CHP Nasıl İktidar Olur?
Emre KONGAR
Cumhuriyet, 8.8.14
Siyaset ve toplumbilimin laboratuvarı tarih ve öteki toplumlardır:
Koşullar benzerken, tarihte neler olmuş…
Benzer koşullarda, başka toplumlar neler yaşamış?
“CHP nasıl iktidar olur?” sorusunun yanıtı da elbette buralarda.
***
İlk anımsamamız gereken tarihsel süreç, Eurokomünizmin, demokrasi ile komünizmi bağdaştırarak, İtalya’da belediyelerde yakaladığı başarı:
Eurokomünizm Fransa’da ve İtalya’da, Moskova çizgisinden ayrılarak yeni bir kuramsal yapıyı benimsediği sırada, yani 20. yy’ın son çeyreğinde, İtalyan komünistleri,
yerel yönetimlerde güçlendiler. Bu işin sırrı, yerel halka götürdükleri hizmetlerde yatıyordu.
İkinci süreç, İslam dünyasında, halen ciddi siyasal darbeler yemiş olmasına karşın varlıklarını sürdüren, Müslüman Kardeşler’in örgütlenme modeli:
Bu model de halkın günlük yaşamına dokunmaya, somut sorunlara somut çözümler üreten yardımlara ve desteklere dayalıydı.
Üçüncü olarak, kendi ülkemizde, AKP’nin iktidara geldiğinden beri, (belki de Müslüman Kardeşler modelinden esinlenerek) izlediği yerel, somut yardım politikaları:
Ailelere hem nakit para, hem mal hem de hizmet olarak yapılan ve ölçülebilir miktarı geçen yıl 12 milyara, toplam AKP dönemi olarak 85 milyara ulaşan yardımlar…
Ve elbette, ölçülemeyen, ama buna yakın olduğu, hatta geçtiği kestirilen bir miktar daha.
Dördüncü olarak, bizzat CHP’nin başarılı belediye başkanlarının izlediği politikalar:
Eskişehir’de bütün engellemelere karşın yepyeni bir kent yaratan Prof. Yılmaz Büyükerşen.
Aydın’da 2009 seçiminde aldığı %26 oyu bu kez %55’e yükselten Özlem Çerçioğlu.
Sarıyer’de, AKP’nin çok oy aldığı bölgelerin buraya kaydırılmasına karşın
2009’da aldığı %37.5 oyu, %51’e çıkaran Şükrü Genç…
Elbette Şişli’de Mustafa Sarıgül…
Ve daha onlar gibi başarılı olan öteki örnekler.
***
Nerden bakarsanız bakın, iktidara yürümek için CHP’nin elindeki en güçlü araç kazandığı belediyelerdir.
CHP bu belediyelerde:
Seçmenlerle, kadınlarla, gençlerle, STK’lerle, doğrudan yüz yüze teması,
yönetimin her kademesinde ve her aşamasında gerçekleştirirse…
Aldığı kararlara ve kararların uygulanmasında halkı ortak ederse…
Halkın günlük yaşamına dokunursa…
Somut sorunlara somut çözümler önerir ve bunları gerçekleştirirse…
İktidar şansı çok artacaktır.
***
Elbette bu, bir plan program ve proje üretimi sorunudur.
Parti içi ideolojik çekişmeleri bir yana bırakıp başarılı belediye başkanlarının deneyimlerini aktaracakları bir eğitim programı ile işe başlamak
anlamlı bir adım olabilir.
Geçici bir dönem ( 3 yıl ) demokrasiye ve hukuka inanmadığım için ,hukuk ve demokrasinin olduğu yerde hiçbir gelişme olmıyacaktır.Boşuna çaba sarfediyorsunuz. Uzaktan akrabam olan Emre Kongar ‘ ında tavsiyeleriyle devasa sorunlarımız düzlüğe çıkamaz Emre ‘de demokratik bir adamdır.Öyle hanımevladı çözümlerle bu ülke sorunlarına çözüm bulamazsınız. .Emre atlantik okyanusunda gemideyken ,gemi kaptanı babası vatan cephesine nasıl iltehak ettiğini anlatsın.Demokrat partiye yaltaklandılarda netice ne oldu.Allahtan 27 mayıs yetişti. Düzlüğe çıkmak istiyorsanız ,hala hayatta olan Em.Tümgeneral CELİL GÜRKANA gidip 9 mart 1971 gecesi toplantınız muaffak olsa ne yapacaktınız diye sorun size anlatsın.Veya, benim kafamın içindeki modeli harfiyen uygulıyacaksınız.
Emre Kongar bey,
CHP asla iktidar olamaz!..
CHP, Kuvayi Milliye Kadrolarından sonra KADRO, AYDIN VE LİDER YETİŞTİREMEMİŞ, HALKI KAZANAMAMIŞTIR!..
Sözde Laik Cumhuriyet de; Yezid’in Türkçe Hilafeti gibi kurulmuş ve uygarlığa karşı tavır alınmış ve SÜNNİ DİN ADAMLARI HAYATIN GERÇEK GENERALLERİ olmuştur.
Artık Güner Atakurt’un düşündüğü Faşist darbelerle de CHP iktidara gelemez.
İktidara halkı kazanmayı bilen uygarlık erdemi, akıl ve bilimle gelinir ki; HALKI KAZANMAYI BİLEN UYGARLIK ERDEMİ, AKIL VE BİLİM, hem sizin sitenizden hem CHP’den çok uzaktır!..
Rıza bey,
Bu notları Sn. Kongar’a ulaştırdınız mı?
Yanıtınızı burada paylaşmanız dileğiyle..
Sevgi ve saygı ile.
16 Nisan 2014, Ankara
Dr. Ahmet Saltık
http://www.ahmetsaltik.net
Ahmet bey,
“Profesörlük bir meslek değildir!.. Devlet kevgirinde açılmış, bir çeşit deliktir… Bu deliklerden beslenenler kevgir vergi denizine daldırılınca halkın alın teriyle NEMALANDIKLARINI anlarlar… Ellerine geçeni “ayakkabı ve yol parasına yatırarak; KENDİ DELİKLERİNE VERİMLİ BİR DERİNLİK ARARLAR..” (Balzac-Köylü İsyanı)
Emre Kongar, Öztin Akgüç gibi profesörler, sizin gözünüze ne kadar büyük görünürlerse görünsünler; Balzac’ın dediği gibi “kendi deliklerine daha verimli bir derinlik aramaktan” başka bir şey düşünemezler.
Emre Kongar da, Öztin Akgüç de “kendi deliklerine aradıkları verimliği deliği” de; ancak CHP’de bulmayı ümit ederler… Buna göre konuşur, buna göre yazarlar…
Ben ise fikir adamıyım; “DOĞRUYA DOĞRU, YANLIŞA YANLIŞ!..” derim…
CHP de, MHP de, BDP de Ak Parti de benim umurumda değildir…
Bu nedenle, ne Öztin Akgüç, ne Emre Kongar bana cevap veremezler…