Etiket arşivi: Talabani

Hüsnü Mahalli : ÖZERK PYD


ÖZERK PYD

Özerk PYD

Hüsnü Mahalli

hmahalli@hotmail.com

“PKK’nın Suriye Kolu” olarak tanımlanan PYD; birlikte hareket ettiği Kürt, Arap ve Süryani gruplarla, Suriye’nin ‘Kürt Bölgesi’nde geçici bir yönetim ilan etti. Klasik olarak, ilk tepki Ankara’dan geldi. Oysa Irak’ta Kürtlerin federal bölgesi ile her türlü işbirliğine girişen ve onun hatırı için Türkiye’nin tüm kırmızı çizgilerinden vazgeçen Ankara,
her nedense Suriyeli Kürtlerin özerkliğine çok kızdı.

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu PYD’yi ‘ikircikli tutum takınmak’la suçladı ve
“Biz Suriye’de hiçbir etnik ya da mezhepsel bir grubun karşısında değiliz. PYD’nin yaptığı en büyük hata; denetimi altındaki bölgelerde bulunan öbür Kürt muhalifleri ezmeleri, diğer Kürtlere karşı  büyük baskı uygulamaları oldu.” dedi.

Çok ilginç…

1- ‘Suriye Krizi’nin başlangıcından bu yana, Başbakan Erdoğan ile birçok hükümet ve AKP yetkilisi Esad’ın Aleviliğine vurgu yaparak, O’na karşı ‘cihad’ ilan eden
tüm radikal Sünni gruplara sınırsız destek verdi. Bu da yetmedi, Ankara ‘Alevi’ Esad’a destek verdiği gerekçesiyle; ‘Şii’ Maliki, İran ve Hizbullah’a da yüklendi.

2- Ankara; ‘Sünni’ ama Kürt PYD’ye karşı savaşan ve Kürt bölgesini ele geçirmek isteyen ‘Arap’ ve Sünni Nusra, El Kaide ve ÖSO militanlarına her türlü yardımı yaptı. PYD lideri Müslim bu militanların sürekli Türkiye sınırından sızdıklarını söylüyor.

3- PYD’nin önünü kesemeyen Ankara, bu kez PYD lideri Müslüm’ü Ankara’ya çağırarak, kendi yanına çekmeye çalıştı. Üç kez Türkiye’de konuk edilen Müslim’e, Ankara
“Esad’a karşı ayaklan!..” dedi ama O bunu yapmadı. Yapmayınca, Ankara O’na
çok kızdı ve Suriye’nin Kürt Bölgesi ile olan sınırını kuşatma altına aldı. Hatta duvar örmeye başladı. Bununla da yetinmeyen Ankara, stratejik müttefiki Barzani’den aynı şeyi yapmasını istedi, O da bunu kabul etti. Yani 1995’te olduğu gibi, Ankara ile Barzani
bir kez daha PKK’ya karşı aynı cephede. Yani bir kez daha, Ankara ile Barzani
Bağdat’a karşı. Hem de Erdoğan’ın Maliki ile barışma yollarını aradığı bir sırada…

Bakalım, Davutoğlu’nun Türkiye’ye davet ettiği Maliki, hafta sonundaki
Erdoğan’ın Barzani ile Diyarbakır  buluşmasına ne diyecek ya da nasıl bakacak? Bakalım BDP, PYD’yi sıkıştırmaya çalışan Ankara’nın Barzani ile birlikte yeni hamlesine nasıl yaklaşacak. Hem de ‘Irak Kürdistanı’nda Barzani’ye karşı tepkilerin giderek artığı, buna karşın PKK’nın Türkiye, Suriye, İran hatta Iraklı genç Kürtler arasında prestij ve gücünün sürekli yükseldiği bir dönemde. Yükseldiği için de Barzani, Erbil’deki Ulusal Kürt Konferansı’nı sürekli  erteleyip duruyor.

