Etiket arşivi: SONER YALÇIN : MİT-PKK ilişkisi

SONER YALÇIN : MİT-PKK ilişkisi

MİT-PKK ilişkisi

Soner Yalçın

SÖZCÜ, 10 Eylül 2015

Nam-ı diğer; “Pilot Necati”…

Adını kiminiz bilirsiniz; Necati Kaya.
Ağrı doğumluydu; doğum tarihi resmi belgelerde 1956 gözükse de doğru olmadığı söylendi hep. Çünkü, 1976’da Abdullah Öcalan’ın “sağ kolu” olarak Ankara’da bulunduğunda “en az 26-27 yaşındaydı” deniyor.
“Pilot Necati” bir efsane; kim olduğu konusunda kesinlik yok. “Askerlikten atılma” deniyor. “Pilotluk” hava kuvvetleri personeli olduğundan mı geliyor, kesinlik yok!
PKK’nın kuruluşuna giden kimi toplantıların 1977 yılında Ankara Dikmen’deki evinde yapıldığı biliniyor.
“Sabiha Gökçen’i kaçıralım” gibi terör eylemleri teklifi/ önerisi yaptığı biliniyor.
Neyse…
12 Eylül 1980 askeri darbesinden hemen önce Öcalan, Suriye’ye kaçınca bu “Pilot Necati” kayıplara karıştı. Ve…
Tarih: 9 Eylül 1982.
Antalya Antbirlik’e bağlı ilaçlama uçağı yüksek gerilim hatlarına çarpıp yanarak düştü.
Pilotu Necati Kaya hemen öldü.
Allah… Allah…
Öcalan’ın “sağ kolu” olarak bilinen “Pilot Necati”ye 12 Eylül darbecileri dokunmamış/cezaevine göndermemişti demek! Niye?
Sahi kimdi bu “Pilot Necati”?
Öcalan “Devrimin Dili ve Eylemi” kitabında “Pilot Necati”nin MİT görevlisi olduğunu yazdı.
Uğur Mumcu “Kürt Dosyası” eserinde “Pilot Necati” vasıtasıyla MİT’in “Öcalan’ı beslediğini” yazdı. Vs…
“Pilot Necati” tartışmaları hiç bitmedi…
Ergenekon kumpası sürecinde adı yine gündeme getirildi. Gizli tanık Galip’e göre, “Pilot Necati” yaşıyordu ve Ergenekon Terör Örgütü’nün liderlerindendi!
Kudretli savcı Zekeriya Öz boş durur mu; “Pilot Necati”nin Ankara Karşıyaka Mezarlığı’ndaki mezarını açtırdı.
Sonuç… “Pilot Necati” ölüydü!
İşte…
Ölümünün üzerinden 30 yıl geçtikten sonra “Pilot Necati”yi Ergenekon savcılarının gündeme getirmesi bugün yaşadığımız şehit acılarının sebeplerinden biridir.
Nasıl mı?..

Ajanlar deşifre edildi

Adı, İrfan Dündar…
Türkiye’ye getirildiği 1999’dan itibaren Öcalan’ın avukatlığını yaptı. Avukatlıktan ziyade İmralı-Kandil haberleşmesini sağladı.
Tarih: 22 Kasım 2011.
Avukat İrfan Dündar KCK operasyonunda gözaltına alındı.
Elinde Kalaşnikof silahla çekilmiş İrfan Dündar fotoğrafını Cemaatci savcılar,
Cemaat gazetelerine servis etti. O dönem ilişki içinde oldukları Nagehan Alçı gibi yandaşlar ekranlara çıkıp “Öcalan’ın avukatı Kandil’de” diye fotoğrafı gösterdi.
Üç gün sonra İrfan Dündar serbest bırakıldı!
Bırakılma nedeni şuydu:
Öcalan’ın avukatı MİT ajanıydı.
Keza…
KCK operasyonunda gözaltına alınan aralarında AFP (Ajans France Press) muhabiri Mustafa Özer gibi isimlerin MİT için çalıştıkları ortaya çıktı.
Cemaat’in MİT ajanı PKK’lıları ortaya sermesinin nedeni 2 ay sonra ortaya çıktı…
Tarih: 7 Şubat 2012.
Oslo’da PKK-MİT görüşmelerini sızdıran; PKK içindeki MİT ajanlarına operasyon düzenleyerek ortaya çıkaran Cemaat, MİT’e operasyon yaptı.
Cemaat, TSK’dan sonra MİT’i de ele geçirmek istiyordu.
Başardı mı? Hayır.
Ama…
Bu operasyon yani “Cemaat’in MİT’i ele geçirme”operasyonu bugün neye mal olmaktadır?
Bu soru üzerinde hiç durulmuyor. Oysa…
– “Pilot Necati” örneğinde olduğu gibi- kuruluşundan itibaren örgüt içinde bulunan MİT ajanlarını Cemaat’in açığa çıkarması; görülüyor ki bugün PKK ile yapılan mücadeleyi tökezletiyor. Güvenlik güçleri istihbarat toplayamıyor.
Bu gerçek ortada iken…
Cemaat’in Bugün TV’sine çıkan Mehmet Altan pişkin pişkin, “bu kadar olaylar yaşanıyor, devletin hiç mi istihbaratı yok” dedi!
Sanki Cemaat’le birlikte neler yaptıklarını unutmuş görünüyorlar!
Biz unutmadık. Örneğin…

