Herkese merhaba,
– “Neden İngilizce Tıp Eğitimi Değil?”
Ankara Tabip Odası Halk Sağlığı Komisyonu Üyesi
Mithatpaşa Cad. 62/18, Yenişehir / ANKARA
Mithatpaşa Cad. 62/18, Yenişehir / ANKARA
Bizim de üyesi olduğumuz Ankara Tabip Odası / Halk Sağlığı Komisyonu‘nun etkinliği önemli.. Ağırbaşlılıkla, bilimsel sorumlulukla ve yetkin uzmanlarınca tartışılacak.
Birçok nedeni var ama sonuç ciddi ve ağır..
16 yıllık tek parti iktidarı, Türkiye’yi her bakımdan perişan etti..
Kamu kurumları görevlerini yap(a)madıkları gibi, halkın doğru bilgi alma hakkını bile engelliyor hatta yanıltıyor!
Basın özgürlüğü de ciddi ve sıkı sansür altında; haber alamıyoruz!
Bunlar suçtur.. İnsan haklarına aykırıdır.. Giderek örtük faşizmin açık faşizme dönüşmesidir ki, bu da ayrıca Anayasayı ihlal suçudur. (TCK md. 309)
Geriye, nefes alabileceğimiz namuslu – bilimsel meslek örgütleri kalıyor. İyi kötü Anayasa md. 135 üzerinden ayrı ayrı yasaları sayesinde..
Bu kurumları kollamak boynumuzun borcu..
Ankara dışında olmasa idik mutlaka katılırdık bu önemli toplantıya.
Emek veren ve vereceklere teşekkür ederiz..
Şarbon ile ilgili güvenilir tıbbi bilgiler başlıca 2 kaynakta :
1. WHO / DSÖ, Dünya Sağlık Örgütü
2. CDC, ABD
Bağımsız – özerk bilimsel kurumların vazgeçilmez önemi bir kez daha görülüyor sanırız..
AKP = Erdoğan hepsini bilerek ve isteyerek sistematik olarak yok etti, parlamentolu – anayasalı bir HÜKÜMDARLIK kurdu.. Hatta Hanedan.. Devletin Hazine ve Maliyesi damada emanet.. Oğul Bilal, hiçbir yasal konumu olmadan uluslararası resmi toplantılarda babasıyla aynı masada.. Hem suç hem çok utandırıcı.. Türkiye dünyaya rezil oluyor..
21. yy’da sürdürülebilir mi; kuramsal olarak HAYIR!
Ama pratikte, gittiği yere dek kâr sayılıyor..
16 yıl az mı?? Her köşe başında imam eğitimi almış kamu görevlileri..
Liyakat tu kaka, mutlak sadakat temel koşul..
Yaşanan somut sorunların, örtülmeye çalışılan ŞARBON salgını da elbette dahil, temel / kök nedeni bu olgudur.
Salt bilimsel – teknik savaşım yetmez, örgütlü politik savaşım zorunludur ve belirleyici olan da budur!
Halkı, yaşadıkları somut gerçekler üzerinden, olguları ilişkilendirerek aydınlatmak koşuldur.
Sevgi ve saygı ile. 11 Eylül 2018, Datça
Dr. Ahmet SALTIK
Ankara Üniv. Tıp Fak. – Mülkiyeliler Birliği Üyesi
www.ahmetsaltik.net profsaltik@gmail.com
Değerli Meslektaşımız,
Ankara Tabip Odası Halk Sağlığı Komisyonu tarafından düzenlenen,
“Venezuela ve Sağlık”
başlıklı sunum, 18.10.2017 Çarşamba günü, Odamız toplantı salonunda gerçekleştirilecektir.
Katılımınızı bekleriz.
Saygılarımızla.
==============================
Dostlar,
Her Çarşamba 18:30’da yapılıyor bu güzelim etkinlikler..
Mülkiyeliler Birliği Çarşamba toplantıları da öyle.. üstelik aynı saatte.
Bir ona, bir buna yetişmeye çabalıyoruz her 2 kurumun da üyesi olarak.
Bir yol bulunsa klonlanarak “2 tane” (!) olabilsek ya da mekan – zamandan daha da bağımsızlaşabilsek??
1 Kasım 2017 günü akşam 18:30’da biz, Mülkiyeliler Birliği Çarşamba toplantılarında
“ŞEHİR HASTANELERİ TALANI” nı işleyeceğiz..
Emek veren herkese şükranla.
