Etiket arşivi: vatan

Halil Çivi şiiri : AKILLA SÖYLEŞİ

Prof. Dr. Halil Çivi
İnönü Üniv. İİBF Eski Dekanı
Halk Şairi

 

 

HERKESE GÜNAYDIN

Kin, nefret aklı çürütür,
Zulüm vicdanı kurutur,
Cebirden, şiddetten kaçın,
Ruhunu SEVGİ ARITIR
***

AKILLA SÖYLEŞİ

Dedim geçim nedir, dedi ki aştır,
Dedim yetecek mi, dedi ki umut.
Dedim kazanç çarkı, dedi ki iştir,
Dedim dönecek mi, dedi ki umut.
Xxx
Dedim hukuk nedir, dedi ki haktır,
Dedim başka çare, dedi ki yoktur,
Dedim haksızlıklar, dedi ki çoktur,
Dedim düzelir mi, dedi ki umut.
Xxx
Dedim adalet ne, dedi devlettir,
Dedim kimler için, dedi millettir,
Dedim yokluğu ne, dedi zillettir,
Dedim çoğalır mı, dedi ki umut.
Xxx
Dedim demokrasi, dedi barıştır,
Dedim çaban var mı, dedi yarıştır,
Dedim hedefin ne, dedi varıştır,
Dedim varılır mı, dedi ki umut.
Xxx
Dedim özgürlük ne, dedi nefestir,
Dedim gidişat ne, dedi tek sestir,
Dedim karşı fikir, dedi abestir,
Dedim değişir mi, dedi ki umut.
Xxx
Dedim ekonomi, dedi paradır,
Dedim işsizlik ne, dedi yaradır,
Dedim iş aramak, dedi çaredir,
Dedim bulur musun, dedi ki umut.
Xxx
Dedim tarım nedir, dedi ki iştir,
Dedim yetiyor mu, dedi ki düştür,
Dedim araziler, dedi ki boştur,
Dedim ekilir mi, dedi ki umut.
Xxx
Dedim siyaset ne, dedi seçimdir,
Dedim ya vekillik, dedi geçimdir,
Dedim yanlış seçim, dedi suçumdur,
Dedim düzelir mi, dedi ki umut.
Xxx
Dedim cehalet ne, dedi utançtır,
Dedim kurtulması, dedi kazançtır,
Dedim yararı ne, dedi gönençtir,
Dedim bitecek mi, dedi ki umut.
Xxx
Dedim başarı ne, dedi çalışmak,
Dedim çaresi ne, dedi alışmak,
Dedim meyvesi ne, dedi gelişmek,
Dedim gelişir mi, dedi ki umut.
Xxx
Dedim eğitim ne, dedi meslektir,
Dedim okulsuzluk, dedi köstektir,
Dedim çağdaşlaşma, dedi dilektir,
Dedim gelecek mi, dedi ki umut.
Xxx
Dedim inanç nedir, dedi ahlaktır,
Dedim özgür vicdan, dedi ki haktır,
Dedim ahlaksızlık, dedi ki çoktur,
Dedim azalır mı, dedi ki umut.
Xxx
Dedim akıl, bilim; dedi kuvvettir,
Dedim teknoloji, dedi nimettir,
Dedim kazancı ne, dedi servettir,
Dedim artacak mı, dedi ki umut.
Xxx
Dedim bayrak nedir, dedi ki şandır,
Dedim vatan nedir, dedi ki candır,
Dedim bunlar yoksa, dedi tufandır,
Dedim ebedi mi, dedi ki umut.
Xxx
Dedim Atatürk kim, dedi atamdır,
Dedim laik kalmak, dedi çabamdır,
Dedim Cumhuriyet, dedi erdemdir,
Dedim hep yaşar mı, dedi ki umut.
Xxx
Dedim Halil Çivi, dedi vicdandır,
Dedim vicdansızlar, dedi şeytandır,
Dedim saygı, sevgi; dedi dermandır,
Dedim çoğalır mı, dedi ki umut…

Prof. Dr. Halil Çivi
31 Ocak 2023, Çiğli / İZMİR

Not.1- Rahmetli annem Zöhre Çivi, (1899-1972), “Unum tükensin, fakat umudum tükenmesin” derdi. Zaten yaşama isteği de umut etmek ve hayal kurmaktan ibaret değil midir?