Anlayacağınız, tüm bölge politikalarında olduğu gibi, AKP’nin Kürt politikasında da bir yığın çelişki var. Örneğin; PKK ile barış sürecini sürdürmeye çalışan hükümet, PKK’nın Suriye uzantısı olan PYD’ye savaş ilan ediyor ve bunu PKK ve Öcalan’ı kıskanan Barzani ile yapıyor. AKP Barzani’nin desteğini garantileyebilmek için Bağdat ile savaşında Erbil’e arka çıkıyor. Oysa “Kerkük benimdir” diyen Maliki değil, Barzani’dir. Anlaşılan, Türkmenlerin geleceği bile AKP’nin ilgisini çekmiyor.
Oysa Kerkük’te, Barzani’nin elindekinden çok daha fazla petrol ve doğalgaz var!

  • AKP; Barzani ile ilgili tüm hesaplarında yanıldığını çok yakında görecektir.

Çünkü, Iraklı Kürtler yalnızca Barzani demek değildir. Talabani’nin hastalığından dolayı, göreceli olarak sorun yaşayan KYB, Irak ve Kürdistan denkleminde çok önemli bir faktördür. Üstelik, bu aralar KYB’liler Barzani’den ve onun KDP’sinden
hiç hoşlanmıyorlar. Barzani’den hoşlanmayanlar arasında İran da var.
Erbil’deki İslamcı parti ve örgütler ise şimdilik ikili oynuyor; bir yandan Barzani ve AKP’ye yanaşıyor, öbür yandan PYD’ye karşı savaşan Nusra ve Kaide’ye militan gönderiyor.

Denklem çok bilinmeyenli ve bir o kadar karışık.

  • AKP bu denklemi asla çözemeyecektir.
  • Çünkü AKP bu coğrafyanın gerçeklerini bilmiyor ya da bildiklerini yanlış anlıyor.
  • Yanlış anladığı için de hep yanlış yapıyor.
  • Mısır ve Suriye’de olduğu gibi!

11-12 Eylül 2013, Bağdat Cad. Forumu ve Çağrışımları


Dostlar
,

Sn. Türker Ertürk paşa, kendisinin ve Sn. Uğur Dündar‘ın görev alacakları 2 forumun duyurusunu yollamış.. Biz de üst bölümdeki dizeleri ekleyerek size sunuyoruz..

Bagdat_Caddesi_Forumu_11-12_Eylul_2013

Öyle ki, ABD derin devletinin bu komployu kendisinin düzenlediği de yazılıp çizildi. Gerçekten oyun büyüktü.. Koca Kuzey Afrika ve Ortadoğu’da 22-24 ülkenin sınırları yeniden çizilecek, TÜRKİYE DAHİL toprak yitirecek, yeni karakol devletçikler inşa edilecekti.

Bu istasyon şefliği yapacak kukla devletçikler (Barzani, Talabani örnekleri!) hem “büyücek” ülkelerin parçalanarak etkisizleşmesine
yol verecek hem de bölgedeki petrol, su, tarımsal kaynakları ABD – AB emperyalizmine açacaktı. Yükselen Asya rekabeti (Çin, Hindistan, Japonya, Güney Kore, Rusya, hemen güneyde Brezilya vd.) mutlaka durdurulmalıydı. BRICS ülkeleri son zamanların en ciddi baş ağrısı ABD’ye.

Bu arada Lozan ve Misak-ı Milli ile “pek böbürlenen” (!) Türkiye de toprak yitirerek psikolojik eşik yıkılacaktı. PKK bölücü terörü ile de desteklenerek Kurulacak Büyük Kürdistan zamanla İsrailleştirilecek, Orta Asya’dan Doğu Akdenize 1200 km’lik bir “altın şerit” hinterland, örtük sömürge teritoriyal alanı olarak vesayet altında, vekaleten Kürtler tarafından yönetilecekti.

Yazmayı unutmayalım; bu arada Kürt kardeşlerimiz de belki bin yıldır birlikte yaşadıkları Irak, Suriye, İran ve Türkiye coğrafyasından kurtulacak(!) kendilerini sözde özgür Büyük Kürdistan Devletinin sahibi sanacaklardı.. Gerçekte postmodern sömürge bir kukla devlet yaratılarak bu kez Müslüman kardeşleri ile yaşamı – coğrafyayı paylaşmak yerine Kürtler, Musevi kardeşlerinin yönetiminde çok daha özgür (!) olacaklardı..

Eh, emperyalizmin sağlayacağı özgürlük de bundan ala olamazdı!?

