Etiket arşivi: Cahiliye dönemi

ÇARŞAMBA İĞNELERİ – 22 Eylül 2021

Türk Vatandaşı Naci BEŞTEPE

CAHİL-İYE

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın, ‘günaydın’ sözüyle yapılan selamlaşmayı cahiliye dönemi adeti olarak yorumladı.

Dönemin adamı…

ŞIRACI

DİB Erbaş’ın 4-6 yaş grubu (dilimi) çocuklara yönelik Kuran kurslarının “zorunlu eğitimden sayılmasına” yönelik talebi (istemi), yargı yılının açılışını dualarla yapması ve “günaydın, tünaydın” demeyi “cahiliye dönemi adeti” olarak nitelendirmesi gibi son dönem çıkışlarına Cüppeli Ahmet’ten” Şeriata tamamen uygun” ifadesiyle destek geldi.

  1. Nerde zırva orda Cüppeli.
  2. Bozacının tanığı şıracı.
  3. Laikliğe karşı eylem odakları…

ÖDÜL

Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından 6. Anadolu Medya Ödülleri yandaşlara verildi. Ödülleri alanların arasında Hilal Kaplan, Fahrettin Altun, Zafer Şahin ve Abdülkadir Selvi ile birlikte hükümete yakın medya kuruluşları yer aldı.

Ödül olarak gümüş ibrik ve yağdanlık uygun olurdu…

SAVCI

İran’ın İstanbul 2. Konsolosu Nasırzade, cinayetten tutuklu iken, mahkemenin ret kararına rağmen (karşın) savcı tarafından tahliye edildi. Adam kaçtıktan hemen sonra savcımız iddianamesinde müebbet talep etti (istedi).

İşte aranan yürekli savcı!..

KAYYUM

Mardin Belediye’sine kayyum olarak atanan ve sonra merkeze alınan Vali Mustafa Yaman hakkında 540 milyonluk yolsuzluk soruşturması yürütülüyor.

Kayyum mu, kuyum mu?…

PARTİZAN

CHP’li büyükşehir belediyelerinin yurt dışından temin ettiği 8.5 milyarlık kredi AKP’nin Cumhurbaşkanı RTE’nin imzalamaması nedeniyle alınamıyor

a.     Hizmet verilemeyen hangi ülkenin vatandaşı?
b.     Devlet desteğinin %97’si AKP’li belediyelere verilirken belediyenin kendi olanağı ile bulduğu krediyi engellemenin mantığı nedir?
c.      “Bizim anlayışımızda partizanlık yoktur. Şehirleri oy rengine göre tasnif etmek yoktur” sözü kime aittir?..

MAVİ VATAN

CHP’li Ünal Çeviköz,” Mavi Vatan diye bu 200 mile kadar uzanan alanı da kendi egemenlik alanınız olarak görürseniz, o zaman saldırgan ve yayılmacı bir algı yaratırsınız.”

Münhasır ekonomik bölgenin anlamını bilmek ve Amiral Cem Gürdeniz’in dediği gibi okumak lazım.

CHP bilgisiz, fikirsiz, bağımsızlığı sindirememiş liboşların partisi olmamalı…

BOZGUNCU

VP Genel Sekreteri, “CHP Mavi Vatan’a düşmanlık yaparken, Bozguncu Bildiriye imza atan 104 Emekli Amiral nerede? Demek ki dertleri Mavi Vatan değilmiş! “

a.     O bildiriyi bozguncu olarak nitelemek Çeviköz’le aynı görüşte olmaktır.
b.     Bu insanlar siyasetçi değil ki her konuda görüş açıklasın.
c.     “Bir tanesi yok” derken Cem Gürdeniz bir kişidir…

MEMNUN

RTE, ekonomi değerlendirmesinde “ benim vatandaşım memnun” dedi.

Onun vatandaşı!..

KÜLTÜR

Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, ‘Yargısız infaza herkes için karşı çıktığımız gibi yargının da yargısız infazını asla kabul etmiyoruz. Yargıyı yargıya bırakacak bir hukuk kültürünü medyasıyla, siyasetiyle, akademi ve sivil toplum kuruluşlarıyla hep beraber oluşturmamız gerekmektedir’ dedi.

28 Şubat davası konusundaki konuşmalarını bilmesek samimi (içten) sanacağız…

SARAY

Cüneyt Arkın, gençlerin refaha (gönence) kavuşturulması gerektiğini belirterek ‘Saraylar yapıyoruz, niye yurt yapmıyoruz?‘ diye sordu.

Gençlere itibar (saygınlık) gerekmiyor…

ÇÖZÜM

Kılıçdaroğlu “Kürt sorununu HDP ile çözebiliriz” dedi.

Yanıtı HDP’den aldı, ”Sorunun muhatabı ve çözümü İmralı (Öcalan)’dır.

37 yıldır bu gerçeği anlamayanlar bu ülkeyi nasıl yönetecek?..

