Etiket arşivi: Der Spiegel

Küresel borçlar 2016’da rekor kırdı

Küresel borçlar 2016’da rekor kırdı

4.4.2017, https://www.aydinlik.com.tr/ekonomi/2017-nisan/kuresel-borclar-2016-da-rekor-kirdi

Küresel borçlar 2016'da rekor kırdı

Uluslararası Finans Enstitüsünün (IIF) “Global Borç Monitörü” başlıklı raporuna göre,
küresel borç miktarı 2016’da 215,5 trilyon dolarla rekor kırdı

Küresel borç düzeyi 2016’da 215 trilyon doları aşarak tüm zamanların en yüksek düzeyine ulaştı. Küresel borç tutarı 2016’da 7,6 trilyon dolar artarak 215,5 trilyon dolara yükseldi.

Raporda, dünya gayrisafi hasılasının (AS: küresel gelirinin) %325’ine denk gelen küresel borcun 160 trilyon dolarla yaklaşık dörtte üçünü gelişmiş ülkelerin tuttuğu belirtildi.

Öte yandan, Türkiye’nin aralarında bulunduğu yükselen piyasa ekonomilerinin toplam borç tutarının 56 trilyon dolara yükseldiğine dikkat çekilen raporda, “Yükselen piyasa ekonomileri son 10 yılda yaklaşık 40 trilyon dolar borçlandı.” ifadesine yer verildi.

Yükselen piyasa ekonomilerine ait borcun % 75’inden çoğunun yerel para birimlerinde olduğu ancak Latin Amerika, Türkiye ve Güney Afrika’nın son yıllarda yabancı para biriminden borçlanmanın hızlandığı belirtilen IIF raporunda, “Daha yüksek faiz oranları ve güçlü dolar borçlanma odaklı büyüme modeline sahip ülkeler için risk oluşturuyor.” uyarısında bulunuldu.
=====================================================
Dostlar,

Alman Der Spiegel dergisi son sayısında (1 Nisan 2017) TÜRKİYE İFLASIN EŞİĞİNDE
başlığı attı (Cumhuriyet, 03.04.2017, http://www.spiegel.de/international/business/turkish-economy-heading-toward-crisis-under-erdogan-a-1141363.html)

  • Turkey’s Struggling Economy : The Demise of the Anatolian Tiger

    Turkey’s economy is suffering badly amid the country’s political uncertainty.
    Investors have lost confidence, tourists are staying away and the lira is rapidly losing value. President Erdogan hasn’t grasped the severity of the situation.

CHP Tekirdağ MV, eski Hazine Müsteşarı Prof. Faik Öztrak müthiş bir rapor hazırladı :

  • “TEK ADAM REJİMİ
    KÜÇÜLTÜR MİLLETİN EKMEĞİNİ” 

  • RTE’nin Anayasayı açıkça çiğneyerek fiili başkanlık yaptığı son 2 yılda ulusal gelirin 78 milyar Dolar gerilediğini..
  • TEK ADAM döneminde son 2 yılda dış borçların 4 puan daha artarak %47,2’ye yükseldiğini de yazdı.. (SÖZCÜ, 03.04.2017)

Yaşanan yıkım saymakla bitmiyor.. Yukarıdaki her 2 dosyayı da sitemize koyacağız.

‘Tek adam rejimi, küçültür milletin ekmeğini’

16 Nisan 2017 günü “HAYIR” demek aynı zamanda EKONOMİK ÇÖKÜNTÜYE DE HAYIR demek olacak.

Sevgi ve saygı ile. 04 Nisan 2017, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
Ankara Üniv. Tıp Fak. – Mülkiyeliler Birliği Üyesi
www.ahmetsaltik.net   profsaltik@gmail.com

Alman Bakan’dan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a: Tekrarlarsan ‘Madde 90’dan yargılanırsın!

