Etiket arşivi: Türker Ertürk

SOYKIRIM YALANI

SOYKIRIM YALANI

portresi_adiyla

 

Türker ERTÜRK

 

 

Doğu Perinçek’i sevmeyebilir, fikirlerini beğenmeyebilir ve analizlerini yanlış bulabilirsiniz. Ama ülkemizi bölüp parçalamaya yönelik büyük planın fikirsel alt yapısını oluşturan iddialardan biri olan Ermeni soykırımı konusunda cesaretli ve yurtseverce bir duruş göstermiştir.
Bu tavır takdire şayandır.

Bazen bu yurtseverce duruşu küçümseyenleri, hatta esas nedenin geniş kitleleri kazanmak için yapıldığı suçlamasını duyuyorum. Bu konuda verilecek yanıt çok net;
siz de böyle duruş gösterin, sizi de takdir edelim.

Bu gün size sözde Ermeni soykırımı konusunda bir şeyler anlatmaya çalışacağım.
Bu yazıyı yazmamı tetikleyen nedenler;

  1. Ermeni teröristler tarafından Amerika’da Santa Barbara’da Los Angeles Başkonsolosumuz Mehmet Baydar ve Konsolosumuz Bahadır Demir’in katledilmesinin 41. yıldönümünü
    27 Ocak’ta anacak olmamız,
  2. “Ermeni soykırımı emperyalist bir yalandır” dediği için Doğu Perinçek’i yargılayan İsviçre’yi mahkum eden AİHM’de 28 Ocak’ta temyiz duruşmasının yapılacak olması,

ŞÜKRÜ SERVER AYA

  1. Geçen hafta başında Aydınlık Gazetesi’nde değerli büyüğüm ve dostum Şükrü Server Aya’nın iki gün üst üste çıkan sözde Ermeni soykırımı konusunu aydınlatan yazılarıdır.

“Ermeni soykırımı” iddialarının nasıl bir yalan olduğunu, bu iddianın arkasındaki delillerin nasıl uyduruk ve düzmece olduğunu öğrenmek istiyorsanız Şükrü Server Aya’nın kitaplarını mutlaka okumalısınız. Sayın Aya hem de yabancı belgelere dayanarak bu düzmece delilleri bir bir çürütüyor.

Bu yıl sözde Ermeni soykırımı iddialarının 100. yılı… Emperyalizmi arkasına alan
Ermeni diyasporası ve Ermenistan, dört koldan Türkiye’ye karşı saldırılarını artırmış durumda. Uluslararası kamuoyunu da arkalarına alarak ülkemize baş eğdirmek ve bu yalanı kabullenmemizi istiyorlar. Saldırıların ve baskıların şiddeti 24 Nisan’a doğru daha da artacak. Hedefleri   3 T, yani sorgusuz sualsiz “soykırımın” olduğunun Tanınması, arkasından Tazminat ve Toprak talepleri.

STRAZBURG

Bu konuyu okumuş, incelemiş ve araştırmış birisi olarak söylüyorum;

  • “Ermeni soykırımı” iddiaları tümüyle asılsızdır
    ve yer kürenin gelmiş geçmiş en büyük yalanıdır.

Esas soykırım 18. ve 19. yüzyılda Türklere ve Müslümanlara karşı yapılmıştır.
Bugün Balkanlarda homojen sayılabilecek devletler bu soykırım sayesinde yaratılmıştır.
Hal böyleyken bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı eğer “Ermeni soykırımı” savını bir şekilde destekliyorsa bunun nedenini cibilliyetinde, emperyalist işbirlikçiliğinde, çıkarcılığında
veya bilgisizliğinde aramak gerekir.

Strazburg’da 28 Ocak 2015’te görülecek temyiz duruşması Doğu Perinçek’in değil Türkiye’nin davasıdır. Destek vermek, arkasında durmak vatanseverlik borcu,
atalarımıza ve geleceğimize saygının ifadesidir.

BAŞARININ SIRRI!

