Etiket arşivi: Vardiya Bizde Platformu

Teğmen Çelebi geldi-gitti

featuredE. TümgNaci Beştepe yazdı


Mehmet Ali Çelebi’yi Ergenekon davasındaki savunmasından dolayı tanıdım. Daha teğmen rütbesinde gencecik, pırıl pırıl bir Türk subayı idi. Okulun verdiklerinin üzerine koyarak kendini geliştirmiş yaşına göre bilge denebilecek bir düzeye gelmişti. Kendinden üst rütbeli pek çok subay ve general bireysel savunma yaparak kurtuluşu ararken o Ergenekon’un kumpas olduğunu değerlendirmiş ve kurumsal savunmayı yeğlemişti.

Sonra hepsi mahkum olan veya yurt dışına kaçan FETÖ’cü yargıçlara, “Siz burada bizi değil Atatürk’ün Nutuk’unu yargılıyorsunuz” diyerek hem komutanlarına örnek olmuş hem de Atatürkçü vatanseverlerin gönlüne taht kurmuştu.

Vardiya Bizde Platformu’nun sevgilisi olmuştu. Herkes ona ve ailesine dört elle sarılmıştı. Aydın medya ona geniş yer veriyordu. Tutuklu subaylar ona “Silivri’nin Genelkurmay Başkanı” sıfatını taktılar. O muhteşem savunmasından sonra Silivri’ye özel olarak O’nun için giderek ziyaret etmiş, tanışmış ve takdir duygularımı ifade etmiştim.

TEĞMEN ÇELEBİ GELDİ

Daha sonra aile bireyleri ve şimdiki eşi olan kız arkadaşı ile de tanıştık. Çelebi o zaman bana “Komutanım cezaevinden çıkınca ilk önce size ziyarete geleceğim” demişti.

  • İlk tahliyesinde Hasdal’daki general, amirallerin omuzlarında taşınarak çıkarılmıştı.

Babası Muharrem Bey telefonla hem müjde vermiş hem de ertesi günü bizde olacaklarını söylemişti. Söz verdiği gibi babası ile birlikte son derece külüstür bir araba ile Ankara’daki evimize geldi. O zaman Aydınlık Gazetesi’nde haftada bir köşemde yazmakta idim. Ziyarete denk gelen hafta yazımın başlığı “TEĞMEN ÇELEBİ GELDİ” olmuştu. O’ndan övgüyle, gururla söz etmiş, ziyaretinden mutluluğumu vurgulamıştım.

TEĞMEN ÇELEBİNİN İKİNCİ GELİŞİ

Teğmen Çelebi bir süre özgür kaldıktan sonra tekrar tutuklandı. Hasdal’da tutuklu iken evlendi. Kılıçdaroğlu nikah şahitliğini yaptı. Cezaevinde görüştüğüm arkadaşlarım, ikinci girişten sonra Teğmen Çelebi’nin davranış değişikliği sergilediğini söylemişlerdi. Ancak genel görünümde  önemli bir fark yoktu. O kararlı savunmaları aynen sürdü. Son savunmasını izledim. Meydan okuma idi. Savcıyı ve hakimleri acınacak duruma soktu.

17-25 Aralık (2013) olaylarından sonra önce Org. Başbuğ ardından tüm sanıklar tahliye oldu. Teğmen Çelebi, Kezban Hanım ile evlendi. Düğününe CHP belediyesi ev sahipliği yaptı. Kılıçdaroğlu düğüne katıldı. Ben, eşim ve  bir grup Vardiya Bizde üyesi ile Ankara’dan düğününe gittik. Ergenekon ve Balyoz sanıklarının neredeyse tamamı ve Vardiya Bizde’ciler orada idi.

Bir süre sonra Teğmen Çelebi ve babası yine evimize ziyarete geldiler. Bu kez amaç bir fikir alış-verişi idi. Çelebi CHP’den milletvekili olmak istiyordu. Bu konudaki fikrimi sordular. Ben o dönemde Vatan Partisi yönetiminde idim. CHP’nin kumpas davalarda gerekli ve yeterli tepkiyi göstermediği, birkaç milletvekili dışında ilgisiz kaldığı, Kılıçdaroğlu’nun ise yargılamaları haklı bulan açıklamaları olduğu için doğru adres olmadığını söyledim. Bence  o gün doğru adres Vatan Partisi idi.

Parti tüm yönetimi, kurumları (gençlik ve kadın örgütü, televizyon, gazete) ile kumpas davaların üzerine yürümüştü. CHP’de milletvekilliği kolay, Vatan Partisi’nde ise zorlu bir yoldu. Teğmen Çelebi’ye zorlu yolun yakışacağını anlatmaya çalıştım. Çelebi “Komutanım ben partideki yanlışları düzeltmek için gireceğim, içeride mücadele ederek CHP’yi düzelteceğiz” diyerek aslında kararını vermiş olduğunu gösterdi. Bizimki sohbetten ileri gitmedi. Sonra milletvekili oldu. Sonra partiden ayrıldı. Sonra bağımsız olarak devam edeceğini açıkladı. Sonra Memleket Partisi’ne girdi. Sonra oradan da ayrıldı. Tekrar bağımsız milletvekili olarak devam edeceğini açıkladı. Ve sonra…

AKP’YE GEÇİŞ SİNYALLERİ

Temmuz 2022’de Teğmen Çelebi birden gündeme girdi. Sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda 6’lı masaya yönelik 20 soru sıraladı. Bunları katıldığı TV’lerde de yineledi. “Cumhur İttifakıMillet İttifakı’ndan daha net ve daha fazla güven vermektedir” şeklinde açıklamada bulundu. AKP ve yandaş basın gibi CHP ve Millet İttifakı’nı PKK-FETÖ ile mutabakat halinde gösteren ifadeler kullandı. Sinyal belli idi. Birileri bir yerden düğmeye basmıştı.

