarafımızdan, biz Dr. Ahmet Saltık olarak kısaltılmıştır.)

Sayın Başkan;

Bir yıl kadar önce 4 No’lu da iken adsız ve imzasız mektuplar gelmeye başladı.
Bir kadın kocasının benim yüzümden battığını, perişan olduğunu, çocuklarının özel okul paralarını ödeyemediğini yazıyor, ilgili ilgisiz, saçma sapan hususlara vurgu yapıyordu. Kurum Müdürlüğü imzasız, adsız mektupları kabul etmeme kararı aldı. Şimdi öğrendim, yaklaşık bir aydır avukatlarım Sn. Celal Ülgen, Sn. Hüseyin Ersöz ve Sn. Serkan Günel’in bürolarına aynı doğrultuda telefonlar gelmeye başlamış. Anlıyorum ki artık her şeyi açığa çıkmış bir çete yeni numara ve düzmece senaryoların peşinde. Bana daha önce iftira atan, buradaki bütün insanları itibarsızlaştırmaya çalışan çete, iş bu çetedir.

Sayın Başkan,

Size de iğrenç iftiralar atan çete aynı çetedir.
Polis ve Yargı içine ustalıkla sızmış olan bu çetenin yemeyeceği herze yoktur.

ÇETENİN YENİ HEDEFİ 11. AĞIR CEZA HAKİMİ’DİR..!

Çok yakın bir gelecekte 11. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı’na aynı iğrençlikleri uygulayacaklardır. Türk Milleti adına karar verdiğinin bilincinde olan bu hakim hem Balyoz düzmece davasında hem de Hanefi Avcı ile ilgili konuda korkmadan hukuk adamlığının gereğini yapmıştır. Bu yüzden çetenin hedefidir… Şimdi elimdeki bir başka resmi belgeden söz etmek istiyorum.

Heyetiniz üyesi hakimlerden duymadım ama Sayın Başkan, sizin tecrübeli bir hukukçu olarak sanıklara “Neden sen” “Neden bunlar sana yapılmış da bir başkasına yapılmamış” anlamında sorular sorduğunuza tanık oldum.
Aynı şeyi savunmamda bana da sordunuz.

EVET, NİYE BEN?
Bunun cevabı son derece açıktır;

EVET BEN, Çünkü; Bebek katilini İmralı’da sorgulamış Türk subayıyım..!
EVET BEN, Çünkü; PKK, DHKP-C ve Hizbullah terör örgütleri ile mücadelede hasbelkader başarılı olmuş bir Türk subayıyım..!
EVET BEN, Çünkü; Hizbullah Terör Örgütü üst düzey yöneticilerinin yakalanması operasyonuna katılmış bir Türk subayıyım…!
EVET BEN, Çünkü; Allah’ını, milletini bilen Mustafa Kemal’in yolundan giden bir Türk Subayıyım…!

İŞTE “NEDEN” SORUSUNUN CEVABI KISACA BUDUR…!

Bana “Darbecisin, Teröristsin” deniyor. Darbeci de, terörist de şerefsizdir.

“Falanca milletvekili ile görüşüp onu AKP’den koparmaya çalışıyorsunuz” deniyor.
Darbe olduğunda milletvekilinin, rektörün, partinin hükmü mü kalır?
Darbe böyle mi yapılır?

Sayın Heyet,

Beni sevmiyor, hatta nefret ediyor olabilirsiniz… Hatta bu teröriste bir an önce ağırlaştırılmış müebbet verelim de gününü görsün diye düşünebilirsiniz…
Ama heyetiniz Türk Milleti adına karar veren bağımsız bir mahkemedir. “İddianamede bu sanık için şunlar şunlar yazılı ama gelen yanıt yazılarında
birçok konunun gerçek dışı olduğunu gördük, bu şüphelidir ve
şüpheden sanık yararlanır.” diye hiç mi düşünmüyorsunuz?

ABD, PKK’ya YARDIM GÖNDERDİ…!

Geçen duruşmada İbrahim Şahin, Amerikan helikopterinden teröristlere yardım malzemesi atıldığını söyledi. Siz de “Rapor yazdın mı, bildirdin mi?” diye sordunuz. İşin aslı şudur :

1992 yılında Şırnak ile Beytüşşebap arasındaki Hezil Çayı’nın batısındaki bölgede kalabalık bir terörist grubu ile çatışma çıkmıştı.

