Etiket arşivi: Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu

Bütçe 2016: Hükümet 2016’da ‘Herkes Yine Başının Çaresine Baksın’ Diyor!

Bütçe 2016: Hükümet 2016’da
‘Herkes Yine Başının Çaresine Baksın’ Diyor!

Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu
http://www.halkinsagligi.org/butce-2016-hukumet-2016da-herkes-yine-basinin-caresine-baksin-diyor-onur-hamzaoglu/, 9 Şubat 2016

Bütçe 2016: Hükümet 2016’da Herkes Yine Başının Çaresine Baksın Diyor! / Onur Hamzaoğlu
image_pdfimage_print

Kar kıyamet için paletli, çok uzaklar için uçak ambulansların yöneticisi Sağlık Bakanı
Uzm. Dr. Mehmet Müezzinoğlu, bir yandan Anayasaya aykırı olarak süresiz sokağa çıkma yasağı ilan edilen kentlerde yaralı ve hastalara bilindik, dört tekerlekli ambulans göndermez-gönderemezken, öte yandan henüz 2016 yılı Sağlık Bakanlığı bütçe konuşmasını da yapmadığı için Sağlık Bakanlığı bütçesinin ayrıntılı değerlendirmesini ertelemek zorunda kaldık. 2016 yılı bütçesi, Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı adıyla Ocak ayında TBMM’ye ulaştı. Bu yazıda yalnızca bütçe yasa tasarısının sağlık çizelgesini değerlendirmekle yetineceğiz.

Türkiye’de genel bütçe, Bakanlar Kurulu tarafından TBMM Başkanlığı’na gönderilip,
ilgili Komisyonlarda görüşüldükten sonra, Genel Kurul’un kabulü ve Cumhurbaşkanı’nın onayının ardından, Resmi Gazete’de yayımlanmasıyla uygulamaya girer.
Ülkemizde, genel bütçe olarak ifade edilen, esas itibariyle bir yasadır.
Bununla birlikte, çoğu yasadan farklı olarak uygulama süresi bir yıl ile sınırlıdır.

Bütün ülkelerde genel bütçenin içeriği toplumsal kaynağın nasıl yaratılacağının ve kullanılacağının, kimlerden alınıp kimlere ve ne için verileceğinin göstergesidir.
Özetle, sınıflı toplumlarda sınıfsal eşitsizlikler üzerinden sınıf mücadelesinin
ne durumda olduğunun göstergelerinden biri de genel bütçedir.
Genel bütçede yer alan veriler, temsil ettiği sınıf adına Hükümet’in niyetini de
ifade etmektedir.

Metni değerlendirmeden önce, genel olarak bilinmesi gereken bir durum 2002 yılında başlayan AKP hükümetleri dönemi ile birlikte, genel bütçenin, GSYH içindeki payının
yıllar içinde azalmış olmasıdır. Bütçenin GSYH içindeki payı, AKP Hükümeti öncesinde,
2002’de %34.1’iken, ilk bütçe yaptığı yıl olan 2003’te %31.1’e, 2004’te hızla %27.2’ye geriletilmiş, 2013’te %26.0, 2014 ve 2015’te % 25.8 olarak gerçekleşmiştir.
Kamusal giderlerin karşılanmasında genel bütçenin tercih edilmemesi olarak tanımlanabilecek bu durum, AKP Hükümetlerinin devletin gelir ve giderlerinin TBMM denetiminin dışında kalmasını tercih ettiğinin de bir göstergesi olarak kabul edilmelidir.

Hükümet, Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2016 yılında, Sağlık Bakanlığı (SB) ve bağlı kuruluşları (BK) için, personel ve sosyal güvenlik giderleri de dahil olmak üzere,
toplam 25 milyar 532 milyon 269 bin TL’lik bir bütçe önermektedir. SB ve BK’leri için önerilen bu miktar, toplam bütçenin ancak %4.0’ünü oluşturmaktadır. Yaklaşık 25,5 milyar TL’lik SB ve BK’leri bütçesinde, SB’nin payı, 4 milyar 212 milyon 521 bin TL ile %16.50’iken, en büyük pay, %46.8 ile (11 milyar 950 milyon 900 bin TL) doğrudan
herhangi bir sağlık hizmeti üretmeyen, yalnızca yönetsel işlevi olan Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu’nun, ikinci büyük bütçe de %35.70 (9 milyar 111 milyon 684 bin TL) ile Türkiye Halk Sağlığı Kurumu’nundur. Hükümet, Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü bütçesi için 139 milyon 800 bin TL(%0.55) ve Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu bütçesi için de 117 milyon 384 bin TL(%0.45) önermektedir.

Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) verisine göre, Türkiye’nin 2015 yılı nüfusu
78 741 053 kişiden oluşmaktadır. İçinde bulunduğumuz yıl için bu sayının önceki yıla benzer biçimde 1 milyon kişi artacağı varsayıldığında, Türkiye’nin 2016 yılı nüfusunun 79 741 053 olacağı kabul edildiğinde, SB ve BK’nin 2016 yılı toplam merkezi yönetim bütçelerinden
kişi başına düşen pay 320.2 TL’dir. Başka bir anlatımla, Hükümet, SB ve BK’ler aracılığıyla 2016 yılında kişi başına 320 TL harcamayı yeterli bulduğunu ilan etmektedir. Bu durumun yanı sıra, bilindiği gibi, ülkemizde kişiye yönelik koruyucu sağlık hizmetlerinin sunumundan SB BK’lerden biri olan Türkiye Halk Sağlığı Kurumu sorumludur. Bu kurumun bütçesi üzerinden 2016 yılında, kişi başına koruyucu sağlık hizmetleri için 114.3 TL düşmektedir.

SB ve BK’nin merkezi yönetim bütçelerini personel ve sosyal güvenlik devlet prim giderlerini dışarıda tutarak da incelemek gerekir. Böylece doğrudan sağlık hizmet sunumu için ayrılan merkezi yönetim bütçelerini değerlendirme olanağına kavuşmuş oluruz. Buna göre, 2016 yılı için SB ve BK bütçelerinin ancak %41.6’sı, 10 milyar 617 milyon 094 bin TL’si doğrudan hizmet için kullanılabilinecektir. Bu hesaplamaya göre, SB ve BK’nin 2016 yılı toplam merkezi yönetim bütçelerinden yapılabilecek kişi başına sağlık harcaması 133.1 TL ile sınırlıdır. Aynı şekilde Türkiye Halk Sağlığı Kurumu da kişiye yönelik koruyucu sağlık hizmetleri için 6 milyar 919 milyon 126 TL’lik bütçeye sahiptir ve kişi başına yalnızca 86.8 TL harcanabilecektir.

Ortaya çıkan o ki; 2016 yılı bütçesinde AKP Hükümetleri klasiği dışında yeni bir şey,
genel bütçede de Sağlık Bakanlığında da sağlık yok.

Hükümet, sağlık beni ilgilendirmiyor, herkes başının çaresine baksın diyor.

=================================

Dostlar,

Daha sonra biz de, Sağlık Bakanı Bütçe sunuş konuşmasını yaptıktan ve
Bütçe Yasası kesinleştikten sonra bu konuyu irdeleyeceğiz..

Sevgi ve saygı ile.
09 Şubat 2016, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com

Türkiye Büyük Hekim Meclisi Toplantısına Çağrı..

TTB_logosu
Türkiye Büyük Hekim Meclisi Toplantısına Çağrı..

Dostlar,
Sayın Meslektaşlarım;

TTB’nin (Türk Tabipleri Birliği) önemli çağrısı bütünüyle aşağıda..

Okunmasını ve hak ettiği duyarlığın gösterilmesini diliyoruz çok doğallıkla..

Sevgi ve saygı ile.
22.12.13, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net

===============================

Tıklayınız...

Kamuoyunda daha çok (yanlış şekilde) “Tam Gün Yasası” olarak bilinen
“Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı”, kısaca “Sağlık Torba Tasarısı – STT” hâlâ Meclis’te.

İlk olarak 26 Haziran 2013 günü Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) gönderilen Tasarı’nın, Meclis tatile girmeden çıkarılacağı açıklanmış,
ancak gündeme alın(a)mamıştı.

Sonrasında, Meclis Ekim ayında açılır açılmaz yasalaştırılacağı söylenmiş,
Genel Kurul’a gelen 41 maddelik STT, 19 Kasım 2013’de Sağlık, Aile, Çalışma
ve Sosyal İşler Komisyonu’na geri çekilmiş ve 56 madde olarak yeniden düzenlenmişti.