Dünyanın her yerinde etkin olan Yahudi diyasporası gerçekte kendi içinde “kedi köpek” gibi birbirini yer ve anlaşamaz. Ama Yahudi cemaatinin ve İsrail’in çıkarları söz konusu oldu mu, kavgayı bırakır, birleşir ve ortak davanın arkasında olur.  2 bin yıllık başarının sırrı budur!

Öte yandan 28 Ocak’ta (AS: 2015) başarılı olursak, hukuken öyle olması gerekiyor,
soykırım yalanı biter mi? Asla! Biteceğine inanmak emperyalizmi ve onun uzun soluklu planlarını anlamamak demektir.

Anadolu’nun kadim halklarından olan Ermeniler; 100 yıl önce emperyalizm tarafından kandırıldılar, vaatlerle aldatıldılar ve bin yıldır barış içinde birlikte yaşadıkları Türkleri ve Müslümanları arkadan vurdular ve sonrasında istenmeyen şeyler oldu. Bu yüzden Ermeniler travmalı ve tarihsel gerçeklik peşinde değiller. Şimdi Ermeniler emperyalizmden pisliklerini temizlemesini, destek vermesini istiyor. İşte bunun için daima güçlü olmak daha uzunca bir süre bu sorunla birlikte yaşamak zorundayız. Bu sorunun kısa dönemde tarihsel araştırmalarla ve mahkemelerle biteceğini sanmak saflık olur.

Saygılar sunarım. (24.1.15)

Kıbrıs’ta kanlı Noel’in 51. yılı…


Kıbrıs’ta kanlı Noel’in 51. yılı…

51 yıl Önce Rum tedhişçileri tarafından gerçekleştirilen Akritas Planı‘nın devamı niteliğindeki saldırılarda 30 bin Kıbrıslı Türk köylerinden, yaşadıkları yerlerden göç ettirilmiş,
364’ü ise feci şekilde katledilmiştir.

Kanlı Noel olarak adlandırılan bu barbarca saldırılarda yaşamlarını yitiren tüm Kıbrıslı Türkleri saygı ve rahmetle anıyor, yüreklerimizdeki acının kezlerce kat fazlasını hala yüreklerinde hisseden yakınlarına  baş sağlığı ve sabırlar diliyorum.

Kanlı Noel Anma1
*****

Değerli Türker Ertürk’e vefalı anması için teşekkür ediyoruz.

Yazdıklarını aynen paylaşıyoruz.

Kıbrıs’lı Türk kardeşlerimizin KKTC’nin üzerine titremesi ve bağımsızlıklarından
zerre ödün vermemeleri gerektiğini vurguluyoruz.

  • Kıbrıs’ta 2 bağımsız devletli – 2 bölgeli bir statü; başka yolu yok..

Nur olsun şehit ve gazilerin bu uğurdaki kanları…

Bu bağlamda önceki yıllarda bu sitede yazdıklarımıza bakılmasını özellikle dileriz.

Sevgi ve saygı ile.
24 Aralık 2014, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net

PREVEZE DENİZ ZAFERİ..

PREVEZE DENİZ ZAFERİ..

Preveze

Unutmayarak unutturmayan, tarihimizi anan ve ondan sonuçlar çıkartan

Sn. Türker Ertürk‘e teşekkürlerimizle..

Barbaros Hayrettin Paşa ve Anadolu yiğitlerine selam olsun!


Sevgi ve saygı ile.
27.9.2014, Ankara

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

 

 

Ceyhun BALCI : OLUR MU BÖYLE ŞEYLER?


Dostlar
,

İzmir’den meslektaşımız Sn. Dr. Ceyhun Balcı’nın aşağıdaki yazısı
oldukça çarpıcı 2 tema içeriyor..

İlki, eli kanlı katil Öcalan’ın hapishanede yapageldikleri ya da
yapmasına AKP iktidarınca izin verilen – göz yumulan eylemleri..

Öteki de E. Tuğa. Türker ERTÜRK paşanın, daha önce komutanı olduğu Deniz Harbokulu bitirme törenlerine Deniz Kuv. Kom. Bülent Bostanoğlu tarafından sokulmamasıdır.