Not.2- Daha önce de yazmıştım. ” Dedim-dedi ” nazım biçimi halk edebiyatında çok sevilen ve aranan bir halk şiiri bir formudur. Umarım beğenirsiniz.

TAYYİP’İN SAHTE BELGELİ YALANI


Tayyİp’İN sahte belgelİ yalanı

portresi_SOZCU_ile

 

EMİN ÇÖLAŞAN

Sevgili okuyucularım,

 

 

Tayyip önceki gün, 27 Şubat Perşembe günü Burdur ve Uşak’ta iki miting düzenledi. O gün aynı zamandaNecmettin Erbakan’ın üçüncü ölüm yıldönümü idi.

O Erbakan ki, Tayyip’i elinden tutup adam etmişti. Önce partisinin
İstanbul İl Başkanı, sonra Büyükşehir Belediye Başkanı yapmış ve siyasette önünü açmıştı. Tayyip O’nun önünde saygıyla eğilir, emirlerini sorar, kendisine sürekli yağ çekerdi.

Aradan geçen yıllar içerisinde Erbakan’a arkasını döndü, ihanet etti ve partisinden ayrıldı.

Onun ölüm yıldönümünde düzenlediği iki mitingde de Erbakan’dan bir cümleyle olsun söz etmedi, anmadı. Haydi bunu unuttu diyelim, kendisini adam eden hocası için iki satırlık bir anma mesajı yayınlayamaz mıydı! Bunu da yapmadı.

Ne denli vefasız, duyarsız ve bencil olduğunu bu davranışıyla
bir kez daha göstermiş oldu.

* * *

Şimdi gelelim esas konumuza!..
Tayyip Burdur mitinginde yine bağırıp çağırıyor, üstelik elindeki -boyutları büyütülmüş- bir belgeyi ahaliye gösteriyordu.

Bu, 27 Mayıs 1960 ihtilali sonrasında Eskişehir Sıkıyönetim Komutanlığı (!) tarafından yayınlanmış bir bildiri idi!

Eline tutuşturulan belgeyi coşkuyla okuyordu.

Hiç ilgisiz bir konuya girmiş, 54 yıl önceki bir olaydan medet ummaya
ve halkı bu yolla kandırmaya kalkışmıştı.

Nitekim dün yandaş gazeteler (Sabah, Vatan, Star ve Yeni Şafak) bu yalana balıklama atlayıp haberi birinci sayfadan, Tayyip’in elindeki belgeyi gösterirken çekilen fotoğrafıyla birlikte yayınladılar.

Ama kitlelere kürsüden gösterdiği bu belge DÜZMECE ve SAHTE idi!

* * *

Önce konuşmasının ilgili bölümlerini aynen, bant çözümünden okuyalım:

“Şimdi bakın, ben size burada tarihi bir belge göstereceğim. Bu belge çok çok önemli. Bu belge CHP’nin Genel Müdürü’nün o sahte montaj belgelerine benzemez. Sizlerin, sizlerle birlikte bizi televizyonları başında izleyen aziz milletimin bu tarihi belgeyi dikkatlerine sunuyorum.

Eskişehir Örfi İdare Kumandanlığı’nın tebliği bu. 27 Mayıs 1960 müdahalesinin hemen sonrasında Eskişehir’de halka dağıtılıyor bu. Eskişehir Örfi İdare ne demek?
Yani Sıkıyönetim Komutanlığı tebliği.

