Etiket arşivi: Türk Vatandaşı Naci BEŞTEPE

Naci BEŞTEPE : ÇARŞAMBA İĞNELERİ – 12 Mart 2014


Naci BEŞTEPE : ÇARŞAMBA İĞNELERİ – 12 Mart 2014

Naci_Bestepe_portresi

 

 

 

 

HIRSIZ

Başbakan ve AKP’i bakanların gittiği yerlerde “HIRSIZ VAR!” diye bağıran vatandaşları polis tartaklıyor ve gözaltına alıyor.

Bakanlar Kurulu’nu hırsız kabul ediyor?…

YERLEŞTİRME

Evindeki ayakkabı kutularında 4.5 milyon dolar bulunan Halk Bankası eski müdürü Süleyman hapisten çıkarıldı, bankaya yönetim kurulu üyesi yapıldı.

Kutulama işi eksik kalmış…

CİDDİYET

Bilal Erdoğan, TÜRGEV’e arsa bağışı işini konuşurken KİPTAŞ Genel Müdürü Yıldırım’a “Kanunu çok ciddiye alıyorsunuz..”  diyor.

Kanunun sökmediğini babadan biliyor…

SALAK

AKP’li  milletin vekili (maalesef) Külünk,”17 Aralık, günah işleme özgürlüğüne darbedir.”

Salakça açıklama özgürlüğü geçerlidir…

YÜZSÜZ

Erzincan davasını gizli tanığı, yargını yüz karası, eski İliç Savcısı B. Bozkurt’un yüzünü değiştirip yeniden savcı yapmışlar.

Yüz kez de estetik yüz yapılsa, yüzsüzlük kalıcıdır

GERÇEK

RTE, Eskişehir’de “evlatlarıma helal lokma yedirmediğim halde…” dedi.

Dil sürçmesi dendi.

Neresi sürçme, gerçekleme…

GERİYE

MAGNA CARTA ile 800 yıl önce hukukun üstünlüğü kabul edildi.
(AS: İngiltere’de, 1215’te bir tür erken meşrutiyet; Osmanlıda 661 yıl sonra 1876!)

800 yıl sonra Türkiye Cumhuriyeti’nin başbakanı yargıyı yönlendiriyor ve kararlarını dinlemiyor.

Bu kafayla Türkiye hangi yüzyıla gidiyor?

BAŞ?

RTE, ODTÜ’lüleri “ateist ve terörist” olarak niteledi.

Başbakan mı, başbölen mi?

Baş da ne başı?

AŞAMA

“Ben bu davanın savcısıyım” dan  avukatlığına geldi.

Sonraki aşama kısa süreli tanıklık,

Sonuç sanıklık…

DİKTATÖR

RTE,nin “diktatör” dediği İsmet İNÖNÜ, bütün gelir giderini özel defterine yazmış.

Kendisinin hesaplarına bankalar yetmiyor, evlat, hısım akraba seferber ediliyor…

HATIRNAZ

RTE, tahliye olan Org.BAŞBUĞ’u aramış.

“Terörist yapıp biraz yatırdık, rahat etmişsinizdir inşallah” demiştir, yüzü kızarmadan…

Türk Vatandaşı Naci BEŞTEPE

ÇARŞAMBA İĞNELERİ – 5 Mart 2014


ÇARŞAMBA İĞNELERİ – 5 Mart 2014

Naci_Bestepe_portresi


Türk Vatandaşı Naci BEŞTEPE
 

KOYUN

Burhan KUZU, “Kasetler doğru olsa bile vatandaş inanmaz”,

 

Fehmi KORU, “ İspatlansa bile inanmam”.

Kuzu büyür koyun olur,
Koyunlar birleşir sürü olur…

KURTULUŞ (Sayın PERİNÇEK’in yazısından)

Erdoğan bataktan nasıl kurtulur?

Yüce Divan’a çıkarak…

DALGACI

Dünya RTE’nin yolsuzlukları ile dalga geçiyor.

O da yandaşlarıyla…

GÖREVLİ

Abdullah GÜL demokrasiye aykırı tüm yasaları onayladı.

Görevde işte…

YOLSUZ

RTE, cemaatin yolsuzluklarını hesabını soracağını açıkladı.

Ayna, ayna!..

KEFİL

Binali YILDIRIM, “Bilal ERDOĞAN ile iş yapmadım ama Başbakan’a kefilim”.

Alış veriş beraber yapılınca…

ALÇAKÇA

RTE, “Alçakça montaj” diye kendini ve yakınlarını savunurken aynı yöntemle cevap vereceklerini açıkladı.

Yani alçakça…

GÖREV

Polisimiz hırsızlığı protesto eden vatandaşları engelliyor.
Gazlıyor, copluyor, suluyor.

Görevi hırsızlığı savunmak mı oluyor?

ÖZÜR

Ukrayna’da polisler diz çöküp halktan özür diledi.