Alman Bakan'dan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a: Tekrarlarsan 'Madde 90'dan yargılanırsın!

Alman Bakan’dan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a: Tekrarlarsan ‘Madde 90’dan yargılanırsın!

AYDINLIK, 1.4.2017

Türkiye’nin Almanya ile yaşadığı gerginliğin tavan yaptığı günlerde Alman Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel’in Ankara’yı dava açmakla tehdit etti. Gabriel, Erdoğan‘ın söylemlerinin “Madde 90 Bent A” kapsamına girdiğini söyledi. Alman Ceza Hukuku’nda maddenin ceza karşılığı 5 yıla kadar hapis! Almanya’nın bu çıkışı Ankara kulislerinde, “Erdoğan’ın ‘Başkanlık’ hevesinin Türkiye’ye bir darbesi daha” şeklinde değerlendirildi.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Almanya Hükümeti’ne yönelik “Nazi” suçlamalarına
ve AKP yöneticilerinin bu ülkede mitingler düzenlemesine karşı Alman Dışişleri Bakanı
Sigmar Gabriel, Ankara’yı Alman Ceza Hukuku’nu uygulamakla tehdit etti. Alman Der Spiegel dergisine konuşan Gabriel şu ifadeleri kullandı…

Spiegel: Almanya’nın ılımlı tutumu fayda etmedi. Erdoğan, Alman Hükümeti’ni Nazi yöntemleri uygulamakla suçladı

Sigmar Gabriel: Maalesef otoriter kişilikler, bu tür ılımlı yaklaşımları zaaf olarak yorumlamaya eğilimli. Hatta bazen sergiledikleri tavrın doğru olduğu sonucunu bile çıkarabiliyorlar. ‘Yumruğu masaya ne zaman vuracaksınız’ diyen herkesi çok iyi anlıyorum. Ama öne sürülen suçlamalar, ciddiye alınamayacak derecede. Aynı şekilde yanıt vermemiz, sadece Erdoğan’ın seçim kampanyasına yarar.

Spiegel: Geçen zaman içinde Erdoğan devam etti. Hollanda’da polis köpek ve atlarla Türk göstericilere nasıl müdahale ettiyse, Şansöyle Merkel’in de aynı şekilde davrandığını söyledi.

Gabriel: Bu tespit ne kadar saygısız ve edepsiz olsa da, ne kadar zor gelse de ben sükuneti korumaya davet ediyorum. Biz yanıt olarak laf atmıyoruz. Ama kesin sınırlar çiziyoruz. Türkiye’ye, vatandaşlarının anayasa referandumunda topraklarımızda oy kullanması iznini verdik. Ama açık bir şekilde, Ankara Alman yasalarına saygı duymazsa gereken her türlü müdahaleyi de yapacağımızı dile getirdik.

Spiegel: Bu somut olarak ne demek?
Gabriel: Her şeyden önce Türk siyasetçilerinin seçim mitingleri ve toplantıları söz konusu. Ceza Kanunumuzun 90. maddesinin a bendi, Almanya’nın anayasal düzenine hakareti cezalandırıyor.

BÖYLE GİDERSE MADDE 90 BEND A’DAN YARGILAYABİLİRİZ’

Spiegel: Erdoğan bu yasayı çoktan ihlal etti.
Gabriel: Ben Türk muhataplarıma açıkça belirttim. Böyle devam edilirse yeni bir durum oluşabilir. Almanya’yı ve Alman siyasetini eleştirebilirsiniz, sert de eleştirebilirsiniz. Ama yasalarımızın çizdiği bir sınır var. Ceza Kanunu’nun çizdiği bir sınır… 90. Madde A bendi bir sınır. Bu sınırı aşan, siyasi görüşlerini ülkemizde istediği gibi dile getirebileceğini sanmamalı. Sadece Türkiye değil, Almanya da saygıyı hak ediyor.

O MADDE NE DİYOR?