Sevgi ve saygı ile. 17 Ekim 2017, Ankara
Dr. Ahmet SALTIK
Ankara Tabip Odası Üyesi – Mülkiyeliler Birliği Üyesi
www.ahmetsaltik.net profsaltik@gmail.com
Dostlar,
Aşağıdaki duyuruyu paylaşmak istiyoruz..
Ankara Tabip Odası Halk Sağlığı Komisyonu çalışmaları kapsamında,
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi değerli meslektaşımız
ve çalışma arkadaşımız Prof. Dt. Erhan NALÇACI,
– BİLİM TARİHİNİN NERESİNDEYİZ?
konulu sunumunu yapacak 13 Ocak 2016 Çarşamba günü saat 18:30’da..
İlgilenenlerin bilgi ve ilgisine sunarız..
Sevgi ve saygı ile.
12 Ocak 2016, Ankara
Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com
Ankara Tabip Odası Halk Sağlığı Komisyonu, meslektaşlarımıza kısa bilgi notları hazırlıyor. Bunları Oda’nın web sitesinde, ana sayfada
Hekimler İçin Güncel Tıbbi Bilgiler kutusunu tıklayarak okuyabilirsiniz..
http://ato.org.tr/#/bilgi/hekimler-icin-guncel-tibbi-bilgiler
Hazırlanmasında Ankara Tabip Odası Halk Sağlığı Komisyonu üyelerinden biri olarak bizim de naçizane katkılar vermeye çabaladığımız metinlerden birkaçı özetle aşağıda..
Okunup okutulması dileğiyle..
Sigara Dumanından Pasif Etkilenim Gebelik ve Yenidoğan Etkilenimi
=================================================================
Gebelik döneminde sigara içiminin önlenmesi, gebelik süresince ve sonradan yaşanan, sağlıkla ilgili riskleri önlemek adına, en önde gelen “değiştirilebilir” riskler arasında yer almaktadır. Gebelikte sigara içimi yeni doğan ölümlerinin %5’inden, erken doğumların %10’undan, düşük doğum ağırlığının da %30’undan sorumludur [1].
Gıda Güvenliği
==============
GIDA GÜVENLİĞİ; sağlığı yakından ilgilendiren çok disiplinli bir alan…
Gıda güvenliği; tarladan (çiftlikten) sofraya kadar, çevre ve insan sağlığına zarar vermeyen, üretimin her aşamasında gerekli kontrolleri yapılmış, sağlıklı ve güvenilir ürünlerin temin edilme süreci olarak tanımlanmaktadır. Bu konuda yapılan bir başka tanım da “gıdalarda olabilecek fiziksel, kimyasal, biyolojik ve her türlü zararların bertaraf edilmesi için alınan tedbirler bütünü”dür (1,2).
Sezeryana kim karar veriyor:
Kadınlar mı, Hekimler mi, Sağlık Uygulama Tebliği mi?
=====================================================
Kadınların yaşadıkları sağlık sorunları konusunda son dönemlerde “yaşam boyu yaklaşım” felsefesi öne çıkmaktadır. Bu yaklaşım bebeklik ve çocukluk, adolesan (ergen), erişkin ve yaşlılık gibi dönemlerin sorunlarını bir bütünsellik içinde değerlendirmeyi ve sorunlara çözümü de aynı mantıkla çözebilmeyi önceler.
Dünyada ve Türkiye’de Beslenme
==============================
Beslenme bireylerin ve toplumların yaşamlarını etkileyen, biyolojik, sosyal, kültürel ve ekonomik bütün faktörlerden etkilenen temel bir gereksinimdir. Sağlıklı toplumların oluşması için yeterli ve dengeli beslenme tartışmasız bir önkoşuldur. Bir başka ifadeyle bireyler hem gereksinimleri kadar besinleri (besin gruplarını) tüketmeli; hem de bu tüketimi bir denge içinde..
Özürlülük Sağlıklı Yaşamayı Engelleyen Bir Durum Olmamalıdır..
==============================================================
Özürlülük ya da yetiyitimi; olağan bir durumda bir işlevi yapma kabiliyetinde azalma ya da kaybolma (bireyin iş-güç görememe hali) olarak tanımlanmaktadır.
Ankara Tabip Odası – Toplumda Sık Görülen Hastalıklarla Mücadele Çalışma Grubu
===============================================================
Ankara Tabip Odası TOPLUMDA SIK GÖRÜLEN HASTALIKLARLA MÜCADELE ÇALISMA GRUBU akademisyenlerden ve sahada çalışan hekimlerde oluşan bir ekiple çalışmalarını sürdürmektedir.