Sıra gelecek…

KAÇIRTMAYIZ

Kılıçdaroğlu,”Ya istifa, et ya yurt dışına kaç” diyor.

Hesabı kesmeden nereye?

SIFIRLAMA

Cezaevinde rüşvetçiler sıfırlandı.

Büyük düşün, büyük götür,

Büyüklerin gereğini düşünür…

ADALET

Rüşvetçiler bırakılınca Başbakanlıkta oturan adam “Adalet yerini buldu” dedi.

Haramilerin adaleti…

YAKIŞMAZ

AKP’li Metin KÜLÜNK, CHP’li  vekili yumrukladı, sonra da “Yüce meclise yakışmadı” dedi.

Doğru, çünkü arka kapıdan giremeyecekler vekil edildi…

SAF!

RTE son günlerde sürekli, ” aldanmışım, safmışım” diyor.

11 yıldır sürekli aldanana saf mı denir?..

PARAZİT

“Türkiye bağırsaklarını temizliyor” demişti, Arınç.

AKP’li bağırsak parazitlerini mi işaret etmişti?

TARAK

AKP’li Midyat belediye başkan adayı Nasıroğlu  için maliye müfettişleri, ”TEFECİ” dedi.

Böyle baş(çalan)a, böyle tarak…

SAHTECİ

RTE, Burdur’da sahte belge üzerinden CHP ve TSK’yi suçladı.

Sahtecilik nöbetine yakalandı…

Türk Vatandaşı Naci BEŞTEPE

Naci BEŞTEPE : ÇARŞAMBA İĞNELERİ – 05.02.2014


ÇARŞAMBA İĞNELERİ
 

portresi_kucuk

 

Naci BEŞTEPE

 

 
YAKIŞIR
Kılıçdaroğlu RTE’ye soruyor;
“Sen başbakansın, sana sahtekarlık yapmak yakışır mı?”
Başbakanına göre değişir…

KİRLİ
Kılıçdaroğlu RTE’ye, “Bütün dünyayı çamaşır makinaları ile donatsan
senin kirliliğini temizleyemez”
Yazık, demek durum bu kadar kötü…

İRADE
RTE’nin yeni mağduriyeti “milli irade hırsızlığı”
Normal hırsızlıkların soruşturmasına izin verse de sıra ona gelse…

KIRMIZI
Dz. Kur. Alb. Ali TÜRKŞEN, mahkeme heyetine
“Yüzünüzün rengine uysun diye kırmızı giydim.” dedi.
Utanmayı bilenin yüzü kızarır…

CEMAATÇİ
CHP Parti Meclisi üyesi Muhammet ÇAKMAK, F Cemaati savundu.
Y-CHP’nin F-CHP şubesi…

İSTİKLAL
RTE.”Biz bu süreci istiklal mücadelesi olarak tanımlıyoruz.”
Doğru. Gerçeğin ortaya çıkmasını engelleyemezlerse mahkumiyet kesin…

GEÇİM
RTE, yeni başbakan olduğunda “maaşımla geçinemiyorum” demişti.
Çok şükür yolunu (geçim) buldu…

HAYIRSEVER
Bilal’in vakfına 99 milyon 999 bin 990 dolar bağışlayan hayırsever aranıyor.
İhalelere bakın…

TAPE
Bakanların – Başbakan yakınlarının rüşvet tapeleri medyada.
Bu tapeler, rüşvetçileri tepeler…

GÖTÜRÜ
Vatandaş Binali Yıldırım’a diyor ki;
“İki lahana alamıyoruz. Lütfen götürenler az götürsün..”
Götürme götürü usulüdür.
Beceren götürür…

MEKKE
Sabah-ATV satışının kod adını “MEKKE” koymuşlar.
Dinci hırsızlar

KARA
AKP’den istifa eden milletvekili M. Çetin,
“AKP kararmıştır, günahlarına ortak olmamak için istifa ediyorum”
Bu güne kadarki ortaklıklar?..

PİŞMAN
RTE istedi, TOKİ’ci Bayraktar hemen özür diledi.
Arkası sağlam olmayan çabuk pişman olur…

SANSÜR
TİB, meclisteki soru önergelerine de sansür koydu.
Her yer yolsuzluk; her yer sansür…

UÇUŞ
RTE’nin dokunduğu iş adamı uçuyor.
Olağandır. Mürit uçmaz, şeyh uçurur…

İSTEK
Yolsuzluk fezlekeli bakanlar halktan oy istedi.
Yolsuzlukla yüzsüzlük kardeştir…

ALA
İçişleri Bakanı E. ALA’nın kardeşinin usulsüz olarak MEB Rehberlik ve Denetim Başkan Vekilliği’ne getirilmesi istifalara yol açtı.
Ala, ala…

SIRA
RTE, “Cemaat, CHP’yi parmağında oynatıyor.”
Sırayla…

BENİM!
Suriye’ye giden insani yardım! TIR’ını arayan savcı ve polislerden sonra askerler de görevden alındı.
Benim Genelkurmayım (!) böyle olmalı…

Türk Vatandaşı Naci BEŞTEPE
05.02.2014

Naci Beştepe : ÇARŞAMBA İĞNELERİ, 23.10.13


ÇARŞAMBA İĞNELERİ

Naci_Bestepe_portresi

Naci Beştepe 

SELAM
Tutuklu silah arkadaşlarına selam çakarak can veren yiğit, yurtsever komutanım E. Korg. Çetin HASPİŞİREN‘i saygı ile anıyor ve selamlıyorum.