Alman Ceza Hukuku’nu 90. Madde A bendi, Alman devletini ya da anayasal düzenini kamuya açık bir toplantıda hakarete maruz bırakmayı ya da devlet sembollerine hakaret etmeyi cezaya tabi tutuyor. Madde, para cezasından 3 yıl hapse değin çeşitli cezalar öngörüyor. Anayasal düzeni kaldırmaya teşebbüs halinde ceza 5 yıl hapse kadar artıyor.

BAŞKANLIK ISRARI YENİ KRİZLERİN KAPISINI ARALIYOR

Almanya’nın “Ceza Hukuku’nu uygularız” çıkışı, Ankara kulislerinde “16 Nisan’dan sonra Erdoğan’a karşı uluslararası kamuoyunca alınacak tavrın bir işareti. Erdoğan’ın ‘başkanlık’ ısrarı Türkiye’yi yeni diplomatik krizlere gebe bıraktı. Evet çıkması durumunda Erdoğan’a yapıştırılacak olan ‘Diktatör’ söylemi Türkiye’yi uluslararası alanda daha da yalnızlaştırır” sözleriyle değerlendirildi.
=========================================
Dostlar,

Ülkemizin uluslararası saygınlığını zedelemeye hiç kimsenin ama hiç kimsenin hakkı ve yetkisi yoktur.. Hele ülke yönetcilerinin asla.. Bir kez daha “hele” diyerek, iç siyasete alet etme amacıyla asla ve kat’a! Tam tersine, ülkemizin uluslararası toplumun eşi ve egemen, saygın bir üyesi olarak onurunu ve haklarını korumak zorundadırlar, temel görevleri arasındadır bu.

Erdoğan ve AKP hükümetinin yetkilileri sözlerine ve davranışlarına çok ama çok dikkat etmek zorundadırlar. Uluslararası ilişkiler adabına, yapılagelişlere (teamüllere) ve hukuka uymak yükümündedirler..

Sevgi ve saygı ile. 1 Nisan 2017, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
Ankara Üniv. Tıp Fak. – Mülkiyeliler Birliği Üyesi
www.ahmetsaltik.net     profsaltik@gmail.com

Der Spiegel : Erdoğan Yeni Padişah – Sultan..


Dostlar
,

Ünlü Alman Dergisi Der Spiegel‘in özel yazısı..

RTE Yeni Padişah – Sultan..

  • Türkiye Başbakan Erdoğan demokratik reformlarla çıktı yola,
    ancak eski dönemin 
    seçkinleriyle ve Gezi Parkı direnişçileriyle
    mücadelesinde hükümdara dönüştü. Şimdi kendisini
    Cumhurbaşkanı seçtirmek niyetinde. Despot mu olacak bu kez de?

Almanca ve Türkçe yan yana 2 kolonda..
Okumak için lütfen tıklar mısınız??

Yeni Padisah – Der Spiegel

Sevgi ve saygıyla
8.8.2014, Amasya

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net 

Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar…


Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar…

Portresi_gulumseyen

 

 

 

 

Prof. Dr. D. Ali ERCAN

Değerli arkadaşlar,Medeniyetle her türlü teması reddeden ilkel bir kavmin yaşadığı küçük bir ada var:

Sentinel … Hindistan’ın doğusunda, Bengal körfezi açıklarındaki Andaman adalar kümesinin bir parçası olan bu ~ 60 km2’lik tropik adada sayıları 100-500 arasında yordanan ilkel bir kavim yaşıyor. 

 
En son, ada yakınlarında karaya oturan ve yardım isteyen bir gemi nedeniyle
gündeme gelen bu ada, yabancılara karşı düşmanca tutum sergileyen ve
asla konuksever olmayan yerlileri ile tanınıyor. æ
 
Der Spiegel arşivinden alınan bu fotografta ada sakinlerinin, çıplak oldukları,  ilkel araçlar ve silahlar yapabildikleri görülüyor.
  Starker Wellengang:  Letztendlich wurde die Schiffscrew von dem Taifun...
Adanın uydudan alınmış fotografı
  North Sentinel Island:  Die autonome, von einem Urstamm bewohnte Insel misst...

