Etiket arşivi: uluslararası kredilere de tam hazine garantisi

Şehir hastaneleri kimlerin cebini dolduracak

Şehir hastaneleri kimlerin cebini dolduracak?

Zekiye Bacaksız
Genel Sağlık İş sendikası Genel BaşkanıODATV, 14.9.17,
http://odatv.com/sehir-hastaneleri-kimlerin-cebini-dolduracak-1409171200.html

Zekiye Bacaksız, son dönemde arka arkaya açılan, yapımı için ODTÜ ormanının kesildiği şehir hastaneleri hakkında açıklama yaptı.

Genel Sağlık İş sendikası Genel Başkanı Zekiye Bacaksız, son dönemde arka arkaya açılan, yapımı için ODTÜ ormanının kesildiği şehir hastaneleri hakkında açıklama yaptı.

Bacaksız “Ülkenin dört yanında birer birer açılan, son olarak uğruna ODTÜ ormanını yok edildiği Şehir Hastanelerinin verdiği zarar sadece çevreyle kalmayacak. Siyasi iktidarın büyük övgü ve gururla tanıttığı Şehir Hastaneleri sistemi, anlatıldığının aksine milli geliri alıp götürecek.” dedi.

KREDİ GARANTİSİ, KİRA, VERGİ MUAFİYETİ…

Açıklamasında “Özel şirketlere tahsis edilen Hazine arazisi üzerinde, 1’den çok devlet hastanesinin bir arada bulunmasını öngören kampüs modeline dayalı Şehir Hastaneleri için Devlet, sözleşmelerle belirlenmiş süreler boyunca bu yerler için kira ödeyecek.” diyen Bacaksız, şu ifadeleri kullandı:

Devletin hem kiracı hem de hizmet alıcı olacağı bu sistemde,”devlet” hastanesini “şirket” yönetecek. Personel maaşları dışında şehir hastanelerindeki hizmetlerin önemli bir kısmı özel sektör tarafından yürütülecek. Laboratuvar hizmetinden ameliyat hizmetine, yatak hizmetinden kantin, otopark işletmesine, hastane dışında taksi durağından kreşe kadar tüm iş ve işlemler özel sektöre bırakılacak.

Şehir hastaneleri sisteminin en dikkat çeken yanı ülke kaynakları açısından, hastane binalarının ve donanımının kamuya yükleyeceği yüksek maliyet. Devletin şimdiden 17 hastane için girdiği kira yükümlülüğü yaklaşık 27 milyar dolar tutuyor. Birçok imtiyaza sahip olan bu işletmeci şirketler, KDV’den, damga vergisinden ve bütün harçlardan muaf tutuluyor. Yani devletin kira yükümlülüğünün yanı sıra vergi kaybı da söz konusu. Şirketlerin finansman için yurt dışından aldıkları uluslararası kredilere de tam hazine garantisi verilmekte. Yani şirket kredi borcunu ödemezse devlet “ben öderim” diyor. Dolayısıyla sistemdeki aksaklıkların faturası hazineye, dolayısıyla milli gelire çıkacak. Yani Şehir Hastanelerinin gerçek faturasını halk ödeyecek.

Devletin hastaneyi işletecek özel sektör firmasına ödeyeceği kiranın ve ek tıbbi hizmet alımlarının, hastanenin döner sermayesi tarafından karşılanması öngörülüyor, hatta ödenememesi halinde Hazine’den ödeme güvencesi veriliyor. Bu noktada şu çarpıcı sorular öne çıkıyor:

Sağlık personeline döner sermayeden yapılan ödemeler dikkate alındığında kira ödemeleri
nasıl sağlanacak? Diğer taraftan döner sermayeden kira ödemeleri yapılacak ise, personel
ek ödemelerinin bundan etkilenmesi ve tırpanlanması kaçınılmaz olacak.” 

DEVLETTEN “HASTA GARANTİSİ

Genel Sağlık İş Başkanı Bacaksız açıklamasını devletin hastanelere verdiği garantileri anlatarak sürdürdü:

“Şehir hastaneleri sistemi kapsamındaki bir diğer uygulama ise, %70 doluluk oranı garantisi. Sağlık Bakanlığı, Şehir Hastanelerini işletecek özel sektöre, doluluk oranının %70’ini sağlama garantisi veriyor. Türkiye’de tüm hastanelerindeki doluluk ortalaması halihazırda %69.6 iken, şehir hastanelerinde %70 “doluluk oranı” garantisi nasıl verilmiştir? Yatak kapasitesinin büyük bir kısmının kullanılamadığı ya da yatak doluluk oranının yetersiz kaldığı hastaneler  bulunduğu da unutulmamalıdır. Bu noktada, “Doluluk oranının” % 50’lerde kalması durumunda eksik kalan %20’lik oranın parasının, vatandaşa herhangi hizmet verilmeden işletmeciye ödeneceği ortaya çıkıyor. %70 doluluk oranının gerçekleşmemesi durumunda eksik kalacak oran hangi hasta ve hastalığın esas alınarak tamamlanacağı ise merak konusudur. Garanti edilen hasta doluluk oranının sağlanması için vatandaş gereksiz yere ameliyat edilip hastaneye mi yatırılacaktır?

