Etiket arşivi: 12 Eylül askersel devirmesi

Aydın Aymazlığı ve Sol

Aydın Aymazlığı ve Sol


Sonmez_Targan_birlesmeden_iktidar..

SÖNMEZ TARGAN 

 

 

Bir söz vardır ve ilk kez Sadun Aren’den duymuştum. “Et kokmasın diye tuzlarsın,
ya tuz kokmuşsa ne yaparsın?” 
Tam bizim aydınlarımızın AKP karşısındaki tutumlarını anlatan bir betimleme.

Konuyu derinleştirmek için biraz gerilere gitmek gerekecek. 12 Eylül askersel devirmesinin toplumun en geniş kesimlerinde yarattığı korku ve yılgınlık ortamında pusulayı şaşıran kimi aydın ve solcularımız Özal’ın iktidara gelmesinde kendilerine roller biçmekle kalmadılar, Özal’ın iktidarı döneminde demokrasi alanında büyük beklentiler içine girdiler.

Örneğin solun önünde en büyük yasal engellerden biri olan ünlü 141 ve 142. ceza yasası maddelerinin Özal döneminde kaldırılmış olmasını demokrasi adına atılmış önemli bir adım olarak gösterme yarışına girdiler. Oysa aynı tarihsel süreçte,
başta Sovyetler Birliği olmak üzere Doğu Avrupa’da sosyalist ülkeler yıkılmış ve özellikle bizde sol potansiyel bir tehlike(!) olmaktan çıkmıştı.

Yaşananlara sınıf merceğinden bakmayan ve bilimsel verilere dayanmayan böylesi yaklaşımlar şu gerçeği hiç anımsamadılar :

68 devrimci gençlik önderlerinden Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan’ın idam kararı TBMM’de görüşülürken o sıralar ABD’de bulunan Turgut Özal’ın, Meclis’teki siyasal yakınlarına asılmalarına onay vermeleri için ileti gönderenin de
aynı kişi olduğunu ne çabuk unuttular.

  • Bu denli uzağa gitmeye de gerek yok. 12 Eylül darbesinin gerisinde yatan
    temel gerekçelerin başında ekonomik önlemler paketi olan
    24 Ocak 1980 Kararları‘nın uygulamaya konulması değil miydi?

Bu kararların oluşmasında ve cunta döneminde uygulamaya konulmasında başsorumlu Özal değil miydi?

Son 10 yılı aşkın bir süredir, ülkeyi demagojik bir şarlatanlıkla yöneten bugünkü siyasal erkin kurmayları da, unutulmamalıdır ki, birçok bakımdan Özal’ın öğrencileridir. Aynı aymazlık AKP konusunda da sürüyor. Adlarının önüne aydın, yazar, uzman, sanatçı, akademisyen gibi sıfatları da koyarak televizyon ekranlarında ve gazete köşelerinde boy göstererek AKP şakşakçılığı yapanlar içinde, ne yazık ki
eski solcular ağırlıkta.

Üniformalı faşizme geçmişten gelen öfkeleri nedeniyle bu konularda yanılgıya düşen sıradan yurttaşları bir ölçüde anlayışla karşılamak olası. Ama 10 yılı aşan iktidarları döneminde

– bulaşmadıkları kirli işler,
– yolsuzluklar,
– hukuk ve çağdışılıklar kalmamış ve hatta
– 12 Mart ve 12 Eylül faşist dönemlerini aratmayacak baskıcı uygulamalarına

tanık olduğumuz bu iktidardan paketler halinde demokrasi bekleyen
Türkiye entelijansiyesine ne demeli?..

Söz buraya gelmişken bir kıdemli siyasetçimizin geçmişte söylediği bir belirleme geldi usuma.

  • “Bizdeki gibi haini bol bir ülke dünyada yoktur.” 

Ben de bu belirlemeye bir ekleme yaparak yazımı noktalamak istiyorum:

Dünyanın hiçbir yerinde bizdeki gibi omurgasız aydın topluluğu,
böylesine bir araya gelmemiştir. (Cumhuriyet, 6.10.13)