Dr. Dursun ÇİÇEK
Silivri Cezaevi
‘Savunma çok kısıtlı’
- Ergenekon davasında Balbay’ın yargılamayı eleştiren sözlerine
başkan sık sık müdahale etti
Ergenekon davasında tanık beyanları ve delillerin değerlendirilmesi aşamasında söz alan CHP İzmir Milletvekili ve gazetemiz yazarı Mustafa Balbay, “Tanıklar kanıtlarını anlatıyor. Sınırsız suçlama, çok sınırlı savunma hakkı ile karşı karşıyayız.” diye konuştu. Balbay’ın “Türkiye Cumhuriyeti’ne ait bir mahkemede yargılandığımız hissinden uzaktayız” şeklindeki yargılamayı eleştiren sözlerine başkan Hasan Hüseyin Özese sık sık müdahale etti. Mahkeme bugüne dek 33’ü gizli tanık olmak üzere 153 tanık dinledi.
254. duruşmasında söz alan Balbay, kendisini “CHP İzmir Milletvekili” olarak tanıttı. Tanık beyanlarının davayı getirdiği aşamayı değerlendiren Balbay, “Öncelikle davanın geldiği noktada son 6-7 aydır uygulamadan sonra Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde Türkiye Cumhuriyeti’ne ait bir mahkemede yargılandığımız hissinden uzak olduğumuz hissini paylaşmak istiyorum. Sanık ve tanık beyanlarının bu davaya getirdiği nokta ‘Bilinmeyen bir yerden üzerimize ateş açılıyor, heyet kıpırdamamızı yasaklıyor’ hissidir” diye konuştu. Başkan Özese, Balbay’a müdahale ederek “Bilinmeyen bir yerden ateş açıldığı yok. Savunma amacını aşıyorsunuz.” diye uyardı.
“Bugüne kadar 10 kadar tanığın benimle ilgili söyledikleri oldu” diyen Balbay, “Her tanık davanın seyrini değiştiriyor” dedi. Balbay şöyle devam etti: “Tanıkların ifadelerine göre Gaffar Okkan 5, Eşref Bitlis10 ayrı şekilde öldürüldü. Allah aşkına bu mu adalet? Burada adalet aranmıyor. Tanıklar kanıtlarını anlatıyorlar. Tanıklar bir şey aydınlatmıyor. Kanaat hukuku söz konusu. Tanık son anda ‘Şu anda aklıma geldi, Balbay’ın yazısını da sitemize koymuştuk. Şimdi aklıma geldi, şunu da söyleyeyim’ diyor. O anda bizim bir şey söylememize izin verilmiyor. Bu şuna benziyor: 5 ay önce kaza yaptık. 5 ay sonra‘Acı var mı’ diye soruyorsunuz. Tanıklar bizleri tanımadıklarını söylüyor ancak mahkemeniz fotoğraflarla teşhis yapmaya çalışıyor.” Özese müdahale ederek“ Tanıkların beyanlarında adı geçenler soru sorabildi. Adı geçmeyenler ise sorularını yazılı olarak sorabildiler” diye konuştu. Balbay ise “Biz sınırsız suçlamaya, son derece sınırlı savunma hakkı ile karşı karşıya kaldık” şeklinde eleştirilerini sürdürdü.
Aslı Aydıntaşbaş’ın tanıklığı
Balbay, sadece bir tanığın ifadelerini değerlendirmek istediğini belirterek şöyle devam etti: “18 Eylül tarihli duruşmada sadece el kaldırıp söz istediğim için 16 duruşmadan men edildim. Duruşmalardan yasaklı olduğum dönemde 27 Eylül tarihli duruşmada Sabah Gazetesi Ankara Temsilcisi Aslı Aydıntaşbaş dinlendi. Aslı Aydıntaşbaş, Danıştay saldırısından sonra Ergenekon ile ilgili yazılar yazmış. Sabah gazetesinin 25, 26, 27, 28 Mayıs 2006 tarihli sayılarında yoğun şekilde yayın yapılmış. ‘Ergenekon diye öyle bir örgüt var ki anayasasını ele geçirdik’ diye başlıklar atılmış. Ben de 2 Haziran 2006 tarihinde Türkçenin uyaklarından da yararlananak ‘Er Er Ergenekon Gel Her Yere Kon’ diye bu haberleri eleştiren bir yazı yazmışım. Sayın Pekgüzel, tanık Aslı Aydıntaşbaş’a ‘Balbay’dan ilham mı aldınız’diye soruyor. ‘Kim kimden ilham almış’ dedim. Sayın savcı suç duyurusunda bulunmamızı istedi.”
TBMM’ye sitem
Balbay “Darbe, darbe ile temizlenmez”dediği sırada Özese yeniden araya girerek,“Burada özel hukuk yok.” dedi. Davanın giderek karmaşıklaştığını belirten Balbay, “20 Temmuz 2009’da iki bin sayfa iddianame, 56 sanık, 6 Ağustos’ta üçüncü dava ile birleştirilip 2 iddianame 104 sanık oldu. Bu iddianamenin çapı bilgisayarda 5 terabayt. Yani 120 milyon sayfa. Bir kişi bir günde 100 sayfa okusa dosyayı
3 bin 200 yılda okuyabilir. Allah ömür verirse okurum” dedi.
“TBMM’ye de sitemimi iletiyorum” diyen Balbay, “Çıkardıkları yasaların uygulanıp uygulanmadığına bakmıyorlar. İç hukuk yolları tükendiği gibi dış hukuk yolları da tükendi. Artık adil, hızlı, tutuksuz yargılanma talebimizden vazgeçtik, bu davanın hukuk zeminine çekilmesini istiyoruz” dedi.
Tutuklu sanık Prof.Dr. Yalçın Küçük de anadilinde savunma hakkına ilişkin çalışmalara dikkat çekerek “İngilizce ders de verdim. İngilizce kendimi daha rahat hissederim. Bazı konuşmalarımı İngilizce yapacağımı haber veriyoru.m” dedi.
Tutuklu sanık gazeteci Tuncay Özkan, 15 dakikalık sürede 160’a yakın tanıkla ilgili kendisini ifade etmek durumunda olduğunu belirterek “İddia makamının benimle ilgili yazdığı hiçbir şey doğru değildir. Yalandır.”diye konuştu. Tutuklu sanık
Tümg. Hıfzı Çubuklu da “Burada kovuşturma değil soruşturma yapılıyor.
Kuru iftirayla karşı karşıyayız.” dedi.
=================================
Dostlar,
Silivri yargısı tarihe belki de “Silivri engizisyonu” diye geçecek;
Ortaçağ’dan 4-5 yy sonra!
Katlanılması giderek daha da olanaksızlaşıyor ama sürdürülebilirliği de!
Emekli edilen Albay Dr. Dursun Çiçek.. iyi ki yazdınız bunları..
Ünlü Latin atasözüdür :
Söz uçar, yazı kalır.. (Verba volent, scripta manent..)
Quo vadis Ergenekon??
Sevgi ve saygı ile.
24.11.12, Ankara
Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net