Belirli bir bölgenin tümüne hizmet verecek büyük hastaneler olarak tasarlanan Şehir Hastaneleri sisteminde hastaların, hastane hizmetlerine erişimi de güçleşecek. Küçük yerleşim yerlerindeki hastalar en yakın Şehir Hastanesi’ne ulaşmak için uzun yolculuklar yapmak zorunda kalabileceklerdir. Ayrıca 29 bölge için düşünülen bu hastanelerin yer almadığı illerden de o illere hasta trafiği söz konusu olacaktır.”

BAŞKAN’DAN UYARILAR

“2017 yılı içinde şehir hastanelerinin tamamlanması ve hizmet vermeye başlamasıyla birlikte sağlık personeline olan talep de artacaktır.” diyen Bacaksız şu sıkıntıları dile getirdi:

“Sağlık kurum ve kuruluşlarında çalışan sayısının yetersiz olduğu Sağlık Bakanlığınca bile kabul görürken, Şehir Hastanelerinin personel sorunun nasıl çözüleceği ise yine yanıt bekleyen sorular arasında bulunuyor. Başka ülkelerden sağlık personeli istihdamının gündeme getirilmesi ise bu karmaşayı daha da derinleştirecektir. 

Şehir Hastanelerinin açılmasından sonra, küçük ve kırsal kesimlerdeki eski kamu hastaneleri kapatılabilecek. Hangi hastanelerin kapatılacağına dair şu ana dek resmi açıklama yapılmadı. Kapatılan hastane binalarının ve arazilerinin ne yapılacağına ilişkin ise belirsizlik bulunmaktadır. Bu bina ve arazilerin, ihaleleri alan şirketlere devredilmesinin de söz konusu olabileceği belirtilmektedir.”

“ÇOK GEÇ OLMADAN YAPILAN YANLIŞTAN GERİ DÖNÜLMELİDİR”

Genel Sağlık İş Başkanı Bacaksız’ın açıklamasının “Sonuç” bölümünde şu ifadeler yer aldı:

“Modern kamu hastanelerine olan ihtiyaç yadsınamaz bir gerçektir. Ancak, Şehir Hastaneleri hayata geçirilirken ihtiyaç analizlerinin, talep ve kapasite planlamalarının yapıldığı konusunda ciddi endişelerimiz bulunmaktadır. Geçtiğimiz yıllar içinde İngiltere ve Kanada’da hayata geçirilmiş Şehir Hastaneleri deneyimi, bu tür büyük hastane projelerinin hem verimsiz hem de yönetiminin çok zor olduğunu göstermiştir.

Genel Sağlık-İş olarak Şehir Hastanelerinde ‘insan sağlığı’ değil, ‘kâr’ odaklı hizmet verilmesinin hedeflendiği kanaatindeyiz.

  • Uluslararası kredi kuruluşları ve şirketlerin yararına olan Şehir Hastaneleri sistemi,
    insan sağlığı üzerinden küresel sermayeye kaynak aktarımından başka bir şey değildir. 

Siyasi iktidarı uyarıyoruz; 2011 yılında sağlıkta devrim olarak sunulan Sağlık Bakanlığı ve
Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat yapısını bozan KHK konusunda (AS: 2.11.2011 tarihli 663 sayılı KHK) bugün nasıl haklı çıktıysak, üzülerek söylüyoruz ki şehir hastaneleri konusunda da zaman haklılığımızı ortaya koyacaktır.

Çok geç olmadan yapılan yanlıştan geri dönülmelidir. 

  • Siyasi iktidarı, aklı ve bilimi rehber alarak ülke kaynaklarını peş keş çekmemeye,
    halkı ve sağlık emekçilerini ise birlikte mücadeleye çağırıyoruz.

============================================
Dostlar,

Biz bu konuda çooook yazdık..
Bir şey eklemeyelim, Genel Sağlık İş sendikası Genel Başkanı sayın Zekiye Bacaksız‘a ve ODATV’ye teşekkür ediyoruz.

Sevgi ve saygı ile. 18 Eylül 2017, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
Ankara Üniv. Tıp Fak. – Mülkiyeliler Birliği Üyesi
www.ahmetsaltik.net     profsaltik@gmail.com