Atatürk sevdalısı Vardiya Bizde’ciler başta olmak üzere Teğmen Çelebi’yi maddi manevi desteklemiş herkes ayağa kalktı. Vardiyacı bir arkadaşımız telefonda Kezban Hanım’a üzüntüsünü ve tepkilerini dile getirdiğinde “Abla sen Çelebi’nin Mecliste olmasını istemez misin?” diyerek girilen yolu, amaçlarını açıkça belirtti. Bu bilgileri aldıktan sonra önce baba Muharrem Çelebi’yi aradım. Bizi ziyarete külüstür bir araba ile gelen Muharrem Bey yurt dışı gezisinde idi. Sonra Mehmet Ali’yi aradım. Gelişmeleri ilk ağızdan duymak istediğimi söyledim.

Bana da 20 sorusundan dem vurdu. AKP’ye geçiş konusunu, Köşkte görüşmeye gidip gitmediğini sordum,” Yok komutanım öyle bir şey” dedi. “Benim Teğmen Çelebi’me yakışmazdı zaten” sözümle görüşmeyi bitirdik. Hemen aynı günlerde, eski dostların yoğun tepkisi üzerine medyada AKP’ye geçişle ilgili “şimdilik” böyle bir gelişme olmadığını açıkladı. Bugün, 12 Ekim 2022 Çarşamba, Mehmet Ali Çelebi’ye RTE parti rozeti takacak.

20 SORU KİME?

İnsanlar elbette fikir değiştirebilir. Siyasi görüş değiştirebilir. Buna bağlı olarak parti değiştirebilir. Ancaaaak;

  • Atatürk’ü savunuyorum, Atatürk’ün askeriyim, cumhuriyetin neferiyim” diyen biri Atatürk’ün adını anmayanların, ona ve eseri cumhuriyete düşman olanların kum gibi kaynadığı bir partiye gidemez.
  • PKK ile mutabakata karşı olan biri, PKK ile en üst düzeyde görüşen, Açılım yaparak yüzlerce şehit vermemize neden olan Hendek Savaşlarının sorumluları ile kucaklaşamaz.
  • S-400’ü muhalefetteki partilere soran biri, S-400’ü kilitleyen, F35’lerimizin hesabını soramayanlara sorgusuz sualsiz gidemez.
  • Anayasa değişikliğini sorgulayan biri, Anayasanın değiştirilemez özellikli ilkesi “laikliğe karşı eylemlerin odağı olduğu tescillenmiş” bir partinin vekili olamaz.
  • Kurumsal savunma yaparken kumpasın ayakları polis, gazeteci, savcı, yargıç herkese kafa tutan bir yiğit, o ayakları görevlendiren, onlarla beraber yürüyenlerle yan yana gelemez.
  • Muhalefete ekonomide kamuculuğu soran bir kişi, kamunun anasını ağlatanlar kendine kucak açınca gerine gerine o kucağa oturamaz.

Şimdi ben M. Ali Çelebi’ye soruyorum:

  • Sen bu 20 soruyu doğru adrese sorduğundan emin misin?
  • İlkeli bir kişilik sergilediğinden emin misin?

TEĞMEN ÇELEBİ GİTTİ

Çelebi şöyle diyor şimdi:

“FETÖ kumpaslarında kader arkadaşlığı yaptığım komutanlarıma, kardeşlerime, sevdiklerini kaybetmiş ailelerimize sesleniyorum: Başımın tacısınız. Söylediklerimde, hassasiyetlerimde haklı çıkmazsam, bunu teyid etmezseniz siz istediğiniz an Siyaseti bırakmayı söz veriyorum.”

Nasıl inanalım senin sözüne Bay Çelebi?
Hani CHP içinde, CHP’yi düzeltmek için çalışacağına verdiğin söz?
Hani CHP’den ayrıldığında bağımsız kalacağına dair sözün?
Hani Memleket Partisi içinde mücadele için verdiğin söz?
Hani oradan ayrılınca bağımsız kalacağına dair ikinci kez verdiğin söz?
Hani AKP’ye girmeyeceğine dair verdiğin söz?

Senin sözüne kim nasıl inansın?
Söz ağızdan çıkar ve tutulur. Senin sözünün çıkış yeri belli değil ki.
Sen artık siyaset yapsan da bıraksan da bizi ilgilendireceğini sanma.
Çünkü sen artık bizim için yoksun.
Bizim tanıyıp değer verdiğimiz TEĞMEN ÇELEBİ GİTTİ.
Dönmemecesine.
Milletvekili olanaklarından yararlanabilir. Ailesini mutlu edebilir.
Soylu ve Kurtulmuş gibi AKP üst düzeyinde, Feyzioğlu gibi elçiliklerde görev alabilir.
Bunların hepsi olabilir ama bir daha bizim Teğmen Çelebimiz asla olamaz.

Güle güle AK Çelebi.

ANAYASA MAHKEMESİ’Nİ GÖREVE ÇAĞIRIYORUZ


Dostlar
,

Ankara’daki 84. SESSİZ ÇIĞLIK EYLEMİ dün, 3 Mayıs Cumartesi günü
13:00 – 14:00 arasında Kızılay Sakarya Caddesi girişinde yapıldı.

Dile kolay…

Tam 84 haftadır, yağmur – çamur, kar – fırtına, soğuk-sıcak dinlemeden birkaç yüz insan, tarihlere geçecek bir çok özel bir eylem, bir direniş sergilemekteler.

Hukuk ve uygarlık tarihinde, gelecekte “örnek olay” (case) olarak üniversitelerde inceleneceğinden hiç kuşkumuz yok..

Bu sırada en çok yanıtı aranacak soru herhalde bu insanların, VARDİYA BİZDE gönüllülerinin, -başta E. Alb. Ali Gönüldaş ve eşi Ümit hanım olmak üzere-
direniş gücü – sabrı – kararlılığı – inadı.. olmaktan çok; en başta siyasal iktidar olmak üzere, çoğu basının, TSK komuta kademesinin, yüksek yargının, üniversitelerin,
hukuk fakültelerinin…. kimi sözde insan hakları kuruluşlarının ve de demokrasi – hukuk devleti sakızını ağızdan düşürmeyen AB-ABD çevrelerinin (Batı emperyalizminin!) nasıl olup da bunca uzun süre 3 maymunu oynayabildikleri olacaktır..

Bu eylemlere elimizden geldiğince katıldık, katılacağız.
İlgililerin istedikleri zamanlarda da, uzmanlık alanımızla ilgili olarak 5-6 dakikalık
kısa konuşmalarla katkı vermeye çabaladık, çabalayacağız.

Bunlardan birinde, “.. sizi katil olmaktan kurtarmaya çalışıyoruz..” demiştik.
Oysa birkaç kez zaten olmuşlardı da, sayı, “vukuat” daha da artmasın istemiştik.

Ne yazı ki cinayetler sıradanlaştı ve sorumluları da artık “seri katil” unvanı kazandılar.

Son olarak Dz. Kurmay Alb. Murat ÖZENALP de katledildi..
2 Mayıs 2014 Cuma günü cenaze törenine katıldık Kocatepe Camisinde ve gözlemlerimizi bu sitede yazdık :

BALYOZ Davası Kumpası Şehidi Alb. Murat ÖZENALP…
(http://ahmetsaltik.net/2014/05/02/balyoz-davasi-kumpasi-sehidi-alb-murat-ozenalp/)

Mamak Askeri Cezaevinde cankurtaranın (ambulansın) kapısı 20 dakika açılamıyor ve yaşam kurtarıcı, çok ucuz bir boyunluk (boyun kırılmalarını önleyen sabitleyici) bulunamıyor!
Utanç verici bir durum..
20 dakika içinde müdahale edilebilseydi,
Şehit albay Özenalp’in kazanılması olasılığı bile vardır.

Cezaevi müdürü albayın değiştirildiğini öğreniyoruz..
İnşallah ders olur da benzer kötü yönetim önlenir.
Ama haklarında ihmal nedeniyle yasal işlem yapılması da zorunludur.

*****
VARDİYA BİZDE PLATFORMU bu kez Anayasa Mahkemesini göreve çağırıyor.

5 Mayıs 2014 Pazartesi günü,
bu gün,
bu mahkeme önünde toplanmaya çağrı..

AYM artık BALYOZ sanıkları için adil bir karar vererek salıverilmelerini sağlasın diye.

Gün boyu dersimiz olduğundan biz ancak akşam katılabileceğiz ve
kalabildiğimiz sürece orada kalacağız..

14 Şubat 2013 günü ATO (Ankara Tabip Odası) ve TTB (Türk Tabipleri Birliği) olarak benzer bir eylem yapmış ve 663 sayılı YGK’de (yasa gücünde kararname) TTB’yi felç eden – işlevsiz bırakan bir maddenin iptalini istemiş ve başarmıştık..

Dileriz AYM bu kez de toplumsal adalet için anlamlı – önemli – kendine yakışır bir adım atar..

Başkan Haşim Kılıç‘ın geçtiğimiz hafta

AYM’nin varlık nedenini insanlık onuru ve adaleti savunmak ve gerçekleştirmek olarak açıklamış olması umudumuzu artırıyor..

Orada, AYM önünde olalım..

Sevgi ve saygı ile.
5 Mayıs 2014, Ankara

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

===========================================

ANAYASA MAHKEMESİ’Nİ GÖREVE ÇAĞIRIYORUZ

Yüce Türk Milleti,

17 Aralık’ta (2013) ayyuka çıkan yolsuzluk ve rüşvet suçlamalarının ardından
Başbakan da dahil olmak üzere hükümet yetkilileri,

  • “TSK’ ya kumpas kurulduğunu,
    sahte delillerle ve
    ayarlanmış mahkemelerle
    yargılama yapıldığını..”
     
    açıkladılar.

ERGENEKON sanıklarının serbest bırakılmasından sonra seçim ortamına girilmesi ve TBMM’nin tatile girmesi bahane gösterilerek BALYOZ ve CASUSLUK davalarındaki hükümlü ve tutuklular hakkında bir işlem yapılmadı.

Seçimlerin iktidarın beklentisinden de iyi sonuçlanması ile söylenen ve
verilen sözler, başlatılan girişimler tümden unutuldu.

Haksızlık ve hukuksuzluklara son verileceği yükselen umuduyla, masum ve mağdur yurtsever insanlar süregelen sessizlikle umutsuzluğa itildi. Umut gel-gitleri sonucu bir subay şehit oldu, iki subay kalp ameliyatı geçirdi.

Adalet Bakanı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ve AYM yetkilerini kullanmadı.

ERGENEKON Davasında bireysel başvuruları değerlendiren ve tahliyeleri sağlayan
AYM, BALYOZ ve CASUSULUK Davalarındaki açık hukuksuzluklara ve çok sayıdaki bireysel başvuruya karşın altı aydır işlem yapmayarak çok geç kaldı.

Bu koşullarda, sorumlu kişi ve kurumları harekete geçmeye davet etmek üzere
bir dizi eylem gerçekleştirme kararı aldık.

İlk eylem olarak, 5 Mayıs 2014, Pazartesi günü, saat 13 30’da, Anayasa Mahkemesi önünde (AHLATLIBEL, Çankaya BELEDİYESİ Spor Tesisleri girişi karşısı),Türkiye Emekli Subaylar Derneği (TESUD), Demokratik Kitle Örgütleri ve avukatların katılımı ile basın açıklaması yapılacaktır.

Basın açıklamasından sonra, AYM kararını açıklayana dek söz konusu yerde “VARDİYA BİZDE PLATFORMU” nöbet tutmaya devam edecektir.

ÇAĞRI                             :

5 MAYIS 2014 PAZARTESİ – SAAT : 13.30
– AYM Önünde / Ahlatlıbel- 

Davaya, adalete ve hukuka duyarlı;

–         Bütün avukatları cüppeleri ile açıklamaya destek vermeye,
–         Bütün askerleri silah arkadaşlığı nöbetine,
–         Bütün medyayı ülkenin geleceği ile ilgili bu olaya tanık olmaya ve duyurmaya,
–         Bütün yurttaşlarımızı, gençlerimizi, demokratik kitle örgütlerini, siyasetçilerimizi ülkesine, ordusuna, hukukuna sahip olmaya çağırıyoruz.

VARDİYA BİZDE PLATFORMU

DİDİM’DEN SESSİZ, ŞİRİNYER’DEN SESLİ ÇIĞLIK


Dostlar,

Sayın Naci Beştepe, bu site okurlarının bildiği gibi E. Tümgeneraldir.
Kendilerini ADD Bilim Kurulunda tanıdık. Son derece çalışkan, düzenli, temiz, özenli, saygılı ve alçakgönüllü bir kişlik olarak dikkatimizi çekmişti ve dostluk kurduk..

Birçok toplantıda, etkinlik ve eylemde birlikte olduk.. Özellikle Sessiz Çığlık’larda..

Kısa bir süre sonra İşçi Partisi’ne üye oldular ve Genel Başkan Yardımcılığı görevine getirildiler.. Dahs sonra da USMER (Ulusal Strateji Merkezi) Başkanı oldular.
Her Cumartesi 11:00 – 13:00 arası UlusalKanal‘da programlar yapmaya başladılar..

Her Çarşamba yazdıkları yüksek zekalarının ürünü ince mizah – hiciv içeren ÇARŞAMBA İĞNELERİ bütün Türkiye’de keyifle okunuyor ve biz de sitemizde yayımlıyoruz. Ayrıca Çarşamba günleri AYDINLIK’taki köşesinde de yazıyor..

Naci Paşa, Tümgeneral rütbesinden emekli..Türkiye koşullarında fena sayılmayacak
bir emekli aylığı vardır.. Orduevlerinde de pek çok mal ve hizmet çok makul fiyatlı..
Ayağını uzatır, gününü gün ederdi.. Ancak O bu yolu seçmedi.. Gece gündüz çalışıyor.. Kendi cebinden harcıyor.. Didim – İzmir çalışması da eminim böyle olmuştur..

Haksızlıklara karşı ruhu, vicdanı, kişiliği isyanda.. İçeride tutsak alınan silah arkadaşları ve aydınların haklarının sesi olmaya çabalıyor. Bu yüzden bir ödül de aldı !

Orduevlerine girişi 6 aylığına yasaklandı.. Dava etti.. Hakkını arıyor..

TSK‘da görevi sırasında hiç NATO‘da çalışmamış..

Türkiye’nin Sayın E. Tümg. Naci BEŞTEPE gibi insanlara öyle çok gereksinimi var ki..

Kendisini ülkemize verdiği değerli hizmetlerden dolayı şükranla selamlıyoruz..

Aşağıdaki yazısı da pek çok bakımdan öğretici ve düşündürücü..

Sevgi ve saygı ile.
16 Ocak 2014, Ankara

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net 

========================================

DİDİM’DEN SESSİZ, ŞİRİNYER’DEN SESLİ ÇIĞLIK

portresi_kucuk

Naci BEŞTEPE

 

 

Vardiya Bizde Platformu, BALYOZ İftirası davasının sonlandığı
21 Eylül 2012’de, İstanbul’da, SESSİZ ÇIĞLIK’ı başlattı.

Eylem zamanla Washington dahil 11 merkeze yayıldı ve katılım sürekli arttı.

Geçtiğimiz hafta sonu, 68. Hafta eylemine, 12. Merkez olarak Aydın’ın şirin ve aydınlık insanlar ilçesi DİDİM de eklendi.

İlk eylemi başlatmak için ADD ve İP İlçe Şubeleri beni de davet ettiler.

Tekrar teşekkür ederim.

ÖRNEK BİRLİK

Didim’de, MİLLİ MERKEZ’in önerdiği GÜÇ BİRLİĞİ‘nin örnek düzeyde oluştuğuna
tanık oldum.

Başta ADD olmak üzere CHP, İP, DSP tek yumruk olmuşlar.

AKP’yi yıkma hedefini ve seçimde güç birliği yolunu tespit etmişler.

Görevdeki CHP’li Belediye Başkanı’nın eşit ve olumlu yaklaşımı da
birlikteliği perçinlemiş.

Hepsi ayrı ayrı kutlanmayı hak etmiş durumda.

İZMİR GERİ KALIR MI?

Ankara’da ilk çığlığı başlattığımızda 8-10 kişi idik.

Didim 200’e yakın bir kitle ile başladı.

Ne mutlu onlara.

Takdire değer bir yan da İZMİR’den Vardiyacıların ve Latife Hanım Grubu’nun
bir otobüsle gelmeleri idi.

Bir tebrik de onlara.

UZUN TUTUKLULUĞA SON

Didim’lilere;

VARDİYA BİZDE’yi ve SESSİZ ÇIĞLIK’ı kısaca açıkladım.

TALAT PAŞA Komitesi’ne şükranlarımı ve Komite çalışmalarının
yeniden genişletilerek canlandırılacağını ifade ettim.

TBB Başkanı Metin FEYZİOĞLU’nun başlattığı girişimi desteklediğimi,

Kumpas sonucu haksızlığa uğramış yurtseverlerin en kısa sürede özgürlüklerine kavuşmasının öncelikli olduğunu,

Girişimin yolsuzlukla mücadeleyi örtmesinin söz konusu olamayacağını,
iki konuda da kamuoyunun baskısını sürdürmesi gerektiğini,

CHP ve MHP liderlerinin bu konuda dikkatli ve duyarlı olmalarını,

AKP’yi yıkmanın yolunun Didim’deki gibi birliktelikten geçtiğini vurguladım.

KUMPAS İZİ ve İLGİ FARKI

13 Ocak günü, İzmir Gizli Belge Davasına ve Güç Birliği Platformu’nun
protesto etkinliğine katıldım.

20 aydır tutuklu olan silah arkadaşlarımın sesli çığlığı özetle şöyle;

–  Bu davada tutuklanmamıza esas olan belgelere göre İçişleri Bakanı E. ALA ile Artvin Valisi Kemal CİRİT’in durumları bizimle tıpa tıp aynıdır.
Biz tutukluyuz onlarsa terfi ettiriliyor.

–  Milli Eğitim Bakanlığı, sanık personelinin suçlandığı belgelerle ilgili olarak mahkemenin sorularına verdiği yanıtta, 539 belgeden yalnızca 150’sinin belge niteliğinde, onların da 334/1(hafif ceza gerektiren) kapsamında olduğunu bildirmiştir.

