Etiket arşivi: Tövbe et Tayyip Bey frene bas ve ben yokum de AB-D’ye!

Müslüman kanıyla abdest alan zangoçlar!

SABAHATTİN ÖNKİBAR

Müslüman kanıyla abdest alan zangoçlar!

10 Ağustos 2012, AYDINLIK

Geçtiğimiz Ramazanlarda Irak ve Libya’da olduğu gibi bu Ramazan ayında da Suriye’de
oluk oluk Müslüman kanı akıtılıyor!

Akıtan malum:

Karar verici konumda, AB-D yani Avrupa Birliği ile Pax-Americana!
Uygulayıcı, yani figüranlar ise başta Türkiye, pardon Erdoğan-Gül devleti olmak üzere
Suud Kralı ile Katar Emiri!

Sorsanız bunların tamamı güya İslam ama Müslümanların katliamına ortak olmak
adeta temel misyonları!

Osmanlı’ya ihanetlerinin ödülü ile Kral ve Emir yapılan çöl bedevilerini pas geçip
Tayyip Erdoğan’a sormak istiyorum:

Sayın Başbakan, senin varlık nedenin Bush’un ilan ettiği malum Haçlı Seferinde
bugünün Arslan Yürekli Rişar’ı olmak mıdır? Değilse ne işin var bu küresel vampirlerle?

Sen ki, bütün gençliğinde bunları küfür ile anardın!
Hal bu iken dünden bugüne Haçlı’nın çanını çalan zangoçluğa nasıl savruldun?
Adana’da kamplar kurdurup Suriye’ye avcı katil mangalarını göndermek midir,
senin misyonun?

Yahu, bugün Suriye’de ölmesine vesile olduklarının tamamı İslam mezarlığına gömülüyorlar, yani Müslümandırlar bilmiyor musun bunu?

Tablo bu ise, yaptığın Müslüman kanı ile abdest almak değil midir?

Bu ne savrulma, bu ne kader çizgisidir Ya Rab!

Sırf iktidar olma ve orada kalma adına bu milleti köle pazarında satılan bir konuma
nasıl sokarsın?

Hem Suriye bir bataklık ve o bataklığa Türkiye’yi gömmektir temel hedef!
Sadece PKK ve Büyük Kürdistan olayı değil, işte İran harekete geçti ki,
Rusya da sırada.
Onlarla mı savaştıracaksın bizi?
Bütün bunlara karşın nedendir bu çılgınlıktaki ısrarının nedeni?

Deliğe süpürülme korkusu mu?

Ne yaparsan yap, 2. Kristof Kolomb bile olsan Emperyalizm kişilere değil yalnızca çıkarlarına vefalıdır. Yani son kullanma tarihin dolduğu gün Şah Pehlevi, Markos ve Mübarek misali ipini anında çekecekler, bunu bilmen gerek!

Tövbe et Tayyip Bey, frene bas ve ben yokum de AB-D’ye !

Hillary Clinton, “..bunları yapın..” diyecek!
Malum, ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton birkaç gün sonra Ankara’da olacak!
Peki niye mi geliyor ya da neler mi diyecek ve isteyecek?

– Biz seçimdeyiz. Suriye konusu tümüyle Türkiye’ye ihale edilmiştir..
– Türk Ordusu tampon bölge kurmak için Suriye’ye girmeli!
– Suriye’ye girecek olan TSK, Şam ile Tahran’ın karasal bağlantısını kesmeli!
– Suriye Kürtleri, Irak Kürtleri gibi ABD’nin korumasındadır ve onlara zarar verilmemeli!
– Barzani’ye PKK ile mücadele ve Suriye Kürtleri konusunda hiçbir baskı yapılmamalı!
– Türkiye Ortadoğu’da Türkmen kartını kullanmamalı ve Kerkük’ün ismini bir daha ağzına almamalı!
– Ankara İsrail ile derhal barışmalı ve Suriye’de CIA gibi MOSSAD ile de yakın işbirliği yapmalı!
– Katar ile Suudiler finansmanı sağlayacak, Türkiye ise eylem yapacak!

Esad ile İran’ı PKK’ya desteğe iten kim?
Diyorlar ki, Esad ile İran PKK’ya destek vermeye başladı!
Öyle midir değil midir bilmiyorum, zira somut veri yok. Yalnızca o doğrultuda kimi laflar var ki, bu pekala psikolojik bir operasyon olabilir!
Böyle bir şey olursa, bir Türk olarak bizim de zorumuza gider, lakin gelin bir empati yapalım. Yani kendimizi Beşar Esad ile Tahran’ın yerine koyup sorgulayalım :

Suriye’ye silah ve terörist nereden gidiyor? Türkiye’den!
Bu teröristler nerede eğitiliyor ve lojistikleri nereden? Yine Türkiye’den!

Yani Türkiye Suriye’ye açıktan taarruz ediyor!

Peki, böyle bir durumda Beşar Esad’ın mukabele ve Türkiye’yi zora sokma adına
PKK ile işbirliği yapması şekil olarak yanlış mı?

Gelelim İran’a!
Tahran Ankara’ya diyor ki; Suriye benim kırmızı çizgim. Orası düşerse sırada ben varım.
Türkiye tarafsız kalmalı!
Peki kaldı mı Ankara?
Tam tersine saldırıda en ön safta!

Keza İran Ankara’ya, Füze Kalkanı benim füze sistemimi kilitlemek içindir.
Toprağına monte etme.. yakarışında bulundu mu?.. Bulundu!
Peki, ne yaptı Türkiye?
İran’ı umursamadı ve sırf İsrail’i korumak adına o radarları toprağına monte etti!
Bunun adı açık bir tavır ve hatta düşmanlık değil mi?

Soruyorum : Böyle bir tabloda İran’ın Türkiye’yi sıkıntıya sokmak için PKK kartını oynaması anormal midir?

İran ile Beşar Esad PKK’ya eğer gerçekten arka çıkmaya başladılarsa, bunun sorumlusu
Tayyip Erdoğan devletidir!

TOKİ, sınırlar değişecek diye mi bekliyor?

Hatırlayın tam 4 yıl önce yine PKK’nın bir karakol saldırısının hemen sonrasında Başbakan Erdoğan ekrana çıkarak, “Bir-iki yıla kalmaz, göreceksiniz, TOKİ bütün sınır boylarımıza kale gibi karakollar inşa edecek.” demişti .

Peki, inşa edildi mi?
Edilmedi. Edilseydi son şehitler verilmezdi!
Peki, niçin edilmedi?
TOKİ’in eski Başkanı olan yeni Bakan Erdoğan Bayraktar kem-küm ederken,
sözü veren Başbakan da sus-pus!

Yahu TOKİ istedi mi, Arena stadyumu misali bir yapıyı birkaç ayda bitiriyor ise, devletin sınır karakolları gibi çok önemli bir projeyi, üstelik Başbakan’ın açık süre taahhüdüne karşın niye bitirmez? O işin rantı mı yok, yoksa başka şeyler mi var?

Başka şeylerden kastım mı?
Yoksa birileri TOKİ’ye, “Bekle hele, nasılsa sınırlar değişecek.
Boşuna masraf olmasın..” mı dedi?
Böyle bir şey söylenmedi ise, her şeye müdahale eden Başbakan bu konuda niye dut yemiş bülbül gibidir!