Etiket arşivi: “Sessiz çığlık”

AYDINLIK Gazetesi 9 Mart 2013 günlü sayısı ve yorumlarımız..

AYDINLIK Gazetesi 9 Mart 2013 günlü sayısı ve yorumlarımız..

Yine düşündürücü ve sarsıcı haberler..

Bir emekli korgeneralimizin, 1,5 yıldır tutulan Silivri Çadır nöbeti kapsamında
sabaha dek gece nöbetini üstlendiğini izliyoruz.

Dava arkadaşlarına vefanın karşılığı.. Yanındaki E. Kurmay Albay da öyle..

Kendilerini kutlarız.. Savaşımı yükseltmeleri ve farklı ama etkili, sonuç alacak yöntemler geliştirmeleri beklenir.. Askerlerimiz kurmay taktik ve strateji ustasıdırlar.
Balyoz, Ergenekon vb. davalarda ne yazık ki kurmay satrancını yitirdiler.
Ancak savaş, muharebeler toplamıdır. TSK’nın kendisini toparlamasını bekliyor, diliyor ve umudumuzu koruyoruz. Bu gün gene SESSİZ ÇIĞLIK Eyleminde idik saat ;
13:00 – 14:00 arasında, Ankara Sakarya Caddesinde.

Toplanan kitle sayıca, bize göre çok çok yetersiz. Ankara’da yaşayan emekli subaylar ve aileleri ne oranda katılıyorlar?? Biz belirtmeyelim, düşünülmesi gerek.

…….

Casusluk Davası‘nda “aramalarda bulunan” 3 torba da aynı biçimde, boyda posta ve içerikte.. Bulunan sabit diskler aynı.. Bu ne hikmettir? Bu kördüğümü “hukuk” mu çözecektir, yoksa Atlantik ötesi kaynaklı kumpas için hukuk alet mi edilmektedir?
“Gordion’un kördüğümü” nden de beter duruma gelindi.. Bu düğüm nasıl çözülecek?

Hukuka-adalete uygun çözülmezse, abse mutlaka bir yol bulup boşalacağına göre??

Venezulla Devlet Başkanı rahmetli Hugo Chavez‘e bir kez daha güle güle diyoruz..
Chavez için sitemizde birkaç yazımız var..

Vee… CHP-AÇILIM sorunu.. AYDINLIK bize göre biraz abartmış,
“CHP Açılım Masası’nda yer arıyor kendisine…” diye başlık atarak.

Gül – Kılıçdaroğlu görüşme tutanakları yayımlanmadan bu yorum,
haberi aşan ve dayanağı ortada olmayan bir durum..

Bize göre de CHP’nin sözde yeni Anayasa masasından kalkması ve yine sözde AÇILIM tuzağı karşısında net karşıt tutum alması ve halkımızı aydınlatması gerek.

“Türk milliyetçiliği de dahil” ayaklar altına aldığını söyleyen bir Başbakan o makamda
2 saat daha oturamamalıdır. CHP muhalefetini yükseltmeli ve halkla birlikte
meydanlara taşımalıdır..

Sevgi ve saygı ile.
9.3.13, Ankara

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

BALYOZ DAVASI MAĞDURLARINDAN TÜM DEVRELERE MEKTUP..

Dostlar,

E. Tümg. Naci Beştepe‘nin iletisini paylaşalım..

Sevgi ve saygı ile.
11.2.13, Ankara

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

 ================================

Değerli Dostlar,

Bugün 11 Şubat TSK mensuplarının toplu olarak Silivri’de esir alındıkları o kara günün 2. yılı. Bu vesileyle Yusuf Ziya TOKER’in tüm devrelere hitaben yazdığı mektubunu paylaşıyorum.

Vardiya Bizde Platformu olarak aileler, arkadaşları ve dostları olarak bizler susmuyoruz. Şimdilik 5 kentte Sessiz Çığlık‘larımızı atmaya devam ediyoruz…
BALYOZ DAVASI MAĞDURLARINDAN Y.ZİYA TOKER’in sizler için yazmış olduğu mesajı aynen iletiyorum…

Kızı Elif TOKER
11.02.2013


Sevgili Devreler;

Hepinize merhaba

Bugün büyük bir komplo sonucu tutuklanıp, 80 gözlü demir parmaklıklı pencerelerin, çelik kapıların, beton duvarların arkasına atıldığımızın 2. yıldönümü. 721 gün 17304 saattir 7 metrekarelik bir yerde yaşıyoruz.
Ancak, haklılığımızın ve suçsuzluğumuzun verdiği güçle dimdik ayaktayız.
Adeta beton çivisi gibiyiz.

