Prof. Dr. Halil Çivi
İnönü Üniv. İİBF Eski Dekanı
Değerli sosyal antropolog Prof. Bozkurt Güvenç diyor ki:
” Demokrasi, yönetim sorumluluğunun, seçmen ile yöneten arasında belirsiz kaldığı özürlü bir düzendir. Daha iyisi bulunamadığı için bel bağlanmışızdır. Yönetenleri ve prenslerini değiştirebiliriz AMA SEÇMENLERİ NASIL DEĞİŞTİREBİLECEĞİZ (cehaleti nasıl yok edebileceğiz)? Asıl soru ve sorun sanırım buradadır.(1)
Sizce haksız mı? Çoğunluk cahil kaldıkça, halkın bilgisizlik ve cehaletinden kendilerine ikbal ve istikbal türetmek isteyen ırk, din, mezhep, tarikat ve cemaat istismarcıları kitlelerin cehaletini sömürmeye devam edeceklerdir. Ne diyor Mustafa Kemal Atatürk;
- “Dünyada en gerçek yol gösterici bilimdir.”
Ne diyor Hünkâr Hacı Bektaş Veli;
- “Bilimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır.”
Kıssadan hisse :
Demokrasilerin kusurları bile, aklı ve bilimi toplumun ve devletin, istisnasız (AS: ayrıksız) her alanında egemen kılarak cehaleti yok edip genel toplumsal zihniyeti çağdaşlaştırmakla olur.
Bu nedenle; Türkiye’deki eğitim sisteminin yeniden kusursuz olarak laikleşmesine, bozulmuş eğitim ve öğretim birliğinin (AS: tevhidi tedrisat) yeniden onarılmasına, eğitimin her alanında aklın ve bilimin geciktirilmeden egemen kılınmasına şiddetle gereksinim vardır.
Sonuç :
- Toplumun çoğunluğu çağdaşlaşırsa siyasal yönetim mutlaka çağdaşlaşmak zorunda kalır.
- “Her toplum layık olduğu yöneticilerle yönetilir.” özdeyişi bu nedenle söylenmiştir.
(1)- GÜVENÇ, Bozkurt. Demokrasi Din Devlet, Efil yayınları, 2015, syf.111.