Etiket arşivi: Dr. Ahmet Saltık

Epidemiology of Respiratory Transmitted Diseases

Dear Phase 2 Students of Atılım Univ. Medical School

All medical students,
Medical residents in different branches
Allied health staff

General public and Media,

We’ll conduct a 2 hours lecture face to face for Phase 2 Students of Atılım Univ.
Medical School
with a title / topic of

Epidemiology of Respiratory Transmitted Diseases

Here are the 66 power point slides having a rich and up to date content.. (PDF, 3.7 MB)

Epidemiology_of_Resp._Transmitted_Infections

A few tips to be kept in mind                                  :

  • Many leading causes of death receive little mainstream attention. If news reports reflected what children died from, they would say that around 1,400 young children die from diarrheal diseases, 1,000 die from malaria, and 1,900 from respiratory infections – every day.
  • Acute respiratory tract infections are the most common illnesses in all individuals,
    regardless of age or gender.ØEpidemiologic surveys and community-based studies conducted since the beginning of the 20th century have determined the rates of illness and the pathogens involved in such infections.
  • Acute respiratory tract infections (ARI) are the main cause of morbidity and mortality among children aged <5 years in the developing world.
  • Respiratory viruses are spread via three different transmission routes: contact, droplet, and aerosol transmission.
  • Respiratory viruses can be transmitted via 4 major modes of transmission:
    Direct (physical) contact, indirect contact (fomite), (large) droplets and (fine) aerosols.

***
As considering fight against Covid-19 pandemic, as a basicly respiratory transmitted infection, current content of slides, no doubt should be of valuable and important for all users.

With respect and love. 04 April 2024, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, BA, LLM
Atılım Univ. Medical School, Dept. of  Public Health
LLM in Health Law
BA in Political Sciences & Public Administration
www.ahmetsaltik.net         profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik       twitter  @profsaltik

MEDICAL WASTE MANAGEMENT

Dear Phase 3 Students of Atılım Univ. Medical School

All medical students,
Medical residents in different branches
Allied health staff

General public and Media,

On 29th March 2024, we conducted a 1 hour lecture on zoom for Phase 3 Students of Atılım Univ. Medical School with a title / topic of

MEDICAL WASTE MANAGEMENT

Here are the 35 power point slides having a rich and up to date content.. (PDF 3,3 MB)

Medical Waste Management

In conclusion                               :

  • The management of medical waste is a critical aspect of healthcare that ensures the
    safety of patients, healthcare workers, and the environment.
  • Through this lecture, you have gained a comprehensive understanding of the types, risks, and proper handling of medical waste.
  • You have learned about the importance of segregation, treatment, and disposal methods, and the application of these practices in real-world scenarios.
  • As future medical professionals, you are now equipped with the knowledge and skills necessary
    to contribute to
    effective medical waste management and uphold the highest standards of public health and environmental stewardship.
  • This lecture serves as a foundation upon which students can build as they continue their education and enter professional practice, always mindful of the impact of medical waste on health and the environment.

With respect and love. 01th April 2024, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, BA, LLM
Atılım Univ. Medical School, Dept. of Public Health
LLM in Health Law
BA in Political Sciences & Public Administration
www.ahmetsaltik.net         profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik       X @profsaltik

HEALTH ECONOMICS

Dear Phase 1 Students of Atılım Univ. Medical School

All medical students,
Medical residents in different branches
Allied health staff

General public and The Media,

On 28th December 2023, we’ll conduct a 2 hours lecture starting at 09:30 am, face to face for Phase 1 Students of Atılım Univ. Medical School with the subject of

HEALTH ECONOMICS

Here are the 72 power point slides having a rich and up to date content.. (PDF 5,7 MB, also uploaded to Atılım moodle system)

Health_Economics

With respect and love. 28th December 2023, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, BSc, LLM
Atılım Univ. Medical School, Dept. of Public Health
BSc in Political Sciences & Public Administration
LLM in Health Law
www.ahmetsaltik.net       profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik     X @profsaltik

ATATÜRK’ÜN ANKARA’YA GELİŞİNİN 104. YILDÖNÜMÜ..

Dostlar,

Bu gün, 27 Aralık 2023, Gazi Mustafa Kemal Paşa‘nın Kurtuluş Savaşı’nı örgütlemek üzere Anadolu’ya geçtiği 19 Mayıs 1919’dan yaklaşık 7,5 ay sonra Ankara’ya gelişinin 104. yıldönümü.

