Etiket arşivi: Vecihi Hürkuş

EROĞAN’IN UÇAKLARI

EROĞAN’IN UÇAKLARI

Soner YALÇIN

Tarih: 22 Eylül 2017.
Yer: New York.
ABD Başkanı D. Trump, Erdoğan ile baş başa görüştü.
11 milyar dolarlık uçak alımı anlaşması yapıldı. Türkiye,
Amerikan Boeing firmasından 40 adet uçak aldı.
Keza…
Tarih: 5 Ocak 2018. Yer: Paris.
Fransa Cumhurbaşkanı E. Macron, Erdoğan ile baş başa görüştü.
7.5 milyar dolarlık uçak alımı anlaşması yapıldı. Türkiye, Fransa merkezli Airbus firmasından 25 adet uçak aldı.
Peki… Biz niye kendi uçağımızı üretemiyoruz? Yazayım:
Amerikalı Wright Kardeşler 17 Aralık 1903‘te motorlu uçakla havada 12 saniye ka­lıp
37 metre gitmeyi başardı.
Temmuz 1908 Devrimi‘n­den sonra İttihatçılar, uçuş öğrenmeleri için Yüzbaşı Fesa ve
Teğmen Kenan‘ı (ve hemen ardından yedi subayı daha) Fransa’ya gönderdi.
Tarihte ilk kez savaş uçağı İtalyanlar tarafından Osmanlı’ya karşı Trablusgarp Savaşı’nda kullanıldı. Tarih: 15 Mart 1912.
Osmanlı, Fransa’dan iki adet uçak aldı. I. Dünya Savaşı’na girdiğinde envan­terinde ithal ürünü 100 uçağı vardı. Savaşta çoğu kullanılamaz hale geldi. “İş­galciler el koymasın” diye 17 tanesi Anadolu’ya kaçırıldı. Keza. Kurtuluş Savaşı’nda Erzurumlu Nafiz (Kotan) Bey’in İtalyanlardan gizlice aldığı dört ve Yunan Or­dusu’nda ele geçirilen iki uçağımız vardı!
Gelelim Cumhuriyet döne­mine…

ATATÜRK’ÜN İRAN’A HEDİYESİ

Tarih: 15 Mayıs 1925.
Mustafa Kemal, Türk Tayyare Cemiyeti‘nin açılış töreninde şöyle dedi:

  • “İstikbal göklerdedir. Gök­lerini koruyamayan milletler yarınlarından asla emin ola­mazlar.
    Ey Türk Genci! Kısa zamanda gökte seni bekleyen yerini alacaksın…”

O tarihlerde…
Atatürk’ün baş konuların­dan biri uçak üretimiydi:
– “Dünya savaşı biter bitmez, bu kara günlerde kul­lanılan tüm silahlar birdenbire demode oluverdi. Almanlar, Fransızlar, İngilizler, Amerika­lılar ellerindeki
bu silahları 
uzun vadeler tanıyarak geri kalmış ülkelere satmaya çalışıyor. Neden?
Çünkü onlar daha modernlerini daha etkili olanlarını yapacak fabri­kalar kurmakla meşguller…”
– “Eski teknolojileri bize kolaylıklar tanıyarak getiren yabancı devletlerin kurnazlıklarını anlamamak için insanın ya kör ya da aptal olması gerekir…”
– “Biz yeni genç bir Türkiye kuruyoruz. Yabancı ülke­lere bağımlı olmaktan kurtulmalıyız…”
Bu amaçla…

1925 yılında… Alman­ya’ya on sekiz teknisyen ve Fransa’ya uçak mühendisliği öğrenimi için beş öğrenci gönderildi.
15 Ağustos 1925… Türkiye’de ilk uçak fabri­kasının kurucusu Tayyare ve Motor Türk Anonim Şirketi (TOMTAŞ) faaliyete geçti. Kayseri’de kurulan fabrika dünyanın en büyüğüy­dü! 120’si Alman 170 işçi çalışıyordu.
1932’de adı “Kayseri Tayyare Fabrikası” oldu. O yıl, 41 uçak imal edildi.
Bunlardan birini Atatürk İran‘a hediye etti…
46 adet Gotha, 24 adet PZL-24A ve 24C, 24 adet Miles-Magister olmak üzere 1926-1941 yılları arasında yedi ayrı tipte 212 uçak üretildi.
Uçakların onarımı için 6 Ekim 1926’da Eskişehir’e de Tayyare Fabrikası kuruldu.
Atatürk aramızdan ayrılır­ken Etimesgut Uçak Fabri­kası faaliyete başladı.
Atatürk huzurluydu; artık yerli uçağı ve yerli motoru yapıyorduk.
Sadece devlet değil…