Bu komutan, Mamak Askeri Cezaevinde beyin kanaması sonrası ölen
Albay Murat Özenalp‘in (3.5.14) Ankara Kocatepe Camisindeki cenaze töreninde de bizzat emekli askerler – özellikle denizciler ve biz dahil sivil halk tarafından şiddetle protesto edilmiş ve çok bozulmuştu.
Çok sayıda koruma ile törenden ayrılırken de protestolar sürüyordu..

Şimdi de böylesi bir vefasızlık ve ağır nezaketsizlik..

  • Deniz Harbokulu, Deniz Kuv. Kom. Bülent Bostanoğlu’nun babasının çiftliği değildir! Bu özverili Halkın malıdır!

Kendisini esefle kınıyoruz..
Kamuoyu önünde Sn. Türker Ertürk amiralden (E) ve halktan
özür dilemeye çağırıyoruz.

“Yazıklar olsun!” diyoruz kendisine..

Tarihte bu ayıpla anılmasın.. En hafifinden yasakçı / vefasız / değerbilmez… vb. dilimizin yazmaya elvermediği daha ağır sıfatlarla anılmasın..
Örn. aşağıdaki yazıda “…üzerlerinde komutan üniforması taşıyan
ama 
asla komutan olamamış..” göndermesi yapılmakta.. 

Herkes gibi Ora. Bostanoğlu da yarın geçer gider;
çoluk çocuğu utanca boğulmasın..

Çok ayıp ettiniz Bostancıoğlu amiral çoookkk!..
Bir Türk Amiraline, Barbaros’un torunlarına hiiiç ama hiç yakışmadı..
Biz bir insan ve T.C. Yurttaşı olarak çok utanıyoruz..
Ya siz ??

(http://ahmetsaltik.net/2014/08/31/turker-erturk-hayirli-olur-mu/
adresindeki yazımıza da bakılması dileğiyle..)

Sevgi ve saygıyla.
30.8.2014, Ayder – Rize

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net

=======================================

GÖZDEN KAÇMASIN!
OLUR MU BÖYLE ŞEYLER?

portresi

 

 

Dr. Ceyhun BALCI,
30.08.2014

 

Bir eli kanlı katil üstelik hüküm giymişken ve kendisiyle ilgili tüm hukuk yolları tüketilmişken demir parmaklıklar ardında avukatlarıyla görüşebilir mi?
Gönülsüzce “evet” diyelim! Beterin beteri olduğunu bilerek!
Aynı eli kanlı katil

“Söyleyin bakana 50 yasa çıkaracak!”

diye tehditler savurabiliyorsa ya da ana muhalefet önderine

“Söyleyin Kemal’e diyerek…”

akıl öğretebiliyorsa avukatlarla görüşme solda sıfır kalır!

Bunların hepsi demokrasi gereği denilerek geçiştirilebilir!
Kim bilir belki de öyledir!
Bizlerin bildiklerini gözden geçirmesi bile gerekebilir!

Bir emekli komutan (Türker Ertürk) önceki yıllarda komutanlığını yaptığı Deniz Harp Okulu’nun bu yılki mezuniyet töreninden görevdeki komutan (Bülent Bostanoğlu) marifetiyle uzak tutulmaya çalışılır mı?

http://www.aydinlikgazete.com/yazarlar/117-tuerker-ertuerk/49914-turker-erturk-hayirli-olur-mu.html

Eli kanlı katilin (Abdullah Öcalan) yaptıklarıyla bir araya geldiğinde
bu son örnek Türkiye’nin içine düşürüldüğü durumu fazlasıyla açıklar!

Bir değişmez kuralı anımsamak gerekişe!

Hiçbir despot / diktatör birilerinin yardımı (daha doğrusu işbirliği) olmadan hedefine varamaz! Silah arkadaşları kumpas kurbanı olmuşken;
görevdeki üst düzey komutanların işbirlikçi ve kraldan çok kralcı tutumu
bu 30 Ağustos’un önde gelen olayıdır!

