Etiket arşivi: Suriye Cumhurbaşkanı Esad

ÇARŞAMBA İĞNELERİ – 23 Kasım 2024

Türk Vatandaşı Naci BEŞTEPE

TUTARSIZLIK

Adalet Bakanı Bozdağ, FETÖ için kullandığı “değerli bir insandır” sözlerini o günün şartları içinde söylediğini ifade ederek, “keşke söylememiş olsaydım” dedi.

Hangi gün/dönem tutarlı oldular? Aldattılar, aldatıldılar, “keşke” ile yaşadılar…

DARBECİ

RTE, “Asla barışmam, asla görüşmem, darbecidir.” dediği Sisi’nin elini iki eliyle sıktı.

Bilgi yok. İlke yok. Devlet adamlığı yok.

Doğal sonuç: “U dönüşü” çooook…

DAYANIŞMA

MHP lideri Devlet Bahçeli, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Mısır Cumhurbaşkanı Sisi ile tokalaşmasına destek verdi, “Suriye Cumhurbaşkanı Esad’la da görüşülmeli.” çağrısı yaptı.

Dönek dayanışması ama ülke için evet…

KUMAR

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, RTE’nin İYİ Parti’ye yönelik “Altılı masayı terk edin” çağrısına, “Milletimizin geleceğinin heba edildiği, ortaya sürüldüğü bir kumar masasında hiç olmadık. Bundan sonra da olmayız.” dedi.

Doğru tanı, güzel yanıt…

KAÇAKÇI

Cumhur İttifakı; kaçak göçmenlerin bir yıl, sığınmacıların üç yıl içinde geri gönderilmesi amacıyla İYİ P’nin verdiği önergeyi reddetti.

Kaçakçı ittifakı…

NATOCU

Ertuğrul Özkök, rahmetli Soner Polat amiral için “NATO’cu” demiş.

NATO’da görev yapan her Türk subayı NATO’cu değildir. Amiral Polat hiç değildi.

Hürriyet’te yazan herkesin hür fikirli olmadığı gibi.

İlgi, bilgi, seviye!..

DANIŞMA/N

Meral Akşener’in baş danışmanı RTE’ye destek için istifa etti.

Kimin danışmanı kimin cebinde?..

HERKES

Türk askerinin başına çuval geçiren ABD KKK Org. Odierno’ya boyun eğerek ABD Liyakat Madalyası taktıran Ak Bakan Hulusi Akar, İYİ Partili Aytun Çıray’ın sorusuna karşılık “Almayan mı var, herkes aldı” yanıtı verdi.

Herkes hırsızsa hırsızlığı, herkes onursuzsa onursuzluğu kabul etmek mi gerekir?..

ERBAŞ

Atatürk ve Cumhuriyet karşıtı DİB Erbaş, Cuma namaz saatinde okullarda ders yapılmasının uygun olmadığını, çocukların elinden tutup camiye getirilmesi gerektiğini söyledi.

Camiye, kursa, yurda giden çocukları koruyamayanlar onları zorla camiye getirmekten utanır mı?..

Menbiç ve Fırat’ın Doğusu

Menbiç ve Fırat’ın Doğusu

Şükrü Sina Gürel
Prof. Dr. 

Şükrü Sina Gürel
ssgurel@yahoo.com
YURT Gazetesi, 06 Haziran 2018

(AS: Bizim kapsamlı katkımız yazının altındadır..)

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu nihayet ABD’nin yeni Dışişleri Bakanı ile görüştü ve Menbiç’ten PYD/PKK’nın çekilmesi için bir “yol haritası” üzerinde anlaşmaya değilse bile bir “anlayış birliği”ne ulaşıldı. Obama Yönetimiyle varılan “anlayış birliği”, iki yıl sonra Trump Yönetimine de -şimdilik!- kabul ettirildi. Önemli konularda fikir değiştirmesi için 24 saate bile gereksinimi olmayan Trump, bu konuda ne kadar devamlılık gösterecektir, bilinmez…
Her şeye karşın Çavuşoğlu-Pompeo mutabakatını olumlu bir gelişme olarak değerlendirmek mümkün. Ama Türk-Amerikan sorunlarında son durağa gelinmedi. Afrin’de bizi oyalayan ABD’nin bizi Menbiç’te ne kadar oyalayacağı da belli değil. Çavuşoğlu’nun “iyimser” tahmini Menbiç sürecinin “altı aydan daha kısa süreceği” yönünde. Oysa Orta Doğu’da altı ay içinde neler, neler olur, ne kadar çok unsur değişir, bilemeyiz.
Daha Zeytin Dalı Harekatı başlarken, ABD’nin bizi Afrin’de oyalayacağını, Menbiç’i bir pazarlık unsuru olarak mümkün olduğu kadar uzun süre elinde tutacağını; ama Fırat’ın Doğusundan çekilmeye hiç niyetli olmadığını belirtmeye çalışmıştım.
Şimdi, PYD/PKK’nın Menbiç’ten silahlarını bırakarak, altı ay içinde Fırat’ın Doğusuna çekileceği söyleniyor. ABD’nin önce silahları mı, yoksa eşkiyayı mı Fırat’ın Doğusuna taşıyacağı konusunda ise henüz aydınlatılmadık !
Çavuşoğlu Menbiç süreci ile ilgili olarak Rusya’yı bilgilendirdiğimizi söylüyor ve her halde bizim “Rusya da nasıl olsa Suriye’yi bilgilendirecektir” diye düşünmemizi bekliyor. Ancak, egemenlik alanı üzerinde insan ve silah “sevkiyatı” yapmaya giriştiğimiz, hatta toprakları üzerinde ABD ile yerel yönetimler kurmayı tasarladığımız Suriye Hükümetiyle neden hala doğrudan ve açık iletişimde bulunmadığımızı söyleyemiyor.
Suriye Cumhurbaşkanı Esad geçen hafta bir Rus yayın organına konuştu ve Fırat’ın Doğusunu işin sonunda Suriye Devleti’nin denetleyeceğini açıkladı. Bu arada Putin’in Suriye Temsilcisi, yine geçen hafta Ankara’da “üst düzey” temaslarda bulundu. Ama bir türlü Suriye ile açık ve doğrudan ilişkimiz kurulamıyor !
Suriye’de geçici olarak kuvvet bulundurmamızı meşrulaştıracak, Fırat’ın Doğusundan ABD ve PYD/PKK’nın çıkmasını sağlayacak bir işbirliğini başlatacak olan, Türkiye-Rusya-İran-Suriye birlikteliğidir. Bunu için de