TBMM Genel Kurulu’nun 4 Aralık 2013 Çarşamba günkü oturumunda
STT’nin ilk 20 maddesi kabul edilmiş, 5 Aralık’ta devam edecek olan görüşmesi ise 9 Aralık Pazartesi gününe ertelenmişti.

Genel Kurul’da 9 Aralık Pazartesi günü STT’nin 20 maddesi daha kabul edildi ancak 10 Aralık’tan başlayarak Bütçe görüşmeleri başladığı için,
kalan maddeler ve tümü görüşülüp oylanamadı, yasalaşmadı.

2014 yılı Bütçesi Genel Kurul’da aralıksız 11 gün görüşülüp,
20 Aralık’ta oylanacak.

Daha sonra, daha önceki yıllarda olduğu gibi, Meclis’in 15 gün tatile girmesi,
bu nedenle STT görüşmelerinin gelecek yıla (2014’e) kalması bekleniyor.

Ancak, Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu STT’yi çıkarmak için Meclis’in tatil vermeden 24 Aralık 2013 Salı günü toplanacağını, konuyu muhalefet partileriyle de görüştüklerini açıkladı (Muhalefet partilerinin bunu
kabul etmeyeceklerine inanıyoruz).

TTB olarak, STT’yi Meclis’e ilk gönderildiğinden başlayarak izledik ve
her aşamada Tabip Odalarımızı ve meslektaşlarımızı bilgilendirdik.

Özetle;

Son haliyle artık “Tam Gün”le hiçbir ilişkisi kalmayan,

Ve fakat Kamuda çalışan hekimlerin muayenehane, tıp merkezi veya polikliniklerde çalışmasını yasaklayan,

Öte yandan; Rektörlüklere üniversite öğretim üyelerinin, Bakanlar Kurulu’na da eğitim ve araştırma hastanelerindeki akademisyenler ve eğitim görevlilerinin
% 50’sini özel hastanelere kiralama – pazarlama hakkı tanıyan,

“Bıçak parasını ortadan kaldırıyoruz.” bahanesiyle yaptığı düzenlemede akademisyenlere ve eğitim görevlilerine
özel hastanelerde de olsa tanıdığı 2. işte çalışma hakkını
kamuda görevli öbür uzman ve pratisyen hekimlere tanımayarak onları töhmet altında bırakmayı sürdüren,

  • Sülükçüye, hacamatçıya sertifika zorunluluğu getirirken işçi sağlığı ile ilgili alanda işyeri hekimliğinde sertifika zorunluluğunu delen,

Türkiye Halk Sağlığı Kurumu’na bağlı aile hekimlerine,
Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu’nda nöbet zorunluluğu getiren,

Daha önce Anayasa Mahkemesi tarafından çok açık bçimde iptal edildiği halde; hekimler, sağlık çalışanları sanki toprak kölesiymiş gibi ikamet zorunluğu getiren,

Yurtiçinde okuyanı, ihtisas yapanı yıllarca zorunlu hizmete gönderip yurtdışında okuyanı, üç gün bile çalışanı kayıran,

Dünyada eşi benzeri görülmemiş ve bu nedenle
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği’nden
Dünya Tabipler Birliği’ne,
İnsan Hakları İçin Hekimler Örgütü’nden
Avrupa Hekimler Sürekli Komitesi’ne

dek dünyanın dört bir yanından tepkiyle karşılanan bir düzenlemeyle, diplomamızın bize verdiği yetkiyi kullanarak hekimlik mesleğimizi
yerine getirmeyi

“Ruhsatsız sağlık hizmeti sunma” 
adı altında bir suça dönüştürüp

3 yıla dek hapis ve 2 milyon TL (eski parayla 2 trilyon lira!) ceza öngören STT, her şeyi apaçık gözler önüne seriyor;

Sorun “Tam Gün” sorunu değil,

Sorun  Hekim Emeği Sömürüsü Sorunu !

Baştan beri söylediğimiz gibi;

Tam Gün Kölelik Düzeni!

Akademisyeninden uzman hekimine, asistanından aile hekimine dek hepimiz için zararlı olan bu STT’yi, bütün örgütsel gücümüzü kullanıp,
bütün meslektaşlarımızı eyleme çağırarak Meclis’in çöp kutusuna atmak hepimiz için tarihsel bir görev.