Mart 2014 sonlarında Türkiye’nin hazin gündemi adına 5 görsel..


Mart 2014 sonlarında Türkiye’nin hazin gündemi adına 5 görsel..

Tayyip_Türkiye'yi_soyuyor

Twitter_kusun_otsun_secenek_DNS_no_bina_duvarında_23.3.14

TAYYIP_GIRGIR_Kapaginda_23Mart2014GIRGIR Kapağı (19-26 Mart 2014)

Tayyip_Twitter_kusşarini_dogruyor_22.3.14_SOZCUSÖZCÜ, Twitter zulmü üzerine,, Der Spiegel de kapak yaptı..

Fenerbahçeliler_Anıtkabir'de_23.3.1423 Mart 2014, Fenerbahçeliler ve yurtseverler Anıtkabir’de..

Aziz Yıldırım, Anıtkabir’de ziyaret defterine ne yazdı?

Başkan Aziz Yıldırım, Anıtkabir ziyaretinde deftere yazdığı cümlelerde
önemli vurgularda bulundu. Ankara Fenerbahçeliler Derneği tarafından
“Türkiye İçin Adalet Fenerbahçe için adalet” sloganıyla düzenlenen organizasyonda Fenerbahçeli taraftarlar Anıtkabir’i ziyaret etti. Fenerahçe başkanı Aziz Yıldırım tarafından mozoleye çelenk konulmasının ardından saygı duruşunda bulunuldu.Ardından Başkan Aziz Yıldırım Anıtkabir özel defterine duygu ve düşüncelerini yazdı. Şu ifadeleri kullandı:

Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucusu Yüce Atatürk,
İtibar ve ittifaklarınıza mazhar olmuş, yegane ruhu Kuvai-Milliye olan
Fenerbahçe Spor Kulübü’nün Başkanı olarak heyecan ve gururla huzurunuzdayım. İşgal altındaki bir ülkeyi çağdaş, demokratik bir cumhuriyet haline getiren irade ve devrimlerinize sahip çıkmak konusundaki kararlılığımız ve mücadelemiz tamdır. İstikbalde dahi bir gün yurdun tüm toprakları işgal edilmiş, tüm tersanelerine girilmiş, bütün kaleleri zapt edilmiş ve bütün ordulara dağıtılmış olsa da istiklal ve cumhuriyeti müdafa mecburiyetinde kaldığımızda, dahili ve harici bedhahlara karşı içinde bulunacağımız vaziyet çok namüsait bir vaziyette tezahür etmiş olsa da; “Rahat Uyu Atam. Yolun Yolumuz, Andın Andımız olacaktır.”
Söz veriyorum ki; devrimlerinizi ve ilkelerinizi unutturmak isteyen karanlıkların yüzünde yanan son bir ışık kalacaksa o Fenerbahçe olacaktır.
Ve muhtaç olduğumuz yegane kudret yolunuzda akmak için 1 dakika bile
tereddüt etmeyecek olan damarlarımızdaki asil kanımızdır.

Her gün biraz daha artan “özlem” ve “hasretlerimizle”
Aziz Yıldırım
Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı”

ooooo /// ooooo

Teşekkürler Fenerbahçe, Aziz Yıldırım ve destek verenler..

Sevgi ve saygı ile.
24 Mart 2014, Ankara

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

Onur ÖYMEN : Gizli Belgelerin Sızdırılması ve Basın Özgürlüğü


Gizli Belgelerin Sızdırılması ve Basın Özgürlüğü

Portresi_ATA_ile Onur ÖYMEN

Sayın Başbakan kimi gizli belgelerin bir gazetede yayınlanması üzerine o gazete ve haberi yazan gazeteci aleyhinde
çok ağır suçlamalarda bulundu ve yargıyı göreve davet etti.
Gizli belgelerin basına sızdırılması bütün ülkelerde yasaktır ve suç oluşturur.

