Ya fikri hür nesil ya kindar nesil

Mehmet Ali Güller
Mehmet Ali Güller

Her rejim, kendi programını sürdürecek insan yetiştirmek ister.

Örneğin Cumhuriyet rejimi, “özgür” gençler yetiştirmeyi hedeflemişti. Mustafa Kemal Atatürk o hedefi “Öğretmenler, Cumhuriyet sizden fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister” diyerek ilan etmişti (Hâkimiyet-i Milliye, 26.08.1924).

Bu hedef, Atatürk’ün “Ben devrim ruhunu ondan aldım” dediği Tevfik Fikret’tendi. Büyük devrimci bir başka devrimciden esinlenmişti: Fikret kendi portresini “Fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür bir şairim” dizesiyle çizmişti.

ALTIN NESİL – KİNDAR NESİL

Atatürk sonrasında devrimin sürdürülememesi ve “dinciliğe taviz, toprak ağalarıyla uzlaşma ve Atlantik kampına giriş” süreci en sonunda karşıdevrimi getirdi.

Devrim nasıl kendi programını uygulayacak bir nesil yetiştirmek istiyorsa, karşıdevrim de kendi programını uygulayacak bir nesil istiyordu.

Örneğin FETÖ’nün hedefi “altın nesil”di. O neslin askerlerini, polislerini, hâkimlerini, savcılarını gördük: Tezgâhlar, kumpaslar, montaj kasetler, yalanlar, iftiralar ve en sonunda darbe girişimi…

AKP’nin hedefi ise “kindar nesil.” Erdoğan, başbakanlığı sırasında Necip Fazıl’a atıfla, AKP gençlik kolları kongresinde ilan etmişti bu hedefi: “Modern, dindar bir gençlikten bahsediyorum. Dininin, dilinin, beyninin, ilminin, ırzının, evinin, kininin, kalbinin davacısı bir gençlikten bahsediyorum.”

İKİ ZIT MODEL

Devrimin ve karşıdevrimin iki zıt “nesil hedefi” modeli var:

Atatürk’ün hedefi “özgür düşünceli, özgür vicdanlı” gençlikti, Erdoğan’ın hedefi “kindar” gençlik.

Atatürk’ün ideoloğu devrimci şair Tevfik Fikret’ti, Erdoğan’ın ideoloğu karşıdevrimci Necip Fazıl.

Özgür düşünceli gençler Cumhuriyet okullarında ve Köy Enstitülerinde yetişecekti; kindar nesil ise imam hatip okullarında…

ASIL SUÇLU İKTİDARDIR

17 yaşındaki bir imam – hatip öğrencisinin, Atatürk’ün fotoğrafını cinsel uzvuna sürerek sergilediği rezil davranış, öncelikle hukukun konusu oldu ve genç tutuklandı.

Ancak konu yalnızca hukukun değil, sosyolojinin, psikolojinin, ekonominin ve en önemlisi siyaset biliminin konusudur. Hatta önemi bakımından, 17 yaşındaki bir gencin bu durumu, aslında öncelikle siyasetin konusudur.

17 yaşındaki bir genci, bu çirkin davranışından ve hakaretinden ötürü tutuklamak çözüm de değil, caydırıcı da… Çünkü esas sorun bu gençleri zehirleyen iklimdir. Çünkü bu gencin okuduğu Marmara Anadolu İmam Hatip Lisesi, düzenlediği törende Atatürk’e hakaretle anımsanıyor (Sefa Uyar, Cumhuriyet, 22.9.2023).

Yani o gençten önce öğretmenleri suçlu. O öğretmenlerle birlikte ailesi suçlu. Ama asıl suçlu o öğretmenlerden “kindar nesil” yetiştirmesini isteyen iktidardır.

İktidar Atatürk ve İnönü için “iki ayyaş” derse, hedeflediği “kindar nesil” de Atatürk’ün fotoğrafını cinsel uzvuna sürmeyi marifet sanır ve sosyal medyadan yayımlar.

ASIL MÜCADELENİN EKSENİ

150 yıldır sürüyor bu çarpışma:
– Ya devrim ya karşıdevrim,
– ya İttihat ve Terakki
– ya Hürriyet ve İtilaf,
– ya Kuvayı Milliye ya Kuvayı İnzibatiye,
– ya Kemalist Cumhuriyet ya monarşi,
– ya Köy Enstitüleri ya imam hatip okulları,
– ya laiklik ya siyasal İslamcılık,
ya fikri hür nesil ya kindar nesil…

Cumhuriyetin 2. yüzyılına gireceğiz 29 Ekim’de. Cumhuriyetin 2. yüzyılında gençlerimizi köklerine düşmanlaştıran, davalarının süngüsü yapan bu siyasal iklimi değiştirebilmeliyiz öncelikle…

Hapiste gençlere Atatürk’ü sevdirmek mümkün değil ama gençleri zehirleyen siyasal iklimi değiştirerek Cumhuriyet okullarında Atatürk’ü anlamalarını sağlayabilmek mümkün.


Yazarın Son YazılarıTüm Yazıları

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir