Etiket arşivi: Dr. Taner Özek

ALİ İSMAİL KORKMAZ’ın ANISINA

ALİ İSMAİL KORKMAZ’ın ANISINA

Wish You Were Here

So, so you think you can tell
Heaven from Hell
Blue skies from pain
Can you tell a green field
From a cold steel rail?
A smile from a veil?
Do you think you can tell?
And did they get you to trade
Your heroes for ghosts?
Hot ashes for trees?
Hot air for a cool breeze?
Cold comfort for change?
And did you exchange
A walk on part in the war
For a lead role in a cage?
How I wish, how I wish you were here.
We’re just two lost souls swimming in a fish bowl
Year after year
Running over the same old ground
What we’ve found?
The same old fears
Wish you were here

Dr. Taner ÖZEK
================================
Dostlar, 

Ali İsmail Korkmaz (18 Mart 1994, Hatay – 10 Temmuz 2013, Eskişehir), Taksim Gezi Parkı protestolarına destek amacıyla katıldığı yürüyüşe müdahale eden polis ve karşıt görüşlü gruplar tarafından darp edilmesi sonucu 19 yaşında öldürülen üniversite öğrencisidir.

Ali İsmail Korkmaz ile ilgili görsel sonucu

Bu cinayet için de ADALET İSTİYORUZ…

HAK – HUKUK – ADALET istiyoruz??

AKP yönetimi adaletin nerede?? Cinayet 5. yılına girdi!?

Sevgi ve saygı ile. 11 Temmuz 2017, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
Ankara Üniv. Tıp Fak. – Mülkiyeliler Birliği Üyesi
www.ahmetsaltik.net     profsaltik@gmail.com

Nuriye Gülmen ve Semih Özakça için artık saatler önemli!

Nuriye Gülmen ve Semih Özakça
için artık saatler önemli!

Dr. Taner ÖZEK
Radyoloji Uzmanı
(AS : Bizim kapsamlı katkımız yazının altındadır..)
120 gün olmuş (AS : 9.7.17’de 124. gün!), aşağıdaki tanık olduğum olayı anlatmamın üzerinden 15 gün geçmiş ve artık yürüyemiyorlarmış. Bence en tehlikelisi böbreklerinin ağrıması. Maalesef merkez medyada bu konu ile çok az yazı ve yayın var. Daha çok Amerika’da doğum yapan ünlülerle (?) ilgili yazılar manşette.
Lütfen çok geç olmadan daha duyarlı olalım…
Saygılar.
*****
Bir insan ve hekim olarak ölüm oruçlarına karşıyım.
Bu düşüncemin kesinleşmesine yaklaşık 20 yıl önce hastanede ultrasonografi nöbeti tutarken yaşadığım bir olay neden oldu. Ultrason odasına biri astsubay 3 asker geldi. Cezaevinden bir mahkumu acil servise getirdiklerini mahkuma ultrason istendiğini söyleyip bir süre sonra sedyede bir genci getirdiler. Gencin ölüm orucunda olduğunu, herhangi bir soru sormamı söylediler. Yalnızca Hukuk fakültesi son sınıftan terk olduğunu belirttiler. Daha önce basından ölüm orucundaki insanların resimlerini (AS: fotoğraflarını!?) görmüştüm, ama ilk kez bir insan ve hekim olarak bu kadar yakından tanık oldum. Bilinci yarı açık, çok zayıflamış ve rengi kirli sarı bir gençti. Elleri kelepçeli hareketleri kısıtlıydı. Ama asıl şoku gence ultrasonografi bakarken yaşadım..10 senedir ultrasonografi yapan bir hekim olarak böyle iç organ görüntülerini ne o zaman nede ondan sonra meslek hayatımda geçen 20 yılda; çok ağır hastalıklar geçiren hastalarda bile görmedim.
Tüm iç organları (karaciğer, pankreas, böbrekler, vasküler yapılar…) çürümüştü.
Sanki açlıktan iç organları kendi kendilerini yemişti.
Ultrason tetkiki bitince genç mahkuma geçmiş olsun diyerek kelepçeden neredeyse çıkacak kadar zayıflamış elini tuttum.O an gözlerini bana çevirdi ve gözlerime baktı..
Bana bakışını hala unutamadım. Ve bakışları ile bana ne demek istediğini yaşamım boyunca merak edeceğim. Bunu o gence sorma şansım artık yok.Basından öğrendiğim kadarı ile işten atılan ve tutuklanan Nuriye Gülmen ve Semih Özakça‘nın hiç bir örgütle bağlantıları ve sabıkaları yok ve KHK ile FETÖ’den işten çıkarılmışlar.
Tek istemleri, işleri ekmekleri, onurları ve öğrencileri …
TTB’deki hekim arkadaşlarımdan öğrendiğim bu gençlerin yukarıdaki genç gibi
dönülmez noktaya gelme sınırında oldukları..
* Artık günlerin değil saatlerin önemli olduğu söyleniyor.

