Etiket arşivi: Ulusun yaşamı tehlikeye girmedikçe savaş bir cinayettir!

Suriye ile Savaş Çıkartma Kumpasını Planlayan “4’lü” nün Konuşma Tutanağı Üzerine..


Suriye ile Savaş Çıkartma Kumpasını Planlayan
“4’lü” nün Konuşma Tutanağı Üzerine..

Dostlar,

Yerel (genel!) seçim öyle ya da böyle geride kaldı.
Gündemde kimi yaşamsal maddelerin unutturulmaması gerek.

– İlki, korkunç boyutlardaki yolsuzluğun hesabı sorulmalı; seçimle aklanma olmaz!
– İkincisi Balyoz vb. tertip davalarda tutsak alınanların salıverilmesi; sözde paralel yapının tasfiyesi,
– 3. sü gümbür gümbür geliyorun diyen “ağır ekonomik bunalım”a etkin önlem  alınması
– Ve 4. sü de Dışişleri Bakanlığı makamında Suriye ile savaş çıkartma iğrenç planlarının sorgulanması.

*****

13 Mart 2014 günü Dışişleri Bakanı’nın makam odasında geçen çok tehlikeli konuşmalar sorunu, gündem oyunları içinde gözden kaçırılmamalıdır.
(Aydınlık; 28.03.2014, http://aydinlikgazete.com/ mansetler/36682-savas-baronlari-turkiyeye-8-fuze-attiririz-iste-o-ses-kaydi.html)

Bu konuşmaları basit bir plan egzersizi olarak kabul etmek olanaklı değildir. Zaten Dışişleri Bakanı Davutoğlu da, Başbakan da içeriği kabullendi!
Balyoz kumpasında 1. Ordu’nun rutin plan semineri “Hükümete darbe girişimi” olarak tanımlanarak yüzlerce subay “Darbecilikle” suçlanmış; yıllarca hatta bir bölümü yaşam boyu hapis cezasına çarptırılmışlardır. Fatih camisinin bombalanacağı suçlaması
temel dayanak alınmıştır. Şimdi ise MİT Müsteşarı Süleyman Şah Türbesi’nin
bizzat MİT tarafından kundaklanarak Suriye’nin sorumlu tutulmasını önermektedir.
Hatta ülkemiz Suriye’den füze ile bombalanarak Suriye’ye savaş ilan edilecektir!
Bunlar en azından “iftira” suçudur ve çatışmalarda yitirilecek insanların  –
Mehmetçiğin de kurban edilmesi senaryosudur, katil planıdır!

Balyoz vd. Tertip davalarda hiçbir somut kanıt bulunamamış, onlarca – yüzlercesi sanal ortamda uydurulmuştur. CD ve sabit disklerde suç yaratma, bilirkişi raporlarıyla kezlerce kanıtlanmasına karşın, yargıda lehte olarak değerlendirilmemiş;
çürütülen sözde, üretilmiş kanıtlara dayalı ağır ceza hükümleri kurulmuştur.
Ergenekon cezalarının gerekçesi bile 8 ayda yazıl(a)mamıştır!?

Bu 4’lünün lanetli planı ise bir düşünsel egzersiz olmayıp, ciddi ciddi tasarlanmıştır.
Düşünsel olarak egzersiz düzeyinde dillendirilmesi bile, insanlığa karşı suç tasarımıdır.

Hiçbir hukuksal sonucu olmayacak mıdır bu ciddi ciddi savaş çıkarma ve
katil planlamasının?

En azından “teşebbüs aşamasında suç” olarak değerlendirilmeyecek midir??
Olay apaçık suçüstüdür, uluslararası ve iç hukuka karşı suçtur, Anayasa çiğnemidir!

Başbakan, bu dinlemeyi “ahlaksızlık” olarak nitelemiştir. Ya planlanan savaş senaryosu; ahlak içi midir??

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının derhal olaya el koyması gerekir.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın inceleme başlatması salt dinlemeyi yapanlarla
sınırlı tutulabilir mi? Ya bu planları yapanlar ??