Ben de o sırada Pervari Kalmetepe ve Konisor sırtlarında başka bir terörist grup ile çatışmada idim. Hezil Çayı kenarındaki terörist grup güvenlik güçlerince tümüyle sarıldığında birçok yaralılarının olduğu bir zamanda, akşama doğru bir Amerikan Sikorsky helikopteri gelip teröristlerin bulunduğu alana 10-12 balya atıyor. Bu durum Şırnak Tugay Kom.lığınca üst makamlara arzediliyor, C. Başkanı’na kadar sunuluyor ve Amerikalılardan yanıt isteniyor. Çekiç Güç cevap veriyor ve yanlışlıkla atıldığını, Peşmerge sandıklarını söylüyor.

Ayrıca teröristlerle girdiğimiz birçok çatışma sonucunda bulduğumuz sığınak ve de sonucunda, bulduğumuz sığınak ve depolarında ABD Ordusuna ait çok sayıda matara, ilaç, harp paketi vs. gibi malzemeler bulup rapor ettik. Ele geçen malzeme dökümleri aynı zamanda ilgili savcılıklara da bildirildi. Yani bu husus tümüyle DOĞRUdur…!

Öbür önemli konu, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün Bursa Nutku,
Yurttaşlar İçin Medeni Bilgiler Kitabı ve Nutuk adlı eseridir.

Ben burada ”Bursa Nutku vardır, yoktur tartışmasına birkaç kez tanık oldum.
Ayrıca Ulu Önderin el yazısı ile notlar düşerek hazırladığı ve okullarda okutulması amacıyla ile 1930 yılında basılmış olan Medeni Bilgiler adlı kitabın 7 nci sayfasının suç kanıtı olarak 3. iddianame ek klasörlerine konulduğunu gördüm.

Sn. Başkan,

06 Şubat 1933 günü İzmir’den Bursa’ya gelen Ulu Önder, Çelik Palas’ta kalırken akşam Balıkesir Kolordu Kom., Bursa Valisi, İçişleri Bakanı ve Adliye Bakanı’nın olduğu toplantıda bu nutku irade buyurmuştur. Bu toplantıda ulusal ve yerel gazeteciler de bulunmaktadır. Bursa ilinde bazı Cumhuriyet düşmanlarının faaliyetlerinden söz edilirken, Bursa belediye başkanı ”Efendim Bursa gençliği bu olayı hemen bastıracaktı ama polis ve adliyeye olan güveninden ötürü …” diyor.

Ulu Önder, Başkanın sözünü keserek patlıyor ve ”Bursa gençliği de ne demek? Ülkede yer yer, parça parça gençlik yoktur, yalnızca ve yalnızca Türk gençliği vardır!” diyor ve hepinizin bildiği nutku söylüyor.

Bu söylevde özetle Türk Gençliğinin devrimlerin ve rejimin sahibi olduğunu,
bunlara saldırı olduğunda Cumhuriyetin polisi var, askeri var, adliyesi var demeden mücadele etmesi gerektiğini öğütlüyor Dönemin İçişleri Bakanı Şükrü Kaya‘nın anılarında ve Hasan İzzettin Dinamo’nun Kutsal Barış adlı eserinde bu husus vardır.

Sayın Başkan; Halen yürürlükte bulunan Anayasamızın 23 Temmuz 1995 gün ve 4121/ 1 sayılı yasa ile yapılan değişiklikle başlangıç maddesinde aynen şöyle denilmektedir.

Türk Vatanı ve Milletinin ebedi varlığını ve yüce Türk Milletinin bölünmez bütünlüğünü belirleyen bu anayasa; Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ölümsüz önder ve eşsiz kahraman Atatürk’ün belirlediği milliyetçilik anlayışı ve onun inkılap ve ilkeleri doğrultusundadır.” denilmiş, 03.10.2001 gün ve 4709 / 1 sayılı yasanın değişik ibaresinde ise; “Hiçbir faaliyetin Türk Milleti menfaatlerinin, Türk varlığının Devlet ve Ülkesiyle bölünmezliği esasının, Türklüğün tarihi ve manevi değerlerinin, Atatürk’ün ilke ve inkılapları ve medeniyetçiliğinin karşısında koruma göremeyeceği..” hususu AÇIK ve NET OLARAK ORTAYA KONULMUŞTUR.
Ve en sonunda da şöyle denilmiştir:

”Bu Anayasa Türk Milleti tarafından demokrasiye aşık Türk evlatlarının vatan ve millet sevgisine emanet ve tevdi olunur.”