Aklı başında herkes, üzerlerinde komutan üniforması taşıyan ama
asla komutan olamamışları iyi tanımalıdır!

Bunlar tanınırsa ve yaptıkları kavranırsa başrollerdeki despotlara kızmanın yanı sıra yardımcı oyuncu konumundaki işbirlikçilere de odaklanılması
söz konusu olabilir!

Ulusal Kanal’da Kanal İstanbul Projesi


Dostlar
,

Sn. E. Amiral Türker ErtürkUlusal Kanal’da Kanal İstanbul Projesi‘ni değerlendiriyor..

http://www.dailymotion.com/video/x23wjgb_turker-erturk-kanal-istanbul-projesi_news

Sn. Onur Öymen de program konuklarından..İzlemekte büyük yarar var…

Sevgi ve saygıyla.
17.8.2014, Tekirdağ

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net 

Kıbrıslı Rumların Türklere Katliamı : Muratağa – Sandallar – Atlılar


Kıbrıslı Rumların Türklere Katliamı :

40 Yıl Sonra Muratağa – Sandallar – Atlılar Kırımı

Muratağa, Sandallar ve Atlılar

Dostlar,

Sayın Türker Ertürk‘ün unutturmayarak anımsattığı kırımın (katliamın) üzerinden 40 yıl geçti.. Biz de Kıbrıs’a yaptığımız birkaç ziyarette toplu şehit mezarlarını içimiz ağlayarak yerinde ziyaret etmiştik.

Kıbrıs Cumhuriyeti Devlet Başkanı Başpiskopos Makarios‘un Rum ordularının başkomutanı sıfatıyla verdiği sürekli buyruk (Standing order),
Rumların insanlık suçu kanıtı olarak bu köylerde mezarlıklarda tabelalara yazılı..

Makarios’un 1963’te verdiği “standing order” soykırım planının somut belgesidir..

  • “Türk askeri Ada’ya varana dek,
    Akdeniz sıcağında kurtaracağı tek bir canlı Türk bırakılmayacaktır!”

Bu katliamcı anlayış, AB temel hukuku (primary law) hiçe sayılarak AB’ye “tam üye” yapılmıştır. Yaklaşık 700 bin nüfuslu soykırım sabıkalısı bir “ülkecik” AB’de dönem başkanlığı bile yapabilmiştir!

Aynı AB, Türkiye’ye ise “Yunanistan ile sorunlarını çöz de gel..” deme ikiyüzlülüğünü de gösterebilmiştir. Bunun anlamı, “Ege’de ve Kıbrıs’ta hukuk dışı Yunan isteklerini kabul et..” demektir.

Daha açık anlatımıyla; bir iç deniz olan Ege, dünyada örneği görülmemiş biçimde, Yunanistan’ın “karasuları 12 mil olsun..” istemiyle bir Yunan gölüne dönüştürülsündür.

Türkiye’nin Ada’daki 200 bini aşkın Türk soydaşımızı Rum soykırımından korumak için Londra ve Zürih Antlaşmalarına dayalı Güvenceci (Garantör) Ülke nitemiyle (sıfatıyla) Ada’ya yaptığı meşru savunma amaçlı çıkarmayı işgal olarak gören AB, Türk Kolordusunun çekilmesini istemektedir.

Bu kolordu oraya, Yunanistan destekli ENOSİS (Ada’nın Yunanistan’a katılımı) darbesini (EOKA-B) engellemek için çıkarılmıştır. Yunanistan Londra ve Zürih Antlaşmalarını çiğneyen yandır ama, nedense Türkiye’ye Yunanistan ile sorunlarını çözmesi dayatılmaktadır!?

Ege Adalarının da Lozan Antlaşması gereği silahsızlandırılması gereklidir ama, Batı’nın antik Helen Uygarlığı hayranlığının şımarık çocuğu Yunanistan,
bu uluslararası hukuk kurallarını da çiğnemiştir.