Ancak bu gibi durumlarda demokratik ülkelerde yasal sorumluluk esas olarak belgeleri sızdıranlardadır. Bunları yayınlayan gazetelerin mahkûm edildiğini işitmedik.

Bunun en ilginç örneklerinden biri Amerika’nın 1945-1967 arasında Vietnam’da izlediği politikaların gerçek yüzünü belgeleyen ve Amerikan Savunma Bakanlığı Pentagon tarafından hazırlanan çok gizli belgelerin gazeteci Daniel Ellsberg tarafından elde edilerek basına verilmesi olayıdır. “Pentagon Belgeleri” denilen bu belgelerin bir bölümünü yayınlayan New York Times gazetesi belgelerden Başkan Johnson’un halka ve Kongre’ye sistemli olarak gerçek dışı bilgiler verdiğinin anlaşıldığını yazdı.

Belgelerde Güney Vietnam’ın ayrı bir devlet olarak ortaya çıkartılmasının Amerika’nın eseri olduğu ve Başkan Eisenhower’in Ngo Dinh Diem’in Devlet Başkanlığına seçilmesini sağladığı, daha sonra yönetiminden memnun kalmadığı Diem’e karşı 1963 yılında yapılan askeri darbenin de arkasında olduğu bildirilmekteydi. Amerika’nın darbeyi yapan generallerle önceden işbirliğinde bulunduğu ve darbeden sonra da onları desteklediği ifade edilmekteydi. New York Times bu gizli belgeleri yayınlarken Amerikan Anayasasına uygun hareket ederek hükümetin faaliyetleri hakkında halkı bilgilendirme görevi yaptığını yazdı.

Gazeteci Ellsberg de belgelerin, Başkanların Anayasayı ve içtikleri andı ihlal ettiklerini gösterdiğini belirtti. Hükümet yargı yoluna başvurarak New York Times’taki yayınları bir süre için engelledi. Ellsberg aleyhinde de casusluk suçlamasıyla dava açıldı. Buna karşılık New York Times da Yüksek Mahkemede Amerikan Hükümeti aleyhine dava açtı.

18 Haziran 1971’de Washington Post da Pentagon belgelerini yayınlamaya başladı. Savcının bu yayınları durdurma istemi mahkeme tarafından reddedildi. 15 gazete daha belgeleri yayınlamaya başladı. Federal Mahkeme, belgelerin yayınlanmasının engellenemeyeceği yolunda karar aldı.

Ellsberg ve arkadaşı Russo yargılandı, ancak Federal Mahkeme, ilk yargı sürecindeki hatalar nedeniyle bu iki gazetecinin serbest bırakılmasını kararlaştırdı.

4 Mayıs 2011’de belgeler üzerindeki gizlilik kaldırıldı ve 7,000 sayfalık Pentagon Belgelerinin tümü devletin kütüphanelerinde halkın bilgisine sunuldu.

Basının devletin kimi gizli işlerini ortaya çıkartmasının ilginç bir örneği de
Watergate skandalı oldu. Washington Post’un iki başarılı gazetecisi Bob Woodward ve Carl Bernstein, Cumhuriyetçi Başkan Nixon’un Demokrat Parti’nin binasına gizlice ajanlar soktuğunu kanıtladı. Beyaz Saray’da kurulan gizli dinleme aygıtlarıyla Başkanın içlerinde Jane Fonda, Barbra Streisand ve Paul Newman gibi sinema sanatçılarının da bulunduğu siyasal rakiplerini gizlice dinlettiği ortaya çıktı. Gazetecilerin yayınladıkları
bu bilgilerin sonucunda Başkan Nixon, Kongre tarafından görevinden azledilmek üzereyken istifa etti. Bu gizli işleri belgeleriyle bulup ortaya çıkartan gazetecilere ve onların gazetelerine karşı herhangi bir yasal işlem yapılmadı. Tam tersine,
onların çalışmaları ve elde ettikleri belgeler hakkında övücü sözler söylendi,
kitaplar yayınlandı ve bu çalışmalar bütün dünyada büyük yankılar yaptı.