VATANSEVERLİK
RTE, “Samimi, dürüst, vatanını milletini seven bir generalin bir amiralin böyle bir süreçte istifa etmesini anlamak mümkün değil.”
O duygulara sahip olmayanlar anlayamaz…
 
BABASI
TGRT muhabiri RTE’den “devlet baba” diyerek bayram harçlığı istedi.
İsteyenin bir yüzü kara,
Öbür yüzü varsa…
 
TAKTİK
RTE’nin türban taktiği,
“Genel kurula habersiz girin”
İ. Melih’in ODTÜ taktiği gibi,
İmamın bildiği…
 
ONUR
ODTÜ, İ. Melih’in ağaç parası diye verdiği rüşveti iade etti.
Herkesi kendin gibi sanma,
Al sana…
 
ZEKA
ODTÜ’lüler okullarını işgal edenleri tanımladı;
Kimyasal Tayyip, Beton Melih...
 
LİDERLERİ
İstanbul’un AKP’li belediyeleri “DÜNYA LİDERİ “afişleri ile donatmışlar her yeri.
Sizin olsun, Lübnan’a bile sökmeyen liderliği…
 
DÜŞÜŞ
AKP döneminde futbol ulusal takımımız 3.lükten 58.liğe düştü.
AKP gider, düşüş biter…
 
BEDELLİ
Cumhurbaşkanı’nın ehramlı fotoğrafları basına dağıtıldı.
Bedelli hacı (Sayın Işık Kansu’dan) nasıldı?
 
NAZİ
Spor Bakanı Kılıç, maçlarda gezi sloganlarını durduramayınca
“önleyici tutuklama” istedi.
Son Nazi…
 
GÜNAH
AKP döneminde şans oyunları yedi kat arttı.
Rehberleri güya İslamdır,
İslama göre kumar haramdır,
Bunlar nasıl Müslümandır?…
 
KONUŞUYOR
Gülten Kışanak yine tehdit etti : “Söz biterse silahlar konuşur!”
Teröristle pazarlık edersen ağzı olan konuşur…
 
ÇARŞAFLADI
Yontma taş devrinin gözde gazetesi Akit‘in yazarı Mustafa Duru,
kız çocukları 11-13 yaş arasında baliğ olduğundan, ortaokulda örtünmesi gerektiğini, örtünün de türban değil çarşaf olduğunu yazdı.
Yobaz azdı…
 
KARIŞMIYORLAR
AKP’li Fatsa Belediyesi haremlik-selamlık havuz yaptırdı.
Havuza mayo ile girmeyi de yasakladı.
Haşema zorunlu kılındı,
Hani yaşam tarzına karışmazlardı…
 
FİDAN
Bekir Bozdağ; “AKP’nin diktiği bir FİDAN’ı söktürmeyiz”
Halkın diktiği binlerce fidanı iplemezsiniz…
 
Türk Vatandaşı Naci BEŞTEPE

YARGIY-MIŞ, YARGITAY-MIŞ, YARGILA-MIŞ


YARGIY-MIŞ, YARGITAY-MIŞ, YARGILA-MIŞ

Naci_Bestepe_portresi

 

Türk Vatandaşı Naci BEŞTEPE

 

 

 

Değerli yazar ve bilim insanı Doğan CÜCELOĞLU’nun çok sevdiğim bir tanımlaması vardır.

MIŞ GİBİ yaşam diye özetlenebilir.

Özel yetkili İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nin yargılaması tam da öyleydi. Kararlıydı.

Verilen özel yetkiyi en iyi şekilde kullanacaktı. Kullandı.

Usul, esas,hukuk, vicdan, insan hakları, CMK, TCK, AİHM ne varsa ayaklarının altına aldı.

BOP Eşbaşkanlığı ve Cemaatin isteklerini tam yerine getirdi.

Yargılıyor-muş gibi yaptı.

Sonuç baştan belliydi.

Heyetin davranışları da sonucun göstergelerinden biriydi.

Yargıy-mış  gibi yaptı. O kadar yapmacıktı ki, kimseyi inandıramadı.

YARGITAY’DAN BEKLENEN

Gerekçeli karar Yargıtay’a geldiğinde de beklenti yüksek değildi.

Çünkü 12 Eylül 2010 referandumu sonunda Yargıtay’ın yeniden yapılandırılması ile
özel yetkili mahkemelere benzetildiği biliniyordu.

