Dilimize Sahip Çıkalım
Ses bayrağımız, dilimiz Türkçemize yönelen saldırılara karşı 12 Eylül’ün generallerince
devlet dairesine döndürülen Türk Dil Kurumu’ndan hiç ses çıktı mı? Çıkmadı.
Çünkü iktidar yanlısı, adı sanı bilinmez bir takıma bırakıldı epeydir orası.
- Türkçemize sahip çıkan tek bir örgüt var: Dil Derneği.
Türk Dil Kurumu’na bütçeden pay aktarılıp adı sanı bilinmez takım, maaşcıklarla, teliflerle beslenirken; gönüllü bir avuç aydının desteği ile ayakta kalan Dil Derneği, büyük işler başarıyor. Dergi çıkarıyor, etkinlikler düzenliyor, sözlükler yayımlıyor, Türkçeye nefret kusanlara karşı kamuoyunu aydınlatıyor.
Derneğin Türk Devriminin kazanımlarının kuşatıldığı bu dönemde desteğe
gereksinimi var. Dil Derneği Başkanı Sevgi Özel, sorumlu yurttaşlara çağrı yapıyor:
“Atatürk Türkiye’sini, Çankaya’yı karartan karşıdevrime dün ödün vermedik;
hiçbirzaman da vermeyiz. Şimdi daha güçlü olmak zorundayız.
Üyelerimizin vedilseverlerin bu seslenişimize hemen karşılık vereceğini biliyoruz.”
İdare
Recep Tayyip Erdoğan, 19 Ocak’ta “Başkanlığı”nı fiilen ilan etmeye hazırlanıyor.
Ahmet Davutoğlu da, Bakanlar Kurulu Genel Sekreterliği ile idare eder artık…
Gelene ağam, gidene paşam demekten sorumlu olur.
Ecdat Yadigârı Okurumuz
Şevket Çizmeli, Hicri takvimin 1916’da Sultan Reşat zamanında kaldırılarak
Batı takvimine geçilmesine ilişkin yasanın ilgili maddesini göndermiş:
“Tarihi Hicrii kameri kemakân istimal edilmek şartıyle Devleti Osmaniye muamelatta
takvim müstesna olmak üzere takvimi garbiyi kabul etmiştir. Binaenaleyh 1332 senesi
Şubatının 16. günü 1333 senesi Martının birinci günü itibar edilecektir.”
Bugünkü dile çevirirsek:
“Tarihi Hicri ay takvimi kullanmak koşuluyla Osmanlı Devleti işlemlerinde takvim başlangıcı ayrık tutulmak üzere Batı takvimi kabul edilmiştir. Bu nedenle 1332 yılı 16 Şubat günü 1333 yılı Mart’ının birinci günü sayılacaktır.”
Buna göre, yılbaşı da 1 Kanun-u sani, yani 1 Ocak olarak benimsenmiş.
Yılbaşını “gâvur icadı” bulan Osmanlı torunlarına duyurulur.
Parası Olana İmar Hakkı
Öyle bir torba yasa geliyor ki, bu kez parası olan yalnızca düdüğü çalmayacak, imar hakkını da kendisi belirleyecek.
Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası Başkanı Ertuğrul Candaş’a göre,
hazırlanan Torba Yasa Tasarısı, mülkiyet hakkının sertifikalandırılmasını öngörüyor.
Bu kadarla da kalmıyor, menkul değere çevrilerek piyasaya sunulabileceğini içeriyor. Böylelikle, ekonomik ve siyasal açıdan güçlü olan, güçsüz olanın mülkiyetini kolayca
ele geçirebilecek.
Ertuğrul Candaş, tasarıdaki bu hükmü şöyle yorumluyor:
“Tasarının yasalaşması halinde, kentlerin gereksinimlerine göre bir imar planı ve uygulaması yapılamayacak, aksine parçacıl bir anlayışla, planlama tekniğine uygun olmayan ve fakat
özel talepleri karşılayacak biçimde kentleşmeyi sağlayacak bir süreç başlayacaktır.
Parası ve siyasal gücü olan parsel sahibi, parseli için önerdiği yeni planı, oluşacak değer artışının % kırkını idareye vermek kaydıyla onaylatabilecek, geriye kalan % altmışını ise cebine koyabilecektir. Parası olmayanın ise böyle bir hak talep etme durumu zaten olamayacaktır.
Bu kadar önemli ve köklü değişiklikler getirecek olan ve kentlerin arazi yönetim politikalarını amansız bir şekilde spekülasyona ve ranta açacak olan bu tasarının, bu haliyle yasalaşmasının önüne geçilmesi tarihsel bir sorumluluk ve bir zorunluluktur.”
Ye babam, ye! Nereye kadar?
Tepebaşı’nın Başarısı
Belediyelerin çoğu, ranta ve mafya türü işlere bulaştı, birilerini kolay yoldan zengin etmenin aracısı durumuna geldi.
Halktan yana çalışanlar yok mu? Var kuşkusuz. Geçtiğimiz günlerde “Akıllı Şehir Tasarımı” için Avrupa Komisyonu’ndan 5 milyon Avro’luk hibe alan Eskişehir Tepebaşı Belediyesi örneğin. Aşağısöğütönü bölgesinde 30 dönüm alanı kapsayan Yaşam Köyü’nde gerçekleştirilecek olan tasarımın neler içerdiğini Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç
şöyle özetledi:
“Bölgede binaların enerji verimliliklerinin artırılması için bina kabukları ve doğrama sistemleri yenilenecek. Doğalgazdan vazgeçilip enerjisini güneşten alan su kaynaklı ısı pompası sistemleri kurulacak. Sıcak su için güneş panelleri ve organik atık yakan kazanlar kullanılacak. Bina ve çevre aydınlatmaları LED armatürlerle değiştirilecek. 4 elektrikli otobüs, 7 hibrit araç alınacak. Akıllı bisikletler için 6.2 kilometrelik yol düzenlenecek, 50’si elektrikli 150 bisiklet halkın kullanımına sunulacak. Enerjisini güneşten alan şarj istasyonları kurularak bisikletlerin ve araçların enerji ihtiyaçlarıkarşılanacak.”
Dürüst, iyi niyetli çabalar, tertemiz başarılar getiriyor.
=======================================
Teşekkürler sevgili Işık Kansu..
Saygıdeğer meslek büyüğüm Çocuk hekimi Dr. Ceyhun Atuf Kansu‘nun sevgili oğlu, Cumhuriyet’ten ve Dil Derneği’nden dostum..
Sağolasınız, bu kısa yazınızda gene can alıcı birkaç noktayı göz önüne serdiğiniz için..
Sevgi ve saygı ile.
03.01.2015, Ankara
Dr. Ahmet Saltık
Dil Derneği Üyesi
www.ahmetsaltik.net