Başka bir örnek de Wikileaks belgeleri denilen ve 2006’dan bu yana çeşitli ülkelere ilişkin gizli belgelerin Wikileaks örgütü tarafından basına sızdırılması olayıdır. Bu örgütün elinde toplam 1,2 milyon belgenin bulunduğu söylenmektedir. 2010’da Wikileaks’in Amerikan Hükümetinin dış temsilcilikleriyle gizli yazışmalarından oluşan 250,000’den çok belgeyi New York Times, Le Monde, The Guardian, Der Spiegel, El Pais gibi önemli gazeteler aracılığıyla kamuoyuna duyurması bütün dünyada yankı yaptı. ABD Wikileaks ve sorumlusu Julian Assange hakkında adli işlem başlattı. Belgeleri Wikileaks’e sızdıran Amerikan askeri Chelsea Manning 35 yıl hapis cezasına çarptırıldı ve orduyla ilişkisi kesildi. İsveç ve başka kimi ülkeler Wikileaks’in özgün belgelerinin bir bölümüne
el koydular ama bu belgeleri yayınlayan gazeteler hakkında yargı yoluna başvurulduğu duyulmadı.

Aynı biçimde Amerikan Ulusal Güvenlik Ajansı NSA’nın eski görevlisi Edward Snowden, yabancı ülkelerin devlet adamlarının telefon konuşmalarını gizlice dinlendiği yolundaki bilgileri de içeren 200,000 gizli belgeyi basına açıkladı. Bu açıklamaları yapan Edward Snowden aleyhine ABD’nin hukuksal girişimleri oldu. Amerikalılar Rusya’yadan geçici sığınma hakkı elde eden Snowden’in iadesini istediler ama O’nun verdiği bilgileri yayınlayan gazeteler ve de Spiegel gibi dergiler hakkında yargı yoluna başvurulduğu duyulmadı.

Bu örneklerin de gösterdiği gibi, devletler gizli belgelerinin ele geçirilip yayınlanması konusunda çok duyarlıdırlar ve bu belgeleri sızdıranlar hakkında yargı yoluna başvururlar. Ama demokratik ülkelerde bu bilgileri yayınlayan gazetelerin yargılanıp mahkûm edildikleri duyulmadı.

Hükümetin Türkiye’de kimi gazetelerde yayınlanan gizli belgelerle ilgili tavrını belirlerken yalnız yasalardaki hükümleri değil, aynı zamanda dünyadaki bu gelişmeleri de
dikkate alması ve yasa dışı belgeler sızdıranlar hakkında yasal yollara başvururken
basın özgürlüğünü zedelemekten kaçınması ve belgeleri sızdıran devlet görevlileri yerine onları yayınlayan gazeteleri hedef almaktan kaçınması bence daha uygun olur.

Der Spiegel Özel Sayısı : Boyun Eğme

Dostlar,

Ünlü Alman Dergisi Der Spiegel, 10 sayfa dolayında Almanca + Türkçe içerikle yayımlandı.

Konu Gezi Direnişi..

Simgeleşen bir fotoğraf da var : BOYUN EĞME!

Bu bölümleri paylaşmak gerekiyor..

Fotoğrafları ve yorumları ile güncele ışık tutuyor, geleceğe ciddi belge oluşturuyor..

Teşekkürler Dünya Türkleri Konseyi..