SORUYORUM                                        :

  1. 128 milyar dolar nerede?
  2. Bakan Ruhsar Pekcan ve diğer bakanların/yakınlarının devlete mal satmasının (hem de bozuk ve fahiş fiyatla)soruşturulması neden engelleniyor?
  3. Sedat Peker’in suçlamaları kamuoyunda karşılık bulmasına karşın niçin araştırılmıyor? Suçlanalar niçin kendini savunmuyor? Cumhurbaşkanlığı niçin sessiz kalıyor?
  4. Orman yangınlarına karşı gerekli önlemleri almayarak yurdumuzun cayır cayır yanmasına, uygunsuz imara izin vererek sel felaketine neden olanlar ne zaman hesap verecek?.. 

 

Türban Cumhuriyete Karşı Simge!


Dr. Müh. Ali Nejat ÖLÇEN 

Portresi_Ali_Nejat_Olcen.jpg

Türban Cumhuriyete Karşı Simge!


Türban’ın simge olduğunu ilk söyleyen kişi,
BOP’un eşbaşkanı
R.T. Erdoğan’dır.
Adalet­siz ve Kalkınmasız partisi “AKP” den yana olmayı betimleyen
bez parçasıdır türban. 

Anayasa’nın 10. maddesi ”herkesin “felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ay­rım gö­zetmeksizin kanun önünde eşit olmasını” koşu görmüştür.

Hiçbir iktidar bu mad­deyi yok sayarak ikilik yaratan; inanç özgürlüğünü ortadan kaldıran türbanı devlet politikasına dönüştüremez. Anayasa’mızın 10 ve 17. maddeleri
açık anlamıyla laiklik ilkesinin özü, özetidir. Özellikle 17. maddenin yurttaşlarımıza tanıdığı “inanç ve mezhep özgürlüğü hakkı”nı güvence altına almak görevini, Devletimize vermiştir.  Hiçbir iktidar, Devleti bu görevi yapmaktan alıkoyamaz ve
böylesi güce  sahip olamaz. Atatürkçü Düşünce Derneği bunun için vardır ve Cumhuriyetimizi koruma görevini Mus­tafa Kemal Atatürk’ten görev olarak devralmıştır.

Adaletsiz ve Kalkınmasız Parti (AKP) iktidarının ülkemizde karmaşa yaratan karar ve uygulamalarıyla ve de Anayasa’nın 10 ve 17. maddelerini tersine çevirme girişimleri ile Ana­yasal suç işlemektedir; O nedenle Atatürkçü Düşünce Derneği,
Başbakan R.T. Erdoğan’ın Kabine üyeleriyle birlikte Yüce Divan’da yargılanmasını
görev bilmektedir, bunu sağlamaya kararlıdır.

  • AKP yalnız çağdaş Türkiye’mizin Anayasasına değil,
    İslamın Kutsal kitabına da ters düşmektedir: 

Bakara Suresi 109. ayeti, Maide Suresi 13. ayeti, Hicr Suresi 85. ayeti,
Tegabün Suresi 64. ayeti ve Mümtehine Su­resi 3. ayeti “hoşgörü”yü koşul görürken;
AKP bu ayetlerin tü­münü yok say­makta tümüne karşı karar ve uygulamaları
pervasızca yürür­lüğe koymaktadır.

Bununla da yetinmemekte, Araf Suresinde 43. ayeti “göğüslerimizdeki kinden ne varsa çıkarıp atmamızı” öngörmesine karşın, Başbakan olan kişi R.T. Erdoğan bu ayeti de hiçe sayarak “yüreğinizdeki kini unutmayınız” diyebilmekte ve yurttaşlar arasına
kin ve nifak sok­maktadır. O’nun bu sözü, Anayasa Mahkemesinde yargılanmasına neden olacak denli ağır bir suçtur.Kutsal kitap, Maide Suresinin 42. ayeti “hüküm verirsen adaletle hüküm ver,
çünkü Allah’ın adalet yapanları sevdiğini” belirttiğine göre; AKP iktidarı ülkemizde
bir ben­zerine rastlanmayacak ölçüde adaletsizliği kural haline getirmiş, adaletsizliğin huku­kunu oluşturarak yalnız Anayasamıza değil Kutsal kitaba da ters düşmüştür.
Bu tutumuyla AKP’nin ne ulusumuza ve devletimize ve ne de İslam dinine bağlılığı
ve saygısı yoktur.

Adaletsiz ve Kalkınmasız Parti AKP iktidarı, Kutsal kitapta ve İslam kültürümüzde de  yeri ol­mamakla birlikte, halkımızın “sıkma  baş” olarak nitelediği türbanı simge
duru­muna dö­nüştürmekle yetinmemekte; genç kız ve hanımlarımızın çağ dışı örtünmesini özendiren tutumunu sürdürmektedir. Böylesi çağ dışı girişimlerine ve ülkemizin bölün­mesi kararlarına karşı çıkacak etkin yurtseverlerimizi Silivri, Hasdal türü zindanlara tık­maktadır.

