Etiket arşivi: Yüksek İhtisas Hastanesi

Kapatılan hastaneler, artan ölümler

authorDr. BAYAZIT İLHAN

Salgın doğrudan ve dolaylı etkileriyle devam ediyor. Sağlık Bakanı değişik dönemlerde itiraf niteliğinde açıklamalar yapıyor. Önceki hafta, şu ana kadar açıklanan Covid-19 nedenli yaklaşık 50 bin ölümden “çok daha fazlasının” salgın nedeniyle ertelenen sağlık hizmetleri ile ilişkili olarak gerçekleştiğini ifade etti. “Çok daha fazlası” ne kadar bilmiyoruz. Aynı açıklamada Covid-19 geçirip “tümüyle iyileşen” 65 yaş üstü yurttaşlarımızda 45 gün sonra gerçekleşen ölümlerin iki kattan fazla arttığını söyledi.

Ertelenen sağlık hizmetleri, Covid-19 sonrası risk gruplarının iyi takip edilmesi için yapılabilecekleri salgının başından bu yana ifade etmeye çalışıyoruz. Özellikle tam da Bakanın dediği, yurttaşların salgın hastalık korkusuyla hastanelere gidememesi, ameliyatların ertelenmesi, kalp, şeker, kanser, böbrek, karaciğer hastalarının kontrollerinin, taramalarının aksaması meselelerini çok anlattık. Toplumun değişik kesimlerinden 122 kurumun oluşturduğu Hastanemi Açın Platformu’nun (HAP) kezlerce dile getirdiği çok pratik bir çözüm var:

  • Şehir hastaneleri gerekçe gösterilerek kapatılan şehir merkezlerindeki hastanelerimizi açın, bazılarını Covid-19 dışı hastaların güvenle kontrollere gidip tedavi olması için tahsis edin!

Kaç kişinin canı kurtulurdu?

Şimdi bu soru acı biçimde tüm haklılığı ile karşımızda duruyor. Size kolay anlaşılabilecek bir örnek vereyim : Bakan

  • Kalp krizi teşhisleri salgın döneminde %56 azalmasına rağmen, kalp krizine bağlı ölümler %10’dan fazla artış gösterdi.” diyor.

Teşhisler, insanlar evlerinde kalp krizi geçirdiklerinden azalmış, ölümler de hastalar ya geç başvurduğu ya da evde-yolda öldüğü için artmıştır. Ankara’da özellikle kardiyoloji alanında öne çıkan Türkiye Yüksek İhtisas hastanesi kentin ulaşımı en kolay yerinde boş yatıyor, kapanmadan önce 442 yataklı, 105 yoğun bakım yatağı olan, bir yılda 33 bin 691 acil hasta muayenesi ve 7 bin 343 ameliyat yapılan bir hastaneden söz ediyorum. Soruyorum, bu hastanemiz HAP’ın dediği, önünde kezlerce açıklama yaptığı gibi açılıp, kalp hastaları dahil Covid-19 dışı hastalarımızın güvenle sağlık hizmetine sunulsaydı ölümler azalmaz mıydı? Azalırdı. Şimdi kolayca “50 binden fazla” denerek geçilen bu canların bir kısmı yaşıyor olurdu. Sorumluluğu ağırdır.

Aynısı Ankara Numune Hastanesi, Bursa Memleket Hastanesi, Adana Numune Hastanesi, Mersin, Kayseri, Manisa Devlet Hastaneleri gibi sayısız önemli hastanemiz için de geçerlidir.

Şimdi Bakan haklı olarak bir gerçeğe değiniyor: Covid-19 sonrasında da birikmiş sağlık hizmeti ihtiyacı ve hastalığı geçirenlerde bildiğimiz ya da bilmediğimiz yan hastalıklar nedeniyle gelecek 3 yıl boyunca “mevcut ölümlerin 3-4 katı kadar daha kayıp bekleniyor”. Bunları söyleyen Bakan’ın gecikmeden söylediğimiz kolay adımı atması ve kapattıkları bu hastaneleri yeniden açması gerekmez mi? Hadi, daha çok gecikmeden hastanelerimizi sağlık hizmetlerine kazandıralım, ölümleri azaltalım. Hele yeni hastane kapatmayı aklımızdan bile geçirmeyelim.