Bazı Sağlık Göstergeleri ve Türkiye Değerleri
=============================================
Bilindiği gibi sağlık pek çok faktörden etkilenmektedir. Bireysel-bünyesel özelliklerin yanı sıra sosyal, ekonomik, kültürel, politik,vb. süreçler sağlığın belirleyicileri olarak kabul edilir.
Zayıf Olmak, Sağlıklı Olmak Değildir!
=====================================
Dikkat: Zayıf Olmak Her Zaman Sağlıklı Olmak Anlamına Gelmemektedir !!
********************************
Değerli meslektaşlarımızın daha çok katkısını bekler,
bu mütevazi çalışmaların yararlı olmasını dileriz..
Sevgi ve saygı ile.
6.8.12, Ankara
Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net
1 Ağustos 2012 günü, Ankara Tabip Odası’nda aşağıdaki kurumların katılımıyla önemli bir basın açıklaması yapıldı. Bu toplantıya, Ankara Tabip Odası ve Halk Sağlığı Komisyonu üyesi olarak
biz de katıldık ve hazırlanmasına naçizane katkı verdiğimiz basın açıklamasının paylaşımında
hazır bulunduk. Katılmcıların bize yöneltilen sorularını yanıtlamaya çalıştık.
Bu metnin bir bölümü aşağıda .. Tümü ise ATO web sitesinde..
http://ato.org.tr/#/bilgi/basin-aciklamalari/detay/258
Sevgi ve saygı ile..
3.8.12, Ankara
Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net
==============================================================
Sağlıklı ve Güvenilir İçme-Kullanma Suyu Herkesin Hakkı
BASIN AÇIKLAMASI
SAĞLIKLI ve GÜVENİLİR İÇME ve KULLANMA SUYU HERKESİN HAKKI !
ÜZGÜNÜZ, BU HAKKIN ÖNÜNDE ENGELLER VAR !
BİZLERİN de AÇIKLAMA BEKLEDİĞİMİZ TESPİTLERİ VAR !
1.8.2012, Ankara, http://ato.org.tr/#/bilgi/basin-aciklamalari/detay/258
Değerli basın mensupları,
Ülkemizde yaşayan her yurttaşın çok iyi bilmesi gerektiği gibi sağlıklı, temiz, güvenilir su,
en temel sağlık ve insan hakkıdır. Bu hakka herkes eşit düzeyde ulaşabilmelidir. Bu temel kabulün gereği olarak da, sağlıklı ve güvenilir içme-kullanma suyuna ulaşımın önündeki ekonomik ve sosyal adaletsizlik ve fiziksel, kimyasal ve biyolojik kirlilik gibi her engel ivedilikle ortadan kaldırılmalıdır. Ekonomik ve sosyal engellerin olmaması için güçlü ve toplumda herkesi eşit kılan üretim-tüketim ilişkisi; kimyasal, fiziksel ve biyolojik kirlilik gibi sorunlar için ise bu yaklaşımın yanı sıra güçlü izleme ve değerlendirme sistemleri, laboratuvar olanaklarının yeterli olması gibi ek yapılanmalara gereksinim bulunmaktadır. İçme-kullanma sularının çoğunlukla enfeksiyon etkenleri, zehirli maddeler, kimyasallar, radyoaktif kirleticiler vb. tarafından kirletildiği bilinmektedir.[1],[2]
Geçtiğimiz günlerde TMMOB Kimya Mühendisleri Odası (KMO) tarafından yapılan basın açıklamasında belirtildiği gibi, Ankara şebeke suyunda alüminyum değerlerinin yüksekliği nedeniyle halkın musluktan akan suya olan güveni tıpkı yıllar önce Kızılırmak suyu nedeniyle yaşanılan sürece benzer bir şekilde zedelenmiştir. Bugünlerde İstanbul’da da halkın ne yazık ki şebeke suyuna güvenemeyip, “daha güvenilir” olarak kabul ederek satın aldığı damacana sularıyla ilgili pek çok tartışma kamuoyuna yansımıştır. Ne yazık ki, her iki güncel örnek ve yarattığı sorunlar farklı kentlerde de olsa aslında çarpıcı gerçekleri göz önüne sermiştir:
Toplumun “en ekonomik yolla” ulaştığı şebeke suyuna güven sarsılmıştır.
Oysa herkesin gönül rahatlığı ile şebeke suyunu güvenle içebilmesi sağlık açısından kaçınılmaz bir gerekliliktir. Ancak, ülkemizde yaşanan bu vb. sorunlar musluktan akan su yerine kişileri
güvenli suya ulaşmak için daha yüksek bedeller ödedikleri değişik seçeneklere yöneltmektedir.
(damacana, pet şişe, vb.).
