Prof. Dr. Halil Çivi
İnönü Üniv. İİBF Eski Dekanı
SİYASAL İKTİDARLARIN GÖREVİ NE :
HALKI TESLİM ALMAK MI, YOKSA HALKI TEMSİL ETMEK Mİ?
Krallığa, şahlığa, sultanlığa, otoriter, totaliter ve diktatoryal siyasal rejimlere dayalı devlet modellerinde, çok küçük istisnalar hariç (ayrıklar dışında), yönetim gücünü elinde bulunduranların final (son) amacı yönettikleri halkların özgür iradelerini (istençlerini) yok saymak, halk üzerinde kayıtsız koşulsuz mutlak egemenlik kurmak, yani halkı elsiz ve dilsiz yapıp TESLİM ALMAKTIR.
Teslim almak, halkın üzerinde sınırsız ve sorumsuz egemenlik kurmak demektir.
Koşulsuz teslimiyet, sorgusuz itaat, sonsuz sadakat, tükenmez kanaat; yaşadığı her sıkıntısını ve yoksulluğunu ilahi kadere (tanrısal yazgıya) bağlayan, bilime, öğrenmeye ve değişime kapalı fatalist (yazgıcı) bir zihniyet )anlayış) bu teslimiyetin ana nedenleridir.
Gerçek demokrasilerde ise halk elli ve dillidir. Yasalar çerçevesinde (önceden izin almadan) toplantı ve gösteriler yapabilir. Özgür basın ve iktidarın güdümünde olmayan aydınlar yoluyla isteklerini özgürce siyasal iktidarlara iletebilir.
Demokratik rejimlerdeki siyasal iktidarlar halka kayıtsız koşulsuz egemen olmak yerine, toplumun ortak iyileri, iç ve dış güvenliği, eğitimi, sağlığı, ekonomik, sosyal ve kültürel gelişmesi ve toplumsal adaletin sağlanması için halka hizmet ve halkın ortak iradesini TEMSİL ETMEK amacıyla iktidar olurlar.
Yine gerçek demokrasilerde cahil, kaderci, suskun ve itaatkâr (boyun eğen) toplum yerini akıl ve bilim girdileri ile her açıdan aydınlanmış, feodal, cemaatçı yapıyı geride bırakmış, bireyleri özgürleşmiş ve zihniyeti çağdaşlaşmış bir toplum vardır.
Gerçek demokrasilerde halk kendi özgür iradesini despotik yönetimlere asla bırakmaz. Beğenmediği siyasal iktidarı özgür seçimlerle görevden alır. Yerine halkın onayını almış yeni iktidarlar gelir.
Siyasal rejimler açısından, halkı teslim almak ya da halkı temsil etmek iki zıt kutup ve yönetim biçimidir. TESLİM ALMA kutbunda mutlak diktatörlükler, TEMSİL ETME kutbunda da gerçek demokrasiler yer alır.
Sosyolojik olarak, konuyu bitirmeden önce önemli bir olgunun altını daha kalın çizgilerle çizmek gerekiyor:
Göstermelik demokrasi ve güdümlü seçimlerle yönetilen otoriter ve totaliter ülkelerdeki siyasal iktidarlar kendi iktidarlarını ayakta tutabilmek için, çoğunlukla da kurmaca olarak, kendilerine iç ve dış düşmanlar üretirler. Rakiplerini ülkenin iç ve dış düşmanları ile işbirliği yapmakla suçlarlar. Toplumlar bölünür. Siyasal söylemleri saldırgan ve suçlayıcı olur. Toplumlarda çözülmeler ve fay hatları oluşmaya başlar.
Ancak bu tür baskıcı ülkelerde, eğer siyasal iktidarların söylemleri saldırganlıktan savunmacılığa dönmüşse o siyasal iktidarların içten içe çürümeleri başlamış ve iktidarlarını yitirmeleri yakın demektir.
Kıssadan hisse :
- Otoriter ve totaliter siyasal rejimlerden uzak durmak gerekir.
- Çünkü toplumun, ulusun ve devletin çıkarları ve birliği bunu gerektirir.
- Ben hep özgür seçimlerden, gerçek demokrasilerden, iktidarı bir servet edinme, eş – dost, akraba ve arkadaş kayırma (Nepotizm) aracı olarak görmeyen, her zaman ve her koşulda halkın hizmetinde olan, yapacağı hizmetleri etkin ve adil olarak dağıtan siyasal iktidarlardan yanayım.
- Hayallerim ve umutlarım hep bu yönde oldu ve hep bu yönde kalacak…
Her gerçek demokrat ve vatansever insan tarafından harfi harfine aynen ve tamamen paylaşılması gereken ve paylaşılacak olan ve muhteşem bir KISSADAN HİSSE ile sona eren mükemmel teşhisler, saptamalar, irdelemeler, sonuçlar. Duayyen bilgin sevgili hocamız Prof. ÇİVİ’yi en yürekten tebrikler, derin saygılar, en iyi dilekler sunarak kutlamak gerek.