Bilindiği gibi Osmanlı Devletinin kurtuluşuna İstanbul’da olanak bulamayan Mustafa Kemal Paşa, çözümü Anadolu’da halkı örgütlemede görmüş, 16 Mayıs 1919 günü Samsun’a hareket etmişti.. İşte bu 7,5 ayın kısa öyküsü aşağıda..
*****
1. Dünya Paylaşım Savaşı sonunda Osmanlı Devleti yenilmiş sayıldı (30 Ekim 1918, Mondros Ateşkesi ve 10 Ağustos 1920 Sevr Andlaşması). İtilaf Devletleri her yeri işgale giriştiler. Hain padişah Vahdettin’in Sadrazamı Tevfik Paşa’nın Paris’te bağıtladığı (imzaladığı) Sevr Antlaşmasına göre, Anadolu’nun da paylaşılması kararlaştırıldı. Urfa, Antep, Maraş, Adana, Antalya ve başkent İstanbul işgal edildi. Yunanlar İngiltere’nin güdümünde 15 Mayıs 1919’da İzmir’e girdi. Vatanı bu hazin işgalden ve parçalanmadan halkla el ele vererek kurtarmak için İstanbul’da çözüm üretilemeyeceğini görünce, Mustafa Kemal Paşa 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıktı. Kongreler öncesinde kararlılık göstergesi ile

22 Haziran 1919’da kritik Amasya Genelgesini yayımladı:

  • Vatanın geleceği tehlikededir;
    bu durumdan kurtuluş milletin azim ve kararlılığı ile olacaktır.”

Daha sonra Erzurum’a geçen Atatürk, 23 Temmuz 1919’da Erzurum Kongresini,
4 Eylül 1919’da Sivas Kongresini topladı. Bu halk kongrelerinde Ulusal İstence (milli iradeye) dayalı hükümet kurulması temel hedef oldu. Tüm illere telgraflar çekilerek halkın kendi adına karar verecek temsilcileri seçmesi istendi. Bu temsilcilerin toplanacağı güvenli bir yer gerekliydi.

  • Ankaralılar Atatürk’ü ve Temsil Heyeti’ne (Heyet-i Temsiliye) seçilenleri Ankara’ya davet ettiler.

Gazi Mustafa Kemal Paşa Kurtuluş Savaşının en iyi Ankara’dan yönetileceği inancındaydı. Anadolu’nun ortasında ve cephelere eşit uzaklıktaydı. Tüm illerde haberleşme ve ulaşım olanağı yoktu. Bu gerekçelerle Gazi ve Temsil Heyeti üyeleri 27 Aralık 1919 günü Dikmen sırtlarından Ankara’ya girdi.

27 Aralık 1919 Cumartesi… Hava açık, ılık… Birkaç gün evvel sepeleyen kar tutmamış.
Halk, Çankaya bağlarının batısındaki Kırşehir yoluna açılan yokuş boyunca akın akın yollarda… Kulaklar minarelerde. O tarihsel anı, selalarla bütün Ankara’ya müezzinler duyuracaktı. Gazi Paşa’yı karşılamaya gelenler arasında bölük bölük seğmenler, göz alıcı, hepsi de çakı gibi… Kimi atlı, kimi yaya… Kiminin sağ omzunda baltaları asılı… Kiminin Martini tüfekleri çapraz… Şal kuşaklarında hançerler parlıyor, gözleri gibi… Usta davulcular gelmiş; Abdal Hasanlar, Deli Hasanlar, Kara Mahmutlar, Mohaç’tan, Çaldıran’dan ya da başka er meydanlarından… Sabırsız bir bekleyiş… Saat:15.10… Selalar duyuldu. Yokuş başına doğru yüklendi Ankara… Bir sevinçli telaş, bir büyük coşku… Uzaklarda bir motor gürültüsü vardı. Sonra korna sesleri… Evet geliyordu, yiğit – yengin (muzaffer) Mustafa Kemal Paşa.

Yedi ay önce Bandırma Vapuruyla Samsun’a çıkan Ordu Müfettişi (Orgeneral Mustafa Kemal Hazretleri) değildi bu gelen. Anadolu Bağımsızlık – Özgürlük Hareketini başlattığı için son Osmanlı padişahı hain Vahdettin’in “İdam Fermanı”nı boynunda taşıyan, istifa edip bütün rütbelerini sökmüş,

  • Sine-i Millette ferd-i mücahit” olarak Mustafa Kemal’di.

