Etiket arşivi: Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun Ankara adlı yapıtı

Prof. Çetin Yetkin’in kaleminden Mandacı Onbaşı Halide Edip ADIVAR..


HALİDE EDİP ADIVAR

“Bugünlerde Atatürk’e sinsice saldırmak moda oldu ya, bunun yöntemlerinden biri de Atatürk’ün düşmanlarını gündeme getirmek, övmek, yüceltmek ve bu arada dolayısıyla Atatürk’ü eleştirip küçültmek girişiminde bulunmak… Halide Edip de bu amaçla gündeme getirilenlerin başında bulunuyor.

Bu nedenle TÜRK EDEBİYATINDA BATILILAŞMA ve KİMLİK SORUNU başlıklı kitabımın (Salyangoz yay., İstanbul, 2008) bu yazara ilişkin bölümünü buraya alarak,
kitabı okumamış olan okurlarımızın dikkatine sunarak bu hanımı gerçek kimliğiyle tanımanın yararlı olacağını düşündüm.”

*****

Yukarıdaki sözler Prof. Çetin Yetkin hocanın kaleminden..
Müdafaai Hukuk Dergisini yıllarca büyük özveri ile çıkaran eski savcı,
Anayasa Hukuku hocası ve son yılların yakın tarih araştırmacısı ve yazarı üstadın kaleminden..

Şöyle başlıyor :

“Ulusal Kurtuluş Savaşımız’ın adlarını yücelttiği kişiler var. Bunlardan biri de, Halide Edip Adıvar. Onbaşı Halide Edip! Halide Edip Hanım, bir ulusal kahraman gibi görülmüş, görülüyor da. Hatta öylesine ki, Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun Ankara adlı yapıtında belirttiği gibi ulusumuzun bu ölüm kalım savaşında Halide Edip, yolu izlenecek bir öndermişçesine bile görülmüş. Ankara’da o günleri anlatırken Yakup Kadri der ki:

“İstanbul’dan Ankara’ya gidenin ehemmiyeti o kadar artıyor, o kadar artıyordu ki, âdeta kutsallaşıyordu. Kadın veya erkek, Ankara’ya giden kimseler, İstanbullulara, millî hareket kahramanları mertebesine ermiş gibi geliyordu. Hele Halide Edip Hanımın menkıbeleri, kadınların kalbinde yenilmez bir imreniş, bir tatlı üzüntü veya keskin bir kıskançlık ateşi alevlendiriyordu ve hepsi ona benzemek, onun yerini almak için can atıyordu.” (s.13).

Halide Edip’e yakıştırılan bu durum, son beş on yıldır daha da pekiştirildi. Filmlerde,
TV programlarında ulusal kahraman olarak gösteriliyor. TRT’nin “Kurtuluş” dizisinde de ona özel bir yer ayrılmış olduğunu görüp izledik. Ama bu arada onun neden Atatürk Türkiyesi’nde barınamayıp yurtdışına gidip orada yaşadığını
hiç usumuza getirmek istemedik!”

*****

Devamla;

“.. Yurdunu işgal eden düşmanın subaylarını çağırarak ona partiler vereceksin, bu yetmezmiş gibi kollarına atılıp dans edeceksin, bu dahi yetmezmiş gibi bir de onlarla evleneceksin!… 

Rabia’yı Peregrini’ye âşık eden, Seviye Talip’i evini bıraktırarak bir Macar dönmesi ile yaşatan, evli Neriman’ı Dick’in kollarına atan, Sevim’i şatafatlı bir düğünle bir Amerikalı ile evlendirip Amerika’ya gönderen Halide Edip, İstanbul’un yabancı devletlerin işgalci subayları ile kaynamasını, başka bir deyişle Osmanlı’nın başkentinin yabancı erkek bolluğuna uğramasını bulunmaz bir fırsat bilerek neredeyse toplu nikâh kıymaya kalkışacakmış! Yazarımızın kendisinin de bir kadın olması ise, her sanatçı yapıtlarına kendisinden bir şeyler yansıttığı için, doğrusu insanı düşündürüyor… 

Halide Edip’in Atatürk Türkiye’sinde neden barınamadığı, neden Türkiye’ye dönmek için O’nun ölümünü beklediği bir yoruma pek de gerek duyurmayacak biçimde ortada bulunuyor.”

*****

Ve şöyle bağlıyor :

MANDACI HALİDE

Halide Edip, ulusal bağımsızlıktan yana değildi, Türk ulusunun Amerikan mandası altında yönetilmesi gerektiğini savunmuştu. Şimdi, durum bu olunca, yazıp çizdikleri daha bir yerli yerine oturuyor değil mi? Bir halkın ulus olabilmesinin temel koşullarının başında “dil” geldiği bilindiğine göre, mandacı Halide Edip’in dil konusunda yapıp ettiklerine, söylediklerine şaşmamak gerek! Bu noktada önce Halide Edip’in Sivas Kongresi’nde
Türk ulusunun Amerikan mandası altına girmesi için karar alınmasını sağlamak amacı ile Atatürk’e yazdığı 10 Ağustos 1919 günlü uzun mektuptan birkaç satır okuyalım:[2]

Mustafa Kemal Paşa Hazretlerine

….süratle istememiz lazım gelen Amerika da, tabiî mahzursuz [sakıncasız] değildir. İzzetinefsimizden [onurumuzdan] epeyce fedakârlık etmek mecburiyetinde bulunuyoruz….

  ….Amerika’nın fikri, hafi [gizli] olarak şudur: Umumî ve tek bir manda almak istiyorlar…..

  ….Kendimizi Amerika’ya müracaata mecbur görüyoruz.

  ….sergüzeşt ve cidal [kavga / savaş] devri artık geçmiştir….

10 Ağustos 1919, Halide Edip

Anımsatayım ki, Atatürk, kendi istekleriyle Amerikan mandasını kabul etmek isteyenleri Nutuk’ta “uşak olmak”la, “insan olmak niteliklerinden yoksunluk”la suçlar.

Bu mandacı, Atatürk düşmanı kadın yazarımı­zın yarattığı dünyaya bakın hele siz:

Neri, Dick’e âşık, Dick güçlü kollan ile Neri’yi havaya kaldırıp tepetaklak etmiş; Amerikan ağzı ile “hello” diyen Neri’nin çıplak bacaklan gözüküyor!… Türk ana ve Türk babadan doğacak çocuk eğer erkek olursa adı George Halim, yok eğer kız olursa Dolly Şadiye konacak!… İşgalci düşman subaylarının kollarına atılan Türk kadınları!… En iyi kiracı, Amerikalı kiracı!… Mary Jones… Miss Barkley… Felix Mandel… ve Corporal Haleede Aideeb!..”

*****

Fevziye Göl arkadaşımızın ulaştırdığı bu dosya için kendisine teşekkür ediyoruz..

Yazının tümü, sıkıştırılmış biçimde, 10 sayfa..
pdf olarak okumak için lütfen tıklar mısınız??

Halide_Edip_Adivar_MANADACİ_KADİN…_CETİN_YETKIN

Sevgi ve saygı ile.
05 Şubat 2015, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net