İstemediğimiz halde halkın farklı su kaynaklarına yönelmiş olması da sağlıklı su tüketildiği anlamını ne yazık ki taşımamaktadır. Damacana sularında kirlilik saptanmış olması, bu seçeneğin de aslında yeterli çözüm olmadığını açıkça gözler önüne sermiştir.
…..
…..
…..
Değerli basın mensupları,
Kamuoyunu meşgul eden bu vb. sorunların ivedilikle yetkililer tarafından açıklanması gerekmektedir. SAYDAMLIK yetkililerin izlediği yol olmalıdır. Aksi takdirde kamuoyunda oluşan güvensizlik
artarak sürecektir.
Saygılarımızla. 01 Ağustos 2012
İlginç SORULAR
Baz istasyonları ve sağlık üzerindeki olası etkileri
SORU 1: Baz istasyonu nedir?
YANIT 1: Kaynak: Ankara Tabip Odası ve TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası “Cep Telefonları ve Baz İstasyonları Merak Edilen Sorular ve Yanıtları” başlıklı rapor
Baz istasyonları, cep telefonu kullananların ses ve görüntü dalgalarını almalarını sağlayan düşük güçlü radyo istasyonları olarak düşünülebilir. Hücre bölgelerinin her birinde bir veya daha çok baz istasyonu bulunmaktadır. Hücresel terimi, kurulan
baz istasyonlarının hücre olarak tanımlanan bölgelere ayrılması nedeniyledir. Telefon kullanıcısı bir hücreden öbürüne yer değiştirdiğinde, hücresel çağrılar da baz istasyonundan baz istasyonuna aktarılmaktadır. Antenin güç düzeyine bağlı olarak baz istasyonları, makrosel, mikrosel ve pikosel olmak üzere üçe ayrılmaktadır. Makroseller baz istasyon ağında ana yapıyı oluşturmaktadır. Genellikle 35 km. mesafeyle bağlantı kurabilmektedir. Mikroseller ana ağın etkinliğinin artırılması amacıyla kullanılmaktadır. Sınırları genellikle birkaç yüz metredir. Pikoseller ise genellikle binanın içine yerleştirilen birkaç wat güçte baz istasyonlarıdır.
SORU 2: Radyo frekans radyasyon nedir, kaynakları nedir?
YANIT 2: Radyo frekans ve mikrodalga (RF/MW) radyasyon, elektromanyetik alan yelpazesinde 300 KHz ile 300 GHz arasındaki frekans bandına karşılık gelmektedir.
Radyo frekans radyasyon kaynakları arasında radyo televizyon vericileri, elektronik haberleşme araçları, uydular ve uydu istasyonları, radarlar, tıpta kullanılan bazı cihazlar, mikrodalga fırınlar, endüstriyel ısıtıcı makineler, taşınabilir radyolar,
baz istasyonları ve cep telefonları bulunmaktadır.
SORU 3: Cep telefonları ve baz istasyonlarından yayılan Radyo Frekans ve Mikro Dalga (RF/MW) radyasyonunun biyolojik etkileri nedir?
YANIT 3: Radyo frekans radyasyon etkilenimlerine bağlı olumsuz fizyolojik etkiler “elektriksel ve/veya manyetik” alanlarla ilişkilidir. Ancak etkilenim altında kalan bireydeki örselenmeler bazı özgül organ ya da vücut bölümlerinin yüksek yerel ısınmaya yol açabilecek yeterince büyük miktarda enerji soğurmasına da (absorbe etmesi) bağlıdır. Cep telefonu sinyallerinin düşük dozda bile hem canlı hayvanlarda hem de hücre kültürlerinde DNA zedelenmesine yol açtığını gösteren araştırmalarla birlikte, bir etkisi olmadığını gösteren çalışmalar da bulunmaktadır.
Cep telefonunun yaydığı radyasyonun kanser oluşturma mekanizması henüz kanıtlanmamış olsa da, pek çok bilim insanının değerlendirmesinden geçmiş ABD dahil en az 7 ülkede yapılan çalışma sonuçlarına göre cep telefonundan yayılan radyasyonun DNA kırıklarına yol açabileceği gösterilmiştir.
========================================
Raporun tümüne www.ato.org.tr adresinden erişebilirsiniz. Hazırlanmasında Ankara Tabip Odası Halk Sağlığı Komisyonu Üyesi olarak naçizane bizim de katkılarımzın olduğu raporu size birkaç gün önce sitemizde tanıtmıştık. Şimdi de bir özetine Cumhuriyet Gazetesi Bilim Teknik ekinin yer verdiğini görüyoruz..