Sahi, tarihte örneği var mı, eşyanın (burada emperyalizmin) doğasına uygun mudur halkları özgürleştirmek; ya da tanımı gereği tam tersi mi?

İkincisine “evet” ise, PKK nasıl bir sol (Marksist – Leninist) örgüt ki, emperyalizm ile işbirliği veya maşası olarak Kürt kardeşlerimiz için özgürlük savaşı veriyor?!

Yineleyelim mi?

  • “Emperyalizm ile işbirliği yaparak özgürlük savaşı” !?

Hangi akla hizmet?..

Legali – illegali, PKK’sı, PKK’lısı, BDP’lisi, KCK‘lısı..
bilumum aynı yol yolcuları.. Bu 2 kritik soruya verecek yanıtları var mı??

Çare;
* Yaşadıkları coğrafyada uluslaşarak ülkelerinin halkıyla kaynaşmak
* ve eşit yurttaşlık temelinde ulus devlet çatısı altında
* demokrasiyi – insan haklarını – ekonomiyi birlikte geliştirmektir;
emperyalizmle işbirliği yaparak kardeşlerine silah çekmek değil!

BOP haritası aşağıda.. Biz paranoid değil gerçekçiyiz.
Yalın ve çarpıcı gerçekleri görecek denli “özgürüz”!
Bize “bunlar komplo kuramı” ya da “siz paranoidsiniz” diyenler aynada kendilerine bakmalı.

Kendileri mi kan uykusundalar, bizi mi kandıracaklar??

Haziran 2006’da ABD Armed Forces Journal‘de, ABD Ordusu’nun resmi yayın organında Alb. Ralph Peters imzalı olarak çıktı.. Adım adım uygulanıyor da..
İtalya’da NATO toplantısında Türk subaylarına sunuldu ve subaylarımız toplantıyı
terk ettiler.. Türk Dışişleri ne yaptı??

Türkiye’nin de bölündüğü (!?) bu haritadan açıkça izleniyor.. Bu projenim adı BOP
ve T.C. Başbakanı da tarihin ender olarak kaydettiği ya da büyük olasılıkla ilk kez kaydedeceği bir biçimde ülkesinin bölünmesini de apaçık içeren bir tasarımda
ABD başkanı ile birlikte Eşbaşkan.. Ya da O’nun yamağı..

BOP_haritasi

11 Eylül 2013 akşamı Türker Paşa bu yakıcı gerçekleri Bağdat Caddesi Forumunda izleyicileriyle paylaşacaktır sanırız.. Biz de fazlasını O’nun değerli bir emekli amiral olarak engin birikiminden öğreneceğiz..

*****

Ertesi gün de 12 Eylül 1980 gerici askeri darbesinin -33. yılı bitiyor-..
Usta ve yurtsever gazeteci Sn. Uğur Dündar bir muhasebe yapacaktır.

3 Kasım 2002 seçimleriyle yapılan postmodern darbeyle ülkemizin başına bela edilen AKP iktidarının yaptıklarının 12 Eylülcülerin, ABD’nin “Our boys” dedikleri Türk generalleri çoook aştığını herhalde söyleyecektir..

Haziran 2013 Gezi eylemlerinden bu yana 20’li yaşlarda 5 gencimizin, bizzat Başbakanın kışkırtıp yüreklendirdiği, “destan yazdılar” (!) diye ödüllendirdiği polisler tarafından öldürüldüğünü de söyleyecektir..

************

Bu toplantılara emek verenlere teşekkür ediyoruz..
İzleyebilecek olanlara gıpta ediyoruz..

Kolay gelsin arkadaşlar..
Eli kanlı AKP iktidarının sonu yaklaşıyor..
5 masum gencin aziz ruhları, faillerini rahat bırakmayacaktır..
22 yaşındaki Ahmet Atakan da 10 Eylül 2013 günü kolluk şiddetiyle aramızdan ayrıldı.. Büyük acıyla not düşelim..

  • AKP iktidarı artık sürdürülemez aşamaya gelmiştir;
    meşruiyeti apaçık tarrtışılmak durumundadır.

Sevgi ve saygı ile.
Datça, 11.9.13

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net