CEMİL DENK (E. Albay)
denk.cemil@gmail.com
Değerli dostlarım,
Bu çalışmamda, İktidarın yalnızca Terörle İlgili Yanlışlarını ve terörün bitirilmesi için
İktidarın, Halkımızın, Demokratik Kitle Örgütleri’nin ve Partilerin neler yapmaları gerektiğini araştırdım.
Olanak olduğu ölçüde kısa tutarak aşağıdaki başlıklar altında sunuyorum
Hani! “TÜRK MİLLETİ ASKER MİLLETTİ!”
…… RAĞMEN NEDEN AKP?
Şehitler vermemizin nedeninin, Terörle Mücadelede atılan Geri Adımlar olduğunu
artık hükümet yetkililerinin de görmesi, anlaması gerekir!
O halde yapılması gereken nedir?
Teröristler, eylem yapmadan önlem almaktır.
Bu da Sıkıyönetim İlan ederek mümkün olur.
Askerin elini kolunu bağlayacaksın sonra da onu tenkit edeceksin, olmaz böyle şey!
— Askerin karakolundan çıkıp operasyona katılması “VALİ”nin iznine bağlı. ….
— Yol denetimi yapmak neredeyse olanaksız duruma geldi.
— Siz yolları denetim altında tutamazsanız, başkaları denetimi altına alır! Tıpkı 12
Temmuz 2012’de Tunceli-Erzincan karayolunda olduğu gibi… Silahlı hainler, gece karayolunu kesiyorlar, araçları durduruyorlar. Vatandaşlarımıza maddi manevi işkence ediyorlar, Ordumuz da hükümetimiz de buna seyirci kalıyor!
— İş öyle bir duruma geldi ki, artık güvenlik güçleri de kıpırdayamıyor!. Ateş etseler ya da kendilerini ateş ederek savunsalar, bir veya birkaç kişi ölse, Özel Mahkemelerde yargılanacaklar!?
* Sen askerini karakolda beklet!
* Sen askerinin operasyona çıkmasına bile izin verme!
* Sen askerine yol denetimi yaptırma!
* Senin askerin, her olaydan sonra kendisini C. Savcısının karşısında bulsun!
* Senin ülkende terörden dolayı kan gövdeyi götürsün!
Sen bütün olanları görmezden gel, komşun Suriye’de olaylar olduğunda ‘Suriye’de olan
benim içişlerimdir..’ de; yetmedi, askerini bir de durmadan yıpratmaya çalış!
Yandaş medya ve militan AKP’liler Türk Silahlı Kuvvetleri’ne neler söylediler,
neler yaptılar? İşte, onların, Ordu’yu aşağılamaya çalıştıkları söz ve tavırlarından birkaçı :
Sayın Başbakan Erdoğan askerlikten muaf olan bir polisin eşine;
“Senin kocan da askerliği yırttı mı?” dedi, diyebildi!?
Kimse, “Neden, askerlik bu kadar kötü mü?” diye sormadı!
“Bu Ordu Darbe yapmak için planlar yapmış” (Taraf Gazetesi)
“Allah’a çok şükür ediyorum ki, Türkiye bunların zamanında bir savaşa falan girmemiş. Yoksa bunların savaşacak halleri yok.”(Bülent Arınç)
“Bu Orduyu lağvetmeli, ‘Nizami Cedit’ gibi yeni bir ordu kurulmalı.”
(Prof. Mümtaz’er Türköne)
“Otur oturduğun yerde; sen benim emrimdesin. Siz bizim memurumuzsunuz.”
(Bülent Arınç)
“Bu kadar çaresiz bir ORDU ile ülke savunulur mu?” (Mümtaz’er Türköne)
Sayın Başbakan’ımız,
Tokat Reşadiye’de PKK tarafından şehit edilen 7 askerimizin öldürülmelerini TSK’nın yaptığını ima edenler yine AKP’liler oldu.
Yine Hakkâri’deki 11 şehitten sonra “Genelkurmay’dan tatmin edici bir açıklama bekliyorum.” deme küstahlığını yapan, AKP iktidarının TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin oldu!
