Etiket arşivi: Türk askerinin Adadan çekilmesi

Soner Polat : Kıbrıs’ta yeni dönem 

Kıbrıs’ta yeni dönem 

Soner PolatSoner Polat Aydınlık Gazetesi, 24.7.2017

(AS : Bizim katkımız yazının altındadır.)

Avrupa Parlamentosu’nun (AP) 6 Temmuz 2017 tarihli Türkiye raporunda adeta Türkiye’ye savaş açılmış! Doğal olarak Kıbrıs da bundan nasibini alıyor. Bu raporun 33’üncü maddesi oldukça ilginç: Bir önceki Cenevre müzakerelerinde (9-11 Ocak 2017) BM ve AB’nin kasasına kilitlenen haritalardan övgüyle söz ediliyor… “Şimdiye dek görülmemiş (thus far unprecedented)” şeklinde ifade edilen bu haritalar kutsanıyor! Aman dikkat! PKK yandaşları ve Türkiye düşmanları ile sıkı fıkı olmakla maruf Hollandalı Kati Piri (AP Türkiye Raportörü) Hanımefendi, bu haritaları beğendiyse eyvah ki eyvah! Raporun 34’üncü maddesinde Türk askerinin Adadan çekilmesi talep ediliyor. Aynı zamanda, Kapalı Maraş bölgesinin BM’ye devredilmesi isteniyor. Türkiye yasa dışı yerleşim alanları kurmaması yönünde uyarılıyor. Sıkı durun bitmedi! 35’inci maddede yağmalanan Kıbrıs doğal gaz rezervleri konusunda Türkiye’nin sessiz kalması dikte ediliyor. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin ruhsat verdiği Fransa ve İtalya’ya ait şirketlerin (TOTAL ve ENİ) araştırmalarını uluslararası yasalara (!) uygun yaptığı ifade ediliyor. Türkiye, dolaylı olarak korsanlıkla suçlanıyor…
YUNAN/RUM KIRMIZI ÇİZGİLERİ
Dilimizde tüy bitti. Mustafa Akıncı ve ekibinin pek anlamaya niyeti yok! Karşı tarafın nihai hedefi, önce adada mutlak bir Rum egemenliği kurmak, daha sonra adayı Yunanistan’a bağlamaktır. Buna “ENOSİS” diyorlar. Bunun için tespit ettikleri üç koşul var:
  • Birincisi, Türkiye’nin etkin ve fiili garantörlüğünün kaldırılmasıdır.
  • İkincisi, Türk askerinin adadan çekilmesidir.
  • Üçüncüsü ise adadaki Türk göçmenlerin geri dönmesidir.

Bu koşulları elde etmeden hiçbir anlaşmaya yanaşmazlar! Süreç devam ederse, verdikçe verirsiniz… AP raporu da Rumların bu özlemlerini bir kez daha Türkiye’ye dayatıyor. Rumlar, Batı önderliğindeki uluslararası toplumun günün birinde mutlaka bu talepleri Türklere kabul ettireceğini düşünüyor. Taviz verecek bir Türk hükümetini bekliyorlar. Soruna tarihsel yaklaştıklarından, Kıbrıs’a el koymak için hiç de aceleci değiller! Öylesine garip bir uluslararası ortam oluştu ki emperyalist Batı, Yunan-Rum ikilisi ile birlikte sürekli atakta, Türkiye ve KKTC sürekli savunmada! Her yeni müzakereye daha geri bir mevziden başlıyoruz.

AFERİM KOÇ’UMA DİKKAT!

Masayı Rum tarafı dağıttı. Bunda hiçbir tereddüt yok! BM Genel Sekreteri Antonio Guterres
G-20 Zirvesi münasebetiyle Hamburg’da Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüştü. Guterres,
“Kıbrıs sorununun çözümü için gösterdiği katkılardan dolayı Erdoğan’ın şahsında Türkiye’ye teşekkür etti. (Hürriyet, 9 Temmuz 2017)” Ama aynı Guterres daha şimdiden müteakip olarak (AS: ardından) atılacak adımları planlamaya başladı. Batı dünyasının yeni taktiği, “Türkler sorumlu davrandı, Rumlar oyunbozanlık yaptı” deyip Türkiye’ye şirin görünerek yeniden masayı kurmak!
Hedef, Türkleri Rumların kabul edebileceği bir çizgiye geriletmek!

NE YAPMALI?

Öncelikle Batı ve AB bir samimiyet testine tabi tutulmalıdır. Annan Planı ve İsviçre’deki görüşmelerde çözümü engelleyen taraf Rumlar olduğuna göre, KKTC’ye yönelik izolasyonları kaldırmak için neyi bekliyorsunuz? Eğer ısrar devam ederse, bu kötü niyet göstergesidir.

AP Raporu’nu yok hükmünde saymak bir politika olamaz! Rapor yerinde duruyor. Bu rapora politik hamlelerle cevap verilir. Bunun ilk adımı KKTC ile olan bağları, başta ekonomi olmak her alanda güçlendirmektir.

Şimdiye dek Türkiye, Kıbrıs, Doğu Akdeniz ve Ege sorunlarında Batı ile hep tek başına boğuştu. Şimdi zaman, bu konularda Türkiye tezlerini destekleyen ülkelerin sayısını artırmaktır. Bu yönde bir diplomatik atak başlatılmalıdır.

GKRY’nin doğal gaz araması yapmak için ruhsat verdiği deniz sahalarını Türkiye eleştiriyor.
Bu tutumumuzu Şansölye Merkel’in eteklerine yapışan Çipras, “Havlayan köpek ısırmaz!” şeklinde tasvir ediyor. Haklı olarak sormazlar mı? Sizin Münhasır Ekonomik Bölgeniz (MEB) neresidir?

  • Türkiye hiç vakit kaybetmeden Doğu Akdeniz’de MEB ilan etmelidir!

KKTC için yeni bir ruh, yeni bir heyecana ihtiyaç var! Bütün Türk dünyası hazır! Var mısınız?
=================================
Dostlar,

Sayın E. Tüma. Soner Polat’ın “Kıbrıs sorunu” na ilişkin saptamaları, irdelemesi
ve önerileri çok yerindedir. Türkiye çok dikkatli ve atak davranmak zorundadır.

Özellikle münhasır ekonomik bölge ilanı konusu büyük önem taşımaktadır.

Gerek ikili gerek çok yanlı görüşmelerde ülkemizde Kıbrıs konusunda uzmanlığı bilinen yurtsever insanlardan yararlanılmalıdır.

Bu uzmanlardan biri de geçtiğimiz ay Tarih doktorasını tamamlayan ve tezi Kıbrıs olan
E. Albay Dr. Mehmey Balyemez‘dir.
Dr. Balyemez halen Ankara Üniv. SBF – Mülkiye lisans eğitimini de sürdürmektedir.
Dışişlerimiz Sn. Dr. Albay Balyemez‘den uzmanlığından yararlanmasını diliyoruz.

Meşru ve haklı konumumuzun hiçbir biçimde zayıflatılmasına izin verilemez.

Unutulmasın;

  • Kıbrıs, 80 milyonluk Ulusumuzun milli davasıdır.
    Bu muazzam gücü, akıllıca dış politika süreçleriyle kullanmak gerekir.

Sevgi ve saygı ile. 25 Temmuz 2017, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
Ankara Üniv. Tıp Fak. – Mülkiyeliler Birliği Üyesi
www.ahmetsaltik.net   profsaltik@gmail.com