BAĞIMSIZLIKTAN ÖDÜN

24 Haziran 1923… Vecihi Hürkuş (1896-1969) ve arkadaşları Halkapınar Tayyare Atölyesi’nde “Veci­hi K-VI” adlı uçağın imalatı­na başladı.
28 Ocak 1925… Vecihi Hürkuş kendi yaptığı ilk Türk tipi uçağıylat est uçuşunu gerçekleştirdi. Beş yıl sonra ilk uçak fabrikasını kurdu. Bundan iki yıl sonra Türkiye’nin ilk sivil tayyare mektebini açtı.
10 Şubat 1937… Fran­sa’da eğitim görmüş uçak mühendisi Selahattin Alan, işadamı
Nuri Demirağ 
ile anlaşarak Beşiktaş’ta uçak fabrikası kurdu. Ardından Gök Okulu açtılar.
Nu.D 36 eğitim ve Nu.D 38 yolcu uçağı tasarladılar, yaptılar. Ankara, İstanbul, Atina arasında yolcu taşıma­ya başladılar. Fakat… Dünya Savaşı’ndan sonra olanlar oldu:
ABD Dışişleri Bakanlığı petrol danışmanı M.W. Thornburg “Türkiye Nasıl Yükselir” raporunda şöyle dedi:
– “Türkiye’nin ağır sanayi kurmasına gerek yoktur…”
– “Türkiye’de uçak, maki­ne, motor projeleri -imalatla­rı iptal olunmalıdır…”
Böylece… Devlet fab­rikalarının kimi 1952’de MKE’ye devredildi; kimi 1954’te traktör montaj fabrikasına dönüştürüldü.
Özel sektör de yok edildi. Yurt dışına uçak sat­ması bile yasaklandı!
Türk Hava Kurumu siparişlerine son verdi. Arazileri istimlak edildi!
1947-1955 yılları arasında ABD’den 1905 uçak satın alındı! Bunun 850 adedi
ABD’nin II. Dünya Savaşı’n­da kullandığı F-84 idi!
Diğer yanda…
Uçak motorlarının ham­maddesi krom üretimimiz 1949’da 50 bin tondu.
ABD’nin ihtiyacı için üretim 1952’de 180 bin tona çıktı!
Son söze gerek yok!
Atatürk’ün yukarıda söylediklerini bir kez daha okuyunuz.

Sevgi ve saygı ile. 09 Ocak 2018, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
Ankara Üniv. Tıp Fak. – Mülkiyeliler Birliği Üyesi
www.ahmetsaltik.net     profsaltik@gmail.com

Orhan AYBER : Dünyada olağan dışı gelişmeler

Dünyada olağan dışı gelişmeler, Suudi Arabistan ve NEOM projesi,  Ulusal kahramanımız Vecihi Hürkuş, Çin Komünist Partisi’nin son kongresi

Dünyada olağan dışı gelişmeler
Küresel güçlerin (ki bunlar şimdilik ABD, Rusya ve Çin) aralarındaki mücadelenin adı jeopolitik savaştır. Biliyorum kaçıncı kez bu başlığı kullanıyorum. 

NATO ve ABD’nin, “Türkiye ile Rusya’nın S 400 anlaşmasının kabul etmeyeceklerini, bunun bedeli olacaktır” yorumuna karşı Rus askeri uzmanı Aleksandr Jilin;

ok2“Delinin biri, (muhtemelen Trump’ı kastetti) Türkiye’yi baş eğmeye zorlamaya kalkar ise S 400’ler devreye girer ve ABD uçaklarını engeller”dedi. yatay
Rusya’nın gerekirse büyük bir savaşı göze almasının nedeni; ne Sayın Cumhurbaşkanımızın hatırı, ne Kılıçdaroglu’nun adaleti, ne Meral Hanım’ın batı hayranlığı, ne de Bahçeli’nin başka bağımsız ülkeler kentlerine plaket vermesi nedeni iledir. Rusya, Anadolu coğrafyası ile ilgili olarak bu riski almıştır bu nedenledir ki BU JEOPOLİTİK SAVAŞTIR. Çünkü eğer Anadolu ABD veya NATO’nun denetimine geçerse;

1) Rusya Karadeniz’e hapsolur, Kırım riske girebilir
2) NATO etkinliği Gürcistan sınırlarına ulaşır. Orta Asya’da Rusya’nın güvenliği tehlikeye girebilir ve ayrıca Rusya’nın Sibirya’da hedeflerini engelleyebilirler. (Sibirya’nın zenginliği tüm dünyanın geri kalanından fazladır.) Sibirya ekonomiye açılırsa kapitalist sistem yerle bir olur.