“Türk Milleti” yani sizin adınıza karar veren mahkeme, 5 ay önce, 325 TSK mensubuna 5276 yıl ceza verdiğini açıkladı. 1 ay önce de gerekçelerini açıkladı.  Gerekçeli karardan amaç; keyfiliği ortadan kaldırmak, vicdanları rahatlatmak ve adına karar verdiği Türk Milletini ikna etmektir. Doğru karar verdiğini kanıtlamaktır.

  • ·         Siz ikna oldunuz mu?
  • ·         Vicdanınız rahatladı mı?
  • ·         Oh olsun. Demek ki suç işlemişler. Hapiste çürüsünler dediniz mi? Diyebildiniz mi?

Özellikle; Silivri’den yolunu geçirenler, gelmese bile kalpleri bizimle birlikte atanlar, Vatanını sevenler, hukuksuzluğu bilenler, yüreği olanlar gerçeğin ne olduğunu zaten iyi biliyorlar.  Artık onlar;

  • ·         Bu komployu, pusuyu kimler kurdu?
  • ·         Sahte CD’leri kimler üretti?
  • ·         Kimler pusuyu kuranlara yardım etti?
  • ·         Kimler gerçeği bildiği halde bilmezlikten geldi?
  • ·         Silah arkadaşlarının sırtındaki hançeri çekip çıkaracağına,
    çekip bir daha kimler vurdu?

Sorularının yanıtlarını soruyorlar, soracaklar.

Bu iki yıllık sürede;

Bayramlar, Doğum günlerimiz, Evlilik yıldönümlerimiz, İlkbaharlar, Yazlar, Kışlar, ağaçlar, deniz, hasretlikler, ayrılıklar, acı tatlı anılarımız, demir parmaklıklar, beton duvarlar hepsini geçiyorum.

Ama önce kızımın nişanı oldu nişanına katılamadım.
Kayınpederim vefat etti cenazesine gidemedim. Allah Rahmet eylesin.
İçimde kor bir ateş gibi yanıyor. Bunları geçemiyorum.

Her şeyi geçiyorum ama her şeyi.

Haksız yere tutuklanıp zindana atılmamıza, yetkili makamda olmalarına karşın, gerçeği en az benim kadar bilmelerine rağmen sesini çıkartmayanları –çıkartamayanları mesela geçiyorum. Yargıya güvenip, bizim zulüm görmemizi, sahipsiz bırakılmamızı da geçiyorum yani.

  • Silivri’deki fiziksel şartları, yalnızlaştırılmayı, tecrit edilmeyi, haberleşememeyi, ayrılığı, vefasızlığı, hasreti de geçiyorum.

Ama aynı yöntemleri kullanarak; Türk Silahlı Kuvvetlerinin gücünün bu kadar zayıflatılmasına, yıllarca ülkenin kıt kaynaklarını kullanılarak yetiştirilen insan gücünün hoyratça, pervasızca, darbeci, cuntacı, şantajcı, casus, ahlaksız diyerek çeşitli soruşturma bahanesiyle yok edilmesine göz yumanları, seyredenleri geçemiyorum Arkadaş. 

Geçemiyorum…  

Sen de geçme…  

Kim bunlar? Nerede eğitim aldılar? Aynı okullarda mı okuduk?
Bu ülkenin evlatları değiller mi yoksa?
Bugüne dek nerede saklandılar da birden ortaya çıktılar?

  • ·         Bu sahte delilleri kimler üretiyor?

İki yıl boyunca 80 gözlü pencereden bakınca;

Ailemizin, eşimin, iki kızımın duruşuyla gurur duydum.

Arkadaşlarımın desteği azmimi arttırdı.

Haklılığım irademi yükseltti.

İstanbul Barosu, İzmir Barosu ve Avukatlarımız Hukuk ve Adalet savaşçıları oldular.

Başta Ankara’dan, İzmir’den, Yurdun her tarafından Atatürkçüler, tanımadığımız binlerce duyarlı insan kar-kış demeden Ülkelerinin askerine sahip çıkanlar cesaretimizi arttırdı.