Milli Eğitim Müdürlükleri bu belgelerle ilgili yasal işlemi kendilerinin yapması gerektiğini yazmıştır.

Buna karşılık Gnkur. Bşk.lığı mahkemenin sorduğu 600’üzerindeki belgenin ilgili-ilgisiz tamamının (telefon rehberi dahil), gizli ve 327 ile 334. maddeler kapsamında olduğunu bildirmiştir.

–  Cumhuriyet savcısının, 4 Ekim 2012’de (16 ay önce) MİT’e, sanıkların casusluk faaliyetine ilişkin tespitlerinin olup olmadığı sorusuna yanıt verilip verilmediği bilinmemektedir.

Bilgi verilmediğine göre sanıklar lehine bir yanıt alındığı ve dosyaya konmadığı değerlendirilmektedir.

KINIYORUM

Protesto eyleminde;

Bu davanın, KUMPAS Davalarının en aşağılığı olduğunu belirttim.

Gnkur. Bşk.lığını, davaya  ve personeline ilgisizliği nedeniyle kınadığımı açıkladım.

300’ün üzerinde personelinin casuslukla suçlamasını nasıl kabullendiğini

sordum.

Savcılık başvurusu ile başlayan yeni süreçte ilgisizliğin son bulacağını umuyorum.

Yasa Dışı Delile Takipsizlik ve Vatan Hainliği


Yasa Dışı Delile Takipsizlik
Ve Vatan Hainliği

portresi_kucuk

Naci BEŞTEPE
E. Tümgeneral

28 Ocak 2013’te, BALYOZ Davası mağdurları ve VARDİYA BİZDE PLATFORMU olarak 108 kişi, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduk.

Suç konusu,  Tekirdağ Cezaevi’nde hükümlü bulunan Orhan AYKUT’un basında çıkan açıklamaları idi.

Aykut, “BALYOZ olarak bilinen davada kanıt olarak kullanılan belgelerin bir çuval içinde uzun saçlı bir binbaşı ve Amerikalı senatörün getirerek İstanbul’da bir otelde
İhsan ARSLAN’a teslim ettikleri, kendisinin İhsan Arslan’a bunun taşınmasında
yardım ettiği, İhsan Arslan’ın da kayıtlara ekler yaptırdığını” ifade etmişti.

İhsan ARSLAN ile belge üretiminde ilişkili olan Ramazan AKYÜREK,
Mehmet BARANSU ve İskender PALA’yı şikayet ettik.

ACELE CEVAP

Yanıt 10 ay sonra geldi.
Başsavcı Mustafa BİLGİLİ imzası ile.

Özeti;

“Kamu davası açmak için yeterli kuşku oluşturacak delil yokmuş. 10. Ağır Ceza Mahkemesi de kararında kanıtların yasa dışı elde edildiğini belirtmemiş.”
Geçen süre içinde 10. Ağır Ceza Mahkemesi gerekçeli kararını yazdı, dosya Yargıtay’a ulaştı ve Yargıtay 9. Dairesi karar verdi. Yani karar kesinleşti.
Sen sağ ben selamet.
Yargı öyle diyor. Biz ne diyebiliriz?
Kanıtlar yasal yoldan elde edilmiş.
O zamanlar öyleydi.

HANGİSİ VATAN HAİNLİĞİ?

MGK Belgeleri yayınlanıp RTE’ye iğnenin ucu değince işler değişti.
Bizim için değil tabii, AKP ve RTE için.

Bavulcu Baransu bir bavul dolusu evrakı yasal yoldan bulmuş.

  • Baransu 1. Ordu Kozmik Oda sorumlusu mu idi?

MGK belgeleri gizli de 1. Ordu savaş planları kamuya ve komşu ülkelere açık mı?

VATAN HAİNLİĞİ, yurt içinde bir gruba karşı alınacak tedbirleri açıklamakla mı olur, yoksa bir ülkeye karşı savaş planlarımızı açıklayarak mı?

YA BUNLAR?

Suikast araştırıyorum bahanesi ile Özel Kuvvetler Komutanlığı Kozmik Bürosu’na girerek “GLADYO LİSTESİ” diye işgal halinde yurt savunmasını örgütleyecek vatanseverlerin adlarını açıklamak nedir?

GÖLCÜK’te, savcının eliyle koymuş gibi bulduğu ve tutuklamalarda esas alınan belgeleri döşeme altına koyanlar neden araştırılmamıştır?

El bombası taşıyan askeri aracı ihbar ettirip Ankara Emniyeti’ne çektiren ve
medyaya servis ederek “ASKER DARBE/SUİKAST İÇİN MÜHİMMAT NAKLEDİYOR” havası yaratanlar nerede?

  • BALYOZ Davası’nın seyrini değiştirecek olan Org. ÖZKÖK ve YALMAN’ın
    ifadelerinin alınmaması nedir?
  • 28 Şubat, ERGENEKON ve BALYOZ davalarının çökmesini sağlayacak
    MGK kararlarını mahkemelere göndermemek nedir?

ERGENEKON’un delili bombaların imha edilmesi neden soruşturulmamıştır?

ZİR VADİSİ’nde bulunan mühimmatın gömülme tarihi neden irdelenmemiştir?

Poyrazköy’de silahları krokisiz bulan polislerin ABD’lilerle ilişkisi
neden araştırılmamıştır?

Teğmen Çelebi’nin telefonuna SEHVEN(!) yükleme yapan çete
KASTEN nasıl kurtarılmıştır?

Bunların hangisi VATAN HAİNLİĞİ, hangisi HUKUKSAL, hangisi ADİL,
hangisi İNSANCIL?

ADAMINA GÖRE 

Tuncay GÜNEY, Osman YILDIRIM anlatınca kanıt olur, Orhan AYKUT anlatınca
kuşku bile yaratmaz.

Artık öğrendik ki, ne olduğu veya nasıl olduğu değil kime olduğu önemlidir.
Erhan TUNCEL önce “KARA” der sonra “AK” kabul edilir.
Çünkü hedef değişmiştir.