Bu amaçla,

22 Aralık 2013 Pazar günü,
Türkiye Büyük Hekim Meclisi’ni (TBHM) topluyoruz.

Önce, TBMM’de dördüncü kez ertelenen “Sağlık Torbası”nı TBHM’de
tek celsede oylayacağız,

Sonra da STT yine Meclis’e gelecek olursa, yapacağımız eylemi
hep birlikte kararlaştıracağız.

Ardından da fener alayı oluşturup Sıhhiye’ye yürüyor, oylama sonucunu ve eylem kararımızı Sağlık Bakanlığı’nın demir parmaklıklarına asıyoruz.

Başta Tabip Odalarımızın ve uzmanlık derneklerimizin Başkan ve yöneticileri, Büyük Kongre Delegelerimiz, kol/komisyon/çalışma grubu üyelerimiz,
Tabip Odası eylemcilerimiz olmak üzere bütün meslektaşlarımızın
çağrılı olduğu Türkiye Büyük Hekim Meclisi’ne katılım,
takdir edeceğiniz gibi, son derece önemlidir.

Mesleğimiz adına utanç verici olan Sağlık Torbası’nın hâlâ Meclis’te olduğu günlerde toplanacak olan Türkiye Büyük Hekim Meclisi’ne
olanak olduğunca çok sayıda meslektaşımızla birlikte katılımınızı bekler, çalışmalarınızda başarılar dileriz.

Saygılarımızla,

Türk Tabipleri Birliği
Merkez Konseyi

*****

Türkiye Büyük Hekim Meclisi

Tarih: 22 Aralık 2013 Pazar

Yer: TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Necatibey Caddesi No:57 Kızılay-ANKARA

Program:

10:00 Kayıt

10:30 Açılış: Prof. Dr. Özdemir Aktan
(TTB Merkez Konseyi Başkanı)

10:45 Sunum: Mesele Tam Gün Meselesi Değil,
Mesele Hekim Emeği Sömürüsü Meselesi!

12:00 Siyasi Parti ve Sağlık Meslek Örgütü, Sendika Başkanlarının Konuşmaları

13:00 Sağlık Torba Tasarısı’nın Görüşülüp Oylanması

14:00 Ara

15:00 Sağlık Torba Tasarısı’nın Bir Kez Daha Meclis’e Gelmesi Durumunda Yapılacak Eylem Programının Oluşturulması

16:30 Sağlık Bakanlığı’na fener alaylı yürüyüş

17:00 TBHM oylama sonucu ve eylem kararının Sağlık Bakanlığı önünde açıklanarak demir parmaklıklarına asılması

Sağlıkta Kamu-Özel Ortaklığı Yasası ve Getirip-Götürdükleri


Dostlar
,

Türkiye bindirilmiş bir kıyamate, sürükleniyor bilinmez (meçhul) bir alamete.. (fırtınaya!)

Bu karmaşa ortamında, 2 hafta önce son derece kritik bir yasa daha TBMM’den AKP’lilerin oylarıyla geçirildi. Önceki gün, bir bayan AKP’li vekilin belirttiği gibi
(Samsun, adını vermeyelim..) “anlamadan elimi kaldırıp indiriyorum..” itirafı bağlamında bu YIKIM YASASI da yüce Mecli’imizden geçti, geçirildi.

AKP’li vekillerin % 90’ının bu yasanın neler götüreceğini (getirecekleri de var mı??)
“kabul oyu” vercek düzeyde anladıklarından ciddi olarak kuşkuluyuz.

Peki bu demokrasi mi?
Yüce Meclis işlevini mi yerine getiriyor, saygınlığı mı tükeniyor?

Ya Cumhurbaşkanlığı makamı?? Orası da bu “telaşeci başı” nın yangından
mal kaçırma serüvenine gözü kapalı katılmayı sürdürecek mi?

Nereye dek??

Ülke gümbür gümbür başımıza çöktüğünde elimizde bir seçenek kalacak mı?