Yaralı ve anavatanı Anadolu’dan da sürülmek hatta yok edilmek istenen bir halk, Türk milleti, O’nun önderliğinde buradan şahlanacaktı. Samsun’da bir hurdalıktan alınan, her parçası bir başka yerden bulunmuş, üstü açık, köhne otomobil yaklaşınca coşku (heyecan) doruğa varmıştı. Gülümsüyordu Mustafa Kemal, henüz 38 yaşındaydı ama yüzünde nice savaş meydanının tandırında yoğrulmuş bir olgunluk vardı. Mavi gözleri çelik pırıltısıyla yanıyor, kalpağının iki kenarında, şakaklarında uçuşan başak rengi saçları, güzel yüzüne çelik bir anlam yüklüyordu. Yokuş başında Seğmenlerin önünde durdu, otomobilden indi. Onlara doğru ağır ağır yürüdü. Esas duruşa geçtiler. Tek can idiler. Bütün gözler O’nun gözlerinde düğümlüydü. Vakur ve sert bir sesle:

–          Merhaba efendiler! dedi.
–          Sağol Paşa Hazretleri…
–          Arkadaşlar! Buraya neden geldiniz?
–          Millet yolunda can vermeye geldik!
–          Fikrinizde sabit misiniz?
–          Andolsun!

Mustafa Kemal’in gözleri yaşardı.. (şu dakikalarda bizim de, yine…)

Zincir kabul etmeyen bu halk O’nun peşinde, gerekirse ölüme bile göz kırpmadan gidebilirdi. Ankara ve çevresinin tüm halkı Atatürk’ü ve Temsil Heyeti üyelerini coşkun sevgi ve sevinç gösterileri içinde davul-zurna ile karşıladı. Eskimiş bir otomobilden inen bir çift gök rengi gözün derinliklerinde vatan ufuklarından tutsaklık bulutlarının dağılışını görmüşler, yurdun kurtuluşuna inanmışlar ve O’nu sonsuza dek “Reis” tanımışlardı.

Yassı deri kalpağının altında zayıf bir yüz, kaç ay, kaç yıl ve yıllar boyu milleti için rahat yüzü görmemiş, çelikleşmiş, sarı bir çehre ve içe işleyen sıcak bir bakış… Boz palto altında sivil yol elbisesi, kumandanca yürüyüş…

Mustafa Kemal Paşa Ankara’ya böyle geldi, halay çekildi, Seğmenler gösteriler yaptı. Bu içten karşılama Gazi Paşa’yı çok duygulandırdı. Teşekkür etti. İçinde bulunduğumuz durumu, bundan nasıl kurtulacağımızı özetleyen bir konuşma yaptı.

Ata’nın Ankara’ya gelişi, Kurtuluş Savaşı için önemli bir dönemeçti. TBMM’nin açılması, Ordu kurulması vb. çalışmalar Ziraat Mektebinde başlatıldı. Ankara, Kurtuluş Savaşı’nın merkezi oldu. Sonsuza dek Başkentlik görevini üstlendi.

DÜNYADA İLK ANTİ-EMPERYALİST KURTULUŞ SAVAŞI,
GÖRKEMLİ BAŞARI ile SONUÇLANDIRILDI..

Her 27 Aralık’ta seğmenler at sırtında gösteriler yapar, Başkent Ankara bayraklarla süslenir,
Atatürk Koşusu yapılır. Okullarda törenler düzenlenir. Halk şenliklerle bu mutlu günü kutlar.

  • Önceki yıl ise, sözde “pandemi” gerekçesiyle, AKP = RTE, Atatürk Koşusunu yasakladı!! Bu yıl Koşu yapıldı. Bu gibi yasakçı ve ulusalcı olmayan politikaların, Andımızın okunmasını bile yasaklayan…. AKP = RTE iktidarının hak ettiği yanıtı, Ulusumuzun demokratik yöntemlerle, 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde, hem de tekme – tokat vereceği inancındayız.

Kurtuluşun şanlı öncülerini 104 yıl sonra saygı, özlem ve bağlılıkla anıyoruz ve hep anacağız.

  • Göz bebeğimiz Türkiye Cumhuriyetimizi, AYDINLANMA DEVRİMLERİ ile taçlandıracağız!

Kutsal Emaneti sonsuz geleceğe onurla – şanla taşıyacağız…

 

Hoş gelişler ola Mustafa Kemal Paşa, hoş gelişler ola..

Sevgi ve saygı ile. 27 Aralık 2023

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, BSc, LLM
Atılım Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı Uzmanı
Hekim, Hukukçu-Sağlık Hukuku Uzmanı, Siyaset Bilimci (Mülkiye)
www.ahmetsaltik.net         profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik       twitter  @profsaltik

HEALTH EDUCATION & PROMOTION

Dear Phase 1 Students of

All medical students,
Medical residents in different branches
Allied health staff

General public and Media,

On 14th December 2023, we’ll conduct a 2 hours lecture face to face for Phase 1 Students of Atılım Univ. Medical School with a title / topic of

HEALTH EDUCATION & PROMOTION

40 slides, 3.2 MB, main material for this lecture :

Health Education & Promotion AHMET SALTIK

Below are 56 additional slides having a rich and up to date content (PDF 1,7 MB) to support main file above :

And a very valubele supplement, 15 pages, 1 MB : Health Education and Promotion (Concepts)

These files have been uploaded Atılım University Medical School, Moodle System.