Her şeye karşın son ana kadar yüksek yargıya olan güvenimizi yitirmek istemedik.

Yılların yargıçlarının siyasetin etkisi ile karar vermeyebileceği umudumuzu
korumaya çalıştık.

Hepsi boş çıktı.

Yargıtay da Yargıtay-mış gibi yaptı.

Yargılıyor-muş gibi yaptı.

Yargıla-mış gibi karar verdi.

ÜST YARGI FARKI

Tebliğnamede beraati istenenlere biraz daha ekleme yaparak sanki daha duyarlıy-mış, titiz-miş, incele-miş gibi yaptı.

Böylece suçu ile suçsuzu ayır-mış gibi görünmeye çalıştı.

Tam bir kandırmacadır. Ne suç, ne kanıt ne de suçlu vardır.

Aynı konumda (Harp Akademisi öğrencisi, öğretim üyesi vb.) olup serbest bırakılan, bırakılmayan vardır.

Kavun-karpuz seçer gibi insan seçilmiştir.

Ne üst mahkeme duyarlılığı, ne özen, ne üst düzey hukuk ne de adaletin zerresi  ortalıkta yoktur.

KARAR VERME ZAMANI

Şimdi karar verme zamanıdır.

Türk yargısının bitişi bu kararla ilan edilmiştir. Kesinleşmiştir.

BOP Eşbaşkanlığı yargısı ile adalet sağlamak olanaksızdır.

Bağımsız-tarafsız yargı yeniden teşkil edilene kadar mücadele sürdürülecektir.

Bu mücadele aynı zamanda Cumhuriyetimizi, ülkemizi, birliğimizi kurtarma mücadelesidir.

Bu mücadele bir meydan savaşıdır.

Cumhuriyet ve karşı devrimin savaşıdır.

Savaşanlara alkış tutarak, dua ederek, uzaktan el sallayarak, “gönlüm seninle,
aferin sana” diyerek savaşın kazanılmasına katkı sağlanamaz.

Herkes doğru konumda yerini almalıdır.

Hemen şimdi.

TÜRKLÜĞÜN FAYDASI


TÜRKLÜĞÜN FAYDASI

Naci_Bestepe_portresi

Türk Vatandaşı Naci BEŞTEPE

“Bu güne kadar Türklüğümün hiçbir faydasını görmedim.”

 

Bu sözler AKP önceki dönem milletvekili olan Ahmet AYDOĞMUŞ isimli bir
Türk vatandaşına ait.

Vatandaş Ahmet fayda için çıkmış yola.

Hayırlı ola.

AKP’den vekil olarak fayda sağlarken Türklüğü değil Müslümanlığı kullandığı anlaşılıyor.

Gemicikler, villacıklar, cipçikler, şirketçikler, ihalecikler, gizli hesapçıklar sağlayanlar gibi.

Faydayı doğrudan AKP’den sağlarken, dolaylı olarak Türk ulusundan aldığının bilincinde olmamış.

Bilinç olsa böyle der miydi?                 

BÜYÜK TÜRK MİLLETİ HUZURUNDA

Bir bakan da Andımızın 1933’lerin Demirperde ülkelerinin ırkçı sloganı olduğunu söyleyerek katkı verdi.

Sağ olsun. Aydınlandık.

Mecliste ırkçı (!) bir yemin ettiğini unutmuş bakan beyim.

“BÜYÜK TÜRK MİLLETİ” huzurunda diyerek.

Dağa taşa “NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE” yazılarak ilkellik yapıldığını söyleyen, devletini AİHM’ne şikayet eden Cumhurbaşkanı gibi.

Sonra da Türk milletinin / devletinin “BÜYÜK TÜRK MİLLETİ” huzurunda yemin ederek o milletin en yüce makamını işgal ettiği gibi.

Bir ulusa aidiyet bağı ile bağlı olduğunu söylemek ırkçılık olamaz.

Ulusu ile övünmek de.

Ailesini sevmek gibi, doğduğu-çalıştığı yeri sevmek gibi, işini sevmek gibidir.

Ve sevdiği ile övünmek gibi.

Çoğu kişi için daha da ilerisi hatta.

IRKÇILIK BAŞKA

Irkçılık sınırı; başka ulusları aşağılamak, küçük görmekle başlar.

ATATÜRK Milliyetçiliği, bizim milliyetçiliğimiz/ulusalcılığımız bu sınırı taşmaz.

Bütün uluslara saygıyı içerir.

Din merkezli düşünenler milliyetçiliği dışladıkları ve ümmeti ön plana çıkardıkları için
bu ayrımı göremezler.

Ulus olmanın, vatandaş olmanın değerini, faziletlerini bilemezler.

“TÜRKÜM” demek mutluluğunu bize bıraksınlar.

Zararı yok.

Biz Türklüğe yararlı olmak için Andımıza bağlı olmaya devam ederiz

DOĞRULUK, ÇALIŞMAK, SAYGI

Andımızın her tümcesi çok iyi seçilmiştir.