Dostlar,

124. günü ölüme yatışlarının Nuriye Gülmen ve Semih Özakça‘nın..
Dile kolay… tam 4 ay 4 gün bitti.. 
Bu arada eriyip bitti bu 2 genç insan yaşamlarının baharında..

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ‘ın TBMM’de Fetullah Gülen’e ve yaptıklarına övgüler düzen, yaptıkları şeffaf ve yasalara uygun diye savunan konuşma bantları ortalıkta, kimi TV’lerde..

Erdoğan’ın Fetullah Gülen’le yakın pozları, öpüşmesi…. görüntüleri de…

AKP kurucularından, eski TBMM Başkanı ve AKP’nin Başbakan yardımcılarından “özgül ağırlığı olan” ağır top Bülent Arınç‘ın çeyrek yüzyıldır Ankara Belediye Başkanı olan İ. Melih Gökçek için söylediği “Ankara’yı parsel parsel cemaata sattı” sözleri boşlukta.. Bir savcı da çağırır Arınç’a sorar değil mi? Uydurma e-postalarla imzasız ihbarlarla atılan iftiralar kimi garibanların yaşamlarını karartırken, İ. Melih Gökçek de nedense Bülent Arınç aleyhine tazminat – ceza davası aç(a)mıyor, O’na “müddei iddiasını ispatla mükelleftir!” diye gürleyemiyor Reisleri gibi.. Erdoğan da her ikisine bir şey sormuyor, soramıyor.. Gökçek Başkanlık saltanatını sürdürüyor. Arınç damadı üzerinden mi sıkıştırılıyor acaba susması için??

Erdoğan’a da nedir bu fotoğraflar Fetullah Gülen ile bunca samimi diye soran yok!?
Erdoğan “Kandırıldık, milletim bizi affetsin..”  dedi ve hesabı kapatarak kendini akladı.

Partisinden halen milletvekili, Bakan FETÖ‘cü olmadığı açıklandı inanırsanız..

Ama 2 masum ve gariban Nuriye Gülmen ve Semih Özakça işleri – ekmekleri – onurları – öğrencileri için çırpınarak bunları geri isterken kimseler duymadı.. Ölüm orucuna yattılar, bu kez de ilgilenen yok. Üstüne üstülük siz misiniz açlık grevi yapan diye hapse atıldılar. Suçlama örgüt üyeliği ve sabıkalılar.. Bunu söyleyen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu.. Hemen ardından avukatları savcılıktan sabıka kaydı alıyor tertemiz.. Eee, bu durumda AKP = RTE‘nin İçişleri Bakanı, hapiste açlık grevindeki 2 genç ve masum insana iftira mı atmış oluyor ?? Sonra da CHP ADALET YÜRÜYÜŞÜ başlatınca çamur üstüne çamur, gözdağı, tehdit… Adalet bunun neresinde??

* Nerede arayacak insanlar adaleti? Hapiste ve ölüm orucuna yatarak mı?