With respect and love. 13th December 2023, Ankara


Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, BSc, LLM

Atılım Univ. Medical School, Dept. of Public Health
LLM (Health Law), BSc (Political Sciences & Public Administration)
www.ahmetsaltik.net         profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik       twitter  @profsaltik

Family Planning and Public Health

Dear Phase 1 Students of Atılım Univ. Medical School

All medical students,
Medical residents in different branches
Allied health staff
General public and Media,

On 1st November 2023, we’ll be conducting a 2 hours face to face lecture for
Phase 1 Students of Atılım Univ. Medical School with the subject of

Family Planning and Public Health

Here are the 58 power point slides having a rich and up to date content.. (PDF 6,85 MB)

Family Planning & Public Health

Please keep in mind that                                 :

  • Family planning is the ability of individuals and couples to decide freely and
    responsibly the number, spacing and timing of their children and to have
    the information and means to do so.
  • Family planning promotes self-actualisation, empowerment, as well as health and well-being, and reduces maternal and infant deaths through the prevention of unintended pregnancy and unsafe abortion.
  • Family planning services include providing access to a range of safe and
    effective contraceptive methods, counselling and education, pre-conception care,
    screening and treatment of STIs-SRDs,infertility services, safe abortion care and
    post-abortion care.
  • Family planning is a cost-effective public health intervention that can reduce maternal mortality by 25% and neonatal mortality by 15%. 
  • It can also reduce the transmission of HIV and other STIs, prevent adolescent pregnancies, improve women’s education and employment opportunities, and contribute to  environmental sustainability.

With respect and love. 1st November 2023, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, BSc, LLM
Atılım Univ. Medical School, Dept. of  Public Health
LLM in Health Law
BSc in Political Sciences & Public Administration
www.ahmetsaltik.net         profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik       twitter  @profsaltik

Demography and Public Health

Dear Phase 1 Students of Atılım Univ. Medical School

All medical students,
Medical residents in different branches
Allied health staff

General public and Media,

On 23rd October 2023, we’ll conducted a 2 hours live lecture for Phase 1 Students of Atılım Univ. Medical School with a subject of

Demography and Public Health

Here are the 66 power point slides having a rich and up to date content.. (PDF 6,1 MB)

Demography_and_Public_Health

With respect and love. 23rd October 2023, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, BSc, LLM
Atılım Univ. Medical School, Dept. of  Public Health
LLM in Health Law
BSc in Political Sciences & Public Administration
www.ahmetsaltik.net         profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik       twitter  @profsaltik

FLASH HABER TV Konuşmamız : Türkiye’de Çok Yönlü Bunalım: Ne Yapmalı?

Dostlar,

FLASH Haber TV ‘de Sn. Betül Begümhan Aydoğan’ın konuğu olduk.. (07.08.20023).

Konumuz, Türkiye’nin AKP eliyle içine sürüklendiği çok yönlü bunalım idi.
Türkiye, olağandışı / olağanüstü bir döneme sürüklendi, moratoryum eşiğinde.
İktidar, dağı – taşı – limanı – ormanı – hazine arazilerini, borsayı…ne var ne yok haraç mezat satıyor! İtiraz istemiyor, halk uyanmasın istiyor, sesini çıkaranı hapse tıkıyor, ekran karartıyor. Olağanüstü – olağandışı durumlar, bu nitelikte, olağanüstü – olağandışı çözümleri zorluyor.

Saat 16:00’da başlayan konuşmamızın başında ses niteliğinin (kalitesinin) çok yetersiz olması nedeniyle, skype görüşmemiz telefon bağlantısına (salt ses) dönüştürüldü.
Sn. Aydoğan’ın bu haber kuşağı 2,5 saat süreli. Saat 14:00’te başlıyor. Biz programa 1 saat 25 inci dakikada katıldık ve yaklaşık 25 dakika sürerek 1:50’de bitti. Videonun altındaki kırmızı zaman çizgisi üzerinde ileri – geri kaydırma ile izlenecek bölüm seçilebiliyor. İzlemek için lütfen tıklayınız :

https://www.youtube.com/live/37EBSZ0YUcY?feature=share 

Özetle vurguladığımız şunlardır :

AKP=RTE ve son yıllarda MHP vd.nin ortaklığı Cumhur İttifakı eliyle Türkiye, Cumhuriyetin 100 üncü yılında derin ve çok yönlü bir bunalıma (krize) sokulmuştur.