Bu konuda sitemizde daha önce de birkaç yazıya yer verdik. (http://ahmetsaltik.net/saglik-el-yakiyor/, 26.2.13; http://ahmetsaltik.net/sehir-hastaneleri-icin-yargi-engelini-asma-yasasi-cikariliyor/, 22.2.13)

Türk Tabipleri Birliği elinden geleni yaptı. 21 Şubat 2013 günü TBMM önünde basın açıklaması yapıldı, yasa tasarısının olağanüstü büyük sakıncaları ve getireceği yıkım, uzman görüşleri bağlamında açıklandı.. TBMM’ye çağrı yapıldı. Örneğin TTB’den bir brifing alınmasını önerdik biz..

TTB Genel başkanı, -Hacettepe Tıp’tan sınıf arkadaşımız- Prof. Dr. Özdemir Aktan imzasıyla tüm vekillere bir mektup yazıldı.. (http://ahmetsaltik.net/12369/, 21.2.13)

Kayalara çarpıp dönüyor..

  • Peki; AKP kimi dinliyor ?

Yanıt : AKP yalnızca DB (Dünya Bankası) ve IMF’yi dinliyor.
Onlar da ABD-AB’nin, küresel sermayenin sözcüleri..
SAĞLIKTA DÖNÜŞÜM dedikleri bu..
Kökü dışarıda bu politikaların tümü.

Bu yasa ile Sağlık Bakanlığı adeta tasfiye ediliyor.
Ne hizmet, ne tesis ne de çalışan.. Denetim de göstermelik.. hatta o da özel..
Hepsi sermayeye devredilecek hem de milyarlarca TL rantla..
ABD’den daha yabanıl (vahşi) bir sağlık sistemi ülkemizi bekliyor.
Balayı dönemi bitti..

Soylu (necip!) halkımız, her zaman olduğu gibi gene çooook geç uyanacak, uyanabilirse!

  • Bu yasayı CHP’nin 9 Mart’tan başlayarak 60 gün geçmeden (Anayasa md. 151)
    Anayasa Mahkemesi’ne götürmesi gerekiyor..

Kamu_ozel_ortakligi_yasası_Kosk'te_onandi_11.3.13

SAĞLIKTA KAMU-ÖZEL ORTAKLIĞINA ONAY

Cumhurbaşkanı Gül, kamuoyundaSağlıkta Kamu-Özel Ortaklığı Yasasıolarak bilinen yasayı yayımlanmak üzere Başbakanlığa gönderdi. (08 Mart 2013)

Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi’nden yapılan açıklamaya göre Gül, 6428 sayılı

  • ‘Sağlık Bakanlığınca Kamu Özel İş Birliği Modeli ile Tesis Yaptırılması, Yenilenmesi ve Hizmet Alınması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun”u

RG’de yayımlanmak üzere Başbakanlığa gönderdi.

Gül’ün onayladığı yasa, Sağlık Bakanlığı ve bağlı kuruluşlarınca yapılmasına gerek duyulan tesislerin ön fizibilite raporu ve belirlenecek standartlar çerçevesinde Hazine’nin özel mülkiyetindeki taşınmazlar üzerinde, 30 yılı geçmemek üzere bağımsız ve sürekli nitelikte üst hakkı kurulması (inşşat yapılması) yoluyla yaptırılması, varolan tesislerin yenilenmesinin sağlanması ve bu projeler için alınacak danışmanlık, araştırma ve geliştirme hizmetleriyle ileri teknoloji ya da yüksek mali kaynak gerektiren kimi hizmetlerin gördürülmesine ilişkin ilke (usul) ve yöntemleri (esasları) belirliyor.

Hazine’nin tasarrufundaki bir arazide üst hakkı anayassamıza göre tanınabilir mi?

YENİ YASAYA GÖRE:

Sağlık Bakanlığı ve bağlı kuruluşları, Maliye Bakanlığı’nca yükleniciye bedelsiz olarak tesis edilecek Hazine’nin özel mülkiyetindeki taşınmazlar üzerinde, sözleşmede belirlenecek bedel karşılığında kuruluş (tesis) yaptırabilecek. Bir kez daha soralım :

Hazine’nin tasarrufundaki bir arazide üst hakkı anayassamıza göre tanınabilir mi?

Yapım işlerine ilişkin ön fizibilite raporu ile belgeler, Sağlık Bakanı’nın imzasıyla
Yüksek Planlama Kurulu‘nun onayına sunulacak.

Yapım işlerinin ihalesi, Yüksek Planlama Kurulu’ndan yetkilendirme kararı alındıktan sonra gerçekleştirilecek.

