Öğrenci öğretmen oldu

Örsan K. Öymen
Örsan K. Öymen
Cumhuriyet, 14 Nisan 2025

(AS: Bizim katkımız yazının altındadır..)

CHP’nin cumhurbaşkanı adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun önce üniversite diplomasının hukuka aykırı biçimde iptal edilmesi, arkasından da tutuklanması üzerine, en büyük tepkiyi, üniversite öğrencileri ve gençler verdiler.

İstanbul Üniversitesi’nde görevli üç sözde “öğretim üyesi” hazırladıkları “raporla”, Ekrem İmamoğlu’nun diplomasını iptal ettirerek, padişahlık sarayının emrinde anayasaya aykırı hareket eden sözde “savcılar”, “hâkimler”“valiler”“polisler”“bilirkişiler” örgütüne “öğretim üyelerinin” de katılmasını sağladıkları gibi, meslek ahlakını ve ilkelerini de ihlal ettiler.

Kumpas “davası” üzerinden tutuklama uygulamasıyla birlikte, bu hukuksuzluğa ve ahlaksızlığa karşı ilk etkili tepkiyi veren ise öğretim üyeleri değil, öğrenciler oldu!

Büyükler ve öğretim üyeleri, gençlere ve öğrencilere örnek olacaklarına, gençler ve öğrenciler, büyüklere ve öğretim üyelerine örnek oldular, herkese bir hak, hukuk, adalet, ahlak ve erdem dersi verdiler.

Öğrenciler ve gençler, sosyal medyada yaptıkları açıklamalarla tepkilerini ortaya koydular; Anayasanın 34. maddesinin tanıdığı izinsiz gösteri yürüyüşü ve toplanma hakkını kullanarak, meydanlarda, caddelerde, sokaklarda iktidarı protesto ettiler; örgütlü bir biçimde tüketici boykotu eylemleri gerçekleştirdiler.

Protesto eylemleri sırasında bazı polisler öğrencilere biber gazı sıktı, copla, tekmeyle, tokatla, yumrukla saldırdı, hakaret etti, işkence uyguladı; bununla da yetinilmedi, yüzlerce öğrenci gözaltına alındı ve tutuklandı.

Ancak öğrenciler ve gençler yılmadılar, korkmadılar ve cesur bir biçimde, hem kendi geleceklerine hem de ülkenin geleceğine sahip çıktılar.
***

AKP iktidarı ve “Cumhurbaşkanı” Recep Tayyip Erdoğan,
halkın desteğini yitirdiği için, sözde “savcıların”, “hâkimlerin”, “valilerin”, “polislerin”, “bilirkişilerin”,
“öğretim üyelerinin” arkasına sığınarak iktidarını korumaya çalışmaktadır.

AKP’nin 2015 yılı Kasım ayındaki seçimlerde % 49 olan oyu, 2018 seçimlerinde %42’ye, 2023 seçimlerinde % 35’e düştü.

Yapılan tüm araştırmalara göre AKP’nin 18-19 Mart darbesinden önce oy oranı, bir yıl içinde, % 30’a kadar düşmüştü; 18- 19 Mart darbesinden sonra da, birkaç hafta içinde, %30’un da altına düştü ve CHP birinci parti olarak aradaki farkı açtı.

Kronik bir biçimde Anayasayı ihlal ettiği için, Siyasal Partiler Yasasına göre, siyasal bir parti olup olmadığı bile tartışmalı olan AKP’nin yönetim kademesinde ve medyadaki propagandistleri arasında bir fire oluşmasa ve herkes Erdoğan’a mutlak bir biçimde biat etse de, AKP, seçmen tabanında, yıllardır büyük fireler vermektedir.

AKP’nin muhalefet üzerindeki baskılarını artırmasının bir nedeni bu olsa da, bu baskıların daha da büyük oy kaybına neden olmasına rağmen, AKP iktidarının bu baskıları neden sürdürdüğü, başlı başına araştırılması gereken çok önemli bir konudur. (AS: Bastırabileceği umudu var!)

AKP iktidarının, Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının iptal edilmesi ve tutuklanması karşısında halktan bu kadar büyük bir tepkiyi beklemediğine dair yorumlar inandırıcı değildir. Erdoğan gibi deneyimli ve kurnaz bir siyasetçinin bunu tahmin edememesi olanaksızdır. Erdoğan adımlarını bu tepkinin doğacağını bilerek atmıştır.