Özellikle son 2 yıldır sürdürülen, “Nass” maskesi ile gerekçelendirilen yoksullaşTIRma bilinçli ve kurguludur. Örn. 7500 TL gibi cep harçlığı düzeyinde aylıklı emeklilere, ENAG (Enflasyon Araştırma Gurubu) verileriyle %100’ün üstünde!) korkunç enflasyona karşın Temmuz 2023’te zam verilmemesi.. Bu insanların sözde yastık altını ekonomiye kazandırma amacına AKP=RTE iktidarının inandığını savlamak çok güçtür. Çünkü ulusal ekonomiye gerçek (reel) kaynak aranışı için hiç de gerçekçi bir yol değildir ve iktidar kurmayları – bürokratları gerçekliğin ayırdındadır.

Dolayısıyla, 9 milyona yakın açlık sınırı altında aylıklı emeklinin, aileleriyle birlikte 30 milyon dolayında bir kitle nasıl göz ardı edilebilmiştir? Siyaset biliminde geçerli genel-geçer kural alt üst edilebilmiştir! Beklenen, kaynamayan tencerenin iktidarları sandığa gömdüğüdür. Ancak üst akıl güdümünde iktidar, bu derin ve yaygın yoksullaşTIRmayı şaşırtıcı biçimde yönetmekte ve siyasal avantaja dönüştürebilmektedir. Yandaşlar, bütçeden sosyal yardımlarla seçici olarak desteklenmekte ve üstelik Parti yardımı olarak sunulabilmektedir. Dolayısıyla Parti tabanı korunabilmektedir (tahkim, konsolidayon). Ancak yandaş olmayan ve acımasız biçimde açlık sınırı altına itilen yandaş olmayan milyonlar ise çaresizlikleri ile teslim alınmakta, güce teslim olmaya yönlendirilmekte, diz çöktürülerek biata zorlanmaktadır. Ya da de-politize edilmekte, siyasal katılmanın dışına itilmektedirler.

Laik yaşam / seküler düzene dönük saldırılar boğucu düzeye tırmandırılmıştır. Milli Eğitim’de üniversite öncesinde 1,2 milyon dolayında öğretmen olmasına karşın, akıl almaz biçimde imamlar-vaizler okullarda görevlendirilmektedirler! Dernek-vakıf maskesiyle çalışan gerici tarikat-cemaatlar ile sözleşmeler yapılarak okullarda öğrencilere bu kesimlerin din adamlarının sözde eğitimi dayatılmaktadır.

DİB Ali Erbaş, yalınkılıç şeriat militanlığına soyunmuştur. Günaydın sözlüğüne “Arapça” uzuuuun sözcüklerle kendince seçenek üretmektedir. Cuma namazına uygun eğitim – kamu mesaisi ayarlanması isteyebilmektedir. Bay Erbaş, pervasızca Anayasa m. 2, 24, 42, 136, 174 vd. ni çiğnemektedir. Bu suçtur ve yaptırımı TCK m. 309’da yaşam boyu ağırlaştırılmış hapistir.

Akbelen’de sermaye güdümünde orman talanı ve kırımı ve Hatay’da ivedi kamulaştırma ile köylülerin tarım alanları ve zeytinliklerinin gasp edilmeye çalışılması..

  • RTE’nin 3. kez CB adaylığının apaçık anayasaya aykırı olmasına karşın (m.101/2) YSK eliyle ve muhalefetin anlaşılmaz suskunluğu ile kotarılması..
  • RTE’nin üniversite diplomasının olmadığını eski YÖK başkanı Yusuf Özcan’ın açıklamasına karşın görmezden gelinmesi..

Seçimlerde adaletsiz medya ve devlet olanaklarının kullanılması, Bakanların görevde iken adaylığı, yüzbinlerce göçmenin oy kullanması, tırnak boyasının reddi, seçim hileleri ile kıl payı kazanılan seçim…

Korkunç borçlanma… Ege’de işgaline göz yumulan adalar..

İçeride gazetecilere (Merdan Yanardağ), aydınlara baskılar.. İntikam davaları ile tutsak alınan 5 emekli, yaşlı, hasta general.. karartılan TV ekranları (TELE1!)

Uluslaşmayı engellemek ve ümmetleştirmek için milyonlarca insanı ülkeye doldurma..

2. yy başında Türkiye Cumhuriyeti’ni ANADOLU FEDERE İSLAM CUMHURİYETİ‘ne dönüştürme, bu yolla Lozan Barış Andlaşması’nı iptalle yerine post-modern Sevr‘i getirme..