Büyük Ortadoğu Projesi’nin eşbaşkanı olduğunu açıklayan başbakan R.T.Erdoğan, Devlet Planlama Teşkilatı’nda hazırlanan (1983) Türk-İslam Sentezini, “Türk-Kürt-İslam Sentezi”ne dönüştürerek Misak-ı Milli sınırlarımız içinde
devlet-ulus bütünlüğünü zedelemeye başlamıştır. Buna gücü yetmeyeceğini
Atatürkçü Düşünce Derneği olarak kanıtlamayı görev biliyoruz.
Ülkemizi devleti ve ulusuyla ihanet çembe­rinden kurtarmanın çaresi, çözümü,
Mustafa Kemal Atatürk’ün düşünce, karar ve eylemlerinde mevcuttur.
O nedenle aynı gereksinimi duyan demokratik kitle örgütleri ve siyasal partileri
düşün ve eylem birliği içinde karşı çıkmaya çağırıyoruz ve
buna Atatürkçü Düşünce Derneği olarak hazırız.
Ulusumuz bizlere tüm gücüyle destek olacağını sergilemektedir.Bunu yapacak  ve ba­şaracak güce ve yeteneğe sahip olduğumuzu kanıtlamalıyız. İhanet çemberinden devle­timizin ve ulusumuzun kurtulmasının çaresi budur.

  • Muhtaç olduğumuz kudret, damarlarımızdaki asil kanda mevcuttur.

*************

Örtünmeyle ilgili not       :

İslamın kutsal Kitabı’nın Türkçe mealindeki tüm yayınlar Nur Suresi’nin 30. ayetini birbi­rinden çok farklı hatta değiştirerek asıl anlamını ortadan kaldırarak
tefsir etmektedir­ler. Örneğin:

-Eski  Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Süleyman Ateş ve Elmalılı Hamdi Yazır’a göre:
“Mümin kadılnara söyleyin “gözlerini (haramdan) sakınsınlar, ırzlarını korusunlar.”

-Prof. Dr. Sadrettin Gümüş, Prof. Dr. Yakup Çiçek ve Doç. Dr. Muhsin Demirci’ye göre:
“Mümin kadınlara söyle gözlerini harama bakmaktan çevirsinler,
iffetlerini korusunlar.”
-Tibyan Tefsiri’ne göre:
“Mümin kadınlara da deki: Gözlerini indirsinler ve utanacak yerlerini korusunlar.”Bu yorumlardan hangisi doğru?
Sorunun yanıtını  görmek için ayetin Arapça aslına bakmak gerekir. Aslı şöyle:

“Ve kul lilmü’miari yagdudne min ebsarihinne ve yahfazne fürucehünn.”

Ayetin aslına koyu harflerle işaretlediğimiz bölüm “ferçlerinizi örtün” anlamındadır. Çünkü: Füruc, “ferc”in çoğuldur ve ayetin aslı “inanan kadınlara da deyiniz ki kıçlarını örtsün­ler”.

Bu çeviri aslına en uygun olanıdır ve bizim din bilgini geçinenlerimiz Türkçe mealinde “kıç” sözcüğü geçmesini Kutsal kitaba saygısızlık olarak nitelemiş olmalı­lar.
Tanrı “kıç” sözcüğünü kullanırken bizimkiler neden kullanmaz da ayeti tahrif ederler!
Bu ayeti “sıkma baş”a dönüştürerek güzelim kızlarımızı ve kadınlarımızı umacı kılığına sok­manın İslamla ne ilgisi olabilir?
Eğer bu ayet başörtüsünü, türbanı koşul olarak gör­seydi aynı Surenin 30. ayetini
erkek müminler için de öngörmezdi. Nur Suresi’nin 30. ayetinin aslı şöyle:“Kul lilmü’miniyne yaguddü min ebsarihim ve yahfezu fürucehüm..”

Eğer fürucehüm “başörtüsü” olsaydı, bugün erkeklerin de kafalarını türban ile örtmeleri ge­rekirdi.

Cahiliye döneminde Arap yarımadasında yaşayanlar çırıl çıplak dolaşmakta
hiçbir sakınca görmezlerdi. (Ahzap Suresi 33. ayeti bunu belirtiyor.)
İslamın kutsal ki­tabı, öylesi ilkel bir kavme, aile hukukunu ve giysiyi insanca yaşamaya alıştırmak için “fürucehünn” ü koşul koyuyor.
Bu satırları yazan kişi, 1959 yılında Doğubayazıt’ın kırsal kesiminde kimi kadınların
çırıl çıplak soyunup yıkandığına tanık olmuştur. Bu öylesine doğaldı ki, kimse utanç duygusuyla karşılamıyordu.İslam’ın kutsal Kitabında o nedenle “giyinin ki, tanınıp incitilmeyesiniz” ayetine
yer verilmiştir. (Ahzap, 39)

Ali Nejat Ölçen
28.3.13