Etiket arşivi: Takiyüddin Efendi’nin gözlem evini topa tutarak

HESABI SORULACAK ASIL SUÇ

HESABI SORULACAK ASIL SUÇ

Zeki Sarıhan

(AS: Bizim katkımız yazının altındadır..)

Adnan Oktar ve arkadaşlarının suçları hakkında çeşitli haberler çıkıyor. Yıllarca hükümet tarafından el üstünde tutulan Fetullah Gülen Cemaatinin uğradığı akıbete şimdi de Adnan Oktar ve müritleri uğruyor.

“Düşenin dostu olmaz” demişler. Bu atalar sözü her zaman değilse de işimdi tam da iktidar ve yandaşları açısından doğrudur. Gazete haberlerinden anladığımıza göre, Oktar hakkında geniş bir iddianame yazıldığı ve pek çok eylemle suçlanacağı anlaşılıyor. Doğrusu bu konularda bir şey yazacak değilim. Birçok erkeğin ağzının suyunu akıtan güzel kedicikleriyle geçirdiği hoş zamanların görüntülerini yadırgasam da, bunun suç olup olmadığı konusunda bir bilgim yok. Öteki suçlamaların doğru olup olmadığını da adil bir yargılama ortaya çıkarabilir.

Benim yazacağım konunun şu dönemde Adnan Oktar’a bir zararı yok. Benim tanıklığımı kabul etmeleri de ihtimal dışı. Çünkü yazacağım konuda hükümet çevreleri tarafından suçlandığını duymadık. Aksine O’nun görüşleri bu çevreler tarafından yıllardır ve hararetle savunuluyor.

BEŞ KİLOLUK LÜKS KİTAP

21 Temmuz 2009 günü memlekete gitmişken bir vesile ile köyümüze yakın Kumru ilçesine de uğradım. 1953’te ilkokula burada başlamıştım.  Bir yıl okuduğum ilkokulu ziyaret etmek istedim.  Okul yıkılmış, yerine iki katlı bir bina yapılmıştı. Şimdi Belediye olarak kullanılıyordu. Üst katta Öğretmenevi için birkaç oda ayrılmıştı. Salonun bir köşesinde küçük bit kitaplık dikkatimi çekti.

Camlı dolapta her öğretmenevinde bulunabilecek 20-30 kitaptan başka, dolabın ölçülerine sığmadığı için en üste konulmuş kocaman bir kitap duruyordu. Birinci hamur kaliteli kâğıda basılmış bu resimli kitabın ağırlığı 5 kilodan hafif değildi. Üzerinde “Yaratılış Atlası” yazıyordu. Yazarı ise Harun Yahya. Daha önce basına yansımış bu kitabı Kumru gibi ücra ve yoksul bir ilçenin öğretmenevinde görmek varmış!

Bilindiği gibi kitap, Evrim gerçeğini sözde çürütmek için yazılmıştı. Canlılar evrime uğramamıştı! Onların her biri, milyarlarca tür, şimdi nasılsa o biçimde yaratılmıştı! Bazı balık ve omurgalı hayvanların fosilleriyle bugünküleri karşılaştırıyor ve bunların aynı olduğunu, yani bir evrime uğramadığını anlatıyordu!

Bu kitabı Kumru gibi Karadeniz’in iç kesimlerinde yoksul köylü kitlelerinin yoğun olduğu bir ilçede görmem beni fena halde üzdü. Bu üzüntümü orada öğretmenevi yetkililerine söylemek istedim fakat ortada bunları söyleyeceğim kimse yoktu!

KARANLIĞA MAHKÛM ETMEK

Ankara’ya dönünce internetten öğretmenevinin posta adresini buldum ve duygularımı bir mektupla öğretmenevi yöneticilerine yazdım. Evrim gibi gibi yalnız canlılar bilimini değil, evrenin oluşumunu da reddeden bir görüşle Türkiye nasıl aydınlanacak, nasıl kalkınacaktı? Kumru’da çalışan öğretmenler, çocuklara o kitaptaki görüşleri mi anlatacaklardı? Bu durum, köylü çocuklarının sonsuz bir karanlığa mahkûm etmek değil miydi?

Bu kitabı kütüphaneye koymuş olabilirlerdi ama yanına Evrim Teorisini anlatan bir kitap da koysalar daha iyi değil miydi?

Aradan 5 yıl geçti. 6 Haziran 2014 günü, bir grup arkadaşla Batı Karadeniz’den geçerken İnebolu Öğretmenevinde geceledik. Hayret! Aynı kitap buranın kütüphanesinin de demirbaşlarındandı. TIR’lar dolusu kitap milletvekillerine de dağıtılmıştı, muhtemelen bütün öğretmenevlerine gönderilmişti.  Kaygılarımı Öğretmenevinin bayan müdürüne söyledim. Kitap O’nun dikkatini çekmemiş. Derhal kaldıracağına söz verdi.

