İKİNCİ SARISÜLÜK CİNAYETİ
Av. Hüseyin Özbek
19 Eylül 2015
Etem Sarısülük Gezi eylemleri sürecinde polis kurşunuyla yaşamını yitirdi. Sanık polisin yargılanması halen sürüyor. Bu süreçte kamuoyu Etem’le ilgili haberlerden Sarısülüklerin aile hikayesini de öğrenmiş oldu: Devrimci Öğretmen mücadelesinden gelen, düzenin acımasız çarkı toplum dışına savurunca, sisteme sırtını dönüp inzivaya çekilen baba, evlatlarına kol kanat geren tipik Anadolu kadını anne, sırt sırta verip yaşamın zorluklarına direnen kardeşler.
Sarısülük cinayeti, sisteme karşı direnişin ölçüsüz polis şiddeti sonucu ölümle sonlandırılmasının travmatik sembolü olarak uzun yıllar unutulmayacak bir örnek teşkil etmektedir. Bundan sonraki süreçte de bir masumiyet ve mağduriyet simgesi olarak hep hatırlanacaktır.
Etem Sarısülük’ün Orta Anadolu’dan, Çorum’dan Alevi Türkmen kökenli, protest gelenekten solcu kimliği, mağduriyet ve masumiyet katsayısının olağanüstü artmasına yol açmaktadır. Bireysel aile trajedisinin politik ve mezhepsel kişilik üzerinden kolektifleşmesine, süreç içinde derinleşip genişleyecek bir nitelik kazanmasına neden olmaktadır.
Bu girişten sonra sözü Etem Sarısülük’ün ağabeyi Mustafa Sarısülük’ün Ankara 2. Bölge 1. Sıradan HDP milletvekili adayı gösterilmesine getirmenin zamanıdır. Halkların Demokratik Partisi’nin politikasını belirleyen üst irade, partinin siyasal Kürtçü, etnikçi hüviyetinin sol ve mezhep makyajıyla olabildiğince perdelenmesini istemektedir.
Etem Sarısülük, Alevi inanç ve kültür kodlarının günümüze uyarlanmasında Kerbela kültünün mağdur ve mazlum tarafını, canına kast edenler ise zalim tarafın sembolüne dönüştürülebilecek travmatik özellikler içermektedir. Postmodern Kerbela’nın Hüseyin’i olarak algılanabilecek bir mazlumiyet simgesini etnik bölücülüğün malzemesi yapma girişimi sanılandan, görülenden öte bir hesabın ürünüdür.
Etnik ayrılıkçı hareketin nihai amacı Türkiye’den ve komşu ülkelerden koparılacak topraklar üzerinde emperyalizmin vesayeti altında Bağımsız, Birleşik Kürdistan’dır.
KCK sözleşmesi ve PKK’nın geçmişten günümüze siyasal pratiği bu amacın asla değişmediğini göstermektedir. Bolca kullanılan sol soslu barış ve demokrasi söylemlerinin ülkenin batısına ve sol tribüne yönelik taktiksel bir kandırmaca, etnik hüviyeti perdelemeye yönelik sis bombası olduğu görülmelidir.
Mustafa Sarısülük’ün, Alevi inanç ve kültüründen gelen yurttaşlarımıza yönelik bir mühre olarak HDP vitrinine konulduğu anlaşılmaktadır. Uçar avcısı, ava çıkarken yanına aldığı kafese canına kıyacak olduklarının hemcinsini alır. Av mahalline geldiğinde kafesteki ayağı bağlı mühreyi dışarı salar. Mühre ötmeye başlayınca yerde gökteki uçarlar kafese doğru süzülmeye başlar. Avcıya gizlendiği siperden tetiği çekmekten başka bir şey kalmaz. Siyasal Kürtçülük vitrinin mührelerinin yüksek perdeden dillendirdikleri emek ve demokrasi söylemleri bu yalın gerçeği örtmeye yetmemektedir. Çünkü kapatıldığı kafesten ne zaman çıkarılacağına, nerede av yapılacağına, ne zaman öteceğine, ne zaman susacağına kafesin sahibi karar verecektir!
Türkiye’nin 1000 yıllık Alevi inanç ve kültürünü siyasal Kürtçülüğün gayya kuyusunda yok etmek, 100 yıllık sol birikimini etnik bölücülük lokomotifine son kompartıman olarak eklemek hesabının arka planı iyi görülmelidir.
Fıratsız, Diclesiz, GAP’sız Türkiye tasarımının sol kotadan ya da mezhep kotasından mühreliği rolü verilenlerin bir kez daha düşünmesi gerekmektedir.
Dünyada ilk kez emperyalizmin yenilebileceğini, emperyalizme rağmen bağımsız bir devlet kurulabileceğini kanıtlamış, mazlumlara direniş modeli olmuş onurlu bir geçmişe sırt çevirmenin ömür boyu sürecek utancından kurtulmanın tek yolu var.
Mazlum figanıyla zalimin çığırtkanlığından tez elden vazgeçip kapatıldığı mühre kafesini parçalayarak mazlumlardan yana kanat çırpmak…
==================================
Dostlar,
Sayın Av. Hüseyin Özbek, İstanbul Barosu’nun Genel Sekreteridir.