Çocuk bilincimize en güzel insani ve vatandaşlık duygularını yerleştirmek üzere.

Ama; çalmak, çırpmak, avantadan kazanmak, milletin malını peş keş çekerek
kendine ve çevresine yarar sağlamak isteyenlere uymaz.

Başkasının hakkını korumayı, saygıyı aklından geçirmeyenlere terstir.

Vatanı; üstündekileri, altındakileri satıp-savma yeri olarak görenlere aykırıdır.

Her türlü varlığı armağan olarak hortumlamaya alışık olanlara da.

IRKÇILIĞI YAPAN KİM? FAYDASI NE?

Andımızdan, ”Türk milleti “ ifadesinden neden rahatsız oluyorlar?

Irkçı buldukları için.

Bu rahatsızlığı RTE ile birlikte en çok dile getirenler kim?

Kürt ayrılıkçılar ve yobaz dinciler.

Peki Kürt ayrılıkçılığı ırkçılık değil mi?

PKK, BDP ırkçılığın dik alasını uygulamıyor mu?

Ona neden sessiz kalınıyor?

Yanıt açık.

Pazarlıklar yapıldı.

Karşılıklı faydalar sağlandı.

Ama Türk milletinin bireyi olarak değil.

Irkçılara, gericilere, bölücülere, çıkarcılara Türklükten fayda gelmez.

Başka kapıya.

Türk Vatandaşı Naci BEŞTEPE : DEVLET ADAMLIĞI VE DEVENİN BOYNU


DEVLET ADAMLIĞI VE DEVENİN BOYNU

Naci_Bestepe_portresi

 

 

Türk Vatandaşı Naci BEŞTEPE

 

 

Devlet adamı denince akla ne gelir?

Devlet yönetme bilincine sahip kişidir.

Devletin ve ulusun çıkarlarını bilir ve korur.

Geleceği görür, önlem alır.

Ağzından çıkan her sözün neticesini değerlendirir.
Halk deyişi ile ağzından çıkanı kulağı duyar.

Davranışları ile örnektir.

Daha pek çok nitelik sıralayabiliriz. İlk anda benim aklıma gelenler bunlar.

YÖNETİCİ DEVLET ADAMI İLİŞKİSİ

Devlet yönetiminde yer alan herkes devlet adamı mıdır?

Asla.

Herkes devlet yönetiminde rol alabilir ancak kişiyi devlet adamı yapan makamı değil nitelikleridir.

Devlet adamı olarak Türk insanının ilk aklına gelen Mustafa Kemal Atatürktür.

Başka  isimler de sayılabilir.

Türk ulusu olarak şanssızlığımız, O’nun niteliklerinde devlet adamlarının yönetime gelmemiş olmasıdır.

İsmet İnönü sonrası ve özellikle son on iki yıldır bu konuda büyük sıkıntı çekilmektedir.

SURİYE İLE SAVAŞ KONUSUNDA YÖNETİCİLERİMİZ

ABD, Suriye’yi yeniden oluşturmaya karar vermesi ile birlikte Türk hükümetine de
öncü rolü biçti.

O ana kadar Esad ile can ciğer kuzu sarması olan Başbakan RTE ve
O’nun Dışişleri Bakanı birden azılı düşman oluverdiler.

ABD, Rusya ile anlaşıp silahlı müdahaleyi ikinci plana atınca Dışişleri Bakanı
şahin tavırlarını unutup “ Bölgede hiçbir zaman dış müdahale taraftarı olmadığımızı” söylemekten çekinmedi.

Ancak O’nun kadar kıvrak olmayı beceremeyen Bülent Arınç,

“Kerry’nin kimyasal silahların teslimiyle ilgili sözü MAALESEF MÜDAHALE İMKANINI ORTADAN KALDIRDI..” diyerek savaş arzusunun benliğini ne derece sardığını
açık etti.

“Dediğim dedik” inadından dönmeyi kendine yediremeyen kibirli Başbakan RTE ise
çok daha garip açıklamalar yaparak yanlışlarına kılıf uydurmaya çalıştı.

Savaş kışkırtıcılığını ve taraftarlığını tenkit edenlere özetle; “Çanakkale’de
Haçlı zihniyeti bize saldırdığında, Kıbrıs’ta ‘yurtta sulh cihanda sulh’ mu dedik? Yurdumuz saldırıya uğradığında ‘yurtta sulh cihanda sulh’ olmaz” yanıtı verdi.

Son cümlesi tam doğru.

Çanakkale’de de, Kıbrıs’ta da vatanımız, ulusumuzu, ulusal çıkarımızı savunmak için savaştık.

Ama cümlenin tamamı kendi doğrusu ile ve Atatürk’ün özlü sözü ile çelişkili.

Atatürk; “Savaş ulusun hayatı için zorunlu olmadıkça cinayettir” demişti.

