DARBE
Suay Karaman
11 Mayıs 2020
Başta AKP genel başkanı olmak üzere siyasal iktidar, bir darbe yapılacak söylentisini ortaya çıkartmaktadır. Muhalefet partisi sözcülerinin cümlelerinden kelime cımbızlayarak, özellikle CHP’nin darbeyi davet ettiğini yaymaktalar. AKP genel başkanı yaptığı konuşmalarda sürekli olarak “Ce Ha Pe zihniyetine” yüklenmekte, çok ağır eleştiriler yapmaktadır.
Yapılan bu konuşmalar gündem değiştirmek amaçlıdır.
- Bugün ekonomik olarak batış gündemdedir, iflas gündemdedir. Bu ekonomik iflas, ülkemizin çok sıkıntılı günler geçireceğinin, şiddetli açlığın, işsizliğin, yoksulluğun habercisidir.
AKP genel başkanı, ne olduğu belirsiz cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini savunurken, bu sistem darbeler dönemini sona erdirecek demişti. Türkiye’de darbeler dönemi kapanmıştır derken, şimdi bu darbe söylemlerini gündeme getirmek anlamlıdır.
“Ne istediler de vermedik”, “bitsin bu hasret” sözleriyle içli dışlı oldukları Fethullah Gülen ve ekibi ile birlikte Ergenekon, Balyoz gibi sahte kanıtlarla Ordumuza ve milletimize kumpas kuranlar unutulmadı. İktidar, ekonominin dibe vurmasını, başta maske dağıtılamaması olmak üzere salgın dönemindeki beceriksizlikleri, dövizin sürekli yükselmesindeki başarısızlıkları, “darbe yapılacak” yalanıyla perdelemek ve gündemi değiştirmek istemektedir. Yandaş basın da, bu konuda siyasal iktidarın hizmetindedir.
Evet, yıllardır ülkemizde bir darbe söz konusudur; çünkü sivil darbe yapılmaktadır. Askeri vesayete son veriyoruz diyenler, sivil darbe yapmaktadırlar. Bir siyasal iktidarın, yasama, yürütme ve yargıyı kendine bağlayarak, her koşulda sürekli kendi istediğini yapmak için uğraşması, tüm devlet kurumlarını ele geçirmek için sistemli bir şekilde kadrolaşması ve kendilerine karşı olanları bir şekilde yargılayıp, susturması açıkça sivil darbedir. Elindeki siyasal gücü, rejimin kuralları dışına çıkarak hukuksuz amaçlara yönelmek, hukuk dışı tutum ve davranışlarda bulunmak, sivil darbedir.
Sivil darbe öyle bir aşamaya geldi ki, siyasal iktidara karşı söz söyleyenler hemen tutuklanmaktadır. Sivil darbe öyle bir aşamaya geldi ki, ülkemizin doğal güzellikleri ve kaynakları keyfi olarak, rant için talan edilmekte, yağmalanmaktadır. Sivil darbe öyle bir aşamaya geldi ki, meslek örgütlerini demokratik seçimlerle kazanamayan siyasi iktidar, yasal düzenleme yoluyla işlevsizleştirmek ve denetlemek istemektedir.
Barolar hukuk dışına çıkılmasına direnince, Tabip Odaları gerçekleri dile getirince, mühendis ve mimar odaları talana karşı hukuk mücadelesi yaparak, ülkenin yararını savununca kuduran siyasal iktidar, şimdi yapacağı yeni düzenlemeyle, sivil darbesine yeni bir halka daha ekleyecektir. AKP genel başkanının açıklamaları otoriter bakış açısının yansımasıdır. Kendi fikirlerini anayasadan ve yasalardan, hatta hukuktan üstün gören bu anlayış, demokratik değildir. Üstelik bu anlayışa “ileri demokrasi” adı verilerek, cahil halk kandırılmaktadır.
Bugün Ordu, MİT, jandarma, polis, istihbarat, yargı, basın, üniversiteler, kamu kurumları iktidarın elindedir. Darbe kimler tarafından ve nasıl yapılacaktır? Şu ortamda yalnızca halk, siyasal iktidarı hile karıştırılmayan bir seçimle değiştirebilir. Bu da muhalefetin başaracağı olumlu çalışmaların yanında, göstereceği yetkin ve seçkin adaylar ile sağlanabilecektir ki bunu zaman gösterecektir.
Darbe ya da darbe ortamlarının yaşanmaması, hukuk devleti ve demokrasinin hiçbir biçimde kesintiye uğramaması için, ülkeyi yöneten iktidarların hukuk devleti ilkelerine sıkı sıkıya bağlı kalarak, gerçek demokrasiyi etkin hale getirmeleri gerekir. İşte bu nedenle her zaman, her koşulda gerçek demokrasi etkin kılınmalı, hukukun üstünlüğü gerçek anlamda sağlanmalıdır. Sivil yönetimler demokrasiyi benimsedikleri ve hukuk ilkelerine bağlı kaldıkları zaman, darbe ortamlarının yaşanmadığı herkes tarafından görülecektir. 18 yıldır ne olduğu, ne yaptığı görülen siyasi iktidar kendi başarısızlığını yine başkalarına yüklemek amacıyla ortaya attığı darbe söylemiyle, kendini kurtarmak istemektedir. Ancak yolun sonu gözükmektedir.