Türk Ordusu’nu “Bunlar dinsiz” diyerek halka şikâyet edenler, AKP iktidarının
yılmaz destekçisi cemaat ve tarikatlar oldu.
Yetmedi;
Özel Kuvvetler eski Komutanı, emekli Korgeneral Engin Alan, Balyoz Davası” nedeniyle hapse atıldı.
Yetmedi;
İlk kez, görevdeki bir orgeneral (Harp Akademileri Komutanı Bilgin Balanlı),
geleceğin hava kuvvetleri komutanı) tutuklanıp hapse atıldı.
Yetmedi;
7 yıl birlikte çalıştıkları Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ tutuklu! Neden?
Çünkü; AKP’nin oyları düşüyor, yine mağduru oynamak için Ordu’yu tahrik ediyor!.
Türk askeri ile uğraşanlar şunu iyi bilsin!
Türk Ordusu, her zaman gurur duyduğumuz ve duyacağımız bir 2 bin yıllık kadim kuruluştur!
PKK’ya karşı savaşan komutanlarımızın bebek katili Öcalan’dan daha suçlu duruma düşürülmesi, Hükümetin Ordu’yu etkisizleştirme çabalarının bir parçasıdır.
Ordu’ya hakaret, Türk Milleti’ne ve şehitlere-gazilere hakarettir!
Askerliğin A’sından anlamayan kimi cahil, hain aydınlar ve bağımlı yargı mensupları, vatanları ve Cumhuriyet için canlarını vermeye yemin etmiş kahraman Türk Ordusu’nun mensuplarını açık kanıt olmadan tutukluyorlar…
Bazı vatanseverler, kurtuluşu askerin DARBE yapmasında görüyorlar.
Bana göre çözüm; ne istifa etmektedir, ne de darbe yapılmasıdır.
—
Yapılması gerekenlerin başında gelen şey; Sıkıyönetim ilan edilerek, güvenlik güçlerinin ellerini güçlendirmektir.
Sıkıyönetimi ilan etmek de, Terörle Mücadele Yasalarını yeniden düzenlemek de,
PKK’yı ve BDP’yi destekleyen iç ve dış güçlere “DUR” diyecek de, “NOTA” verecek de,
ÜLTİMATOM verecek de mevcut yönetim olduğuna göre ve bunların da bu yürekliliği göstereme niyeti ve gücü olmadığına göre;
Bu GÖREV; değerli HALKIMIZA, laik Cumhuriyetten yana; Demokratik Kitle Örgütlerine, Üniversitelere, Meslek Kuruluşlarına, ‘Medya’ya, Aydın kişilere, en çok da
Laik demokratik Cumhuriyetten yana tüm SİYASAL PARTİLERE düşmektedir.
DEMOKRATİK KİTLE ÖRGÜTLERİ;
Protesto Mitingleri de konferanslar da yapabilirler ancak bu eylemler için harcadıkları maddi, manevi enerjilerini yerel ve genel seçimlerde başarılı olmak için harcamalıdırlar ve de
SİYASAL PARTİLERİN ‘GÜÇ BİRLİĞİ’ yapmaları için BASKI ÖGESİ olmalıdırlar.
Siyasileri; ‘RİCA’ da, ‘KINAMA’ da ‘MİTİNG’ de hiç etkilemiyor. Bunları yola getirmenin
tek bir yolu var; o da ‘OY’. Onlara, önümüzdeki seçimlerde sizlere ‘OY’ yok deyin bakın
o zaman nasıl yola gelecekler göreceksiniz..
Bundan sonra sloganımız: ‘Bize huzur vermeyene biz de OYLARIMIZI Vermeyiz!’ olmalıdır!
Hepsinden daha önemlisi:
SİYASİ PARTİLERİMİZİN “GÜÇ BİRLİĞİ” yaparak, seçimlere girmelidirler.
Çünkü İKTİDAR OLMADAN HİÇ KİMSE HİÇBİR ŞEY YAPAMAZ!
CEMİL DENK (E. Albay)
Atatürk’ün Din’e, Laiklik’e ve Kadına Bakışı” konusunda araştırmacı yazar.
532 2178811 (21.7.12)