Sn. Başkan;

Nur içinde yatsın, rahmetli babam Ulu ÖNDERİN dönemine yetişmiş bir Türk genci idi. Hep Mustafa Kemal’in in yolundan gitti. Kardeşlerim ve bana ilk öğrettikleri Yüce Allah ve sevgili peygamberimizin sevgisinden sonra Atatürk ve Vatan aşkı idi. Ben de Atatürk’ün yolundan gittim ve gidiyorum, çocuklarım da aynı çizgiyi izleyecekler.

Artık tüm dünya alem tarafından bilinen malum çetenin de bütün korkusu Atatürkçüler ve Türk gençliğidir….

Çete, korkusunda haklıdır. Çünkü Mustafa Kemal’in yolundan giden bizler milyonlarız ve Cumhuriyet’i, Vatanı, Allah’ın izni ile bu çete ve yandaşlarına yedirmeyeceğiz.

Sözlerimi bitirirken çok küçük bir anımı nakletmek istiyorum :
2007 yılında 5.000 Mehmetçiğe emir komuta ederken icra ettiğimiz yemin töreninde
binlerce aileye seslenen bir konuşma yapmış ve Ulu Önderin Gençliğe Hitabe’ sinden söz etmiştim. Konuşma sonunda herkes heyecanla alkışladı.
Evimi bastıklarında aldıkları CD’lerden birinde bu da vardı. Tören sonunda verdiğim resepsiyonda Sn. Vali, Ağır ceza reisi ve Başsavcı ayakta sohbet ederken
Ağır ceza reisi arkadaşım ”Komutan güzel konuştun, hepimizi duygulandırdın ama Mustafa Kemal‘den o kadar sıklıkla söz ettin ki; bu kimilerini rahatsız etmiştir, maazallah başına bir şey gelir.” diye laf etti, gülüştük…

Aradan bir yıl geçmeden, “terörist” diye tutukladılar …

Ulu Önderin izinden gidip Silivri Zulümhanesi’ne atılmak benim için şereftir.

Teşekkür ederim.

Em. Albay Atilla Uğur
Silivri Esiri

———- Yönlendirilmiş ileti ———-
Kimden: Ömer Öztürkmen <alb.ozturkmen@gmail.com>
Tarih: 14 Nisan 2011 12:03
Konu: TÜRKİYE TÜRKLERİNDİR..

TESUD: Balyoz tebliğnamesi kabul edilemez!


Dostlar,

TESUD, Balyoz davasında, Silivri özel yetkili mahkemesi (ÖYM) kararının Yargıtay temyiz aşamasında onanması yönündeki Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın görüşünü (Tebliğname) bir basın açıklaması ile eleştirdi. Dernek Başkanı E. Korg. Erdoğan Karakuş imzalı metin, adeta bir çığlık.. Hukukun nasıl ve kezlerce ayaklar altına alınışının bir listesi..

İleride hukuk  ve insanlık tarihine adeta ders malzemesi niteliğinde..

Acı ve kaygı duyuyoruz.
Pek umudumuz olmamakla birlikte, dileriz Yargıtay 9. Ceza Dairesi hukuka uygun davransın ve bu mahkumiyet kararlarını kaldırsın. Ancak bu kez dosya gene aynı mahkemeye dönecek. ÖYM uyacak ya da direnecek. Bu kararı da birkaç yıl alacak
belki de.. Direnirse bu kez dosya Yargıtay Ceza Dava Daireleri  Kurulu’na gidecek.. Karar düzeltimi (tashih-i karar) istemi gündeme getirilirse bu da ek süre demektir.

Anlaşılan, bilerek, tasarlayarak, eylemli biçimde (de facto) zamana oynanmaktadır.

Çünkü Yargıtay aşaması tamamlandıktan sonra bir de Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru hakkı (!?) var.. Bu aşama da birkaç yıl alabilir.. Ancak iç hukuk yolları tüketildikten sonra AİHM kapısı çalınabilecek. Son aşamada AİHM’de AİHS dayanaklı karar üretmek 10 yıla bağlı neredeyse..

Oysa içeride tutsak pek çok yurtsever, bu denli uzun süre yaşayacak durumda olmayabilir..

Geç kalan adalet, adalet değildir… denir.