Haftalardır sitemizin manşetinde tutuyoruz.. Onbinlerce imza toplanıp yetkililere iletildi.
Birkaç gün değil belki birkaç saat sonra çooook geç olacak..Zerre kadar vicdan – insanlık – adalet duygusu kalmadı mı?
Bu 2 insanı işine iade edin, yargılama tutuksuz sürsün.. Zaten işe başlamaları olanaksız. Aylarca çok özenli sağaltım almaları zorunlu. Ne ölçüde sağlıklarına kavuşacakları belirsiz. Belki de engelli kalıp (malul) emekli edilecekler. Yargılamada suçlu çıkarlarsa cezalarını çekerler. Şu durumda adeta ölüm cezasına mahkum edilmişler gibi yavaş yavaş ve göz göre göre öldürülüyorlar.
Bu bir insanlık suçudur ve zaman aşımı yoktur!
Bu 2 masum genç insan öldüğünde gerçek katilleri kim olacak? Tarihin sahnesinde değil mi
Efendiler son günler hatta saatler.. Bu 2 insan henüz hükümlü değil sanıklar..
Kesin hükme dek masumlar. Her şeyden vazgeçtik, yasanın açık hükmünü uygulayın.. Vicdanınız, insafınız şöyle dursun.. Sizden merhamet dilenen yok, yasanın açık ve buyurucu (emredici) hükmüne uyun :
* Hapis cezası ve güvenlik önlemleri temel ilkelerini düzenleyen 13.12.2004 tarih 5275 sayılı CEZA ve GÜVENLİK TEDBİRLERİNİN İNFAZI HAKKINDA YASA md. 16/2’de,  sanığın hastalığı nedeniyle uygulanacak süreç şöyledir:

“… öbür hastalıklarda cezanın infazına resmi sağlık kuruluşlarının mahkûmlara ayrılan bölümlerinde devam olunur. Ancak bu durumda bile hapis cezasının infazı mahkûmun yaşamı için kesin bir tehlike oluşturuyorsa, cezasının infazı iyileşinceye dek geri bırakılır.”

Kesin hükümlüye bile tanınan hakkı sanıktan esirgemeyin..

Lütfen ve hemen… Bu gece değilse bile sabah, öğlene kalmadan..

Dr. Taner Özek’in kapkara çizimine baksanıza; sonsuzluğa kanatlanma başlamış!

Prof. Dr. Ahmet SALTIK
Halk Sağlığı – Toplum Hekimliği Uzmanı
AÜTF Halk Sağlığı AbD     Mülkiyeliler Birliği Üyesi
www.ahmetsaltik.net    profsaltik@gmail.com

Not : Anayasa Mahkemesi’ne yapılan başvuruda hak ihlali nedeniyle tedbir kararı ile salıverilme isteği reddedildi. Bu kararı da herhalde içimizde yükselen – zaptedemediğimiz isyanı “HAK – HUKUK – ADALET” diye haykırarak bastırmaya mahkumuz. Türkiye’ni artık hatta epeydir bir Anayasa Mahkemesi de yok.. ve iktidar “Adalet sokakta yürüyerek aranmaz..” buyuruyor!? İlgili yazı için tıklayın : http://ahmetsaltik.net/2017/07/04/sefer-can-anayasa-mahkemesi-fisini-cekti/

23 Yıl Sonra bir kez daha Sivas katliamı..


23 Yıl Sonra bir kez daha Sivas katliamı..

Gerçek katiller, azmettiricileri hala karanlıkta..

Pek çok sanık ve avukatı AKP kadrolarında Bakan bile oldu!

Tüm sorumluları ve işbirlikçilerini acımızla lanetliyoruz.
Sivas_kirimi_22._yil_02Temmuz2015Duyarlı meslektaşımız Dr. Taner Özek‘e şükranla..

Sevgi ve saygı ile.
02 Temmuz 2016, Tekirdağ

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail

BU KAN SAATİNİ DURDURALIM LÜTFEN..


BU KAN SAATİNİ
DURDURALIM LÜTFEN.. 

Kan_saatini_durduralim_Taner_Ozek_10.8.2015

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

    Dr. Taner Özek, 10 Ağustos 2015

Meslektaşımız, aynı zamanda usta çizer Dr. Taner Özek‘e teşekkür ederek..
10 Ağustos 2015 günü 6 şehit, 3 ölen ve 17 yaralı…
Anlı şanlı istihbarat örgütlerimiz ne işe yararlar??
Askeri İstihbarat, Jandarma İstihbarat, MİT, Emniyet İstihbarat ve
varlığı ileri sürülen kimi devlet büyüklerinin özel istihbaratı…
Yabancı istihbarat birimleri; Gladyo, kontrgerilla..