Baransu bavulu askere karşı kullanırsa YASAL KANIT,
AKP-RTE’ye karşı kullanırsa VATAN HAİNLİĞİ’dir.

Adamına göre adalet.

YASA DIŞI DELİLE TAKİPSİZLİK ve VATAN HAİNLİĞİ


YASA DIŞI DELİLE TAKİPSİZLİK ve VATAN HAİNLİĞİ

portresi_kucukNaci BEŞTEPE
AYDINLIK
, 11.12.13

28 Ocak 2013’te, BALYOZ Davası mağdurları ve
VARDİYA BİZDE PLATFORMU olarak 108 kişi,
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduk.

Suç konusu, Tekirdağ Cezaevi’nde hükümlü bulunan Orhan AYKUT’un
basında çıkan açıklamaları idi.

Aykut, “BALYOZ olarak bilinen davada delil olarak kullanılan belgelerin bir çuval içinde uzun saçlı bir binbaşı ve Amerikalı senatörün getirerek İstanbul’da bir otelde İhsan ARSLAN’a teslim ettikleri, kendisinin İhsan Arslan’a bunun taşınmasında yardım ettiği, İhsan Arslan’ın da kayıtlara ekler yaptırdığını..” ifade etmişti.

İhsan ARSLAN ile, belge üretiminde ilişkili olan Ramazan AKYÜREK,
Mehmet
BARANSU ve İskender PALA’yı şikayet ettik.

                                    ACELE CEVAP

Yanıt 10 ay sonra geldi.

Başsavcı Mustafa BİLGİLİ imzası ile.

Özeti;

“Kamu davası açmak için yeterli şüphe oluşturacak delil yokmuş. 10. Ağır Ceza Mahkemesi de kararında delillerin yasa dışı elde edildiğini belirtmemiş.”

Geçen süre içinde 10. Ağır Ceza Mahkemesi gerekçeli kararını yazdı,
dosya Yargıtay’a ulaştı ve Yargıtay 9. Dairesi karar verdi. Yani karar kesinleşti.

Sen sağ ben selamet.

Yargı öyle diyor. Biz ne diyebiliriz?

Kanıtlar yasal yoldan elde edilmiş.

O zamanlar öyleydi.

                              HANGİSİ VATAN HAİNLİĞİ

MGK Belgeleri yayınlanıp RTE’ye iğnenin ucu değince işler değişti.

Bizim için değil tabi, AKP ve RTE için.

Bavulcu Baransu bir bavul dolusu evrakı yasal yoldan bulmuş.

Baransu 1. Ordu Kozmik Oda sorumlusu mu idi?

MGK belgeleri gizli de 1. Ordu savaş planları kamuya ve komşu ülkelere açık mı?

VATAN HAİNLİĞİ, yurt içinde bir kesime karşı alınacak önlemleri açıklamakla mı olur, yoksa bir ülkeye karşı savaş planlarımızı açıklayarak mı?

YA BUNLAR?

Suikast araştırıyorum bahanesi ile Özel Kuvvetler Komutanlığı Kozmik Bürosu’na girerek “GLADYO LİSTESİ” diye işgal durumunda yurt savunmasını örgütleyecek vatanseverlerin adlarını açıklamak nedir?

GÖLCÜK’te, savcının eliyle koymuş gibi bulduğu ve tutuklamalarda esas alınan belgeleri döşeme altına koyanlar neden araştırılmamıştır?

El bombası taşıyan askeri aracı ihbar ettirip Ankara Emniyeti’ne çektiren ve
medyaya servis ederek “ASKER DARBE / SUİKAST İÇİN MÜHİMMAT NAKLEDİYOR”
havası yaratanlar nerede?

BALYOZ Davası’nın gidişini değiştirecek olan Org. ÖZKÖK ve YALMAN’ın
ifadelerinin alınmaması nedir?

28 Şubat, ERGENEKON ve BALYOZ davalarının çökmesini sağlayacak
MGK kararlarını mahkemelere göndermemek nedir?

ERGENEKON’un kanıtı bombaların imha edilmesi neden soruşturulmamıştır?

ZİR VADİSİ’nde bulunan mühimmatın gömülme tarihi neden irdelenmemiştir?

Poyrazköy’de silahları krokisiz bulan polislerin ABD’lilerle ilişkisi
neden araştırılmamıştır?

  • Teğmen Çelebi’nin telefonuna SEHVEN (!) yükleme yapan çete,
    KASTEN nasıl kurtarılmıştır?

Bunların hangisi VATAN HAİNLİĞİ, hangisi HUKUKSAL, hangisi ADİL, hangisi İNSANİ?

                                       ADAMINA GÖRE                           

Tuncay GÜNEY, Osman YILDIRIM anlatınca delil olur, Orhan AYKUT anlatınca kuşku bile yaratmaz.

Artık öğrendik ki, ne olduğu veya nasıl olduğu değil, kime olduğu önemlidir.
Erhan TUNCEL önce “KARA” der sonra “AK” kabul edilir.

Çünkü hedef değişmiştir.

  • Baransu bavulu askere karşı kullanırsa YASAL KANIT,
    AKP-RTE’ye karşı kullanırsa VATAN HAİNLİĞİ’dir.

Adamına göre adalet.

Naci BEŞTEPE : VARDİYA KİMDE?


VARDİYA KİMDE?

Naci_Bestepe_portresi


Naci BEŞTEPE

BALYOZ Davası sanıklarının eşlerinin başlattığı VARDİYA BİZDE PLATFORMU bir yıldır SESSİZ ÇIĞLIK eylemi yapmakta.

 

21 Eylül 2012 Cuma günü 10. Ağır Ceza Mahkemesi kararını açıklamıştı.

324 kişiye ağır cezalar verdi.

  • Haksız, hukuksuz, dayanaksız, sahte dijital verilere ve kanaate dayanan
    bir karardı.

Vicdanları rahatlatmak şöyle dursun karar verenlerin vicdanlarını da karartan bir karar.

Yargıtay temyiz duruşmasını yaptı. Kararını 9 Ekim’de (2013) açıklayacak.

Umutlu olanlar da var, yargının siyasete bağlı oluşumundan dolayı hiç ümidi olmayanlar da.