O zaman Rusya ile ilişkilerimiz çok kötü olsa bile Rusya kendi ulusal çıkarı için Anadolu’nun NATO veya ABD tarafından işgaline izin vermez. Geçmiş yıllarda ülkemiz ABD yüzünden çok ağır bedeller ödedi. Şimdi halkımız %80 ABD’ye karşı.  Artık ABD’den NATO’dan kurtulma şansını yakaladık bu şansımızı değerlendirmeliyiz.

Suudi Arabistan ve NEOM projesi
Suudi veliaht prensi Muhammet bin Selman’ın açıkladığı 500 milyar dolarlık NEOM Suudi Arabistan, Mısır ve Ürdün’ü kapsayan 26.500 km2 bir alanda yeni bir ekonomik bölge oluşturma projesi. Bu alanda kadın ve erkekler birlikte çalışacakları ofisler, dronlar, robotlar, futuristik yaşam alanları olacak. Ve ekliyor “Bu bölge dünyanın hayal kuranları için özel bir bölge olacaktır.”

Şimdi Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nde başlayan ve özellikle kadınların yaşamlarını etkileyecek devrim niteliğindeki gelişmeler olurken dünyanın gelmiş geçmiş en büyük devrimcisi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün ülkesindeki gelişmelere bakalım :

Rektör, “Yabancı kadının eline değen cehennem ateşi ile yanar” diyebiliyorsa, Fransız Okulu Saint Joseph okulunu denetleyen müfettiş, doğa müzesini gezerken Evrim bölümünde “Kaldırın bu bölümü” diyebiliyorsa, laik eğitimden uzaklaşmış, kuran kurslarında beyni yıkanmış çocuklar, annelerinin maaş almasına karşı çıkarak “Cehennemde yanacaksın” diyebiliyorsa, ülkemizdeki bu utanç verici gelişmelerin örnekleri çok. Şimdi ülkemizdeki bazı yorumcular Arap ülkelerindeki bu gelişmelere kayıtsız kalmakta bu gelişmelere İsrail tuzağı veya ABD projesi gibi yaklaşımlar göstermektedirler. Türkiye’deki bu geriye gidişi görmemek için de ısrar edebilirler ancak bu proje içindeki Mısır’a dikkatinizi çekiyorum.

Mısır’da çağ dışı önerileri olan Mursi’nin askeri bir darbe ile devrilmesini onaylamayan hem iktidar hem muhalefet nedeni ile Mısır ile ilişkilerimiz en alt düzeydedir. Mısır’ın rol aldığı Ortadoğu’daki gelişmelerde ülkemiz aleyhinde gelişmelere dikkat etmeliyiz.

Ulusal kahramanımız Vecihi Hürkuş 
Şimdi sizlere İzmirlilerin oldukça yabancı olduğu bir kahramanımızdan söz etmek istiyorum.

1) Kafkas cephesinde ilk Türk hava zaferini kazandı.
2) İstiklal savaşında uçak kanatları için jelatin imal etti.
3) İstiklal savaşımızda İzmir (Seydişehir) hava alanını tek başına işgal etti.
4) İstiklal savaşımızda ilk uçuşu ve son uçuşu yapan pilot oldu.
5) İlk Türk tayyaresini imal etti. 1924 İzmir
6) İlk sivil uçak inşasını gerçekleştirdi.
7) İlk Türk tayyare fabrikasını kurdu. Vecihi Fiham Hava ve Deniz Tayyare Fabrikası 1932
8) İlk Türk havacılık mektebini açtı. 1932 İstanbul
9) İlk Türk deniz tayyaresini inşa etti. 1933 İstanbul
10) İlk Türk tayyare pilotu Bedriye Gökmen’i yetiştirdi.
11) Türkiye’de ilk planör inşasını (us4 ve ps2) gerçekleştirdi. 1936 Ankara
12) İlk Türk havayolu şirketini kurdu (Hürkuş hava yolları) yurt içi hatlarda yolcu taşıdı. 1954
13) İstiklal savaşında her sınıf muharipler arasında üç kez TBMM takdirnamesi verilen tek kişi olarak istiklal madalyası sahibidir.
14) Uluslararası havacılıkta 50 yıl madalyası ile ödüllendirildi.