Bunların hiçbiri işe yaramıyor mu?
Bu kurumlara istihbarat amaçlı harcadığımız muazzam paralara mı yanalım,
kanlı sonuçlara ve Devletin zaaf içinde görünmesine / gösterilmesine mi??

İtiraf edelim ki, burnumuza “pis kokular” geliyor…

Bu kanlı tablo öyle basitçe istihbarat boşluğu ürünü falan değil..
Kotaranlar, provokatörler var içeride ve dışarıda..
Cenaze törenlerinde failler, timsah gözyaşları içinde aklananlar var..
Ama değişmeyen kural şu :
Her durumda Devletin 1. görevi yurttaşının can ve ml güvenliğini sağlamaktır..
Hele bu olayların maşa ve gerçek failleri makul sürede bulun(a)mıyor ise,
Devlet bu işlerin içinde demektir!

Dolayısıyla Devlet, en iyisi bunları engelleyecek, olmadı gerçek faillerini hızla bularak
adalete teslim edecektir.

3. bir seçenek ne yazık ki yoktur!

Sokaklar “katil devlet!” sloganlarıyla inlemeye başladığında vakit çoook geç olacaktır.

Hangi taşeron terör örgütleri silahlandırılmıştır,
in-formel bile olsa envanteri yok mudur?? Bunları derhal geri çağırın!
Tüm terör örgütlerine acil çağrı yapın silahlarını teslim etmek üzere.. hemen!
Sınırlarda silah – mühimmat geçişini engelleyin..
Suça karışan yabancıları hızla yargılayın, gerekiyorsa hemen deporte edin..

Akıl tutulmasına mı uğradınız, ne oldu size?
Yoksa, yoksa, yoksa…. sakın korktuğumuz gibi olmasın??

Yeter artık bunca kan ve gözyaşı.. yeter, yeter!

Sevgi, saygı acı ve kaygı ile.
10 Ağustos 2015, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com

AKKUYU Nükleer Güç Santralının Temeli Atıldı

Dostlar,

Çernobil Nükleer kazası ve büyük bir faciaya dönüşen yıkıcı sonuçlarını anımsatmak üzere değerli meslektaşımız Dr. Taner Özek‘in bir çizimini paylaşıyoruz..

AKKUYU’da MEHTAP…

Çünkü bu gün, 14 Nisan 2015 günü AKKUYU Nükleer Güç Santralının temeli de atıldı!

Nükleer savaş ya da büyük boyutlu kaza sonrası insanlığın sonu olabileceği gibi,
Dünyada bir “nükleer kış” söz konusu.. O zaman ufukta Güneş olmayacak!

Türkiye 14 Nisan 2015 günü, kamuoyunun ve uzmanların, meslek odalarının, derneklerin..
tüm direnmesine karşın, hukuka aykırı olarak Mersin Gülnar’da AKKUYU
Nükleer Güç Santralının temelini attı..

AKKUYU'da_Mehtap_Taner_Ozek_14_Nisan_2015

 

 

 

 

 

 

 

 

 

– Ülkemiz için çok büyük riskler alındığını,
– Çok yüksek maliyetli (milyarlarca Dolar!) harcamalar yapılıp borçalanılacağını,
Enerjide dışa bağımlılığımızı bu girişimin azaltmayacağını ama Rusya’ya bağımlılığımızın artacağını,
– Ülkemizin toplam enerji üretimi içinde bu santralın payının %5’lerde kalacağını..
– Atık sorunun çözüme kavuşturulmadığıını yani her 20 ampulden 1’i söndürülse kabaca bu tasarrufun yapılabileceğini…
– Seçimlere giderken propaganda yapmak üzere girişimin zamanlandığını..
…..
belirtmek isteriz..

Yüzbinlerce Çernobil kurbanlarını saygı ve utanç içinde anar ve selamlarken;
sorumlularını da nefretle kınıyoruz..