Bu korkunç dayatma ve kurgular, iktidarca Anayasa apaçık, pervasız, gözü kara ve meydan okurcasına çiğnenerek yürütülmektedir. Adını koyalım :

  • AKP=RTE, eylemli olarak (fiilen) Anayasayı çiğnenerek Cumhuriyet’e darbe yapmaktadır.
  • Üstelik bu iktidarın meşruluğu yukarıda belirttiğimiz nedenlerle açıkça tartışmalıdır.
  • Ulus kutuplara bölünmüş, etnik-inanç temelinde ayrıştırılmış ve eğitimsiz bırakılarak algı yönetimiyle kandırılmaktadır.
  • ÇÖZÜM             : Yeniden kuvay-ı milliyedir. Parça parça edilmiş kitleleri birleştirecek tek ortak payda kalmıştır. O da, Mustafa Kemal Paşa‘nın 22 Haziran 1919’da yayınladığı, Anadolu halkına seferberlik çağrısı olan Amasya Genelgesi‘ndeki tarihsel değerde 2 özlü maddedir :

1. Vatanın bütünlüğü, milletin bağımsızlığı tehlikededir.
2. Milletin bağımsızlığını, yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.

Cumhuriyeti kuran parti CHP hızla derlenmeli, köklerine dönmeli ve ulusal muhalefeti yukarıdaki 2 madde ekseninde örgütlemelidir.
***
Kapsamlı bir özetleme ile yukarıdaki iletileri paylaştık. Ayrıca tarihe not düşmek için de yazdık.
FLASH Haber TV‘ye ve Sn. Betül Begümhan Aydoğan‘a teşekkür ederiz.

Okunması, TV kaydının izlenmesi, yaygın paylaşılması ve gereklerinin ivedilikle yerine getirilmesi dileğiyle.

Sevgi ve saygı ile. 09 Ağustos 2023, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, BSc, LLM  
Atılım Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı (Toplum Hekimliği) Uzmanı
Hekim, Hukukçu-Sağlık Hukuku Uzmanı, Mülkiyeli
www.ahmetsaltik.net       profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik     twitter : @profsaltik
==========================================

Bu gün, 9 Ağustos 2023 Çarşamba günü saat 17:-19:00 arasında 2 saat boyunca Cadde TV’de olacağız. Konumuz aşağıdaki görselde..

  • 100 Yılın Kuşatması : Nasıl Yaracağız?

Duyurulması, izlenmesi ve gerekleri dileğimizdir.

Saygı ile. 9 Ağustos 2023, 02:24

Dr. Ahmet Saltık

Hiroşima’ya atom bombası atılışının 78. yıldönümünde

Merhum Prof. Dr. Rona Aybay hocamızı özlem, şükran ve saygı ile anarak,

  • Hiroşima’ya atom bombası atılışının 78. yıldönümünde

başlıklı yazısını 78. yılda bir kez daha yayınlıyoruz..

Dr. Ahmet SALTIK
06 Ağustos 2023
======================================================

PROF. DR. RONA AYBAY

06 Ağustos 2021, Cumhuriyet

 

Tam 76 yıl öncesinin bugünlerinde, milyonlarca insanın ölümüne, sakat kalmasına, canını kurtarmak için yerini yurdunu bırakıp göç etmesine yol açan İkinci Dünya Savaşı bitmiş gibiydi. Sovyetler Birliği askerleri, Berlin’e girip orak-çekiçli bayrağı çekmişler, Nazi faşist saldırgan savaşın mimarı Hitler intihar etmiş, Almanya teslim olmuştu. Böylece, çok kanlı ve zalim bir savaş faşist güçlerin yenilgisiyle sona eriyor, insanlık tarihinde yeni bir dönem başlıyordu.

Savaşın getirdiği bütün maddi manevi yıkıntılar, apaçık ortadaydı ama Avrupa’da halklar her şeye karşın savaşın sona ermesinden dolayı sevinçliydi. Ancak Nazi Almanya’sının müttefiki Japonya cephesinde durum çok farklıydı. Japonya, aldığı yenilgilere karşın, teslim olma eğilimi göstermiyor, karşısındaki, başta ABD olmak üzere müttefik güçlere karşı savaşı sürdürüyordu.

İşte bu ortamda, İkinci Dünya Savaşı boyunca ABD Başkanlığı görevini yapmış olan Franklin D. Roosevelt’in 12 Nisan 1945 günü ölmesi üzerine, onun yerine geçen, yardımcısı Harry S. Truman’ın kararıyla dünyada ilk kez bir nükleer bomba Japonya’nın Hiroşima kenti üzerinde patlatıldı.

6 AĞUSTOS 1945 SABAHINDA HİROŞİMA

Hiroşima halkı, hava saldırısı alarmlarına alışkındı. O sabah alarm 7.30’da kaldırılmıştı. Hava saldırılarının gece yapılmasına alışmış olan halk, savaş zamanının sıkıntılarıyla da olsa yeni bir güne başlıyordu.