Diyor ki, Ankara’daki bütün Hükümet erkanı ve Demokrat Parti başkanları yabancı memlekete kaçarken yakalanmışlardır.

Beraberlerinde -şuna bakın ya Allah aşkına- 12 uçak dolusu altın, mücevherat ve parayı kaçırmakta iken yakalandılar.

Düşünebiliyor musunuz, 12 uçak dolusu altın ve mücevheratı kaçırmakta iken yakalanmışlar.

Sabık Başbakan Adnan Menderes ve sabık Reisi Cumhur Celal Bayar,
askeri kumandanlık tarafından tevkif edilmiştir.

Eskişehir’de matbaası olan herkes bu havadisi, yani bu haberleri basıp yayınlamalıdır. Vatanseverliğinize hitap ediyoruz.

Bitmedi, Demokrat Parti il, ilçe ve bucak başkanlarının kaçmalarına
mahal vermeden tevkif edilmelerini ve askeri kuvvetler gelinceye kadar salınmamalarını rica ederim.

İmza
Eskişehir Örfi İdare Komutanı Tuğgeneral Bedii Kireçtepe”

* * *

Bu sözde belgeyi bağıra çağıra açıkladıktan sonra,
sıra Tayyip’in duygu sömürüsüne geliyor:

“Ah sevgili kardeşlerim ah, bu ülke hangi badirelerden geçti. Bu Cumhuriyet
Halk Partisi 
bu ülkede ne menem işler çevirdi. Hep bunların arkasından,
hep bunlardan istifade ederek Türkiye’de iktidar olmaya çalıştı. Bu millet hiçbir zaman CHP’yi iktidar yapmadı. Zaten 1950’ye kadar da yine bunlar tek başına iktidar olamadılar, tek partili dönem olduğu için bunlar dayatmacı iktidardılar.

Şimdi soruyorum, yani gelip de şu güzel Burdur’umuzun yerel yönetimini
bunlara teslim edecek misiniz?”

* * *

Kürsüden okuduğu düzmece belge (günümüz Türkçesi ile) aynen şöyle:

Eskişehir Sıkıyönetim Komutanlığı tebliği. Ankara’da bütün hükümet yetkilileri ve Demokrat Parti başkanları yabancı memlekete kaçarken yakalanmışlardır.

Beraberlerinde 12 uçak dolusu altın, mücevher ve paraları kaçırırken yakalandılar.

Sabık (eski) Başbakan Adnan Menderes ve Cumhurbaşkanı Celal Bayar askeri komutanlık tarafından tutuklanmışlardır. Eskişehir’de matbaası olan herkes bu haberi basıp yayınlamalıdır.

Dikkat dikkat! Vatanseverliğinize hitap ediyoruz. Demokrat Parti il ilçe başkanlarının kaçmalarına yer vermeden tutuklanmalarını ve askeri kuvvetler gelinceye kadar salınmamalarını rica ederim.

Eskişehir Sıkıyönetim Komutanı Tuğgeneral Bedii Kireçtepe.

* * *

Sevgili okuyucularım,

Tayyip bu belgeden nasıl söz ediyordu konuşmasında?

“Tarihi bir belge!.. Çok önemli belge!.. Bu belge CHP’nin sahte montaj belgelerine benzemez!.. Bu tarihi belgeyi sizin ve bizi televizyonları başında izleyen
aziz milletimin dikkatlerine sunuyorum!..

Şimdi 54 yıl öncesine dönelim ve 29 Mayıs 1960 tarihli gazetelere bakalım.
Örneğin o tarihli Milliyet gazetesinin 7. sayfasını açalım ve ihtilal sonrasında ülkeyi yönetmekte olan Devlet Başkanı Cemal Gürsel imzalı bildiriyi okuyalım:

Milli Birlik Komitesi‘nin 28 numaralı bildirisidir:

Birtakım kötü niyetlilerin Eskişehir Sıkıyönetim Komutanı’nın tebliği adı altında bildiriler bastırarak kimi parti mensuplarının kaçmalarına fırsat verilmeden yakalanmalarını propaganda etmekte oldukları tesbit edilmiştir.