Adaletin mezarda geleninin adı ne olmalı?

Türkiye’ye, özgü, RTE kandırmacasıyla “İleri Demokrasi” masalsı adaleti mi??

Bu durum sürdürülemez..

  • Türkiye’de birilerinin, hatta epey insanın beynini ve gönlünü formatlaması
    ve kin ve nefretten arınarak yeniden insanlaşması kaçınılmaz görünüyor.

Sevgi ve saygı ile.
24.6.2013, Ankara

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

Makalemizi bütünüyle okumak için (word dosyası) lütfen erişkeyi (linki) tıklar mısınız?

BALYOZ’da_YARGITAY_CUMHURİYET_BASSAVCILIGI’nin_onaylama_tebliği_hk.

=========================================

TESUD: Balyoz tebliğnamesi kabul edilemez!

TESUD

 

Türkiye Emekli Subaylar Derneği,

Yargıtay Başsavcılığı’nın
Balyoz davası tebliğnamesine
tepki gösterdi.

 

Derneğin Genel Başkanı Emekli Korgeneral Erdoğan Karakuş,

  • Hazırlanan tebliğname, halkımızın vicdanında derin yaralar açmıştır. dedi.

portresi_resmi

 

Yargıtay Başsavcılığı, Balyoz Davasıyla ilgili mütalaasının yer aldığı tebliğnameyi tamamlayarak kararı verecek Yargıtay 9’uncu Ceza Dairesine gönderdi.

 

 

Emekli subaylar tebliğnameye sert tepki gösterdi

Türkiye Emekli Subaylar Derneği Genel Başkanı Emekli Hava Korgeneral
Erdoğan Karakuş,

  • Balyoz davasının Türk Silahlı Kuvvetleri’ne karşı karanlık güçlerin ve cumhuriyet düşmanlarının kurduğu hain bir tuzak olduğunu söyledi.

Karakuş, Balyoz davasıyla ilgili Yargıtay Başsavcılığı’nın tebliğnamesinin,
halkıın vicdanında derin yaralar açtığını söyledi.

Basın açıklamasının tam metni aşağıda :

************

TÜRKİYE EMEKLİ SUBAYLAR DERNEĞİ (TESUD)’NİN BALYOZ DAVASI İLE İLGİLİ BASIN AÇIKLAMASIDIR

YÜCE TÜRK MİLLETİ’NE,

TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ (TSK)’NE KARŞI KARANLIK GÜÇLERİN VE CUMHURİYET DÜŞMANLARININ KURDUĞU HAİN TUZAK, YAPILAN SAVUNMALARLA, TEKNİK İNCELEMELERLE, İLİM-BİLİM YOLUYLA, BELGELERLE ORTAYA KONDUĞU HALDE, YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI’NIN HAZIRLADIĞI TEBLİĞ, EN YÜKSEK YARGI MAKAMLARININ DAHİ, TUZAĞIN FARKINDA OLMADIKLARI NEDENİYLE, HALKIMIZIN VİCDANINDA DERİN YARALAR AÇMIŞTIR.

ARTIK HALKIN ÇOĞUNLUĞUNUN HUZURUNDA DAHİ,
TSK’Nİ YIPRATMAK İÇİN AÇILAN BU DAVALARIN HUKUKİ ZEMİNİ YOKTUR.

TÜRK HALKI; BU DAVALARIN SADECE TSK’NE KARŞI DEĞİL,
AYNI ZAMANDA YÜCE TÜRK MİLLETİNE, YÜCE TÜRK ULUSUNA KARŞI
TUZAK OLDUĞUNU ANLAMIŞTIR.

  • BU DAVALAR KARANLIK GÜÇLERİN, CUMHURİYET DÜŞMANLARININ BAŞLATTIĞI SİYASİ DAVALARDIR VE AMACI; TARİHİ ŞAN VE ŞEREFLE DOLU TSK’Nİ YIPRATARAK, BÖLÜCÜ, YIKICI, MİLLETİ BİRBİRİNE DÜŞÜRÜCÜ GİZLİ EMELLERİNE ULAŞMAKTIR.