SESSİZ ÇIĞLIĞIN AMACI

VARDİYA BİZDE PLATFORMU,
kararın verildiği gün SESSİZ ÇIĞLIK eylemlerini başlattı.

Askerlerin de asker eşlerinin de alışık olmadıkları bir eylem türü idi.

Sokağa çıkılacak, afiş-pankart taşınacak, ağızlar bantlanacak, konuşmadan durulacak, bildiri dağıtılacak vs.

Amaç; kamuoyunun ilgisini çekerek davanın hukuksuzluğunu, kararın haksızlığını
daha geniş kitlelere anlatmak, böylece adalet arayışına destek sağlamaktı.

İstanbul’da Beşiktaş’ta başlatılan eylem, ertesi hafta Ankara’ya sonra değişik tarihlerde 11 merkeze sıçradı.

KİMLER KATILDI? KİMLER DESTEKLEDİ?

Eylemler birkaç kişi ile başladı, zamanla arttı.

Katılanlar çoğunlukla sanık askerlerin aile bireyleri idi.

Toplumda sevilen, sayılan aydınların katılımı ilgiyi daha da artırdı.

Sanık yakını olmayan duyarlı asker ve vatandaşlardan da katılım oldu.

Ancak katılım hiçbir zaman arzulanan düzeye ulaşamadı.

Sanık yakınlarından bile hiç katılmayanlar var.

Onları hoş görebiliriz.

Çok çeşitli sıkıntılar içindeler.
Ailenin bir direğinin eksik olması onları zora sokmuştur. Kabul edilebilir.

Yurttaşların ilgisi düşük düzeyde kaldı. Olayı tam sahiplenmediler.

Geçmişteki olaylara, kırgınlıklara sığındılar.

Siyasal partilerden İP en yoğun desteği sağlarken CHP de özellikle bazı vekilleri ile
katkı verdi.

Beklenin aksine davranış MHP’den geldi.

Sıfır ilgi ve destek.

Yetmezmiş gibi, genel başkan düzeyinde “O karılar evlerinde otursun,
biz gereğini yaparız..” şeklinde aşağılayıcı tarzda ağır bir mesaj gönderildi.

Medya ise YANDAŞ’lığına ve BAĞIMSIZ’lığına bağlı olarak kendini gösterdi.

SORUN “VATAN” DIR

Bu ve benzeri eylemlere destek vermeyenlerin anlayamadığı;
ülke üzerinde oynanan oyunun bir parçası olarak TSK’nın şekillendirilmesidir.

Konu bireysel değil kurumsaldır.

Zaman;  “SORUN VATANSA GERİSİ AYRINTIDIR” sözünün eyleme geçirilme zamanıdır.

YILMAK YOK, MÜCADELEYE DEVAM

Bu yola baş koyanlar kararlıdır.

Küsmek, darılmak, durmak, yenilgiyi kabullenmek yoktur.

Koşullar ne olursa olsun mücadele devam edecektir.

Tek kişi kalsa da. Bir değil on yıl geçse de.

Haklı olan güçlüdür; sonunda mutlaka kazanır.

VARDİYA AMAZONLARINA SELAM OLSUN.

Türk Vatandaşı Naci BEŞTEPE

Vardiya Bizde: Savaşa hayır!


Vardiya Bizde: Savaşa hayır!

Balyoz davası sanıklarının aileleri ve yakınlarının oluşturduğu
Vardiya Bizde Platformu tarafından
her cumartesi gerçekleştirilen Sessiz Çığlık eyleminde
Suriye ile savaşa tepki gösterilerek barış çağrısı yapıldı.

Beşiktaş’ta Demokrasi Anıtı önünde toplanan Vardiya Bizde Platformu

  • “Hukuk ve adalet için yürekten bir ışık”,
  • Askerine zulüm eden düşmanına hizmet eder”,
  • “Balyoz davası dijital terördür”

yazılı pankart ve dövizler taşıdı. Platform adına açıklama yapan Elif Uyanık Türkiye’de adalete olan güvenin sarsıldığını, umutsuzluk bulutlarının yükseldiğini belirterek
bu sarsıntının çöküntüye dönüşmesinin engellenmesi gerektiğini söyledi.

“Komşularımızla barış içinde yaşamak, onlarla savaşmak değil sorunlarına yardımcı olmak bize yakışandır. Savaşa hayır. Dostluğa ve barışa sonuna kadar evet.” dedi.

Vardiya_bizde_7.9.13_Besiktas

(Cumhuriyet, 8.9.13, 7.9.13 günlü eylemi haberleştirerek..)

15 Temmuz’da Yargıtay’da Balyoz Davası Duruşmasına Çağrı

15 Temmuz’da Yargıtay’da Balyoz Davası Duruşmasına Çağrı

Ocak 2010’dan bu yana kamuoyunu meşgul eden “Yüzyılın İftirası Balyoz Davası” nın Yargıtay Temyiz Duruşması 15 Temmuz 2013’te başlayacaktır.

Yerel mahkemede yapılan yargılama esnasında;

– Yasaya aykırı elde edilen sahte dijital veriler esas alınmış,
– Sanıklar lehine hiçbir delil toplanmamış,
– Sanıkların ortaya koyduğu deliller mahkemeden kaçırılmış veya yok sayılmış,
– Sanık taleplerinin neredeyse tamamı gerekçesiz reddedilmiş,
– Bilirkişiler dinlenmemiş,
– Bilirkişi / uzman raporları ve lehteki delillere itibar edilmemiş,
– Delil değerlendirme safhası atlanmıştır.

Mahkeme tarafından bu ve bunlar gibi birçok esas ve usul hataları yapıldığı
kamuoyu tarafından bilinmektedir.

Yapılan bu kadar usulsüzlüğe rağmen yerel mahkeme, 365 sanıktan 325’i hakkında
16 ila 20 yıl arasında cezaya hükmetmiştir.

Hiç savunma yapılmamışcasına, iddianame kes yapıştır yöntemiyle karar olarak
tekrar edilmiştir.