Dünya alem, başta Almanya ve Japonya olmak üzere Nükleer enerjiden çekilirken
Türkiye’nin ders almayıp tersine gidişini anlamakta çook zorlanıyoruz..

Bir AKP klasiği / inadı daha ve de yazarsak suç olabilecek..
birtakım ardılları .. ne yazık ki..

“Akkuyu’da nükleer nehtap” AKP’nin hızla süren inişine ve dağılıp yok olmasına,
ülkemizin büyük bir beladan kurtulmasına çoook ama peek çok katkıda bulunacak..

Sevgi ve saygı ile.
14 Nisan 2015, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com

Dr. Taner ÖZEK’ten 14 Mart 2015 teması çizim : HEKİME ŞİDDET – HERKESE EŞİT HİZMET!


Dr. Taner ÖZEK’ten 14 Mart 2015 teması çizim :


HEKİME ŞİDDET – HERKESE EŞİT HİZMET!


Dostlar
,

Meslektaşımız Radyoloji Uzmanı Dr. Taner ÖZEK, ustaca çizimlerini sürdürüyor
ve cömertce paylaşıyor.. Teşekkür ederiz bir kez daha..

Dileriz bu çizimleri birer albüm olarak da toparlanır ve yayımlanır,
Sn. Özek’e mütevazi de olsa telif gelirleri sağlar…14_mart_2015_icin_Hekime_yonelik_siddet_Taner_OZEK

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bir 14 Mart daha geliyor..

Tıp ve Sağlık Haftası olarak değerlendiriyoruz epey yıldır..
Yani şamata, balo, eğlencelerle sınırlı değil asla…
Tersine, ülkenin sağlık sorunlarını tartışmak için ortam – zemin olarak değerlendiriyoruz..

Sağlık personeline yönelik şiddet bu sitede çok yazıldı.

Bu gün Başbakan Davutoğlu da sorunu gündeme aldı.
Dileriz TTB (Türk Tabipleri Birliği) olarak önerilerimizi dikkate alırlar..
Yıllardır dile getirmekteyiz bu önerileri…
Öyle nöbet ücretlerine %50 zamla çözülecek gibi değil sorunlarımız.;
Çoooo çok ağır…
Başbakan Davutoğlu salt 2 noktaya değindi..
Şiddeti kınadı ve mahkum etti sağolsun, bir de salt nöbet ücretlerine sınırlı bir zam..

Lütfen sitemizi ve TTB web sitesini izleyiniz sorunları ve çözüm önerilerini paylaşmak için..

Yarın, 13 Mart 2015 günü G(ö)REVDEYİZ..

Halkımızın da sağlık hakkını savunuyoruz onların bir bölümünden gördüğümüz
onca şiddete karşın..

Hekimlik -galiba- böylesine özverili ve bilgelik mesleği işte..

Mesleğimizi aşkla sevmeyi ve uygulamayı sürdürüyoruz
44 yıl önce Hacettepe Tıp Fakültesinde tıp eğitimine başladığımızdan bu yana..

Sevgi ve saygıyla.
12.3.2015, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com

ÖLDÜRÜLMESİNİN 1. YILINDA BERKİN ELVAN ANISINA..


ÖLDÜRÜLMESİNİN 1. YILINDA 

BERKİN ELVAN ANISINA..

Berkin_Elvan1

 

 

 

 

Dostlar,

Gezi direnişi günlerinde İstanbul Okmeydanı’nda ekmek almak üzere bakkala giderken
hedef gözeterek biber gazı atan bir polisin gaz fişeği ile kafasından vurularak öldürülen
14 yaşındaki masum yavrumuz Berkin Elvan için, meslektaşımız Dr. Taner ÖZEK
bir çizimini göndermiş..