Tüm bunlar ve daha başkaları apaçık ortada iken, Türkiye hala AB kapısında üyelik dilenmektedir. Bu durum ulusal gururumuzu incitmektedir. Gerçekte özellikle AKP iktidarlarının AB üyeliğini tam olarak istemediklerini ancak iç ve dış politikada malzeme olarak kullandıklarını dünya alem bilmektedir ve bu gerçeği / zaafı AB ustalıkla kullanmaktadır.. 2008’de Dışişleri Bakanı iken Ali Babacan’ın aşağıdaki girişimi,
ulusal onurumuzu zedelemiştir.

AB'ye_alinmayacagimizi_biliyoruz_ama_Ali_Babacan

Kıbrıslı Türkler, TMT (Türk Mukavemet Teşkilatı) eliyle kırımlara yıllarca kahramanca direnmiş ve yüzlerce şehit vermişlerdir. Türkiye de 1974 çıkartmalarında 600’e yakın Mehmetçiği şehit vermiş ve 3 yıla yakın ağır ABD ambargosuna uğramıştır.

Aradan 30 yıl geçmiş olmasına karşın Batı emperyalizmi KKTC’yi tanımamaktadır!?
Oysa oradaki Türk halkı, BM hukuku bağlamında meşru haklarını kullanarak ayrı bir devlet olmayı seçmişlerdir (kendi yazgısını belirleme – “self determination” hakkı).

Kıbrıs’ta “2 bölgeli ve 2 devletli yapı” mutlaka korunmalıdır.

Bu uğurda çoook kan dökülmüş, yüzlerce vatan evladı şehit verilmiştir. AKP hükümetinin iktidarda kalma uğruna Batı’ya her türlü ödünü verdiğini / vereceğini bize son 12 yıl iyice öğretti. Kıbrıs’lı Türk soydaşlarla birlikte bu oyunlara birlikte direnmeliyiz.
Son çözümlemede KKTC halkı Türkiye’ye katılma kararı verebilir..
1939 Hatay plebisiti gibi..

Tüm Kıbrıs şehit ve gazilerimizi minnet ve şükranla anıyor; katliamcı Rum yönetimini lanetle kınıyoruz.. Bu soykırıma çanak tutan, göz yuman ikiyüzlü Batı emperyalizmini de!

Sevgi ve saygıyla.
14.8.2014, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net 

 

1. ANAFARTALAR ZAFERİ…

TÜRKER ERTÜRK : 1. ANAFARTALAR ZAFERİ…

1.Anafartalar Zaferi

Dostlar,

Türkiye’nin bu yoğun gündeminde yakın tarihimizin son derece önemli bir askeri utkusunu anımsayan ve anımsatan, Büyük ATATÜRK’ün dünya harp tarihine örnek başarısını işleyen Sn. Türker Ertürk amiralimize teşekkür ederiz..

Sitemizde bu önemli tarihsel olayı – başarıyı geçtiğimiz yıl biz de işlemiştik..

Sevgi ve saygıyla.
10.8.2014, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net 

Din maskeli soyguncular..


Türker ERTÜRK

Din maskeli soyguncular..

Maske

Bir yandan yolsuzluktan – rüşvetten düşük (sabık) Bakan Egemen Bağış‘ın

“Bakara – makara” nakaratı, bir yandan Başbakan başta olmak üzere AKP’lilerin
ölçüsüz – ve hukuksal deyimi ile sebepsiz- varsıllaşması…

Bir yandan yaygın halk kitlelerinin yoksullaştırılması ve borçlandırılması,
gelir dağılımının iyice adaletsizleşmesi,

Türkiye’nin Dolar milyarderi yetiştirmede dünyada başlarda gelmesi..

Bir yandan da ülkenin giderek dincileştirilmesi..

Başbakan’ın Cumhurbaşkanı adaylık sürecindeki bağışları bile açıkla(ya)maması..

İşte saydam, ileri ve AKP’nin RTE’si – RTE’nin AKP’sinin “İSLAMİ DEMOKRASİ”
bu olsa gerek; Türkiye’nin de başını göğe erdiren..