Vecihi Hürkuş’la ilgili bazı ayrıntıları da paylaşmak isterim.

Bu ulusal kahramanımızın İstanbul Kadıköy’de değerli arkadaşım heykeltıraş Ersal Yavi’nin yaptığı çok güzel bir anıtı vardır. Ayrıca Ankara’da Çankaya belediyesi tarafından yaptırılan adını taşıyan Vecihi Hürkuş minyatür havaalanı vardır. Oysa bu kahramanımızın çalışmalarını yaptığı yer İzmir Gaziemir’dir. Sayın Büyükşehir Belediye Başkanımız Aziz Kocaoğlu’ndan bu İzmirli kahramanımızın anısını yaşatacak bir çaba göstereceğine inanıyorum.

Orhan Ayber
İnş. Müh.
Vecihi Hürkuş Derneği İzmir temsilcisi
—————————————————————
Son Sözler
Son günlerde iç siyasetimizde daha çok belediye başkanlarının istifaları tartışılıyor, açıkça hiç ilgilenmiyorum. Oysa daha çok Çin Komünist Partisi’nin son kongresine yoğunlaşmalıyız. Bu kongrede tüm dünyayı etkileyecek kararlar alındı. Ülkemizin geleceği ile ilgili çok önemli gelişmeler olabilir. Tüm siyasi partilerimizin bu kongreyi yakın izlemelerini öneriyorum.

Şu bulunduğumuz döneme bir ad vermek gerekirse etkin diplomasi çağı diyebiliriz. Ülkemizdeki siyasi partilerimizde boş tartışmaları bir kenara bırakıp, ülkenin diplomasisini geliştirmekte ortak hareket etmesini öneririm. Tabii ki yüreklerinde birazcık ülke sevgisi varsa.

Bir dahaki yazımda Çin komünist partisi kongresini ve hidro-politik derneği başkanı Durmuş Yıldız’ın Cenevre’deki izlenimlerini paylaşacağım.

 31 Ekim 2017 (Yazı gönderi:  Orhan ÖZKAYA)
=========================================
Dostlar,

Konuk yazar Sayın Orhan AYBER’in iletisini yukarıda sunduk..
AKP = RTE, ülkemizi daha fazla dincileştirici adımları – girişimleri kesmelidir.

Konya’da bir ilahiyat profesörünün kadınlar hakkında basına yansıyan sözleri alarm vericidir :
Bu zavallıya göre,

* kadınların örtünmesi yetmez, peçe takmalı, evden çıkmamalıdırlar!?
YÖK, iktidar ve yargı bu kişi hakkında gereken hukuksal işlemi hızla yapmalı ve çıkıp kamuoyu önünde açık seçik, net ve kararlı biçimde bu tür yaklaşımları çağ dışı ve laiklik düşmanlığı, ulusu bölücü… gördüklerini vurgulamalıdır. Tersi durumda, böylesi ilkel saldırıların iktidardan cesaret aldığını düşünme dışında seçenek var mıdır?? Hatta şimdiden böyle değil midir?

Gerek iç gerek dış siyasette günübirlik ucuz ve sığ siyaset kendilerinin de sonudur.
Türkiye, son 15 yılda hemen her alandaki yedeklerini, birikimlerini, sabrını… tüketmiştir.
Başta ekonomi ve içbarış olmak üzere olağanüstü kritik bir döneme girilmiştir.
Yüz yıla yaklaşan Cumhuriyet döneminin “en zor” dönemeçlerinden birine sürüklenmiştir.
Bu ürküntü veren topludurumdan (konjonktür) doğrudan ve başlıca AKP = RTE so-rum-lu-dur!

Mutlaka ama mutlaka ve hızla bu yarı felç – politik konfüzyondan çıkılması zo-run-lu-dur.

Sevgi ve saygı ile. 02 Kasım 2017, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
Ankara Üniv. Tıp Fak. – Mülkiyeliler Birliği Üyesi
www.ahmetsaltik.net     profsaltik@gmail.com