Kayıp cihazlar

Bugün…
PKK terörü bu derece azgınlaştı ise, bunda başta Erdoğan olmak üzere Cemaat ve Mehmet Altan gibi liboşların büyük katkısı oldu.
Taraf gazetesinin dünkü manşeti şuydu:
“Askeri İstihbaratı Çökertmişler.“
Şöyle diyordu Taraf:
“…(GES), daha çok PKK’lıların iletişimlerinin izlenmesinde kullanılıyordu. Telsiz konuşmaları ve telsiz sinyalleri, uzman ekipler tarafından analiz edilerek, PKK’nın eylem hazırlığı yapıp yapmadığı belirleniyordu. Yine bu bilgiler ışığında, top atışları ve bombalama işlemleri gerçekleştiriliyordu. GES’in MİT’e devredilmesi ile birlikte, Genelkurmay’ın teknik takip gücü de gitti.”
Hadi yaa!..
Kim yaptı bunu?..
Bunun olması için Ergenekon-Balyoz sürecinde kim yalan haberlere imza attı?
Örneğin, 2008 Şubat’ında GES Komutanı Tuğgeneral Münir Erten’e ait olduğu öne sürülen ve 2 gün sonra Kuzey Irak’a başlatılacak sınır ötesi harekât ile ilgili bir telefon konuşmasının kaydını kim dinledi; kim internette ve Taraf gazetesinde yayınlattı?
Ayrıntıya girmeyeyim…
Bakınız…
“İstanbul Askeri Casusluk, Fuhuş ve Şantaj” davası kapsamında, Ekim 2010’da GES Komutanlığı’nda polisler “arama” başlattı. Birçok bilgisayara el konulurken, GES’te görevli bazı askerlere “casus” suçlaması yöneltildi. Ve sonra…
Tarih: 2 Ocak 2012.
Cemaatçi Bugün gazetesi “müjdeyi” verdi; GES Komutanlığı tüm ekibi ve teçhizatı ile birlikte MİT’e devredilmişti.
Bir ay sonra Cemaat, MİT’i ele geçirme operasyonuna başladı!
Demem o ki:
Cemaatçiler, liboşlar ve AKP’liler dün içiçeydiniz.
Bugün şehit kanlarının dökülmesinden hepiniz sorumlusunuz.
TV ekranlarına çıkıp “nerde bu istihbarat” diye sormayınız; devletin çivisini sizler çıkardınız. Hangisini yazayım:
2011 yılından beri devletin envanterinde olan 11 mobil dinleme aracı bugün kayıp!
Biliyoruz ki… Cemaat bunlarla hepimizi takip etti, görüntü aldı, dinledi. Kendine operasyon başlayınca imha etti!
Evet… Bu ülkeye düşmanlıklarınızın hangi örneğini vereyim.
Biraz onurunuz…
Biraz vicdanınız…
Ve biraz bu topraklara bağlılığınız varsa….
Artık susunuz…

====================================

Dostlar,

Değerli araştırmacı gazeteci – yazar Soner Yalçın, bu önemli özelliğiyle
Uğur Mumcu geleneğinden geliyor. O geleneğin salt izleyicisi – sürdürücüsü de değil.. Ustalarından biri oldu..

Bu yazı da yakın tarihimize ışık tutacak nitelikte önemli bir yazı..

İyice okunmalı ve arşivlenmeli..

Teşekkürler Soner YALÇIN..

Sevgi ve saygı ile.
10.09.2015, Datça

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com