AKP’nin, yıllardır devam eden kronik oy kaybının önüne geçemeyeceğini anladığı için, Anayasaya aykırı daha da karanlık bir planın peşinde olduğu olasılığı konusunda herkes teyakkuzda olmalıdır.

Ekrem İmamoğlu’nun, CHP’li ilçe belediye başkanlarının, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın tutukluluk durumlarının ve gazetecilere, yazarlara, öğrencilere yönelik diğer hukuk dışı baskıların devam etmesi, AKP’nin kaybettiği oyları umursamaması ve bir daha serbest seçim olmayacakmış gibi davranması, gençlerin geleceğini daha da fazla karartacak bu olasılığı güçlendirmektedir.
========================================
Dostlar,

AKP=RTE‘nin bir daha seçim yapmama olanağı yok kanımızca. Anayasa m. 78 şöyle :

Seçimlerin geriye bırakılması ve ara seçimler

  • Madde 78 – Savaş sebebiyle yeni seçimlerin yapılmasına imkan görülmezse, Türkiye Büyük Millet Meclisi, seçimlerin bir yıl geriye bırakılmasına karar verebilir. Geri bırakma sebebi ortadan kalkmamışsa, erteleme kararındaki usule göre bu işlem tekrarlanabilir.

yeni seçimlerin yapılmasına imkan görülmezse” durumu salt “Savaş sebebiylesınırlıdır.
Yorum yoluyla genişletilmesi ve benzer nedenler türetilmesi olanaksızdır.
OHAL ilanı seçimlere engel değildir.

ANCAK                         :

“AKP=RTE savaş çıkartır mı?”  sorusu boşluktadır.
Erdoğan bu, gözünü karartmış koltuk için, hesap vermekten ödü patlıyor.
Dener mi, dener! Yapar mı, yapar!

Ama; Anayasa der ki :

Madde 92 – Milletlerarası hukukun meşru saydığı hallerde savaş hali ilanına ve Türkiye’nin taraf olduğu milletlerarası andlaşmaların veya milletlerarası nezaket kurallarının gerektirdiği haller dışında, Türk Silahlı Kuvvetlerinin yabancı ülkelere gönderilmesine veya yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye’de bulunmasına izin verme yetkisi Türkiye Büyük Millet Meclisinindir.

Böylesi kritik bir kararın, TBMM’den basit çoğunlukla geçmesi bile kolay değildir. Kaldı ki, böylesi bir kararın meşru olabilmesi için TBMM’den salt çoğunlukla bile değil (301), nitelikli çoğunlukla (3/5, 2/3, 3/4) gibi geçmesi gerekir.

Özetle “seçimlerin yapılmayacağı / yapılmayabileceği” düşüncesi gerçekçi değil bize göre.

Geriye seçimlerde hile kalıyor. AKP=RTE ve ortaklarına bunu yaptırmamak için elden gelen her şey yapılırsa, bu da engellenebilir. 2019 İstanbul Belediye Başkanı seçiminde CHP’li yurtseverler günlerce oy çuvallarının üstünde yatarak böylesi bir oyunu engellemişlerdi. Yeni seçime CHP çok daha hazırlıklı, güçlü girecektir. Tüm sandıklar denetlenebilecektir.

Özetle “Tarzan zorda, çoooooooooooook zorda“…
Aklını başına alıp geri adım atmalı / attırılmalı ve Parlamenter rejime dönmek üzere CHP ile uzlaşmalıdır. İki maddelik bir Anayasa değişikliği ile 16 Nisan 2027 öncesine dönülebilir.
RTE ve A takımı zaten Anayasa m. 105 ve 106 ile ölene dek çok sıkı korunuyor. Görevleri ile ilgili suçlardan yargılanabilmeleri 400 oy ile TBMM’de olanaklı. Bu bakımdan, çelik kalkan devrede ve çooook güçlü.

Sevgi ve saygı ile. 15 Nisan 2025, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, BSc, LLM  
Atılım Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı (Toplum Hekimliği) Uzmanı
Hekim, Hukukçu-Sağlık Hukuku Uzmanı, Mülkiyeli
www.ahmetsaltik.net        profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik      X : @profsaltik
https://www.instagram.com/ahmet_saltik

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir