Dostlar,
Sayın Mehmet Ayhan, ibretlik bir alıntı (anekdot yerine ne güzel değil mi??) göndermiş..
Dikkatle okumakta çooook yarar var..
Teşekkürler Sayın Ayhan..
Sevgi ve saygı ile.
11.2.13, Ankara
Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net
================================
ABD’de bir askeri okulda bir Ders
Küçük Horoz ile Tilkinin Öyküsü
Horoz ve Tilki
“Dershanede hocayı beklerken ışıklar kapanmış ve bir çizgi film gösterilmeye başlanmış.
Filmin adı ” Küçük Tavuk “. Bir kümes var. Kümeste bir çok tavuk ile genç ve küçük horozlar, bir de kümesin yaşlı ve büyük horozu bulunuyor. Kümesin etrafında da bir tilki dolaşıyor.
Yaşlı ve büyük horoz, tilki içeri girmesin diye kümesin kapısını sıkı sıkıya kapatmış, tavukları dışarı bırakmıyor. Tabii dışarı çıkamadıkları için doğru dürüst yemlenemeyen tavuklar da zayıf oldukları için küçücük kalıyorlar. Yaşlı ve büyük horoz ise dışarı bırakmadığı tavuklara ölmeyecek kadar mısır tanesi dağıtarak yaşamalarını sağlıyor.
Kümese giremeyen tilki bunun üzerine kümesin tellerinde küçük bir delik açıyor. Küçük ve genç olan horozlardan birine sesleniyor ve ona biraz mısır veriyor. Mısırı yiyen küçük ve genç horoz her gün gelip tilkiden mısır alıyor.
Bir süre sonra tilki küçük ve genç horoza tek başına yiyebileceğinden fazla mısır verince genç horoz hem kendisi yiyor hem de diğer tavuklara mısır dağıtıyor. Böylece yavaş yavaş yaşlı ve büyük horozun kümesteki gücü kırılıyor. Horozun etrafındaki tavuklar azalmaya başlıyorlar. Artık popüler olan genç ve artık irileşen horozun etrafında ise tavuklar toplanıyor.Bu aşamada tilki kümesin kapısının önüne mısır bırakıyor. Kümeste bir tartışma çıkıyor. Kapıyı açalım mı açmayalım mı diye. Sonunda korkarak kapıyı açıyorlar ve kafalarını dışarı uzatıp yemlenip hemen geri çekiyorlar. Bir süre böyle devam ediyor. Hiçbir şey olmuyor. Kümesteki tavuklar rahatlıyor. Korkuları azalıyor. Nihayet bir gece tilki kümesin önündeki avluya mısır döküyor. Artık korkusuz olan tavuklar genç ve artık güçlü horozun öncülüğünde dışarı çıkıyor ve rahat rahat yemleniyorlar. Kümesteki bütün tavuklar semiriyor. Tilki bir süre sonra gece kümesin kapısından kendi mağarasına kadar mısır tanelerini döküyor. Sabah kümesten çıkan ve korkusuzca yemlenen tavuklar yemlene yemlene mağaraya kadar gidiyorlar. Sonra mağaraya giriyorlar. Onları içeride bekleyen tilki bütün kümes mağaraya girince
mağaranın kapısını kapatıyor.”
Çizgi film burada bitmiş. Işıklar yanmış. Ve dersin hocası kürsüye çıkarak,
“İşte Üçüncü Dünya ülkeleri böyle yönetilir” diyerek derse başlamış.
(Alıntı : e-iletiden..)
TAPINMAK; En üstte ttuğumuz,onsuz olamayacağımız,dorukta saygı ve sevgidir.
Para,mal,makam,mevki,gösteriş,kibnir ve zevklerine tapınanlar ile midelerine tapınanlar,gerçekten inançlı,imanlı, yaratılışın amacına uygun olamazlar.!
10.000 lerce yıllık insanlık tarihinde; genellikle,yukardakilerin uğrunda,hayvanca,bir geçim ve yaşam mücadelesi verilmiştir.Günümüz,21.asırdada milyonlarca ,aydın,okumuş,üniveristeler,devlet ve hükümetler,yukardaki bir avuç mısır uğrunda yarışarak,katl ederek,katl edilerek, 19200 savaşta trb. 3.5 milyar insan,sıcak savaşlarda, bunun belki 10 katıda soğuk savaşlarda can vermişlerdirler.