O NEDENLE TSK’Nİ YIPRATMAYA YÖNELİK BU DAVALARI BİRBİRİNDEN AYIRMAK MÜMKÜN DEĞİLDİR. BU DAVALARDAKİ KADAR HUKUK İHLALLERİNİN YAPILDIĞI, ADİL YARGILAMA KURALLARININ ZEDELENDİĞİ BİR DAVA GÖRÜLMEMİŞTİR. ONUN İÇİN DAVALARDA GÖREV ALAN HAKİMLERE, SAVCILARA SORMUYORUM. BİRAZ VİCDANI OLANLARA, ELİNİ VİCDANINA KOYAN VATANDAŞLARIMIZA SORUYORUM.

KENDİNİZİ YARGILANANLARIN YERİNE KOYUN.

-BU DAVALARIN DURUŞMALARI HİÇ BİR TELEVİZYONDAN
CANLI YAYINLANMAYARAK HALKIMIZDAN GİZLENMİŞTİR.
SİZ YARGILANSAYDINIZ; GİZLENMESİNİ İSTER MİYDİNİZ?

BU DAVALARDA TERÖR SUÇUNDAN CEZA ALMIŞ TERÖRİSTLER TANIK, GİZLİ TANIK OLMUŞTUR. SİZ YARGILANSAYDINIZ; TERÖR SUÇUNDAN CEZA ALMIŞ TERÖRİSTLERİN TANIK, GİZLİ TANIK OLMASINI İSTER MİYDİNİZ?

-BALYOZ DAVASININ BİLİRKİŞİSİNİN, ORDU KOMUTANLIĞI GİBİ EN ÜST SEVİYEDEKİ BİR KOMUTANLIĞIN, PLAN SEMİNERİNİN DEĞERLENDİRMESİNİ YAPACAK DENEYİME SAHİP OLMADIĞI, BİR ÇALIŞMA GRUBUNUN GEREKLİLİĞİ İLERİ SÜRÜLMÜŞTÜR.

SİZ YARGILANSAYDINIZ; DENEYİMSİZ BİLİRKİŞİ İSTER MİYDİNİZ?

-DAVALAR ASKERİ MAHKEMELERDE GÖRÜLMESİ GEREKİRKEN, GECE YARISI YASASI DENEN YASAYLA, ASKERİ KONULARDA TECRÜBESİZ, DENEYİMSİZ, BİLGİ BİRİKİMİ OLMAYAN SİVİL MAHKEMELERE DEVREDİLMİŞTİR.
İSNAT EDİLEN SUÇLAR, ANILAN YASADAN ÖNCE İŞLENMESİNE RAĞMEN, ASKERİ MAHKEMELERDE YARGILANMA KONUSUNDAKİ MÜKTESEB HAKLARI, YANİ YASAL OLARAK KİMSENİN ELLERİNDEN ALAMAYACAĞI HAKLARI DA ELLERİNDEN ALINMIŞTIR. SİZ YARGILANSAYDINIZ; ASKERİ KONULARDA TECRÜBESİZ, DENEYİMSİZ, BİLGİ BİRİKİMİ OLMAYAN MAHKEMELERDE YARGILANMAK İSTER MİYDİNİZ ?

MÜKTESEB HAKKINIZIN GASBEDİLMESİNE RAZI OLUR MUYDUNUZ ?

-BALYOZ DAVASINDA ÖZEL FİLO TARAFINDAN KENDİ UÇAĞIMIZI DÜŞÜRECEĞİMİZ BELİRTİLMİŞTİR. ANCAK; ÖZEL FİLODA SAVAŞ UÇAĞI BULUNMAMAKTADIR. YANİ UÇAK DÜŞÜRME YETENEĞİ YOKTUR. SİZ YARGILANSAYDINIZ; YAPILAN SAHTEKARLIK ORTAYA ÇIKMIŞ DEMEZ MİYDİNİZ ?

-TEKNİK KONULARDA YORUM YAPMAK MÜMKÜN DEĞİLDİR. BİRÇOK BİLİRKİŞİ RAPORUNDA BAZI CD’LERDE SAHTECİLİK YAPILDIĞI BİLİMSEL OLARAK KANITLANMIŞTIR. SİZ YARGILANSAYDINIZ; TEKNİK KONULARDA DOĞRU TEKTİR. BU CD’LER SAHTEDİR DEMEZ MİYDİNİZ ?