Sn. Prof. Dr. D. Ali Ercan hoca da bu konuya ilişkin olarak şunları kaydediyor :

Değerli arkadaşlar,

Almanya’nın en büyük, en ciddi haftalık dergisi Der Spiegel, Türkiye’ye ilişkin olayları, dikkat çekmek için, Türkçe yayınladı. Ekte 45 sayfalık bölüm
Taksim olayları çerçevesinde Türkiye’nin siyasal durumunu mercek altına alıyor. 

 
Der Spiegel‘in yaptığı ankete katılanların %46’sı gösterileri haklı buluyor; % 62’si olayların Türk medyası tarafından doğru verilmediğini düşünüyor ve %52’si, bu son olayların bir sonraki seçimde siyasi değerlendirmesini etkileyeceğini söylüyor. 
 
“Bu Pazar seçim olsa oyunuz hangi partiye?” sorusuna karşın,
Partiler şöyle sıralanıyor: 
 
AKP    %35
CHP    %23
MHP   %15
BDP    %6
 
AKP’nin oy yitiği %15 oldu! Dikkati çeken %20’lik çekimser, ilgisiz kitle..
Der Spiegel’in öbür anket soruları % olarak şöyle yanıtlanmış:

  • Türkiye’de medya özgür mü?  Evet-41   Hayır-53
  • Politik görüşünüzü açıkça belirtmekten çekiniyor musunuz?
    Evet-47    Hayır-50
  • Hükümet baskıcı ve otoriter mi?   Evet-50   Hayır-36
  • Hükümet bireyin özel yaşamına müdahale ediyor mu?  Evet-54   Hayır-40
  • Başkanlık sistemine geçilsin mi?  Evet-31   Hayır-43
Burada da dikkati çeken nokta, Başkanlık sistemi konusunda halkın dörtte birinin hiçbir fikri olmayışıdır. æ

Lütfen tıklar mısınız??

SPIEGEL-BOYUN_EGME

Sevgi ve saygı ile.
30.6.2013, Ankara

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

Mali’de Son Durum..


Dostlar
,

Uzun yıllar Fransız sömürgesi olarak tutulan Mali’de Fransız işgali ve

  • “Uygar Batı” nın bir “koalisyon klasiği” daha..
BM’den ses yok, Atlantik ötesinden de tık..
Her şey uluslararası hukuka uygun (!)
İşte böyle bir BM sistemi içindeyiz.
Adına da Küreselleşme (= Yeni Emperyalizm!) demekteler.
Japon arabası Toyota’nın üzerinde, hiçbirini kendisi üretmediği silahlar ve de cephaneyle kısır çekişmeler içindeki İslami terörist gruplar da bu “müdahaleye” zemin hazırlamakla adeta misyon yüklü..

El Kaide
şimdi başta ABD, Batı için tehdit mi?
Evet, sistemin düşman gereksinimini karşılamakla ödevli!
Bu harami düzeni nereye dek ??
  • Dünya halklarının uyan(dırıl)ması ve
  • DİRENİŞİN KÜRESELLEŞTİRİLMESİ.. tek yol!
Mali’de son durumu Sayın Prof. Dr. D. Ali Ercan, Der Spiegel‘den derlemiş..
Bizlerle paylaştı, teşekkür ederiz.. Biz de sizlere PDF olarak sunuyoruz.

Sevgi ve saygı ile.
Ankara, 18.1.13

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

Cemaatın dev parası AKP’ye bumerang..

AKP-RTE cepheleri çoğalttı; azaltmak için.. Arkaplan izlenip sorgulanmalı, dikkatle..
Sevgi ve saygı ile. 11.8.12, Ankara
Dr. Ahmet Saltık www.ahmetsaltik.net

Fethullahçılara büyük şok

Der Spiegel, eğitim örgütleriyle birlikte ‘Fethullahçılar’ın ‘gizli ittifak’ını sorguluyor.