O sıralarda B-29 tipi bir ABD savaş uçağı Hiroşima’ya yaklaşmaktaydı; uçakta tarihte ilk kez bir kente atılacak “atom bombası” yüklüydü. Uçak tam saat 8.15’te Hiroşima üzerinde atom bombasını attı. Hiroşima halkı bir anda yukarıdan aşağı gelen, gözleri kör edici bir parlaklık ve sıcak dalgası ile aşağıdan sağır edici bir gürültüyle gelen sarsıntı arasında kalmıştı! Dünyada ilk kez bir kent üzerinde patlatılan atom bombası, Hiroşima’yı adeta haritadan silmişti. Onun yerinde yükselen alevler ve göğü görünmez hale getiren kara duman bulutları vardı artık! Binlerce kişi ilk anda can vermişti; sağ kalabilenler, toza, toprağa ve kana bulanmış halde çaresizlik içindeydi.

Sonraları, ilk anda ölenlerin (AS: 70 bin kişi!) görece “talihli” olduğunu düşündüren bir olgu ortaya çıktı: O zamana kadar görülmemiş radyasyon hastalıkları… Saçlar dökülüyor, diş etleri kanıyor, lenf bezlerinde, kemik iliklerinde daha önce bilinmeyen hastalıklar görülüyordu. Tıp çaresizdi. Hastalar, birbiri ardına ölüyordu.

ATOM BOMBASI MÜZESİ

1990 yılının ocak ayı, eşimle birlikte Hiroşima’da Atom Bombası Müzesindeyiz. Müze atom bombası felaketinden 10 yıl sonra açılmış; bombanın yarattığı yıkımı gösteren türlü nesneler sergileniyor: bir anda yanıp kül olmuş okul çocuklarının sıcaktan yamru yumru olmuş sefer tasları, radyasyon karşısında hiçbir anlamı olmayan ilk yardım çantaları ve öteki tıbbi malzemeler, resimler, grafikler vb. Bunlar arasında biri var ki, bakınca yüzümüze bir tokat atılmış gibi oluyoruz: Atom bombası patladığı anda bir mermer merdivende oturmakta olan bir insanın gölgesi kalmış mermer üzerinde!

Japonlar, çok soylu bir davranışla, bütün bunları, hiç abartmadan, düşmanlığı değil de barışı ve dostluğu öne çıkaran bir anlayışla sergilemişler. Zaten müzenin adı da “Barışı Anımsayıp Yüceltme Müzesi!” Gördüklerimizden o denli duygulanmış durumdayız ki gözyaşlarımızı birbirimizden gizlemeye çalışıyoruz. Ziyaretçi defterine Nâzım Hikmet’in dizelerini güçlükle yazıyorum:

  • “Amca, teyze bir imza ver; çocuklar öldürülmesin, şeker de yiyebilsinler.” 

Müzeyi her yıl 1.5 milyon insan ziyaret ediyormuş. Her yıl 6 Ağustos’ta müzenin olduğu büyük parkta barış töreni yapılıyor, barış çanları çalınıyor, “Hiroşima’lar olmasın” (No more Hiroshimas) diye başlayan barış bildirisi okunuyor. Barış Parkında, dünyanın çeşitli ülkelerinden armağan edilmiş, barış temalı heykeller var. Türkiye’den bir şey var mı diye bakıyoruz. Yok!

“Olmalı!” diyorum. Yurda döner dönmez konuyu dostum Prof. Dr. Selçuk Erez’e açıyorum. Onun aracılığıyla İstanbul Belediye Başkanı Nurettin Sözen’e konuyu iletiyoruz. İlgileniyor. Zamanın İstanbul Belediyesi Genel Sekreteri, sınıf arkadaşım Alev Coşkun da yardımcı oluyor ve karar veriliyor: İstanbul halkı adına, Hiroşima’ya bir barış heykeli gönderilecek. Ama ortada henüz heykel yok! Selçuk Erez, ünlü heykelcimiz Haluk Tezonar’a konuyu açıyor. Onun da ilgilenmesi üzerine atölyesindeki heykellerden uygun birini seçiyoruz: Kolları birbirine dolanıp, göğe uzanmış iki el! Nükleer silaha isyanı ve aynı zamanda barışa özlemi anlatan anlamlı bir yapıt olabilir diyoruz. Tezonar’ın izniyle heykelin adını ben koyuyorum:

  • “Eller birleşsin barıştan yana” 

Çok sevinçliyiz ama birden bire karşımıza bir sorun çıkıyor: Heykel bronzdan yapılmış, çok ağır bir yapıt. Onun Hiroşima’ya taşınması için gereken para, altından kalkamayacağınız kadar büyük bir yük.