Siyasal sorumluluk açısından TBMM’de Meclis Araştırması – Soruşturması
hatta gensoru gündeme getirilmelidir.

  • Ülkenin güvenliğini sağlayamayan hükümet istifa etmelidir.

Basın, ciddi biçimde bu mide bulandıran tehlikeli, sorumsuz, hukuk dışı siyaseti sorgulamalıdır.

Muhalefet mutlaka TBMM’ye taşımalıdır..

*****

Bu konuşma kayıtlarının dökümünü bir kez daha paylaşmak istiyoruz :

http://aydinlikgazete.com/mansetler/36682-savas-baronlari-turkiyeye-8-fuze-attiririz-iste-o-ses-kaydi.html

Türkiye’de Twitter’i ve Youtube’u yasakladınız,
bir bölüm halk bu konuşmaları izleyemedi..  Ya dünya kamuouyu??
Dünya alem ve yurt dışındaki 5 milyona yakın yurttaşımız izledi, arşivledi..
Dünya aleme ülkemiz rezil edildi.. Dileriz Türkiye “Terörist ülke” ilan edilmez
ve Başbakan RTE de savaş suçlusu olarak Uluslararası Ceza Mahkemesinde yargılanmak istenmez..

Ülkemiz ekonomik – ticari – diplomatik – askeri.. ambargolarla yıkıma uğratılmaz, saygınlığı yıkılmaz!

AKP hükümeti, Türkiye ve Dünya kamuoyuna, Suriye halkı ve hükümetine doyurucu bir açıklama yaparak –zırva tevil götürmez ama!– apaçık özür dilemeli ve uluslararası hukuka bağlı kalacağına ilişkin güvence vermelidir. 2 müsteşar hemen görevden alınmalıdır. Gn. Kurmay 2. Başkanı da istifa et(tiril)meli, TSK da Türkiye kamuoyundan özür dilemelidir. İktidarın bu tür politik oyunlarına asla alet olmamalıdır. Eski Genel Kurmay Başkanı rahmetli Org. Necip Torumtay’ın, dönemin Cumhurbaşkanı
Turgut Özal’a direnerek Irak’a kanlı serüven savaşını engellemesi örnek alınmalıdır. (Bkz. “Onurlu Komutan Necip Torumtay Paşa” başlıklı makalemiz. (30.8.2011,
http://www.odatv.com/n.php?n=onurlu-komutan-necip-torumtay-pasa-3008111200)

Türkiye, ATATÜRK‘ün kurduğu bir ülke olarak
YURTTA BARIŞ – DÜNYADA BARIŞ!” ilkesine sıkı sıkıya bağlı kalmalıdır.

Türkiye, yine büyük komutan Gazi Mustafa Kemal Paşa‘nın şu uyarı ve öğüdünü de
aklından hiç ama hiç çıkarmadan uygulamalıdır :

  • Ulusun yaşamı tehlikeye girmedikçe savaş bir cinayettir!

Türkiye Cumhuriyeti asla bir “haydut devlet” değildir!

Mevcut yönetim, ne yazık ki ülkemiz için uluslararası toplum ve uluslararası hukuk katında böylesi tehlikeli bir izlenim doğurmaktadır. Bu yüz kızartıcı suçlamayı
masum Türk halkının ezici çoğunluğu hak etmemektedir. Sorun salt ülkemizin
içişleri olmaktan çıkmıştır. AKP hükümeti, Ortadoğu’da ciddi sıcak çatışmalara
yol açabilecek gelişmelere yol açabilecek kertede kumar oynayarak gözü kara politikalar sürdürmektedir. Kimsenin içişlerimize karışmasını istemeyiz ancak
bu sorunun, uluslararsı hukuk çerçevesinde salt Türkiye’nin iç işi olup olmadığını da
uluslararası kamuoyuna sormak isteriz..

Sevgi ve saygı ile.
31 Mart 2014, Ankara

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net