Yaş sebze ve meyvede fiyatlar düşer mi?
Aslında iki fiyat var. Biri çiftçi eline geçen fiyat- ki çok düşük- diğeri ise tüketicinin ödediği fiyat… Sözü edilen daha çok bu! Tüketici çiftçinin eline geçen fiyatın dört beş mislini ödüyor. Arada aracılar keyif çatıyor.
Geçen yazımda tüketicinin ödediği fiyatların düşmesi ile ilgili ortaya atılmış olan fantezilerden söz etmiş idim. Örneğin 2010 yılında hâl yasası çıkarken fiyatlar düşecek denmişti.
Olmadı, arttı. Sonra Sudan’dan toprak kiralama fantezisi çıktı.
Sudan’da üretim gerçekleşirse fiyatlar düşer ama tüketicinin değil, çiftçinin eline geçen fiyatlar.
Devlet kurumları Sudanlının topraklarını elinden alıp işadamlarımıza verecek.
Buradan ne tüketiciler ne üreticiler bir şey kazanmaz.
Şimdi yeni bir fantezi çıktı. Yaş sebze ve meyvede büyük bir kayıp ve israf olduğu biliniyor.
Bu önlenecek ve tüketici fiyatları düşecekmiş. Hayır, bu kaybı ve israfı küçümsüyor değiliz.
Ancak önlenirse tüketicinin ödediği fiyatların düşeceği kanısında değiliz.
Üretici fiyatları ise düşebilir bile.
Birleşmiş Milletlere ait FAO (Food and Agricultural Organisation- Tarım ve Gıda Örgütü) bu konuda araştırmalar yapıyor.
Dünyada gıdada israf ve kayıp bu örgüte göre sebze, meyve, patates gibi ürünlerde yüzde 45 dolaylarında. Diğer ürünlerde de oranlar çok yüksek.
Bu şunu gösteriyor: Bu gıdalar kaybedilmeseydi yaklaşık bir milyara yakın insan, yani açların tamamı doyardı. Ülkemizde de durum korkunç.
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Türkiye’de 2015 verilerine göre, yaş meyve ve sebzenin yaklaşık 100 milyar TL’lik bir işlem hacmine sahip olduğunu bunun %25’inin zayi olduğunu açıklamıştı. Bu konuda birçok önlemler alınabilir. Ancak bu kaybın önemli bir kesiminin var olan ekonomik sistemden yani kapitalizmden kaynaklandığını eklemeliyiz.
Örneğin bahçeden ürünü hasat ederek alan aracılar çok küçük kusurlu ürünleri ağaçta bırakıyor ve bunlar çürümeye terk ediliyor. Ancak ürünlerde tarım ilacı kalıntısı var mı yok mu konusu güme gidiyor. Yani kalite anlayışı değişik!
Taze sebze ve meyvede epeydir marketler hâkim.
Gerekli önlemler alınsa ve pazara giden ürün artsa bu marketler neden daha ucuza ürün alsınlar? Nasılsa pazara hâkimler, hem çiftçiye hem de tüketiciye istediği fiyatı empoze edebilirler.
Adana’dan Seyhan Ziraat Odası 2. Başkanı ve Adana Hal Hakem Heyeti Başkan Vekili Cahit İncefikir Çukurova Deltası Gazetesi’ne açıklamış (Temmuz 2017):
“Marketler, üreticiden kendi kurdurdukları tedarik firmalarına satın aldırıyor. Daha sonra kendilerine ait olan bu firmalar yine kendi market zincirlerine satış yapıyor. Aracı oluşturup fiyat farkının oluşmasında ciddi etken oluyorlar”
Tüketicinin yüksek fiyatlar ödediği görülüyor mu? Evet!
Ancak, çiftçinin eline çok düşük fiyatlar geçtiği ıskalanıyor.
Çözüm olarak ekonomik kaynaklı bir soruna teknik bir çözüm bulunmaya çalışılıyor.
Öyle bir teknik sorun var -her ne kadar bunun da sosyo-ekonomik temelleri olsa bile- ancak bunun çözümü sebze ve meyvede tüketicinin ödediği fiyatları düşürmeyecek.
================================
Teşekkürler değerli dostumuz Prof. Dr. Tayfun Özkaya..
Tarladan – sofraya saadet zincirini deşifre etmeye devam..
Üretici – tüketici kooperatiflerini öne çıkarmaya da!
Sevgi ve saygı ile. 07 Ekim 2017, Ankara
Dr. Ahmet SALTIK
Ankara Üniv. Tıp Fak. – Mülkiyeliler Birliği Üyesi
www.ahmetsaltik.net profsaltik@gmail.com