Sonunda, o zamanki THY Genel Müdürü Cem Kozlu’nun yardımıyla, heykel Hiroşima’ya uçuruluyor. Ben de heykelin açılış törenine, Tokyo Büyükelçimiz Umut Arık’la birlikte katılıyorum. O günden sonra, Hiroşima Barış Parkını ziyaret edenler, Türkiye’den gelmiş bir heykel görüyorlar; tabelasında Türkçesinin yanında İngilizcesi ve Japoncası da yazılmış:

  • “Eller birleşsin barıştan yana”

YAŞ kararları

Sarıkamış. Dersleri. Yılmadan Yorulmadan Dr. Cihangir Dumanlı - PDF Free DownloadDr. Cihangir Dumanlı
E. Tuğgeneral
4 Ağustos 2023

Bu sene verilen YAŞ kararları konusunda (E) Dr. Tuğgeneral Cihangir Dumanlı’nın 4 Ağustos 2023 tarihli internetteki gruplara dağıttığı yazısı aşağıdadır.

YAŞ kararları

Bu yılın Ağustos YAŞ’ı sekiz sivil ve dört askerle toplandı.
Görev alanları general/amiral terfileri ile ilgisi olmayan CB Yardımcısı, Adalet, Dışişleri, Hazine ve Maliye, İçişleri ve Milli Eğitim Bakanları TSK’nın yeni komuta kadrosunu belirlediler.

K.K.K.lığı yapmamış bir Ordu Komutanını Genelkurmay Başkanı yaptılar. Hayırlı olsun.

Şimdi sorulması gereken sorular şunlar                :

1) Askeri bilgi ve deneyimleri sınırlı bu Bakanlar terfilere hangi kriterlere (ölçütlere) göre karar verdiler?
2) Terfi edenlerin mesleki yeterliliklerini nasıl değerlendirdiler?
3) Bütün diğer kurumlarda olduğu gibi TSK’da da kendi siyasi görüşlerine yakın olanları mı tercih ettiler?
4) Terfi edecek albay ve general/amirallerin mesleki performanslarını yakından
değerlendirebilecek durumdaki orgeneral/oramiraller YAŞ’tan neden çıkartıldı?
5) Bundan sonra terfi sırasındaki albay ve general/amirallerin mesleki yeterliliklerini kendi komutanlarına göstermek yerine iktidar partisine yakın görünme çabaları nasıl önlenebilecek?
6) Kuvvet komutanlığı yapmamış bir orgeneral Genelkurmay Başkanı yapılarak askeri hiyerarşi ve gelenek niçin bozulmuştur?
7) Siyasi iktidar değişirse yeni iktidar bu general / amiralleri “ eski iktidarın adamları” olarak görmeyecek mi?
8) Bu, Orduya siyasetin sokulması değil midir?
Bir, Orduya siyasetin sokulması o Orduya yapılabilecek en büyük kötülüktür. Harp tarihi bunun acı örnekleri ile doludur.

Bu YAŞ, 15 Temmuz hain darbe girişiminden hemen sonra (31 Temmuz 2016’da) yayınlanan
ve TSK’nın yapısında köklü değişiklikler yapan 669 sayılı KHK’nın gereğidir.

Bu kapsamda YAŞ’ın yapısı değiştirilerek Ordu’ya siyasetin girmesine olanak sağlanmıştır.
TSK’da yapılan değişiklikler “yeni bir darbe girişiminin önlenmesi” veya “Silahlı Kuvvetlerin sivillerce kontrolü” amaçlarını aşmış, iktidarın kendi ordusunu oluşturma çabasına dönerek doğrudan TSK’ya zarar verici boyuta ulaşmıştır.

Devletin diğer kurumlarında liyakat yerine sadakatin esas alındığı bir gerçektir.

Diğer kurumların siyasileştirilmeleri de sakıncalı olmakla birlikte, aynı şey TSK’da yapılırsa 86 milyonun güvenliği demek olan ulusal güvenliğimiz tehlikeye girer ve telafisi imkânsız kötü sonuçlar doğurur.

Belirsizlikler ve risklerle dolu uluslararası güvenlik ortamında böyle bir şeyin yapılması büyük yanlıştır.

Yeni komutanlara başarılar dilerim, selefleri gibi orduyu siyasete alet etmemelerini;
hükümetin değil, devletin ordusu olduğunu unutmamalarını umarım.
=======================
Dostlar,

Sayın E. Tuğgeneral Dr. Dumanlı’nın 28 Şubat hakkında bir irdelemesine de web sitemizde daha önce yer vermiştik..

28 Şubat Davası | Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, BSc, LLM

Saygı ile.

Dr. Ahmet SALTIK