Nedense, yolsuzluk – rüşvet – kokuşma ve ülkenin dinciliğe boğulması doğru orantılı.. Aralarında çok yüksek bir korelasyon var.. Bilimsel olarak sorgulamak zorundayım :

“Korelasyon” kesin ve güçlü de; acaba aradaki bu bağ neden – sonuç ilişkisi mi??

Yoksa, bize bu “halkta karşılığı olmayan” saçma sapan (absürd) sorular sorduran “Adrassan’ın açık hava saunası” mı??

Türker paşa tatil matil dinlemeden üretiyor; kısa, özlü ve vurucu..
Okumayan halkım “kısacık” iletilerle gerçeklerle yüzleşsin, azıcık düşünsün.. diye..

Bize tatilde de rahat vermiyor (!); baksanıza neler çağrıştırdı ve yazdırdı??

Bu arada, aylardır sitemizin manşetinde tuttuğumuz dileğimize dönük R.T. Erdoğan’dan da CB Abdullah Gül’den de tık yok..

**************

Sn. Cumhurbaşkanı A. Gül, Başbakan R.T. Erdoğan, Düşük (Sabık) Bakanlar;

İsviçre Hükümeti’ne açık resmi yazı yollayın; 
Şaibe altındayım..” deyin..
Aklanmak için hesaplarınızı kamuoyuna açıklamaya onları açıkça yetkilendirin!
İddialar asılsızdır..” demekle olmaz.. “İspatlamayan şerefsizdir..” diye gürlemekle de..
Biliyorsunuz ki “İsviçre Bankaları” 3. kişilere bilgi vermezler. Öyle olduğu için “İsviçre Bankaları” olmuşlardır.. Tek yol sizin onlara yazılı “açıklama” talimatı vermenizdir.
Yalnız sizin de değil; 1. derece yakınlarınız dahil. Yakın erim de değil; en az 10 yıllık hesap hareketleriyle. 
Kayıp trilyon davasını, Wikileaks belgelerini kamuoyu unutmadı.

Sayın TBMM Başkanı Cemil Çiçek;

Bir Parti TBMM’ye dilekçe verdi aylar önce.. Bu konuyu İsviçre’den sizin sormanız için. Aylardır gereğini yapmadınız! Niçin? Halkı belki bir süre atlatabilirsiniz
ya kendinizi ve tarihi??

Deniz Baykal tam da böyle yol izledi yakın geçmişte ve aklandı; O’na danışın..

***** ///// *****

Bu durumda ispatlamayan mı müfteri, kanıtlamayı engelleyen mi?

Sevgi ve saygıyla
28.7.2014, Adrassan

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net 

 

Türker ERTÜRK : Kıbrıs’ın Dünü ve Bugünü ve bizim katkılarımız..

Dostlar,

Geçtiğimiz yıl yayımladığımız bu yazıyı bir kez daha paylaşmak istiyoruz..

Bir de aşağıdaki yazımızı güncelledik..

Kıbrıs Mutlu Barış Harekatı‘nın 41. Yılı Kutlu Olsun!

Şu erişkeden (linkten) ulaşılabilir..

http://ahmetsaltik.net/2015/07/20/kibris-mutlu-baris-harekatinin-40-yili-2/

Sevgi ve saygı ile.
23 Temmuz 2015, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com

==============================================

Türker ERTÜRK :
Kıbrıs’ın Dünü ve Bugünü ve bizim katkılarımız..

KIBRIS_40._YIL

Sayın E. Amiral Türker Ertürk‘ün yukarıdaki özlü görseline ek söyleyeceklerimiz var..

Kıbrıs Türk halkının barış ve özgürlük bayramını biz de
gönlümüzü doldurarak kutluyoruz..

2 kesimli, 2 egemen devlete dayalı yapının korunmasından başka çıkar yol yok!

Yeniden başa döneriz ve bu kez Kıbrıs’ta yeniden başlayacak Türk soykırımını engelleyecek yeni bir Karaoğlan ve TSK da bulamayabiliriz..