Bu gün sitemizde baz istasyonları hk.Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun kararına da yer verdik..
İyi okumalar.. 31.7.12
Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net
www
Ankara Tabip Odası Halk Sağlığı Kolu olarak,
cep telefonları ve baz istasyonları hakkında
halka dönük özlü biz bilgilendirme notu hazırladık.
Naçizane bizim de katkı verdiğimiz bu metni okuyarak
cep telefonu ve baz istasyonları kaynaklı elektromanyetik radyasyon hakkında temel düzeyde bilgi edinmek ve
korunma yöntemlerini öğrenmek yerinde olacaktır.
Cep telefonu kullanımı son derece yaygın ve yoğun.
Ülkemizde 66 milyon dolayında cep telefonu abonesi var..
İletişim şirketleri rekabet ile konuşma sürelerinde teşvike (promosyona) girişiyorlar. Sorun bir boyut daha kazanıyor yaygın kullanımın yanı sıra..
Bu bakımdan önemli bir halk sağlığı sorunu..
HALK SAĞLIĞI KOMİSYONU – Güncel Bilgi Notu
CEP TELEFONLARI ve BAZ İSTASYONLARI MERAK EDİLEN SORULAR
ve YANITLARI
Ankara Elektrik Mühendisleri Odası’nın da katkı verdiği bu metne ulaşmak için Ankara Tabip Odası’nın web sitesini ziyaret etmeniz gerekecek…..
Bu sitede sağ tarafta 2 kutucuk yan yana
Halk İçin Güncel Sağlık Bilgileri
ve
Hekimler İçin Güncel Bilgiler..
Ankara Tabip Odası’nın bir üyesi ve uzmanlık alanım bakımından da Halk Sağığı Komisyonu’nun üyesi olarak
bu ürünlere bizim de mütevazi katkılarımızı olabiliyor.
Ortak çalışıyor, imece yapıyor ve adlarımızı koymuyoruz.
İzlemenizi öneririm.
Cep telefonları… yazısı için:
Erişke (link) aşağıda.. Lütfen tıklayınız..
http://ato.org.tr/#/bilgi/halk-icin-guncel-saglik-bilgileri/1 (tıklayınca ekranın sol alt köşesinde pdf dosya adı görülüyor, orayı tıklayıp dosyayı açınız..)
Özellikle gençlerimizi elektro manyetik radyasyondan korumak için onları eğitmeliyiz..
Cep telefonu kullanımının kurallarına uymalıyız..
Baz istasyonlarını yoğun oturma alanları dışına çıkarmalıyız..
Sevgi ve saygı ile..
29 Temmuz 2012, Ankara
Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net
Ankara Tabip Odası Halk Sağlığı Kolu olarak, 28 Temmuz 2012 Dünya Hepatit (Karaciğer Enfeksiyonu) Günü nedeniyle
halka dönük özlü biz bilgilendirme notu hazırladık.
Naçizane bizim de katkı verdiğimiz bu metni okuyarak hepatitler hakkında temel düzeyde bilgi edinmek ve korunma yöntemlerini öğrenmek yerinde olacaktır.
Hepatitler çok sık görülüyor ve ciddi gidebiliyor.
Üllemizde de ne yazık ki çok yaygın..
Bu bakımdan önemli bir halk sağlığı sorunu..
HALK SAĞLIĞI KOMİSYONU – Güncel Bilgi Notu
DİKKAT: HEPATİT SİZE DÜŞÜNDÜĞÜNÜZDEN DAHA YAKIN OLABİLİR!
28 TEMMUZ : DÜNYA HEPATİT GÜNÜ..
Bu metne ulaşmak için Ankara Tabip Odası’nın web sitesini ziyaret etmeniz gerekecek…..
Bu sitede sağ tarafta 2 kutucuk yan yana
Halk İçin Güncel Sağlık Bilgileri
ve
Hekimler İçin Güncel Bilgiler..
Ankara Tabip Odası’nın bir üyesi ve uzmanlık alanım bakımından da Halk Sağığı Komisyonu’nun üyesi olarak
bu ürünlere bizim de mütevazi katkılarımızı olabiliyor.
Ortak çalışıyor, imece yapıyor ve adlarımızı koymuyoruz.
İzlemenizi öneririm.
Hepatit günü yazısı için:
Erişke (link) aşağıda.. Lütfen tıklayınız..
http://ato.org.tr/#/bilgi/halk-icin-guncel-saglik-bilgileri/detay/15
Özellikle gençlerimizi Hepatit B’den korumak için onları eğitmeliyiz..
Sevgi ve saygı ile..
28 Temmuz 2012, Ankara
Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net