Yargıtay incelemesi sonunda verilen Başsavcılık tebliğnamesi mahkeme kararının dolayısıyla da ilk iddianamenin tekrarı şeklinde olup, üst yargıya bağlanan umutlar açısından hayal kırıklığı yaratmıştır.

Halkın Ordusu olan Türk Ordusu’nun ve onun şerefli mensuplarının itibarsızlaştırılmasını, halkın gözünde küçük düşürülmesini ve böylece etkisiz kılınmasını amaçlayan bu dava, aynı zamanda kesinlikle siyasi ve hukukun katledildiği
bir tasfiye operasyonudur.

TAKSİM’de başlayan direniş içinde halkımızın ve özellikle gençlerimizin her türlü adaletsizliğe, siyasetin yargıyı etkilemesine, baskıya, kurumlarımızın aşağılanmasına olan tepki de bulunmaktadır.

Kamuoyu vicdanı bu davadaki haksızlık ve hukuksuzluğu kabul etmemektedir.

Bu kadar hukuk ihlalinin yapıldığı bir davanın gerek usulden gerekse esastan Yargıtay’da kabul edileceğini olası görmüyoruz.

Türk yargısına olan güvenimizi yitirmek istemiyoruz.

Hukukun başta hukukçular olmak üzere herkes için gerekli olduğuna inanıyoruz.

Bu çerçevede, bağımsız ve tarafsız olması gereken yüksek Türk Yargısından
adil olmasını bekliyoruz.

Sonuç olarak;

Hukukun üstünlüğüne inanan, haksızlık ve hukuksuzluğa karşı olan tüm yurttaşlarımızı,

15 Temmuz Pazartesi günü sabah saat 09.00’da, Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nde başlayacak olan duruşmayı izlemek üzere Yargıtay önünde bulunmaya davet ediyor,

Aynı şekilde 5 Ağustos’ta da kamuoyunda Ergenekon olarak bilinen dava için
Silivri’de olacağımızı şimdiden ilan ediyoruz.

Bu davaya duyarlılık gösteren; Platforma destek veren tüm kişi, kurum ve kuruluşlara şükranlarımızı sunarız.

Saygılarımızla.

Vardiya Bizde Platformu

Destek Veren Kuruluşlar :

Atatürkçü Düşünce Derneği,
Cumhuriyet Kadınları Derneği,
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği,
Müzik Eğitimcileri Derneği,
Türkiye Emekli Subaylar Derneği,
Türkiye Gençlik Birliği,
Ulusal Eğitim Derneği

SESSİZ ÇIĞLIK SÜRÜYOR..

Dostlar,

SESSİZ ÇIĞLIK SÜRÜYOR..

Biz de olanak ölçüsünde katılıyoruz..
Bu gün, 13 Nisan 2013 Cumartesi günü saat 13:00’te, bu meşru “haykırışa”,
VARDİYA BİZDE PLATFORMU bu meşru “haykırışa” SESSİZ ÇIĞLIK” demekte;
biz de katılacağız..

Ardından, Sayın Prof. Dr. D. Ali Ercan’ın “TÜRKİYE’nin ENERJİ ve ÇEVRE POLİTİKASI” konulu konferansına gideceğiz. Bu konf.ın duyurusu sitemizde,
bu dosyanın altında yer alıyor..

Tarih : 13 Nisan 2013, Cumartesi 14:30
Yer: İstanbul Yüksek Ticaret ve M.Ü. İ.İ.B.F. Mezunları Derneği Konferans Salonu, Mithatpaşa Cad. No 16, Kat 2, Kızılay

Sevgi ve saygı ile.
Ankara, 13.4.13

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

======================

Bu Cumartesi (13 Nisan) ve her Cumartesi saat 13:00′te,

– İSTANBUL – BEŞİKTAŞ MEYDANI DEMOKRASİ ANITI önünde
(Ortaköy’den gelen sahil yolu ile Barbaros Bulvarı’nın kesiştiği yer),

– ANKARA – SAKARYA CADDESİ TAŞ ANKARA HEYKELİ önünde,

– İZMİR – ALSANCAK KIBRIS ŞEHİTLERİ CADDESİ SEVİNÇ PASTANESİ önünde,

– KOCAELİ – DEĞİRMENDERE ÇINARLIK MEYDANI’nda,

– BURSA – ŞEHREKÜSTÜ MEYDANI’nda ve

– ANTALYA – KAPALI YOL, BÜYÜK HAVUZ YANI’ndayız.

  • “Sessiz Çığlık” için ilgili makamlardan gerekli onaylar alınmıştır.

VARDİYA BİZDE PLATFORMU

Fatih HİLMİOĞLU’na ÖZGÜRLÜK!


TGB’nin duyurusu
aşağıdadır.

Biz de bu hafta önce Fatih HİLMİOĞLU’na ÖZGÜRLÜK demek için 
saat 12.00’de GÜVEN PARK’ta (YKM önü) toplanacağız,
daha sonra SESSİZ ÇIĞLIK Eylemi için Sakarya Caddesine geçecek ve
Tüm tutuklu vatanseverler için özgürlük ve adalet isteyeceğiz. 

VARDİYA BİZDE PLATFORMU – ANKARA

Satır içi resim 1

Doktor raporlarına göre, kanser, siroz, şeker, kronik böbrek sorunu ve depresyon tanıları konmasına karşın tutuklu yargılanmaya devam edilen
Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu’nun öldürülme çabalarına seyirci kalmıyoruz.

  • 23 Şubat’ta saat 12.00’de YKM önünde toplanıp

Güvenpark’ta gerçekleştireceğimiz basın açıklamasına tüm Ankaralılar davetlidir. Açıklamaya Fatih Hilmioğlu’nun avukatı Hayati Hilmioğlu da katılacaktır. Açıklamanın ardından TGB yöneticileri Adalet Bakanlığı’na dilekçe verecektir. Daha sonra saat 13.00’de Vardiya Bizde Platformu‘nun Sakarya Caddesi’nde gerçekleştirdiği ‘Sessiz Çığlık’ eylemine destek vermeye geçeceğiz.

23 Şubat 2013 Cumartesi

Saat: 13.00

Toplanma Yeri: YKM önü Kızılay