Kıbrıslı soydaşlarımız en iyi kendileri bilirler özgürlük ve bağımsızlığın
ne demek olduğunu.. Kıbrıs’ta Kanlı Noel’i ile (23 Aralık 1963) Muratağa, Sandallar ve Atlılar katliamlarıyla..

14 Ağustos 1974 tarihinde EOKA-B tarafından Kıbrıs‘ın MuratağaSandallar ve Atlılar
köylerinde 
Kıbrıs Türklerine karşı Rum çetelerce gerçekleştirilen katliamda
en genci 16 günlük, en yaşlısı ise 95 yaşında olmak üzere 126 Türk öldürülmüştü.
Gözlerimizle gördük toplu soykırım mezarlarını ve Başpiskopos Makarios’un yazılı soykırım emrini :

STANDING ORDER (Sonuç alınana dek süreki emir) :

  • Türk Ordusu kavuşmadan önce tek 1 Türk sağ bırakılmamak üzere
    Akdeniz’in sıcağında tereyağı gibi eritmek.. (yaklaşık özü, mealen)

Son derece sinsi politikalarla kitlelerin beyninin yıkanmasına çalışılacağı bir gerçektir.
Tüm bunlara karşın Kıbrıs Türk halkının bilincini uyanık tutmak başta Kıbrıslı önder ve aydınlar olmak üzere hepimizin görevidir.

ANNAN Planı (emperyalist tuzağı) halk oylamasından önce KKTC’de
ADD Genel Başkan Vekili sıfatıyla 2003 sonlarında çok emek harcamıştık.. Soydaşlarımıza assimilasyon tuzağı Annan Planı’nın içyüzünü anlatmıştık.
Ancak biz gerçekleri anlatıyorduk ağzımız dilimiz kuruyarak; fakat Emperyalizm,
yerli ilbirlikçileri eliyle AVRO dağıtıyordu.. Sonucu biliyorsunuz.. Bereket Güney Kıbrıslı Rumlar dönemin BM Genel Sekreteri Gana’lı Kofi Annan‘ın Planı’nı Türkleri yeterince teslim alıcı – boğucu bulmadıklarından reddettiler de KKTC Türkleri bir kez daha
ipten döndüler..

KIBRIS_konusmalarimiz

Son çözümlemede Kıbrıslı soydaşlarımız kendi yazgılarını kendileri belirleme
(self determination) haklarını kullanarak Türkiye’ye katılma (ilhak),
Türkiye ile bütünleşme (integrasyon) kararı alabilirler..

Kıbrıs’taki Türk varlığının – 6000’lere dek uzandığını bu arada özellikle belirtmek isteriz. Bu olguları sitemizde daha önce kaynaklarıyla yazdık. 1571’de Osmanlıların Sadrazam Sokullu döneminde Kıbrıs’ı fethiyle başlamıyor oradaki soydaşlarımızın varlığı..

KIBRIS’ta TÜRK VARLIĞI MÖ 1400’de!

Kıbrıs’a kendilerini Alaş diye adlandıran Türk boyu ya da boylarının ayak basma tarihleri (-) 1400’dür. Halbuki Minoen göçmenlerinin adaya göç etmeleri tarihi (-58).
Fakat Kıbrıs’a ilk ayak basanlar, Yunan arkeolog Lefkoşa Müzesi eski müdürü
Dikaos’a göre, MÖ 6. binde Anadolu’dan gelenlerdir.

  • Jeolojik olarak Kıbrıs’ın Akdeniz’deki yeri, İskenderun Körfezi’nden koptuğunu gösteriyor. 

(Kaynak : Tarihin Başladığı  Ön-Türk Uygarlığı Resmi Tarihin Çöküşü,
Haluk Tarcan, Ön-Türk Uygarlığı Araştırmaları Merkezi, Töre Yayın Grubu, syf. 277)

Tarih bilinciyle, meşru haklarımızı uluslararası toplum önünde savunmayı sürdürmeliyiz. Üstelik gerektiğinde AKP iktidarına da karşın..

Sevgi ve saygıyla
20.7.2014, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net