TSK’nın Komuta Yapısı da Anayasaya Aykırıdır

Dr. Cihangir DUMANLI
E. Tuğg., Hukukçu, Uluslararası İlişkiler Uzm. 

Anayasa Mahkemesi, Cumhurbaşkanı’na yasaya aykırı yetki veren 703 sayılı KHK’yı iptal etti.
İptal kararının gerekçesi, yasa ile yapılmış bir düzenlemenin KHK ile değiştirilmesinin normlar hiyerarşisine (kurallar katmanlanmasına) aykırı olması ve Cumhurbaşkanı’nın yetki aşımında bulunmasıdır.

Benzer bir durum 15 Temmuz hain darbe girişiminin hemen ardından 31 Temmuz 2016’da yayınlanan 669 sayılı KHK için de geçerlidir. 669 sayılı KHK’nın 35. maddesi ile Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Milli Savunma Bakanı’na (MSB) bağlanmıştır, Bakanlığı’na değil!!

KHK ile yapılan bu düzenleme anayasaya alıkça aykırıdır. Kara, Deniz ve Hava kuvvetleri Türk Silahlı Kuvvetlerini (TSK) oluşturur. Anayasanın 117. maddesi “Genelkurmay Başkanı Türk Silahlı Kuvvetlerinin komutanı olup, savaşta başkomutanlık görevini cumhurbaşkanlığı adına yerine getirir.” demektedir. Anayasaya göre TSK’nın komutanı Milli Savunma Bakanı değil, Genelkurmay Başkanıdır. Bu düzenleme, binlerce yılık savaş deneyimlerinden ortaya çıkan ilkelerden “komuta birliği” ilkesine de aykırıdır. Komuta yapısının bozulmasının inandırıcı bir nedeni açıklanmamıştır.

Sakıncalar

  1. 669 sayılı KHK ile yapılan komuta düzenlemesi anayasaya açıkça aykırıdır. Milli Savunma Bakanı Anayasanın 6. maddesine aykırı olarak kaynağını anayasadan almayan bir devlet yetkisini kullanırken, Genelkurmay Başkanı anayasal görevini yapamaz duruma getirilmiştir.
  2. Yapılan düzenleme TSK’nın üst düzey komuta ilişkilerinde belirsizlik oluşturmuştur. Komutan anayasaya göre Genelkurmay Başkanı, KHK’ya göre Milli Savunma Bakanıdır.
    Emir-komutada belirsizlik askerlikte yapılabilecek en büyük yanlıştır. Harp tarihi bunun acı örnekleri ile doludur.
  3. Düzenleme ile Kuvvet Komutanlıkları Mili Savunma Bakanına bağlanmıştır. Kuvvet Komutanlıklarının iki komutanı olamayacağına göre, Genelkurmay Başkanı Kuvvetlere buyruk (emir) veremez duruma getirilmiştir. Barışta Kuvvetlere komuta edemeyen, savaşa hazırlıklarını geliştirip denetleyemeyen, personeli tanımayan Genelkurmay Başkanı’nın savaşta cumhurbaşkanı adına başkomutanlık görevini yerine getirmesi olanaksız duruma getirilmiştir. Bir birliği savaşa hangi komutan hazırladı ise savaşta o birliğe aynı komutanın komuta etmesi temel bir kuraldır. Bu durumda barışta MSB, Kuvvetleri savaşa hazırlatacak, savaşta genelkurmay başkanı yönetecektir. Bu yanlıştır.
  4. Son iki MSB asker kökenledir. İleride askerlik bile yapmamış, askeri bilgi ve deneyimi olmayan sivil bir politikacı Mili Savunma Bakanı olarak atandığında, bilgi ve deneyim gerektiren komutanlık görevini yerine getirmesi olanaksızdır.Bu durum ulusal güvenliğimizi tehlikeye sokar.

    Öte yandan, Genelkurmay Başkanlarının görev süreleri sonunda MSB olarak atanmaları alışkanlık durumuna getirilerse, bir başka büyük yanlış olan Orduya siyaset sokulmuş olur.

Değerlendirme:

Bu bir ulusal güvenlik sorunudur.

Ulusal güvenlik ulusu oluşturan yurttaşların güvenliklerinin toplamıdır.

Soluduğumuz hava gibi, özgürlükler gibi varlığı pek duyumsanmaz, tehlikeye girdiğinde, kısıtlandığında veya yokluğunda önemi ve değeri anlaşılır ama geç olabilir!!.

Tarih bize bu coğrafyada yaşamda kalabilmenin güçlü bir silahlı kuvvetlerle olanaklı olacağını öğretmiştir. Güçlü silahlı güçlerin ön koşulu, barıştan başlayarak yetkin ve kuşkuya yer bırakmayan komuta yapısı ile savaşa hazırlanmaktır. Çevremizdeki güvenlik ortamının ulusal çıkarlarımız aleyhine (karşıtı) bozulmakta olduğu günümüzde konu önem ve öncelik kazanmaktadır.

Öneri

TSK’nın üst düzey komuta yapısını anayasaya aykırı olarak bozan ve ulusal güvenliğimizi tehlikeye sokan 669 sayılı KHK’nın ilgili maddesi iptal edilmelidir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir