Etiket arşivi: Türkiye’nin dramı

Uyan ey ehli vatan

GANİ AŞIK
Eski CHP Kayseri Milletvekili / Em. Müftü

27 Aralık 2022,Cumhuriyet

AKP’li bir siyasetçi “Erdoğan Allah’ın sıfatlarını taşıyor” dediğinde, halk öfkelenmiş, kendisi susmuştu; çok da haksız değilmiş. Kuran’da Tanrı’nın yaratma kudreti tekvini emir olarak sınıflandırılır: “Ol der, o da olur (Kün fe yekûn)”. Partili cumhurbaşkanı,

  • Basın dünyasından falancanın haddi bildirile” buyurur, had bildirilir.
  • İstanbul’u elimden alarak gizemli para kaynaklarımı kurutan, ilerisi için de potansiyel risk taşıyan İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, devletten ve siyasal yaşamdan koparıla

fermanı, kritik ve anlamlı bir zamanlama ile yaşama geçirilir.

  • Parasal katakullimizin karanlık dehlizlerine ahlakın projeksiyonunu tutan Bay Kemal’e ağır para cezaları verile

der, gereği yapılır. Bu zincir uzayıp gider.

Devlet ve yargı emre amade.

Adalet bakanının sıkça tekrarladığı “Yargı bağımsızdır, kimse emir veremez ve kimseden emir almaz” özdeyişi (!), Temel fıkralarının Yozgat versiyonudur ama olsun, keder küpüne dönüşen halkın kahkahaya da ihtiyacı var.

‘BİTLİ PİYADE’ OLARAK

Azerbaycanlı düşünür Mirza Ahundov, “Araplar kadar güzel masal uyduran, Farslar kadar güzel anlatan, Türkler kadar bu masala kolay inanan başka millet yoktur” der.

  • İmanı muhkem ama eğitimi yetersiz halkımız 21 yıldır dine büründürülmüş Arap masalları ile uyutulurken ahali dünyaya geldiği an gibi cıscıbıldak soyuldu ve dinimiz dahil, tüm moral değerlerimiz ağır hasara uğratıldı.

Cumalar dışında camiler boş.
Z kuşağı baskın eğilim olarak ya ateist ya da deist.

Dindarlar bile “Bunlar Müslümansa ben değilim” noktasında. Çileli yaşamının 50 yılını aktif siyasete adamış ama partisinde hiçbir zaman “kurmay” olamayıp piyade kalmış, “Bülbüle su vermiş altın tas ile/ çok günler geçirmiş kara yas ile”, Türkiye sevdalısı bir yurttaş olarak, İmamoğlu olayından sonra bizi bekleyen felaketleri -yanılma dileği ile- özetlemek istiyorum:

İmamoğlu kararı yargının her aşamasında onaylanabilir, karar yargıda değil, Saray ve HSK hattında oluşturuldu.

Erdoğan’ın karara sahip çıkmasının açık anlamı da budur.

Yürekleri elverirse ve kabaracak milli öfkeyi göze alabilirlerse, seçimlerden önce İmamoğlu’nu görevden almaya kalkışabilirler. Yargı güvencesinden yoksun ve halk iradesini ifsat etmenin altyapısı yıllardır oluşturulan seçimlerde Erdoğan, yine bir at ve Üsküdar oldubittisine kalkışabilir.

  • Partili cumhurbaşkanının “gitmem de gitmem” dayatmasının anlaşılır nedeni bagajıdır.

Bir Erdoğan fedaisinin emrindeki kolluk kuvvetleri kalkan başları ezmeye yeltenebilir.

Meclis’te de çoğunluğu sağlayabilmek için şeytanın bile düşünemeyeceği fırıldaklar planlanıyor olabilir.

Bir kız çocuğunun başına gelenler bağlamında Erdoğan, “milletimizin inancının temsilcisi” olarak nitelediği tarikatları arkaladı.

Tarikatlar, namus düşmanı pedofil ve cehalet üretim merkezleri olarak inancımızı değil, Cumhuriyetle kavgalı şer odaklığını temsil ederler.

Türkiye’nin dramı ve 21 yılın özeti, Erdoğan’ın bu söz ve saplantısında saklıdır.

Ulusal tarihimizin bu zor dönemecinde, uygarlık hasletleri yüksek yiğitler diyarı Anadolu’nun ortaçağa boyun eğmeyeceğini düşünüyorum.