Suriye ile savaşta nerede ulusun hayatı, nerede ülkemizin ve ulusumuzun çıkarı?

ABD, İsrail ve Sömürgeci Batı’nın çıkarı ile bizim ulusal çıkarımız örtüşebilir mi?

İşte devlet adamlığı niteliğinin yokluğu bu sözlerle ortaya konmuştur.

Bir Suriye helikopterinin sınırımıza yaklaşması hatta içeri girmesi kesinlikle
yurdumuza saldırı olarak nitelenemez.

Kaldı ki, helikopterin düşürülüşü pek çok şüpheyi içeriyor.

DEVENİN NERESİ DOĞRU Kİ?

Olay yurt savunması değildir.

Savaş çıkarmak isteyenlerin bahane üretimidir.

Ortamı ısıtmasıdır.

Suriye yönetimini değiştirmek ulusal çıkarımız değildir.

Her ülkede, her rejimde iktidar ve muhalefet vardır.

Bunlara taraf olmak devlet politikalarımızın sürekliliğini, tutarlılığını, güvenilirliğini zedeler. Çünkü geçicidirler.

Bir de, “Suriye’nin gerçek evlatları” diye tuttulan taraf ulu orta, dünyaya göstere göstere kılıçla kelle koparan, bıçakla boğaz kesen azılı terör grubu ise yazık bunu söyleyenlerin devlet yöneticiliğine.

Bari doğru tarafı tutsalar da bir teselli bulunsa.

Nerdeee?

Neyi doğru yaptılar ki?

Devenin boynu misali.

Türk Vatandaşı Naci BEŞTEPE

(AYDINLIK, 25.9.13)

ÇARŞAMBA İĞNELERİ


ÇARŞAMBA İĞNELERİ

Naci_Bestepe_portresi

 

Türk Vatandaşı Naci BEŞTEPE

 

 

 

İNSANCIK

AKP Tekirdağ Milletvekili Ziyaeddin Akbulut, “Biz engellileri insan yerine koyduk”

Engelliler de sizi insan sanmıştı…

ORMANCI

RTE, ağaçların kesilmesini istemeyenlere, “Orman isteyenler için orman bol.
Sizleri ormanlara gönderelim, ormanlarda yaşayın.” dedi.

75 milyonda ormanı sevmeyen var mıdır?

Başbakan Türk halkını aşağılamıştır…

KÖLECİ

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, ilkokul çocuklarına terörist Hikmetyar’ı ve savaşı öven kitaplar dağıttı.

Dizinin dibine oturanlar eksik olmasın diye…

İÇECEK

Gaziantep’te su tankerinde esrar yakalandı.

Adamlar su diye dağıtıyor, beğenen içer…

AŞAĞILIK

Antalya Gazi Anadolu Lisesi Müdürü, “Merdivenlerden iniş çıkışta sorun olmasın diye” kız öğrencilere etek giymeyi yasakladı.

Aklı belinden aşağı…

KATMA

Balıkesir-Ayvalık’ta çarşaflı ilkokul öğretmeni için İlçe ME Md.”Bizim için kıyafetten çok öğretmenin öğrencisine katma değer olarak vereceği önemlidir.”

Taze beyinlere çarşafı katmış, yeterlidir…

DEMİR-AĞ

RTE hükümeti 11 yılda 98 cezaevi açtı. Beş yılda 207 tane daha açılacak.

10. Yıl Marşı’na takıp, “Neyi ördün demir ağlarla, biz ördük” diyordu anlamamıştık

O’nun örgüsü vatandaşa demir parmaklık…

GEREKSİZ

Öcalan, “Dağdan inenlerin Kandil’e gitmesine ne gerek var”

Haklı, TBMM daha yakın…

İRANLAŞMA

İran Cumhurbaşkanı Ruhani, kadınların toplumsal hayata daha fazla katılmalarını istedi.

“İran gibi olur muyuz?” diye korkardık,

İran gibi olmayı istemekten korkmaya başladık…

KAYBETTİ

“Benim milletim (Türk milleti demedi. NB) bir paket makarnaya, bir çuval kömüre oyunu satmayacak kadar onurludur, gururludur, şereflidir” dedi.

Dediği doğruysa peşin kaybetti…

KÜÇÜKLÜK

Sürgü Beldesi’nde Alevi vatandaşlara yapılan saldırı ile ilgili davada Mahkeme
3-4 yaşındaki çocukları tanık olarak dinlemek istedi.

Yargımız ne kadar küçülmüş…

DİRENME

Gezi direnişinde dayak yiyen öğretim üyesi, bir de polise direnmekten mahkemeye verildi.

Direnmeyeceksin, dayağı yiyeceksin,

Polise dönüp teşekkür edeceksin…

SEVİYESİZLER

Şamil Tayyar, “Her yer taksim, her yer direniş” sloganı atanlara “şerefsizler” ;

Nagehan Alçı, olimpiyatların İstanbul’a verilmemesine sevinenlere “vatan haini” dedi.

