Haber, iki gün önce soL Haber portalında yer aldı.
- “İstanbul Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü sorumluluğundaki çocuk evlerinde kalan
devlet korumasındaki çocukların tek bir kamu görevlisinin bile refakati olmaksızın,
Mutlu Yuva Derneği’nin düzenlediği 40 günlük eğitim kampına alındığı” duyuruldu.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı konuya ilişkin yaptığı açıklamada, Çocuk Koruma Hizmetleri Planlama ve Çocuk Bakım Kuruluşlarının Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliği’nin 35. maddesinin 1. fıkrasına atıf yapmış. O fıkrada şöyle diyor:
“Sosyal hizmetlere ilişkin faaliyetler Devletin denetim ve gözetiminde sivil toplum kuruluşları ile
halkın gönüllü katkı ve katılımı da sağlanarak bir bütünlük içinde yürütülür.”
Bakanlık buna dayanarak Mutlu Yuva Derneği ile 5.9.2019’da çocuk evlerine ilişkin işbirliği protokolü imzalamış, amaçları çocuk evlerinde kalan çocukların yaz tatilini verimli geçirmeleriymiş, o nedenle Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı Gündüzalp Erkek Öğrenci Yurdu’nda yaz programına katılmaları planlanmış…
‘SİVİL TOPLUM KURULUŞU’ ADIYLA DESTEKLENEN CEMAATLER
Sorun şu ki; Mutlu Yuva Derneği, Nur Cemaati’nin bir kolu olan Suffa Vakfı’yla ilişkili.
Kamptaki din içerikli eğitimin medrese eğitimi şeklinde yapıldığı, soL’un edindiği fotoğraflarda ortaya çıkıyor.
Üstelik derneğin internet sitesinde kız ve erkek çocukların birlikte olduğu fotoğraflar paylaşılmışken söz konusu eğitim kampında yalnızca erkek çocukların, imam olduğu anlaşılan birinin arkasında sıralandığı görülüyor.
Bu dernek, İstanbul, Ankara, Bursa, Yozgat, Diyarbakır ve Şanlıurfa olmak üzere altı ilde, 140 çocuk evinde çalışma yürütüyor, kendi çocuk evlerini açıyor, personeli kendileri seçiyor. Oysa Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı çocuk evlerinin açılması ve hizmet vermesi, 2828 Sosyal Hizmetler Kanunu’yla açıkça belirleniyor. Bu evleri ve benzer amaçlı merkezleri açma yetkisi olan tek kurum Bakanlıktır! Ancak denetimle birlikte sivil toplum örgütlerinden destek alabilir.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı, belli ki FETÖ olayından hiç ders almamış!
Tarikatlar ve cemaatler, sivil toplum kuruluşu değildir.
Tarikatlar ve cemaatler, 1925 tarihli 677 sayılı Devrim Kanunu ile kapatılmıştır
ve bu kanun yürürlüktedir. Yasadışı olan bu oluşumların kurdukları
vakıf ve dernekler aracılığı ile eğitim faaliyetlerinde bulunmaları ve
üstelik bunun için devlet kurumları ile protokol imzalamaları yasa dışıdır!
Bir tarikatla ilişkisi olan Mutlu Yuva Derneği’nin bütçesini dernek bütçesinden karşılayarak açtığı çocuk evlerinde, eğitimcileri tarikat tarafından belirleyerek yürüttüğü faaliyet de yasaya aykırıdır.
Eğitim faaliyeti, yine kurs, kamp bahanesiyle tarikatla ilişkili bir derneğe bırakılmıştır.
TARİKAT BATAĞI DAĞITILMADIKÇA UMUDU YEŞERTEMEZSİNİZ
Derneğin bağlantılı olduğu Suffa Vakfı’na bağlı bir erkek öğrenci yurdunda daha önce Mehmet Sıddık Çiçek adlı idarecinin iki erkek öğrenciyi taciz etmekten suçlu bulunduğunu da ekleyelim.
Şu ana kadar bu haber konusunda TBMM’deki muhalefetten herhangi bir tepki gelmedi.
- Bir kez daha siyasal partileri,
eğitimdeki dincileşmeye karşı çıkmaya ve laikliğe sahip çıkmaya çağırıyorum.
Bunu her olayda kamuoyuna ısrarla duyurmaları şarttır.
- Çocukların devlet eliyle tarikatlara teslim edilmesi, istismar edilmesi,
bu ülkenin en önemli sorunudur. - Ülkenin geleceğini karartan tarikat batağı dağıtılmadıkça
halka ne umut verebilirsiniz ne de değişimden söz edebilirsiniz. - Tarikatlar aracılığıyla açılan çocuk evleri derhal kapatılmalı, devlet kurumları ile tarikatlara bağlı vakıflar ve dernekler arasındaki tüm protokoller sona erdirilmelidir.
“Yasa uygulansın, tarikatlar ve cemaatler dağıtılsın!” demeyen siyasetçilere asla güvenmeyin.
Bilin ki onlar da siyasal İslamcılar gibi bu ülkenin temeline karşı ihanet içindedir.
=========================================
Dostlar,
Saygın yazar Zülal Kalkandelen baştan sona çooook haklıdır.
Yazısına virgülüne dek katılıyor ve muhalefeti çok etkin tutum almaya, eyleme çağırıyoruz
biz de..
Saygı ve kaygı ile. 04.08.2023
Dr. Ahmet SALTIK