Halen Ankara ve İstanbul’dan başka hiçbir şehir ve kasabada sıkıyönetim
ilan edilmemiştir.

Vatanseverliğinden emin bulunduğumuz Türk Milleti’nin radyolarımız vasıtasıyla yapılmakta olan tebliğler dışında bu gibi bozguncu ve ayrılık yaratıcı kimselerin
kötü niyetli faaliyetlerine alet olmamalarını yurttaşlarımın bilgisine arz ederim.

Orgeneral Cemal Gürsel
Milli Birlik Komitesi Başkanı, Devlet ve Hükümet Reisi.”

* * *

Şimdi Tarzan yine zor durumda!
Tayyip bu yalanının hesabını vermek zorunda ama nasıl verecek! Karşımızda iki olasılık var.

İlki, Tayyip kürsülere çıkıp göz göre göre yalan söylüyor,
kitleleri kandırmaya yelteniyor.

İkincisi, belki danışmanları ya da başka birileri kendisini dolduruşa getiriyor. O da eline tutuşturulan sahte-düzmece belgeleri
miting meydanlarında okuyor!

Bir başbakan bu durumlara düşer mi!
Bu durumlara düşmekten utanmaz mı!

Şimdi ortaya çıkıp bu yalana nasıl alet olduğunu anlatmalı,
sözlerinin hesabını vermeli ve Türk Milleti’nden derhal özür dilemelidir. Ama ben O’nun mazeretini anlıyorum.

  • Tayyip feleğini şaşırdı, hayatı kaydı, ringde sürekli dayak yiyen,
    kroke duruma düşüp ayakta sallanan boksöre döndü.

Koskoca “Dünya devi” çoktaaan madara oldu.

Allah hiç kimseyi O’nun durumuna düşürmesin!

Amiiin.
(SÖZCÜ, 1.3.14)

Şiir : Bırak Artık Yetişir


Bırak Artık Yetişir

Bırak artık yetişir, şu dalâlet yetişir;
Vatan elden gidiyor, bunca gaflet yetişir!..
Yerin dibine batsın şu açılım zirvesi;
Güçlükleri yenmeğe milli kuvvet yetişir!

Türkiye’de yok artık demokrasi a dostlar;
Bütün güçler tek elde korku, şiddet yetişir!..
Gerçekleri gör atık, niye yumdun gözünü;
İmralı canisine etme hizmet yetişir!..

Atatürk, vatan, millet, Türk sözü eğer;
Yasalardan çıkarsa size zillet yetişir!…
Ellerini bağlatıp şanlı Türk ordusunun,
PKK ve de devlet bu pazarlıkta yetişir!..

Yeni vergi tufanı, yine sardı dört yanı;
Yeter artık millete bu eziyet yetişir!..
Ya bu “Deniz Feneri”. Söyle kimin hüneri
Bir ileri, bir geri olan niyet yetişir!..

Üç savcıyı bir anda yuttu “Deniz Feneri”
Canavar mı acaba ne bu dehşet yetişir!..
Bir köstebek bulmuşlar dosyalar arasında;
Yeter artık ortaklık, ve de şirket yetişir!..

Bir yanda aç millet, sizinkiler komprador;
Yeter artık a beyler bunca servet yetişir!..
Siyaset sahnesinde her gün, her gün rezalet;
Yetmez mi be kardeşim? Bu kıyamet yetişir!..

Şehitlerin kanları, eğer yerde kalırsa;
Buna sebep olana milli lânet yetişir!..
Her gün hain saldırı, her gün bunca felâket;
Yeter Allah aşkına, bu felâket yetişir!..

Abbas GÖKÇE