Berkin_Elvan_anisina_Taner_Ozek_11.3.15
– Dr. Özek’e insan duyarlığı ve emeği için, paylaşımı için teşekkür ederken
– Bu cinayetten sorumlu polis ve amirlerinin hak ettikleri en ağır cezaya çarptırılmalarını
  istiyoruz..
– Benzeri cinayetlerin olmaması için kesin önlemler alınmasını, bu önlemlerim caydırıcı,
etkin yaptırımlara bağlanmasını ve saydamlık gereği kamuoyuyla paylaşılmasını istiyoruz.
– AKP iktidarının 14 yaşında bir çocuk iken yaşamdan vahşice kopartılan Berkin Elvan’ın ailesinden ve halktan açık özür dilemesini istiyoruz.
– Bu özür borcu Bay RTE için özellikle önceliklidir, çünkü Bay RTE Başbakan iken yaptığı
bir meydan konuşmasında Berkin Elvan’ın acılı annesini kalabalıklara yuhalatmış ve
toplumsal vicdanı ağır biçimde zedelemiştir. Gönüller kırmıştır, vebali ağırdır..

Berkin_Elvan_ve_ekmek

Berkin 16 Haziran 2013’te polisin attığı gaz fişeği ile başından ağır yaralandı.
269 gün boyunca komada kaldıktan sonra yaşamını yitirdi. Polis önce olayı yadsıdı (inkar etti) ancak 17 Nisan 2014’te kamera kayıtları ortaya çıktı. Aile 1 milyon Dolarlık tazminat davası açtı. Polis savcıya farklı adlar verdi. 22 polisi ifadeye çağıran savcının görev yeri 2 saat içinde değiştirildi..

Tüm bunlar, adında “Adalet” sözcüğünün olduğu bir partinin, AKP’nin tek başına iktidarında yaşandı ve yaşanmakta.. Bay RTE, 11 insanın öldürüldüğü, onlarca insanın kalıcı engelli olduğu (gözünü yitirme gibi!), binlerce insanın yaralandığı olaylarda vahşet sergileyen / orantısız güç kullanan İstanbul polisini “Destan yazdılar” diyerek, halkın parası ile aylık ikramiyesi vererek  ödüllendirdi!?

Tarih, böylesine yüz kızartan, utanç verici olaylara da tanık oldu Türkiye’de..

Geçtiğimiz yıl bu gün, 11 Mart 2014 günü 15 yaşında yaşama veda eden Alevi çocuğu
Berkin Elvan‘ın ve ailesinin, ulusumuzun acısını yüreğimizin tüm insan duyarlığıyla paylaşıyoruz.

Sevgi ve saygıyla.
11.3.2015, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com

Dr. Taner Özek’ten AKP’nin Sözde İÇGÜVENLİK YASASI Faşist Dayatması Karikatürleri


Dr. Taner Özek’ten
AKP’nin Sözde İÇGÜVENLİK YASASI
Faşist Dayatması Karikatürleri


Dostlar
,

Meslektaşımız Dr. Taner ÖZEK, usta kalemi ve yaratıcı zekasıyla
AKP’nin açıkça faşist dayatması olan İÇ GÜVENLİK Yasa Tasarısını deşifre ediyor..

portresi

Teşekkür ederek paylaşıyoruz…

r (3)

00000000000000000


Sevgi ve saygı ile,
23.02.2015 

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

Dr. Taner Özek çizimi : Öğretmenler Günü Kutlaması – 24.11.14


Dr. Taner Özek çizimi : Öğretmenler Günü Kutlaması – 24.11.14

Dostlar,

Meslektaşımız Dr. Taner Özek‘ten Öğretmenler Günü çizimi…
Teşekkür ederiz kendisine..

Ogretmenler_gunu_kutlu_olsun_24.11.14

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Sevgi ve saygı ile.
24.11.2014, Ankara

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

Türban İlkokul 5. Sınıfta Başlayabilecek; YAŞASIN AKP!


Türban İlkokul 5. Sınıfta Başlayabilecek; YAŞASIN AKP!

Dostlar,

Değerli meslektaşımız Dr. Taner Özek aşağıdaki çizimini paylaşmış
bize yolladığı tweet iletisi ile..

Embedded image permalink

AKP giderek, sistemli biçimde Türk seküler sistemini daraltıyor ve
dinci bir rejime ülkeyi sürüklüyor..

Önceki gün Bakanlar Kurulu’nda yapılan Yönetmelik Değişikliği ile
Türban ilköğretim ilk 4 sınıfı sonrasında olanaklı olacak!..

Giderek mahalle baskısı ile egemen olacak belki de..

