Etiket arşivi: Ulusal egemenlik düzeni

ULUSAL EGEMENLİK KÜLTÜRÜMÜZÜN 100. YILINDAYIZ!

Prof. Dr. Özer Ozankaya
ADD Kurucu Üyesi, 4. Gnl. Bşk.

ULUSAL EGEMENLİK DÜZENİNE SALDIRI KARŞISINDA
YURTTAŞIN DİRENME HAKKI ÜZERİNE ATATÜRK’ÜN SÖYLEDİKLERİ

Konya’da Gençlere Sesleniş, 20 Mart 1923

  • “..bayağı ve alçakça aldatmalarla hükümdarlık yapan halifeler ve onlara dini araç yapacak ölçüde alçalan yalandan ve inançsız bilginler, tarihte her zaman rezil olmuşlar, rezil edilmişler ve hep cezalarını görmüşlerdir. Dini kendi tutkularına araç yapan hükümdarlar ve onlara yol gösteren hoca sanlı hainler hep bu sona düşmüşlerdir…
  • “Artık bu ulusun ne öyle hükümdarlar, ne öyle bilginler görmeğe katlanma gücü ve olanağı yoktur… Eğer onlara karşı benim kişisel tutumumu öğrenmek isterseniz, derim ki, ben bir kişi olarak onların düşmanıyım; onların olumsuz yönde atacakları bir adım, yalnız benim kişisel inancıma değil, o adım benim ulusumun yaşamıyla ilgili, o adım ulusumun yaşamına karşı bir kasıt, o adım ulusumun yüreğine gönderilmiş zehirli bir hançerdir. Benim ve benimle aynı düşüncedeki arkadaşlarımın yapacağı şey, kesinlikle ve kesinlikle o adımı atanı tepelemektir.
  • “Kuşku yok ki arkadaşlar, ulus birçok özveri, birçok kan karşılığında en sonunda elde ettiği yaşam ilkesine kimseyi saldırtmayacaktır. Bugünkü hükümetin, Meclisin, yasaların, Anayasanın niteliği ve varlık nedenleri hep bundan ibarettir.
  • “Sizlere bunun da üstünde bir söz söyleyeyim: Bir varsayım olarak, bunu sağlayacak Meclis olmasa, öyle olumsuz adım atanlar karşısında herkes çekilse ve ben kendi başıma yalnız kalsam, yine tepeler, yine öldürürüm!”

Hakimiyet-i Milliye, 26 Mart 1923’ten
ATATÜRK’ÜN SÖYLEV VE DEMEÇLERİ,
Cilt II, s. 146, Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü yayını, 1959

DEMOKRASİ SEÇİMDEN FAZLA BİR ŞEYDİR


“DEMOKRASİ Oy Çokluğundan Fazla Bir Şeydir”;

Doğru Ama, O “FAZLA Şey” in Ne Olduğu Da Belirtilmek Koşuluyla!

portresi

 

PROF. DR. ÖZER OZANKAYA 

TOPLUMBİLİMCİ (Sosyolog)
(ADD Eski Genel Başkanı)

 

 

OBAMA, AB, “DEMOKRASİ SEÇİMDEN FAZLA BİR ŞEYDİR” DİYORLAR;
AMA O “FAZLA ŞEY”İN NE OLDUĞUNU SÖYLE(YE)MİYORLAR;

ATATÜRK’TEN ÖĞRENECEKLERİ OLDUĞUNU
YİNE GÖRMEK ZORUNDA KALACAKLAR!

Görülüyor ki, kibarca “Demokrasi, seçimden fazla bir şeydir.” demekle yetinmek,
oy çokluğunu demokrasiyi yıkmanın aracına dönüştürmek heveslilerini caydırmaya yetmiyor.

AKP Genel Başkanı’nın Mısır olayları üzerine açıklaması bunu gösteriyor.

ULUSAL EGEMENLİK DÜZENİNİN,

“Her bireyin, soy, sop, din, mezhep, cinsiyet, sınıf ayrımı gözetmeksizin, doğuştan, vazgeçilmez ve devredilmez olmak üzere sahip olduğu eşit insan ve yurttaş hak ve özgürlükleri, hiçbir gerekçeyle çiğnenmemek koşuluyla, bir ülke halkının düzenli aralıklarla yapılacak âdil seçimlerdeki oy çokluğu ile kendisini yönetmesi”, bu hak ve özgürlüklerin ise asla oylama konusu yapılıp kaldırılmasına kalkışılmaması demek olduğu, anlamak istemeyenlerin de anlayabileceği bir açıklıkla söylenmesi gerekiyor.

Ulusal egemenlik ilkesinin bu gerçek tanımının, 3 Mart 1924 günlü
“Din İşleri Bakanlığını kaldıran yasanın birinci madedesinde anlatımını bulduğunu anımsatmak gerekiyor:

  • ‘TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NDE İNSANLAR ARASINDAKİ İLİŞKİLERİ DÜZENLEMEK ÜZERE YASA YAPMAK YETKİSİ YALNIZ TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİNE AİTTİR. DİN ADINA YASA YAPILAMAZ.’

Atatürk, Bursa’da, Konya’da, NUTUK‘ta Türk Gençliğine seslenirken de
ULUSAL EGEMENLİK kavramının bu doğru tanımını vurgulamaktadır.

NE YANİ, VAHDETTİN ÖRNEĞİN SEVR ANDLAŞMASINI OYA SUNUP,
DİYELİM %99 İLE ONAYLATMA BECERİSİNİ GÖSTERSEYDİ BİLE,
BUNUN ADI “DEMOKRASİ” Mİ OLACAKTI?

1922’DE TBMM, “SALTANAT DEVAM ETSİN” DESEYDİ,
BUNUN ADI ULUSAL EGMENLİK Mİ OLACAKTI?

BUGÜN, “KADIN DA ERKEKLE EŞİT İNSAN VE YURTTAŞ HAKLARINA SAHİP OLSUN MU?” DİYE BİR OYLAMAYI ÖNERMENİN BİLE
“ULUSAL EGMENLİK” İLKESİNE AYKIRI OLDUĞU GÖRÜLMEYECEK Mİ?

HİÇ DEĞİLSE MUHALEFET PARTİLERİNİN YÖNETİCİ VE KURMAYLARI
BU GERÇEĞİ ANLATABİLMELİ DEĞİLLER Mİ!?!

ÖZETLE: GÖRÜLÜYOR Kİ, OBAMA, AB, “DEMOKRASİ, SEÇİMDEN FAZLA BİR ŞEYDİR!” DEMEYE ZORUNLU KALDILAR DA, HENÜZ O “FAZLA ŞEY”İN
NE OLDUĞUNU SÖYLEYEMİYORLAR!

SÖYLEYEBİLSELER,
“ATATÜRK TÜRKİYESİ”NİN MODEL OLMASI GEREKTİĞİNİ GÖRECEKLER .

BU NOKTAYA DA GELECEKLER.

ATATÜRK ONLARI DA BİR DAHA YENECEK!

(Bkz. : Özer Ozankaya, Cumhuriyet Çınarı: Mustafa Kemal’i Atatürk Yapan Uygarlık Projesi, CEM Yay.)

Demek ki Demokrasi, Yalnız Seçimde Oy Çoğunluğu Almaktan Kurulu Değilmiş!


PROF. DR. ÖZER OZANKAYA

TOPLUMBİLİMCİ

portresi

 

 

 

 

Demek ki Demokrasi, Yalnız Seçimde Oy Çoğunluğu Almaktan Kurulu Değilmiş!


Gezi Direnişi
yle başlayan ve asıl özü demokrasinin savunulması olan halk direnişinin dalga dalga yayılması karşısında, Sayın Cumhurbaşkanı,

“Demokrasi yalnız seçimden ibaret değildir.” demek zorunda kalmıştır.

Ama demokrasinin, yani “Ulus egemenliği” düzeninin özünü tam olarak anlatmaya girişmemiştir.

Oysa asıl gerekli olan budur; çünkü ulusumuza yaşatılan ağır bunalımlar,
AKP yönetimince, ulus egemenliği düzeninin gerçek özüne sırt çevrilerek,
bu öz özellikle reddedilerek hazırlanmıştır.

