Etiket arşivi: YSK’da 7 uyutanlar

ESHAB-I  KEHF

 ESHAB-I  KEHF

Dr. Uğur Cilasun
ucilasun@gmail.com

Burası “Anadolu”dur. Burada, şairin dediği gibi, “Havva Ana, dünkü çocuk sayılır”. Efsaneler burada doğar, burada yaşar.

İlkokul öğrencisiydim. Nereden duyduysam bir şey anlamadım; Geldim babama sordum: “Baba Eshab-ı Keyf ne demek?” dedim. Babam güldü, “Eshab Arapça’da sahip kelimesinin çoğuludur” dedi. Keyf de bir şeylerden zevk almak anlamına gelir. Yani “eshab-ı keyf” “eğlence düşkünleri anlamına gelir ama anladığım kadarı ile sen bana “eshab-kehf”i soruyorsun” dedi, anlattı.

Çağlar öncesi, Anadolu’da çok tanrılı dinlere inanan yöneticiler egemenken, tek tanrıya inananlara eziyetler ediliyormuş. Bu eziyetlerden yılan yedi genç, köpekleri “kıtmir” ile birlikte, Tarsus yakınlarında bir mağaraya sığınmışlar, Arapça’da mağaraya “kehf” denir. Burada uyuya kalmışlar.Bu  nedenle bunlara “eshab- ı kehf”, yani “mağara sakinleri” denir. Daha yaygın isimleri ise “yedi uyuyanlardır”. Bu gençler o mağarada tam 300 yıl uyumuşlar.”

Gözlerim fal taşı gibi oldu. “300 yıl uyumak nasıl olur yaa? diye düşündüm. Babam devam etti: “Gençler uyanınca çok acıktıklarını fark etmişler. Aralarından birini dışarıya ekmek almaya göndermişler. Delikanlı fırıncıya ekmek almak için elindeki parayı uzatmış ama fırıncı 300 yıl önceki parayı tanıyamamış. Çevredeki esnafla birlikte delikanlıyı sorgulamışlar. Sonra hep birlikte o mağaraya gitmişler. Bir de ne görsünler; mağarada o delikanlılar ve köpekleri yok ama içinde yedi tane yavrunun olduğu bir kuş yuvası var”.

Bu mitolojik öykü, Anadolu’nun yüzlerce efsanesinden biridir. “Yedi uyuyanlar” ın öyküsü yüzlerce yıldır anlatılıp duruyor. Kutsal kitaplarda okunuyor

Şimdi, 2019 yılının Mayıs ayında, “7 uyuyanlar” efsanesine bir de “7 uyutanlar” öyküsü eklendi.

Efendim, memleketin birinde yönetici seçimleri varmış. Büyük bir kentte seçimler sonucu genç bir adam yönetici olarak seçilmiş. Ancak ülkedeki iktidar sahipleri, kendilerinden olmayan bu genç adamın seçilmesine çok bozulmuşlar ve itirazda bulunmuşlar. Ancak itiraz için ne denli düşünseler, ne denli araştırsalar da geçerli bir gerekçe bulamamışlar. Biri “Bu seçimlerde hiçbir şey olmamışsa bile bir şeyler oldu” diye, akla ziyan bir gerekçe bulmuş. Başka biri “insanların soyadına bakıp sandık başında yüzüne bakıp iktidar yanlısı olduğunu anladıkları kişilere oy pusulası vermediler ya da öncesinde listeden sildiler” falan demiş. Halk bu gerekçelere gülüp eğlenirken, “baş yönetici“, seçimleri gerçekleştiren kurula buyruğunu vermiş;

  • Bu seçimler iptal oluna!

Kurul toplanmış. Oraya yedekten sokulan “7 uyutan” hiç konuşmamışlar. Kafaları yerde, ciddi yargıçların görüşlerini dinlemiş, sonra ellerini kaldırıp “Baş yöneticinin” buyruğunu yerine getirmiş, seçimleri iptal etmişler.
****
Burası Anadolu’dur. Burada hiçbir şey unutulmaz. Dilden dile dolaşır.
Nasıl “yedi uyuyanlar” unutulmamışsa, “yedi uyutanlar” da asla unutulmayacaktır.

Torunlarının torunları dedelerinin öyküsünü, tıpkı kendileri gibi, başları yerde, susarak dinleyeceklerdir.