  • Suriye’nin meşru yönetimiyle doğrudan ve açık işbirliği oluşturmamızın zamanı çoktan gelmiştir.
    ===============================================
    Dostlar,

    Usta dış politika uzmanı, eski Dışişleri Bakanı, SBF hocalarından Sayın. Prof. Ş. Sina Gürel’in irdelemesi ne denli ağır başlı, ölçülü, sorumlu ve somut verilere dayalı değil mi?

Siyaset Bilimi‘ uzun yüzyıllardır Batı üniversitelerinde ciddi bir alandır.
Political Sciences‘ örneğin Harvard‘da son derece çekici (revaçta-cazip) – saygın (prestijli) bir bilimsel uzmanlık dalıdır..

Université Sorbonne‘da ‘Science Politique’ eğitimi görenler ülkelerinde, hatta uluslararası alanda önemli görevlere gelirler.

LSE’nin (London School of Economics) de hakkını vermek gerekir..

Ülkemizde bu eğitimin önemini kavrayan Osmanlı, 1859’da Mekteb-i Mülkiye’yi açmış ve Devletin 3 ana eğitim kurumu sacayağı örneği Tıbbiye (1827), Harbiye (1834) ve Mülkiye (1859) tamamlanmıştır. Büyük ATATÜRK, Cumhuriyeti kurduktan sonra Mülkiye’yi Ankara’ya taşıtmıştır. Ankara’da Cumhuriyetin ilk Tıp Fakültesi açılmıştır (İnönü-1945) ve Deniz – Hava Harp Okulları ile Harp Akademileri İstanbul’da tutularak Kara Harp Okulu Ankara’ya alınmıştır.

Bu tür eğitim – araştırma – bilim kurumları dünyanın her yerinde stratejiktir ve ülkenin ‘ender‘lerini seçerek en iyi biçimde yetiştirirler. Osmanlı’da ENDERUN böylesine bir gereksinimin ayrımsanmasının ürünü idi. Ülkenin bekası için bu tür politikalar zorunludur. İşte Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi = Mülkiye böylesine önemli stratejik bir kurumdur.

Ne yazık ki DP’nin Menderes hükümetlerinin son yıllarında 1960’lara doğru, 12 Eylül döneminde ve devr-i AKP’de son 2 yılda ciddi darbeler vurulmuştur bu gözde kuruma. Açıkça, kendi ayağına kurşun sıkmaktan farkı yoktur bu saldırıların. AKP döneminde 30’u aşkın akademisyen, OHAL KHK’sı ile SBF’den uzaklaştırılmıştır (686 sayılı OHL Kanun Hükmünde Kararnamesi, 08 şubat 2917). Bunlar son derece yanlış, hukuksuz ve insan haklarına aykırı despotik uygulamalardır. Bir an önce son verilmeli ve tam tersine bu vazgeçilmez 3 temel kurum, özellikle kurumsal devlet politikalarıyla desteklenmelidir.
****
Sayın Gürel’in güncel Suriye çözümlemesi (analizi) ile Dışbakan (Dışişleri Bakanı) Çavuşoğlu’nun söylemlerini yan yana koyunuz ve birkaç ay, 6 ay… 1 yıl sonraki gelişmelere bakınız..

Batı emperyalizminin ceberrut çullanması, ancak uluslararası dengelerle karşılanabilir. Somut olayda Türkiye – Rusya – İran – Irak – Suriye deyim yerinde ise ‘5’i bir yerde’ örneği ortak ve uyumlu politikalar gütmek zorundadırlar..

‘İnat’ ve ‘Sağduyu’ birlikte olamayan kavramlar.. Hele hele dış politika böylesi bir açmazı asla kaldırmaz.. AKP = RTE ne yazık ki bu derin çelişkiyi kimsenin anlayamadığı (!) biçimde sürdürüyor!

Yazık oluyor Türkiye’ye..
Oysa siyasetçiler ve siyaset kurumunun görevi tam da tersi değil mi?

Sevgi ve saygı ile. 06 Haziran 2018, Datça

Dr. Ahmet SALTIK
Ankara Üniv. Tıp Fak. – Mülkiyeliler Birliği Üyesi
www.ahmetsaltik.net     profsaltik@gmail.com