Hastane yerleşkeleri, sağlık tesisi ve ticari hizmet alanlarından oluşacak. Bakanlık, kullanımında olan tesislerin yenilenmesi işlerini, tesislerdeki belli hizmetlerin sunulması, ticari hizmet alanlarının işletilmesi ya da bedelinin ödenmesi karşılığında yaptırabilecek.

Sözleşme özel hukuk hükümlerine bağlı olacak ve süresi, tesisin özelliklerine ve fizibilite raporuna bağlı olarak sözleşmede belirtilen sabit yatırım dönemi dışında
30 yılı geçmemek üzere idarece belirlenecek.

Öbür Yasalardaki Değişiklikler

Yasa, Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun‘da değişiklik yapıyor. Buna göre, genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri ile özel bütçeli idareler tarafından yap-işlet-devret modeliyle gerçekleştirilmesi planlanan ve tutarı asgari 1 milyar TL olması öngörülen yatırım ve hizmetlere ilişkin uygulama sözleşmeleri ve yap-kirala-devret modeliyle gerçekleştirilmesi planlanan, tutarı asgari 500 milyon TL olan sözleşmelerde; sözleşmelerin süresinden önce feshedilerek tesisin ilgili idareler tarafından devralınması hükmünün bulunması durumunda, söz konusu yatırım ve hizmetler için yurt dışından sağlanan finansman ve bu finansmana ilişkin mali yükümlülüklerin Hazine Müsteşarlığı tarafından üstlenilmesine karar vermeye, üstlenime konu mali yükümlülüklerin kapsam, unsur ve ödeme koşullarını belirlemeye ilişkin ilke (usul) ve yöntemleri (esasları) düzenlemeye Bakanlar Kurulu yetkili olacak.

Mali yıl içinde yüklenilecek (taahhüt edilecek) borç üstleniminin limiti, Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu ile belirlenecek. Bakanlar Kurulu, limiti bir katına dek artırmaya yetkili olacak.

Giderin kaydı için gerekli olan ödenek, Maliye Bakanlığı bütçesinde yer alan yedek ödenek tertibinden karşılanacak. Müsteşarlık tarafından gerçekleştirilen üstlenim tutarları devlet dış borcu olarak kaydedilecek.

Dış borcun tahsisi yapılabilen idareler dışında kalan idarelerin yürüttüğü projelerden kaynaklanan borç üstlenimlerinde, ilgili idare Hazine Müsteşarlığı’na üstlenilen tutarda borçlandırılacak.

Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu‘na bağlı 2. ve 3. Basamak sağlık tesislerinin bağış, faiz ve kira gelirleri ek ödeme dağıtımında kullanılamayacak. Bu birimlerde görevli personele yapılacak ek ödeme toplamı, ilgili birimin cari yıldaki hizmet bedelinden ayrı olarak faturalandırılan ilaç ve her türlü tıbbi tüketim (sarf) gereci (malzemesi) gelirlerinin % 45’ini, döner sermaye gelirlerinin % 50’sini aşamayacak.
Sağlık çalışanlarının “performans” ödemeleri aşağıya çekilecek.

Düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihten önce ilana çıkılarak ihale süreci başlatılmış işler, mevcut ihale şartnamelerine göre sonuçlandırılacak. Ayrıca, düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihten önce ihale süreci tamamlanmış olan veya devam eden işlere ait şartnamelerdeki, yüklenici tarafından yapılacak sağlık yerleşkesinin dışındaki taşınmazların ticari alan olarak işletilmek üzere yükleniciye verilebileceğine ilişkin hükümler uygulanmayacak ve sağlık yerleşkesi dışındaki taşınmazlar yükleniciye verilmeyecek, ihale iş ve işlemleri ile yapılmış olan sözleşmeler bu hükümler geçerli olmaksızın yürütülecek. Yani gene Kamu İhale Yasası dışında..

6428 sayılı bu yasa, 9 Mart 2013’te RG’de yayımlandı..

Yineleyelim :

  • 6428 sayılı bu yasayı  9 Mart’tan başlayarak 60 gün geçmeden (Anayasa md. 151)CHP’nin Anayasa Mahkemesi’ne götürmesi gerekiyor..

Sevgi ve saygı ile.
24.3.13, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net