SUÇ ORTAĞI

Bence Harun Yahya takma adını kullanan Adnan Oktar’ın hesabını vermesi gereken asıl suçu budur. Karşısında yarı çıplak kedicikleri oynatması, bu suçunun yanında hiç kalır.

Çünkü Adnan Oktar, 16. yüzyılda Takiyüddin Efendi’nin gözlem evini topa tutarak yerle bir etmiş olanlar, matbayı 300 yıl ülkeye sokmayanlar, Osmanlı dönemi gericileri ve bugünkü iktidar gibi bilimin Evrim gibi en temel konularından biriyle savaşmış, bu hareketiyle Türkiye’ye en büyük kötülüklerden birini yapmıştır.

  • Eğitim programlarında Evrimi anlatılmayan bir millet sittin sene iflah olmaz. 
  • Bu eğitim sisteminin içinden bilim adamı yetişmez. Ancak şarlatanlar çıkar.

Bu hükümet ve emrindeki yargı, bunun hesabını Adnan Oktar’a sormuyor! Nasıl sorsun ki, bu konuda O’nun gibi ve O’nun ilham (AS: esin) aldığı Evanjelistlerle aynı görüşleri savunuyor.

  • Krizimiz yalnız ekonomide olsaydı bunu atlatabilirdik ama eğitimdeki bu gitgide derinleşen kriz Türkiye’nin geleceğini tutsak almıştır. Kötü etkileri kuşaklar boyu sürecektir.

Yeni öğretim yılı “hayırlı ve uğurlu” olsun!

(Bloğumdaki diğer yazılar için: zekisarihan.com)
===========================================
Dostlar,

Değerli dostumuz Sn. Zeki Sarıhan‘a bu uyarı dolu bu yazısı için teşekkür ediyoruz.
Keşke tüm yazılarına sitemizde yer verebilsek.. Ancak buna gerek kalmadı, çünkü kendi kişisel sitesinde bütün yazılarına erişilebilir. Sağolsunlar, gene de bize e-ileti ekinde gönderiyorlar..

Biz bu vesile ile bilerek ve isteyerek, kasıtlı olarak ileri sürülen bir yalana dikkat çekeceğiz yalnızca..

  • EVRİM KURAMI insanın maymundan geldiğini ya da insanın atasının maymun olduğunu ileri sürmüyor..

EVRİM KURAMI, insanın ve maymunun ortak atadan evrimleştiğini ileri sürüyor ve sayısız bilimsel kanıtla ortaya koyuyor. En başta, Evrim’in hemen hemen tüm basamaklarını kanıtlayan fosil serileri.. Öyle “kusursuz tasarım” diye birşey de yok ortada.

Yaradışışçılar (Kreatoristler) ise tüm bilimsel kanıtları yok sayıyor ya da çarpıtıyor.

Bir de EVRİM KURAMINI kabul etmeyi din dışına düşmek olarak kasıtlı sunuyorlar.
İkisi de yanlış, ikisi de kötü niyetli..

Kaldı ki, Harun Yahya takma adıyla yazan Adnan Oktar o denli çok değişik konuda öylesine çok kitap yazdı ki, bir insanın  bunca uzmanlığı ve üretimi olması olanak dışı.

Ankamakta çooooooooooook zorlandığımız bir nokta da bu kalın kitapların çok kaliteli – renkli baskılar yapması, görece oldukça ucuz olması ve ücretsiz olarak binlerce dağıtılması idi.. Özellikle eğitim kurumlarına..  Değirmenin suyu ile Devletimiz ilgilenmedi, göz yumdu.

Ne yazık ki geçmiş sağ iktidarlar onlarca yıl bu dezenformasyon ihanetine kayıtsız kaldı hatta desteklediler.. Çok yazık.. Özellikle çocuk yaşta bilim dışı koşullansın diye Türk çocukları..

NOBEL ödüllü tıp doktoru, ulusal övüncümüz Prof. Aziz Sancar‘ın sözleri ibret verici :

  • “Ben Allah’a inanıyorum, Evrim ise  bir inanç konusu değil bir gerçek.
  • Güneşi balçıkla sıvayamazsınız. Kreatoristlerle (AS: Yaradılışçılarla) de bir ilgim yok.”

Sevgi ve saygı ile. 23 Eylül 2018, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BS
Ankara Üniv. Tıp Fak. – Mülkiyeliler Birliği Üyesi
www.ahmetsaltik.net     profsaltik@gmail.com