Hesap bu.. Ancak düzenleme henüz Resmi Gazete’de yayımlanmadı!
Cumhurbaşkanı’na yollanmış..

Bunlar Anayasa’yı da bilmiyor.. Yürürlükteki 1982 Anayasası’nın 124. maddesi Yönetmeliklerin yapımı ile ilgili. Madde aynen aşağıda..

Anayasası md. 124     : “Başbakanlık, bakanlıklar ve kamu tüzel kişileri, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla, yönetmelikler çıkarabilirler. Hangi yönetmeliklerin Resmi Gazetede yayımlanacağı kanunda belirtilir.”

Madde metninde, Yönetmeliklerin Cumhurbaşkanına sunulacağı düzenlemesi yok..
Yetkili kamu kurumu yönetmeliği yazar – değiştirir ve RG’ye yollar, orada çıkar.
Örn. Ankara Üniv. Rektörlüğü, 2547 sayılı yasa kapsamında kendisine tanınan alanlarda yönetmelik düzenlemelerini yapar, organlarından geçirir ve rektör imzasıyla yollar, RG’de yayımlanarak yürürlük alır.. TAEK de öyle yapar, Sağlık Bakanı da..

Anaysa, 115. maddesinde Tüzükler için şu içeriğe sahip :

  • “Tüzükler, Cumhurbaşkanınca imzalanır ve kanunlar gibi yayımlanır.”

Yönetmelik için bu onay gerekmiyor. Belki de AKP, kamuoyunun tepkisini bu arada ölçüyor.. Nitekim MEB Bay Nabi Avcı açıklık getirerek ilk 4 yıl sonrası türbanın olanaklı olacağını söyledi.. Eh o da şimdilik her halde..

AKP bu arada önemli bir gündem manevrası da yapmış oluyor..

Türkiye’nin başını 1 metrelik bezle bohçalamadan durmayacaklar galiba..
Kuran’daki “hımar”, “masa örtüsü” anlamına da geliyor (Prof. Şahin Filiz);
çok bozulacaklar korkarız ama gerçeği yazmak borcumuz..

Kuran’da türban yok!

Türban sömürüsü AKP siyasetinin dininde / AKP’nin dinci siyasetinde var!
(Bakınız web sitemiz;
Konuk yazar : Türban Kur’an’da Yok ! / “Turban” is Not Existing in The Kur’an,
http://ahmetsaltik.net/arsiv/2012/05/Turban_Kuranda_yok_25.5.124.pdf, 27.5.12)

Halkımız – İNSANLIK, elbet bu gerçekleri önünde sonunda fark edecek ve
bu acımasız dinci sömürüye son verecek..
İğrenç Din tacirlerini de hesabını sorarak tarihin çöplüğüne atacak..

Bu arada Eğitim İş, Eğitim Sen, ADD, TBB, CHP gibi kurumların sorunu Danıştay’a taşıyarak kesinlikle Anayasaya ve yasalara aykırı bu son yönetmelik değişikliği
dinci saldırısının iptalini sağlayacaklarını düşünüyoruz..

Sonra belki de AKP bu kez yasa değişikliği ile deneyecek..
Yasa iptali ancak Anayasa mahkemesinde ve başvurabilecekler çoook sınırlı..
(Anayasa md. 150 : “…iptal davası açabilme hakkı, Cumhurbaşkanına, iktidar ve anamuhalefet partisi Meclis grupları ile Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının
en az beşte biri tutarındaki üyelere aittir.”)
AKP klasiği bu, ne yazık ki hukuk ve TBMM bir araç işlevine indirgendi.

Ama bu kez bir yanda güncel AİHM kararı var, bir yandan da AY md. 148’de tanınan BİREYSEL BAŞVURU hakkı..

Ve son bir not; AYM üyelerini ağırlıkla RTE atayacak boşaldıkça..
17 üyenin 14’ü Cumhurbaşkanı, 3’ü TBMM’nce seçiliyor / seçilerek atanıyor..
(AY md. 146)

Türban İlkokul 5. Sınıfta Başlayabilecek; YAŞASIN AKP!

Sevgi ve saygı ile.
24 Eylül 2014, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net