Şişli Etfal Dayanışması

Bir başka yakıcı örneği İstanbul’da yaşıyoruz. Bölgesinin tam teşekküllü (AS: donanımlı) tek devlet hastanesi, 122 yıllık bir değer, eğitim ve araştırma hastanesi olan Şişli Hamidiye Etfal Hastanesi depreme dayanıksız olduğu gerekçesiyle neredeyse tümüyle boşaltıldı, hekimler, sağlıkçılar başka hastanelere gönderildi. Arazi değerli, yerine ne yapılacağı belirsiz. Çalışanlar, bölge halkı bir araya geldi, uzun zamandır hastanelerinin kendi yerinde yenilenmesini ve sağlık hizmetine devam etmesini istiyorlar. Şişli Etfal Dayanışması olarak sayısız etkinlik yaptılar, en son geçtiğimiz salı günü Sağlık Bakanlığı önünde bu istemlerini dile getirdiler, TBMM’de ziyaretlerde bulundular.

Şimdi soru şu                              :

  • Bu hastanelerimizin alanı kent rantına mı kurban edilecek yoksa demokratik ülkelerde olduğu gibi çalışanların, halkın istemlerine göre sağlık hizmetlerine devam mı edecek?
  • Sağlık hakkı için mücadele her yönüyle güncelliğini koruyor.

Ölüm duyurusu : Prof. Dr. Leziz Onaran…

ÖLÜM DUYURUSU

Cumhuriyet Türkiyesinin yetiştirdiği örnek bilim insanı, uluslararası saygınlığı olan hekim, nükleer silahsızlanma, barış, insan ve kadın hakları savunucusu ve simge önderi

Prof. Dr. Leziz Onaran’ı

yitirdik.

Kaybımız ve acımız büyüktür.
Anısı ve mücadelesi, bütün toplumculara ışık tutmaya ve güç vermeye
devam edecektir.

Türk Tabipleri Birliği Ankara Tabip Odası
Nükleer Tehlikeye Karşı Barış ve Çevre İçin Sağlıkçılar Derneği (NÜSED)

Hocamızın Cenazesi 6 Aralık 2013 Cuma sabahı Yüksek İhtisas Hastanesindeki törenin ertesinde Kocatepe Camisinde öğle namazı sonrası kılınacak
cenaze namazının ardından Cebeci Mezarlığı‘nda toprağa verilecektir.

===========================

Dostlar,

Rahmetli Prof. Dr. Leziz Onaran

Leziz_Onaran

ve yine kısa süre önce yitirdiğimiz (24.5.2013)
saygıdeğer eşleri Op. Dr. Mustafa Şerif Onaran,
ülkemizin ve mesleğimizin övünç duyduğu kişiliklerdi..
(http://ahmetsaltik.net/2013/05/28/dr-mustafa-serif-onaranin-ardindan/, 28.5.13)

Image processed by CodeCarvings Piczard ### FREE Community Edition ### on 2013-05-23 07:54:15Z | http://piczard.com | http://codecarvings.com

Türkiye’ye, Cumhuriyet’e, Atatürk’e, insanımıza aşıktılar..

Çoook nitelikli hekimlerdi ve çoook sayıda uzman hekim yetiştirmişlerdi..
NÜSED üyesi ve bir dönem 2. Başkanı olarak (2 yıl) kendilerinin genel başkanlığında birlikte çalışma olanağı bulmuştuk.
Prof. Dr. Nusret H. FİŞEK’in öncülüğünü yaptığı bu Derneğe var güçleriyle
katkıda bulundular.. NÜSED’e
(Nükleer Tehlikeye Karşı Barış ve Çevre İçin Sağlıkçılar Derneği)
kurucu ve yönetici olarak uzun yıllar emek verdiler..
Çayyolu’ndaki evlerinde, inanılmaz konukseverlikleriyle
Dernek genel kurulu toplantılarımızı yapardık..
Onlar; Aydınlık Türkiye Cumhuriyeti’nin – Atatürk’ün Cumhuriyet Devrimlerinin ürünü devrimci aydınlardı – öncülerdi..
Kendilerini yetiştiren ülkeye – halka görevlerİni eksiksiz yerine getirdiler.

Saygın ve sevgin anılarını saygı ile, eğilerek selamlıyoruz.
Bıraktıkları yerden daha ileriye uğraş ve savaşımı (mücadeleyi) taşımak
vefa borcumuzdur.

Leziz_ve_Mustafa_Serif_Onaran

Sevgi ve saygı ile.
5.12.13, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net