Almanya merkezli Der Spiegel dergisi, Fethullah Gülen cemaatinin Almanya’daki ‘en tehlikeli’ İslami hareket olduğu ifadelerine yer verdiği haberinde, eğitim örgütleriyle birlikte ‘Fethullahçılar’ın ‘gizli ittifak’ını sorguluyor.

Almanca konuşulan dünyanın en büyük haber dergisi Der Spiegel, yeni sayısında Gülen cemaatinin Almanya’da da korkutucu bir güce sahip olduğunu belirtti. Fethullah Gülen hareketinin İslamcı ve Batı düşmanı bir zihniyete sahip olduğuna dair açıklamalara da yer verilen haberde, “cemaat”in Almanya’da gençlere özellikle eğitim ve barınma sorunlarından hareketle yaklaştığı ve sürekli yeni yandaşlar kazandığı kaydedildi. Dergi karamsar bir tablo çıkarırken Gülen’in geçmişteki yaşamı ve görüşlerinden ABD’deki günlerine kadar geniş bir döküm sundu ve Almanya’nın ciddi bir İslamcı güçle karşı karşıya olduğu mesajını verdi.

Der Spiegel “cemaat”in her türlü saydamlıktan uzak ve gizlideki yüzüyle de korkutucu niteliğini tartışmaya açarken, kendisini dinler arası barış ve hoşgörünün egemenliğinde bir hizmet hareketi olarak tanıtan “Fethullahçılar”ın, karşıtlarınca gizlilik içinde çalışan aşırı muhafazakâr bir gizli ittifak olarak görüldüğünü vurguladı. Dergide, Almanya’daki Fethullahçı “öğrenim ve ticaret kurumlarının” da dökümü verilirken dünyaca ünlü İslam uzmanlarının değerlendirmeleri yayımlandı.

Fethullah AYETULLAH HUMEYNİ GİBİ

Hollandalı sosyolog Martin van Bruinessen, Gülen cemaatinin gizli Katolik örgütü “Opus Dei” ile paralelliklerine dikkat çekti. Amerikalı tarihçi ve Ortadoğu uzmanı Michael Rubin, Gülen’i İran devriminin lideri Ayetullah Humeyni’ye benzetti. Alman İslambilimci Prof. Dr. Ursula Spuler -Stegemann ise “Fethullahçılar”ın “Almanya’daki en önemli ve en tehlikeli İslami hareket” olduğunu ve her yere dağıldıklarını savundu.

Bu arada, dünyaca ünlü iktisat profesörü Dani Rodrik’in “Bu hareket boğazına kadar kirli işlerin içine batmıştır” sözleri haberde öne çıkarken, Zaman gazetesinin eski Avrupa Genel Yayın Müdürü Mahmut Çebi’nin cemaate yönelik tüm suçlamaları reddettiği belirtildi.

‘FETHULLAH CEMAATI BİR TÜR MAFYADIR’

Rodrik’in Zaman gazetesi ve cemaate ilişkin “Zaman gazetesi, bu mafyayı yalan, sahtecilik ve çarpıtmalarla desteklemektedir” sözleri haberde dikkat çeken ifadeler arasında yer alıyor.

Derginin haberinde, Fethullahçılık’tan ve “Işık Evleri”nden ayrılanların deneyimleri de sıralandı.

Gülen cemaatinin büyük gücünün sadece Türkiye değil artık Almanya’da da açıkça görüldüğünü bir tabloyla destekleyen Der Spiegel, Gülen hareketinin Almanya’daki “yüzü” olarak tanımlanan Berlin’deki “diyalog derneği” FID’nin 31 yaşındaki Başkanı Ercan Karakoyun’un portresini, “söylenenlerle gerçeklerin çeliştiğine” dair örneklerle verdi. (Cumhuriyet, 7.8.12)

Siyasetin karanlık, derin dehlizlerinin cilveleri.. AKP Cemaat ile 40 yıllık köprüleri atıyor mu??