İşte iki çok bilmişin seviyesi…

BATIK

Akif Beki Hürriyet’te.

Amiral ya battı, ya yan yattı…

YETERLİ

Obama BM toplantısında Cumhurbaşkanı Gül’e randevu vermedi.

İki sayfa dokuz madde yeterli…

SÜRGÜN

Dolmabahçe Camisi’nin yalan söylemeyen müezzini sürüldü.

İnancın değil imamın imamı olacaksın…

7/24

Mısır, RTE’nin desteklediği İhvan (Müslüman Kardeşler)’ı yasakladı.

Bizim sınırlar açık…

YOLSUZLUK

RTE,”Artık yolsuzlukların kökünü kazıdık”

Daha derinlerden yapabilmek için…

Türk Vatandaşı Naci BEŞTEPE

Naci BEŞTEPE : VARDİYA KİMDE?


VARDİYA KİMDE?

Naci_Bestepe_portresi


Naci BEŞTEPE

BALYOZ Davası sanıklarının eşlerinin başlattığı VARDİYA BİZDE PLATFORMU bir yıldır SESSİZ ÇIĞLIK eylemi yapmakta.

 

21 Eylül 2012 Cuma günü 10. Ağır Ceza Mahkemesi kararını açıklamıştı.

324 kişiye ağır cezalar verdi.

  • Haksız, hukuksuz, dayanaksız, sahte dijital verilere ve kanaate dayanan
    bir karardı.

Vicdanları rahatlatmak şöyle dursun karar verenlerin vicdanlarını da karartan bir karar.

Yargıtay temyiz duruşmasını yaptı. Kararını 9 Ekim’de (2013) açıklayacak.

Umutlu olanlar da var, yargının siyasete bağlı oluşumundan dolayı hiç ümidi olmayanlar da.

SESSİZ ÇIĞLIĞIN AMACI

VARDİYA BİZDE PLATFORMU,
kararın verildiği gün SESSİZ ÇIĞLIK eylemlerini başlattı.

Askerlerin de asker eşlerinin de alışık olmadıkları bir eylem türü idi.

Sokağa çıkılacak, afiş-pankart taşınacak, ağızlar bantlanacak, konuşmadan durulacak, bildiri dağıtılacak vs.

Amaç; kamuoyunun ilgisini çekerek davanın hukuksuzluğunu, kararın haksızlığını
daha geniş kitlelere anlatmak, böylece adalet arayışına destek sağlamaktı.

İstanbul’da Beşiktaş’ta başlatılan eylem, ertesi hafta Ankara’ya sonra değişik tarihlerde 11 merkeze sıçradı.

KİMLER KATILDI? KİMLER DESTEKLEDİ?

Eylemler birkaç kişi ile başladı, zamanla arttı.

Katılanlar çoğunlukla sanık askerlerin aile bireyleri idi.

Toplumda sevilen, sayılan aydınların katılımı ilgiyi daha da artırdı.

Sanık yakını olmayan duyarlı asker ve vatandaşlardan da katılım oldu.

Ancak katılım hiçbir zaman arzulanan düzeye ulaşamadı.

Sanık yakınlarından bile hiç katılmayanlar var.

Onları hoş görebiliriz.

Çok çeşitli sıkıntılar içindeler.
Ailenin bir direğinin eksik olması onları zora sokmuştur. Kabul edilebilir.

Yurttaşların ilgisi düşük düzeyde kaldı. Olayı tam sahiplenmediler.

Geçmişteki olaylara, kırgınlıklara sığındılar.

Siyasal partilerden İP en yoğun desteği sağlarken CHP de özellikle bazı vekilleri ile
katkı verdi.

Beklenin aksine davranış MHP’den geldi.

Sıfır ilgi ve destek.

Yetmezmiş gibi, genel başkan düzeyinde “O karılar evlerinde otursun,
biz gereğini yaparız..” şeklinde aşağılayıcı tarzda ağır bir mesaj gönderildi.

Medya ise YANDAŞ’lığına ve BAĞIMSIZ’lığına bağlı olarak kendini gösterdi.

SORUN “VATAN” DIR

Bu ve benzeri eylemlere destek vermeyenlerin anlayamadığı;
ülke üzerinde oynanan oyunun bir parçası olarak TSK’nın şekillendirilmesidir.

Konu bireysel değil kurumsaldır.

Zaman;  “SORUN VATANSA GERİSİ AYRINTIDIR” sözünün eyleme geçirilme zamanıdır.

YILMAK YOK, MÜCADELEYE DEVAM

Bu yola baş koyanlar kararlıdır.

Küsmek, darılmak, durmak, yenilgiyi kabullenmek yoktur.

Koşullar ne olursa olsun mücadele devam edecektir.

Tek kişi kalsa da. Bir değil on yıl geçse de.

Haklı olan güçlüdür; sonunda mutlaka kazanır.

VARDİYA AMAZONLARINA SELAM OLSUN.