-YİNE AYNI ŞEKİLDE BİR SANIĞIN CEP TELEFONU İLE BİR DAKİKADA 300 AYRI KİŞİYLE KONUŞTUĞU VE KONUŞTUĞU BİRİSİNİN EVLİ OLMADIĞI HALDE KAYINBİRADERİ OLDUĞU, SONRA DA CEP TELEFONUNA EKLEMENİN SEHVEN YANİ YANLIŞLIKLA YAPILDIĞI BELİRLENDİ. SİZ YARGILANSAYDINIZ; BU KADARI DA OLMAZ DEMEZ MİYDİNİZ ? -BALYOZ DAVASININ DURUŞMALARINDA SAVCILIĞIN 360 İSTEĞİNDEN 358’İNİ KABUL EDEN MAHKEME, SANIK VE AVUKATLARIN 943 İSTEĞİNDEN SADECE 7’SİNİ KABUL ETMİŞTİR. SİZ YARGILANSAYDINIZ; BU NE BÜYÜK HAKSIZLIK DEMEZ MİYDİNİZ ? -BİR DAVADA AYNI SUÇTAN YARGILANAN SİVİLLER 3-8 YIL, ASKERLER MÜEBBETLE, YANİ ÖMÜR BOYU CEZALANDIRILMAKLA YARGILANMAKTADIR. SİZ YARGILANSAYDINIZ VE ASKER OLSAYDINIZ; NE DERDİNİZ ?

-BU DAVALARDA İNSAN HAKLARINA DUYARSIZLIK VE DİKKATSİZLİĞİN
HAD SAFHADA OLDUĞU GÖRÜLMÜŞTÜR. NİTEKİM BAYAN OLAN BAZI SANIKLARIN (BERNA DÖNMEZ – GÜLLÜ SALKAYA) BABALIK VE KOCALIK SIFATININ VERDİĞİ HAKLARI KULLANMAKTAN MAHRUMİYETLERİNE
KARAR VERİLMİŞTİR.

– SİZ ADİ SUÇ OLMAYAN BÖYLE BİR DAVADA YARGILANSAYDINIZ;
İNSANLARIN EN DOĞAL HAKKI OLAN ANALIK-BABALIK, KADINLIK-KOCALIK HAKLARINIZIN ELİNİZDEN ALINMASINI İSTER MİYDİNİZ ?

MECLİS DARBELERİ ARAŞTIRMA KOMİSYONU, DAVALAR DEVAM EDERKEN, BÜTÜN SANIKLARIN SUÇSUZLUĞU İLKESİNİ İHLAL EDEREK, HEPSİNİ ADETA SUÇLU İLAN ETMİŞ, ANAYASAL SUÇ İŞLEMİŞTİR. SİZ YARGILANSAYDINIZ; MECLİS DARBELERİ ARAŞTIRMA KOMİSYONU, DAVALAR DEVAM EDERKEN KURULMAMALIYDI, ANAYASAL SUÇ İŞLENMEMELİYDİ DEMEZ MİYDİNİZ ?

-ÜLKEMİZDEKİ BÜTÜN YARGILAMALARDA SANIKLARIN YAŞ VE SAĞLIK DURUMLARI GÖZ ÖNÜNE ALINARAK, TUTUKLAMA YAPILDIĞI HALDE,
BU DAVALARDA ANILAN KONULARIN ÇOK ACİL DURUMLAR HARİÇ İNSAF SINIRLARININ DIŞINDA OLDUĞU, İNSAN HAKLARININ ÇİĞNENDİĞİ GÖRÜLMEKTEDİR. BU NEDENLE; CEZAEVİNDE ÖLÜM HADİSESİ DAHİ OLMUŞTUR. SİZ YARGILANSAYDINIZ; İNSAN HAKLARININ ÇİĞNENMESİNİ KABUL EDER MİYDİNİZ ? ULU ÖNDER ATATÜRK “İSTİKLAL, İSTİKBAL, HÜRRİYET HER ŞEY ADALETLE KAİMDİR” DEMİŞTİR. HEPİMİZ İSTİKLAL, İSTİKBAL VE HÜRRİYETİMİZİ KAYBETMEMEK İÇİN, KİN VE NEFRET DUYGULARINDAN SIYRILIP, VAKİT GEÇİRMEDEN ADALETE SIĞINMALIYIZ. HERKESİ VİCDANIYLA BAŞBAŞA BIRAKIYORUM.

ÇÜNKÜ ADALET BİR GÜN HERKESE LAZIM OLACAK.

TÜRKİYE EMEKLİ SUBAYLAR DERNEĞİ
http://www.tesud.org.tr/News/News.aspx?id=ea51fd6a-2abe-4b35-a354-f2a09dfabd44