Türkiye Cumhuriyeti’ni, ulusuyla, devletiyle, tüm temel toplumsal kurumlarıyla,
Ulusal Egemenlik ilkesi üzerine kuran Türk Devrimi ise bu düzeni ulusumuz için
yaşam sorunu saymış;

BU DÜZENİN TEMEL YAPI TAŞLARI OLAN İLKELERİN, HANGİ KILIF ALTINDA OLURSA OLSUN DEĞİŞTİRİLMEĞE KALKIŞILMASINI “BASKI DÜZENİ KURMA, YANİ DEMOKRASİYE KARŞI DARBE GİRİŞİMİ” SAYMIŞ, BUNA KARŞI BAŞTA CUMHURİYET KURUMLARI OLMAK ÜZERE,

HER YURTTAŞIN DİRENME HAKKININ DOĞACAĞINI

1920’LERİN BAŞINDAN BERİ İLKE EDİNMİŞTİR.

Bu amaçla doğru anlamıyla ulusal egemenlik düzeninin temel niteliklerini
hep ön planda tutmuştur.Sayın Cumhurbaşkanı’nın“Demokrasi yalnız seçimden ibaret değildir.”
uyarısının neleri içermesi gerektiği açıkça ortaya konulursa,

Atatürk Cumhuriyeti’nin temel aldığı gerçek ulusal egemenlik tanımına ulaşılır.

Buna göre ULUSAL EGEMENLİK DÜZENİ:

– “Her bireyin, din, mezhep, ideoloji, cinsiyet, soy, sınıf ve meslek ayrımı olmaksızın DOĞUŞTAN VAZGEÇİLMEZ – DEVREDİLMEZ EŞİT İNSAN VE YURTTAŞ HAKLARI hiçbir gerekçeyle çiğnenmemek koşuluyla, bir toplumun kendisini
özgür oy yoluyla yönetmesi demektir;

– Öyleyse,
ulusal egemenlik düzeni “gelişigüzel bir oy çokluğu” düzeni değildir.

Örneğin

– “Yasaları değişmez dinsel kurallara göre yapalım mı?”
– “Okullar bir dinin, bir mezhebin ölçülerine göre eğitim yapsın mı?”
– “Kadınlara erkeklerle eşit yurttaş ve insan hakları tanınsın mı?”
– “Yargı bağımsız ve tarafsız olsun mu?”
– “Basın özgür olsun mu?”

… gibi önermelerin oya sunulmasını istemek bile ulusal egemenlik düzeninde
meşruluk-dışıdır.

Ulusal egemenlik düzeni, kamu düzeninin her gün, her yurttaş tarafından,
hukuk devleti sınırları içinde, özgürce irdelenip, eleştirilip, sorgulanıp, değiştirilme önerilerinde bulunulmasına hiçbir gerekçeyle, hiçbir yolla, hiçbir engelin çıkarılmaması demektir;

Laiklik ilkesinin, yani her türlü insanlararası ilişkileri düzenleyen hukuk ve yasa kurallarının asla kutsallık adına yapılmaması, onlara eleştirilmezlik ve değiştirilmezlik niteliği vermeğe kalkışılmaması ilkesinin tüm yurttaşların ortak siyasal kültür paydası olması demektir;

– Yönetim yetkisi verilen kişi ve örgütlerin
attıkları her adımın sorumluluğunu taşımaları zorunluluğu demektir;

– Bu içeriği ile ulusal egemenlik düzenini engellemeğe ya da yıkmaya kalkışacak herhangi bir güce karşı

  • her yurttaşın “baskıya karşı direnme hakkı”nın doğacağı

anlamına gelmektedir.

İşte ulus ve yurdumuzu her türlü bunalımdan esirgeyecek ve artık kimse tarafından çiğnenemeyecek sağlam ve güvenli siyasal, hukuksal, ekonomik, eğitsel ve kültürel temel, ulusal egemenlik ilkesinin bütün gerçek demokratik ülkelerde de benimsenen
bu doğru tanımıdır. (7.6.13)