Türk Vatandaşı Naci BEŞTEPE

7.4 Yetmedi; Şener Eruygur’da Ölmeli!


7.4 Yetmedi; Şener Eruygur’da Ölmeli!

Naci_Bestepe_portresi
Emekli Orgeneral Mehmet Şener Eruygur, 1941 Erzurum doğumlu. Şimdi 72 yaşında.

16 yaşında askeri liseye girdi. Üçü öğrencilik olmak üzere 47 yıl Türk ordusunda
hizmet etti. Son görevi J. Genel Komutanlığı idi. 2004’te emekliye ayrıldı.
2006’da ADD Genel Başkanı seçildi.

İKİNCİ YAŞAM

1 Temmuz 2008’de ERGENEKON sahte davasında gözaltına alındı. Tutuklandı.
17 Eylül’de cezaevinde merdivenlerden düştü.
Boynu dört yerinden kırıldı. Beyin kanaması geçirdi.
Ölüm riski yüksek bir ameliyattan sonra, yoğun bakımda iken, kendi istemi olmaksızın tahliye edildi.
Belleğini yitirdi.
Okuma yazmayı unuttu.
Kendi kendine yaşantısını sürdüremez duruma düştü.
Halen de öyle.
Adli Tıp Kurumu “organisiteye bağlı akli arıza” teşhisi ile “fiili ehliyeti olmadığı” raporu verdi.

SAVUNMASIZ CEZA

Beş yıl boyunca bir kez mahkemeye çağrıldı.
Kimlik saptaması bile yapılamadı.
İfadesi alınamadı, savunma yapamadı.
5 Ağustos 2013’te yapılan karar duruşmasında, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından, öbür sanıklarla aynı kefeye konarak ağırlaştırılmış müebbet hapis ile cezalandırıldı.
Yanlış okumadınız, kimlik saptaması bile yapılmadan ve hiç savunması alınmadan!

ÖLÜM EMRİ

Bununla kalsa gene iyi.
Yargıtay aşaması var, ceza kesinleşmeyebilir.
Mahkeme, yapılanı yeterli bulmamış olacak ki, YAKALAMA EMRİ verdi.
2 Eylül’den başlayarak her an uygulanabilir.
Avukatı Sayın Filiz ESEN’in basın açıklamasında da belirttiği gibi bunun anlamı,

“adam öldürmeye tam teşebbüs”
tür.

Çünkü E. Org. Eruygur günlük yaşamını kendi başına sürdüremez.
Demans yani bir çeşit ALZHEIMER hastasıdır.
Bu durumu, hem tıbben hem de Adli Tıp Kurumu 4. İhitisas Kurulunca
28 Aralık 2012’de tıbben kesin karara bağlanmıştır.

Ölüm emrini veren 13. Ağır Ceza Mahkemesi, avukat Esen’in itirazını reddetti. Avukat Esen de üst mahkeme olan 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ne itiraz etti.
Sonucu bilmiyorum.

NERDE HUKUK, NERDE VİCDAN?

Bu kararı veren mahkeme hukuku mu uyguladı?
Org. Eruygur yasal olarak, müebbetle cezalandırılan diğer sanıklarla eşit durumda mı?
Savcılık sorgulamasına, savunma alınmasına gerek yoksa mahkemeler
neden yapılıyor?
Yıllarca süren duruşmalara ne gerek var?
Yargıçların vicdani kanaatlerini kullanmasını yasalar öngörüyor.
Burada yargıç vicdanı nerede?
Yargıç mı yok, vicdan mı?

7.4 YETMEDİ, NERDE İNSAN?

Gölcük depreminden sonra, ilim-irfan sahibi tesettürlü bir genç kızımız,
depremin dinsiz-imansız askerler yüzünden olduğunu ima ederek “7.4 YETMEDİ Mİ?” diye pankart açmıştı.
Evet yetmedi!

– Kuddusi Okkır,
– Ali Tatar,
– Kaşif Kozinoğlu,
– Mehmet Haşimoğlu

ERGENEKON, BALYOZ ve 28 Şubat davaları ile öldürüldüler.

Alb. Mehmet Yoleri sinir hastası oldu.
Prof. Hilmioğlu yaşam savaşı veriyor.
Gazi Ütğm. Serdar Öztürk, kendi ağır sağlık sorunlarını bir kenara itmiş,
Prof. Hilmioğlu tahliye edilmedikçe tedavi kabul etmiyor.
Dışardaki eşlerin hali ayrı bir yazı konusu olur.
Yetmedi insan oğulları.
7.4 yetmedi.
Ölenler, ölümle pençeleşenler yetmedi.
Adli Tıp’ın durumunu ortaya koyduğu E. Org. Şener ERUYGUR’un ölüm emrini de uygulayın.

  • Hukuk yok, yargıç vicdanı yok anladım da, insanlık nerede, insan nerede?

Türk Vatandaşı Naci BEŞTEPE