Bu yazısında da görev unvanını kullanmadığını sadelik ve sorumluluk içinde davrandığını izliyoruz.
Sayın Av. Hüseyin Özbek bir bilge düşünürdür. Yazar ve paylaşır, arada Ulusal Kanal, Halk TV, Sokak TV gibi birkaç namuslu kanalda programa alınır. O’nu izlemek ve engin birikiminden yararlanmak gerekir. Son derece güçlü bir sorgulama ve akıl yürütme donanımı çok değerlidir.
Zaten bir insana / insanlara verilecek en anlamlı armağan,
en güçlü donanım da aklını özgürleştirmek ve sorgulayan akıl kazandırmak değil midir?
Uygarlığın motoru işlevini üstlenebilecek başkaca daha hünerli insan yetisi – değeri ne ola ki??
Özgürleştirilen, tabulardan arınmış, prangalarını kırmış, inanç zincirlerinden kurtulmuş; deneysel – gözlemsel bilimle yaşamı anlamaya ve anlamlı kılmaya çalışan bir dizge.
(İnsan aklının zaman ve mekan sınırlarının ve duyularının sınırlılığının ayırdında olarak..)
Rahmetli İlhan SELÇUK “Aydınlanma” yı çok yalın ve çarpıcı tanımlardı :
- AYDINLLANMA, Aklın inançtan, Bilimin de dinden özgürleştirilmesidir.
*****
Sarısülük ailesinin HDP kulvarına çekilebilmiş olması ciddi bir talihsizliktir.
Batı destekli Sosyo-Politik mühendislik doğrusu “iyi” çalışmakta ve toplumun – değerler sisteminin yumuşak karınlarını sistemli biçimde yoklamaktadır.
Alevi – Türkmen toplumu organik – kurumsal örgütlenmelerden önemli ölçüde yoksundur. Bu olayda kurumsal yapılanma, önemli sorunları tartışarak ortak aklı öne çıkarma yolları kullanılamamıştır. “Dedelik” kurumu geliştirilerek günümüze uyarlanabilseydi orada karar verilebilirdi HDP milletvekilliği önerisine. Anlaşılan, Aile meclisi konuyu derinlemesine irdeleyememiştir.
Anadolu’da Alevi – Türkmen assimilasyonu yüzlerce yıldır sürüyor ne yazık ki..
Dün Bizans ve Osmanlı idi, günümüzde ise DİB eliyle Sünni dükalığı..
İktidar ve muazzam parasal fonları ile Suudi – Vahhabi desteği ile
Etem Sarısülük’ün ağabeyi Mustafa Sarısülük’ün HDP adaylığı Ciddi bir yanlış ve üzüntü kaynağıdır; bununla da kalmayabilecektir.
Bu bakımlardan, rahmetli Gezi Şehidi Etem Sarısülük’ün ağabeyi Mustafa Sarısülük’ün Ankara 2. Bölge 1. sıradan HDP milletvekili adaylığından çekilmesi son derece yerinde olacaktır. Bu çağrıyı kamuoyu önünde aileye bir kez de biz yapıyoruz.
Sevgi ve saygı ile.
20 Eylül 2015, Ankara
Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com
21.09.2015 / 00:49 tarihinde gönderilmiş
Saygıdeģer Ahmet Saltik Hocam,
Bunlar yani HDP, koyun postuna bürünmüş birer tilkiler.
Maalesef yurtdışındakı derneklerde de yönetime gelmeye, içten içten dernekleri ele geçirmeye çalışiyorlar.
Burda sizin de belirtiğin gibi Dedelere çok iş düşüyor.
Dede geleneğinden gelen çoģu Dedelerin siyasal tecrubeleri yok.
İnsanları aydınlatacak bir yapıya sahip değiller.
Yönetimde de olanlar zamanın solcuları, onların da sol örgütteki görüş ve yol ayrılıkları
Alevi Toplumunun bölünmesine doģrü karar vermesine engel oluyor.
Benim sizlerden ricam, bu sayfalarda bizleri aydinlatacak yönlendirecek yazıları ve görüşlerinizi paylaşmaniz.
Sizin gibi aydin bir büyüğümüzle beraber bizlere rehber olmanızı bekliyoruz.
Profesör Halil Çivi ile bilmiyorum tanişiyor musunuz? Tanısıyorsanız işbirliģi ve fikirbirliği yaparak
bizlere yol gösterebilirsiniz.
Turgut Öntas
21.09.2015
Turgut bey sağolun..
Sitemize çok emek veriyoruz.
Daha çok okunması gerek..
Siz de duyurabilir, önerebilirsiniz çevrenize..
Yorumlarınızı web sitemde yazıların altına “yorum” bölümüne de yazabilirsiniz..
Halil Çivi hoca dostumdur..
Bana yazdıklarınızı O’na da iletin lütfen..
Sevgi ve saygı ile.
21 Eylül 2015, Ankara
Dr. Ahmet SALTIK
http://www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com
Geri izleme: Postmodern Açılımın Turfanda Meyvesi | Prof. Dr. Ahmet SALTIK