Prof. Dr. Halil Çivi
İnönü Üniv. İİBF Eski Dekanı
Köktendincilik ya da siyasal İslamcılık
Köktendincilik ya da siyasal İslamcılık öz ve biçim olarak Emevi, Muaviye tarzı arkaik ve otoriter bir siyasettir.
Bu siyasetin özü muhalefetsiz biat, biçimi de koşulsuz itaat ettirmektir.
Bu siyasette farklı fikir ve açılımlara yer yoktur.
Seçimi kazanmak, toplumun tümünü biat ve itaate zorlamaktır.
Bu tür yönetimlerde demokrasi ve seçim sadece biat ettirmenin biçimsel ambalajından ibarettir.
Çoğulculuğa ve “öteki” sayılanlarla ortaklaşa sevgi ve barış içinde yaşamanın erdemine inanmayan tekil (monist) inanca sahip yönetimlerden çoğulcu (plüralist), laiklik, hukuk devleti ve gerçek demokrasiye uygun tutum ve davranışlar beklenemez.
- Bu nedenle muhalefetin ayrışmaya değil daha de genişleyerek büyümeye ve güçlenmeye ihtiyacı vardır.
Sayın K. Kılıçdaroğlu doğru siyaset yapmıştır. Kendisine hem kendi partisi, hem öbür muhalefet partilerince büyük haksızlıklar yapılarak iktidarın ekmeğine yağ sürülmektedir.
Gerçek demokrasi isteyip, çoğulcu bir demokratik yapı özleyenlerin demokrasi ve hukuk kurallarına uygun olarak demokratik güçbirliği yapmaları zorunlu ve kaçınılmazdır.
=======================================
BÜYÜK ve EVRENSEL ÜTOPYAM
Tüm insanlığın sözcük dağarcığından
– cebir,
– şiddet,
– kin,
– kibir,
– nefret,
– düşmanlık,
– yoksulluk,
– sefalet,
– zulüm,
– baskı,
– savaş,
– işkence,
– adaletsizlik,
– hukuksuzluk,
– haksızlık,
– din, mezhep, renk, cinsiyet… vb. insanları ayrıştırıp düşmanlaştıran tüm fikirler, eylemler ve sözcüklerin yok olduğu,
– yaşanın dünyanın cehennemsiz, gerçek ve adil, tam bir cennete dönüştüğü
bir gelecek düşlemenin kime ve neye zararı olabilir ki?
Hayal bile olsa; ben böyle bir güzel gelecek düşlemeyi sürdüreceğim.
Tıpkı herkesin birbirine kesin eşit ve tek can kabul edildiği Alevi-Bektaşi ütopyasındaki
“Kırklar Meclisi” ve
“Rıza Şehri” gibi..