Bir gün gibi geçen kısa ömürlerimiz bu dünya’da,İlahi bir sınav alanıdır.
Kentrilyonlarca varlığa hükmetme üstünlüğü verilen insanoğlu,buna karşılık,sorumluluk ve İlahi sınavla, denenemekte,gözlemlenmekte, çok boyutlu yaşam kamerasına alınmaktadır..!
Kainat boşuna yaratılmamıştır.(50 milyar galaksi,trilyonlarca yıldız)
İnsan boşuna yaratılmamıştır.(90 trilyon hücresinin her biri mucize ins)
Varlıklar,İlahi bir emre boyun eğmiş,Bir tek insan özgür.!
Bu özgürlüğün,serbestliğin,sınırsızlık hisssinin,bir sınav gereği olduğu.
Sarhoşluk,İrade sakatlanması,uyku ve mücbir haller müstesna,Her insan için; en sona ertelenmiş,muhteşem bir mükafat veya sonsuz bir ceza mutlaka ve mutlaka vardır.!!
KİMSE BU İKİ GÜNLÜK EZİYET YURDU DÜNYA MALINA ALDANMASIN:! BUNCA MÜKEMMELİYET, AHENK,UYUM,GÖRKEM,AKIL VE İNSANÜSTÜ NİZAMIN,ŞAŞMAZ,KARARLI,TİTİZ, TARTIŞMASIZ,SESİZ AKTĞINI
GÖREN,DUYAN,ANLAYAN HER AYDIN,UYANIK İNSAN,UYKUDAN UYANIR KENDİNE GELİR, GÜNEŞ VE YERKÜRE MAĞMASININ KÜKREMESİNDEN
KORKMASA BİLE, MİLYARLARCA TEHLİKE VE BELAYIDA GÖZARDI ETMEYEREK, SAYGIDAN OLMASA BİLE KORKUDAN,KENDİMİZE GELMEYE
YETER VE ARTAR BİLE. En derin saygı ve sevgilerimle. REMZİ AKTAŞ.
GARCİA’YA MEKTUP GÖTÜREN TEĞMEN VARKEN, ABD ASKERİ OKULLARINDA BÖYLE HİKAYELER ANLATILMAZ!
ABD, dünyanın en büyük, en güçlü, savaş yeteneği en üstün Federal Ordusu’na sahiptir. Eğitimi, öğretimi, bütün dünyaya hakim olan bir orduya gerekli olan en iyi personeli, en iyi kadroyu, en iyi komutatanları ve stratejistlerini yetiştirmek için yapılır.
“Sen dünyanın en yi askerlerini, en iyi komutanlarını, en iyi stratejistlerini yetiştirirsen; bütün dünya; ya sana itaat etmek ya boyun eğmek zorunda kalır!..” denilir ve dünyanın en iyi askerlerini, dünyanın en iyi komutanlarını, dünyanın en iyi stratejistlerin gerçekten yetiştirmek için dünyanın en iyi askeri eğitimi yapılır.
Garsia’ya Mektup Götüren Teğmen’de olduğu gibi, her subay bireysel yeteneklerini en iyi şekilde geliştirmek, kendi üstüne düşen görevi en iyi şekilde yapmak ve bunun için de kendini en iyi şekilde yetiştirmek zorundadır.
“Ben dünyanın en iyi, en büyük, en kudretli ordusunun subayıyım, bu nedenle bütün yeteneklerimi EN ÜST SEVİYEDE geliştirmek ve ABD Ordusuna layık bir subay olduğumu kanıtlamak zorundayım!..” diye düşünür ABD Federal Ordusu’nun subayı…
ABD Federal Ordusu’nun Subayı şöyle de düşünebilir : “Üçüncü dünya Ülkelerinin çok az akıllı, çok az zeki yöneticileri, varsın; bizi kümesten civciv araklayan tilki gibi olduğumuzu sansınlar!.. Biz dünyanın en iyi, en büyük, en kudretli ordusu olduktan sonra, çok az akıllı, çok az zeki üçüncü dünya ülkelerinin yönetici ve aydınları, bizi ne sanırlarsa sansınlar… ”
ABD Federal Ordusu, dünyanın en iyi, en büyük, en kudretli ordusudur. Bu gerçeği dünyada herkes kabul etmektedir. Oysa, tilki ve civciv hikayesindeki akıl ve zeka seviyesindeki eğitimle; dünyanın en iyi, en büyük, en kudretli Ordusu olması mümkün değildi.