Çadır kurup 24 saat sıcakta-soğukta her zaman bizim yanımızda duranlar, seslerini duyuranlar, sesimiz olanlar güvenimizi sağladı.

Hukukun, Adaletin, haklının yanında olan yazarlar, milletvekilleri, vatandaşlar karşılıksız sevgi gösterdi.

Hepsine, hepinize çok teşekkür ederim.

Sağ olun, var olun.

2 yıl 80 gözlü pencereden bakınca bir de suskunluğu sevenleri görüyorum. Suskunluğun bir huzur verdiğini zannetmiyorum.  Çok ağır bir sorumluluğu vardır tarih önünde gerekeni yapmayıp suskun kalmanın.

Örneğin; emri altında görev yapan öğrencilerin, öğretim elemanlarının kendisinden, öbür öğretim elemanlarından ve ötekiöbür öğrencilerden habersiz darbe planı yapamayacağını bilenler susuyorlar.

Mesela; Üs Komutanı olup da; kendisinin emrinde görev yapan albay ve yarbayların Özel Filo kurup, darbe planı ve eğitimi yapamayacağını bilip de
bugün Meclis’te olanlar susuyor.

TUBİTAK UAKAE (Uluslararası Kriptoloji Araştırma Enstitüsü)
kripto konusunda dünyanın sayılı kuruluşlarındandır. Bugünlere gelmesindeki  etken TSK’dır. Milli kripto üretmek için bütün maddi kaynaklar TSK tarafından sağlanmış, NATO ülkelerine aygıt satar duruma gelmiştir. Burada YETİŞ’enler bunu en iyi bilenlerdir. Ne yazık ki, UAKAE’de görevli bilirkişilerin hazırladıkları, yetersiz ve eksik raporla TSK’nın personel kaynaklarına Cumhuriyet tarihinin
en büyük zararını vermelerine neden olmuşlardır. 

TUBİTAK yetkilileri ve öbür mühendisleri susuyorlar.

Sözüm ona İstanbul’daki Casusluk davasındaki ve İzmir’deki Casusluk davasındaki gizli bilgileri sağlamaktan ve saklamaktan ”yüzlerce subay, kariyerleri bitirilerek hapse atılıp yargılanırken; bir gazetecinin Cumhuriyet Savcılarına getirip verdiği TSK’nın gerçek savaş planlarının, Çok Gizli belgelerinin, Devlet sırrı dokümanlarının nasıl çalındığını, kimlerin çaldığını, kimlerin eline geçtiğini,
kaç kopya çoğaltıldığını mahkemede kezlerce gündeme getirilmesine karşın araştırması gerekenler de susuyorlar.

Bir yığın mezunu, öğretim elemanları, bir bayan sivil memuru, 2002 yılından sonra görev yapan bütün komutanları hapse atılan Hava Harp Akademisi mezunları da susuyorlar örneğin…

Avrupa ve dünyada bir yığın Hukukçu , Avrupa Parlamentosu, AİHM gibi kuruluşlar “BALYOZ” davasındaki hukuksuzlukları dile getirirken Türkiye’deki 100’den çok Hukuk Fakültesinin dekanları, öğretim üyeleri susuyorlar.

TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu bile araştırmıyor.
Devlet Denetleme Kurulu araştırmıyor. Susuyorlar…

Aldığımız eğitim doğruyu-yanlışları ayırmayı, yalandan-gerçeği ayrıştırmayı öğretir. Ama bu yetmez. Yanlışın, haksızlığın, yalanın karşısında durabiliyor musunuz? Ülkemizin çağdaş uygarlık düzeyindeki ülkelerle birlikte gelişmesini istemiyor musunuz? Bunun yanıtını kendinize, eşinize, çocuklarınızın gözüne bakarak verebiliyor musunuz?

Vatan şairi Namık Kemal;

Zalim ne kadar korkusuz olursa olsun,
Zulmün temelini biz yine de yıkarız.
Yerin dibine de atsalar bizi
Yerküreyi patlatır çıkarız.  

Demiş zindanın derinliklerinden…

Silivri’den hepinize, eşlerinize, çocuklarınıza kucak dolusu selam ve saygılarımla.

Vatan mahzun biz mahzun…

Y. Ziya TOKER
5 No.lu CİK C-10, SİLİVRİ

100 YIL ÖNCE 100 YIL SONRA


E. Amiral Türker Ertürk

portresi_sade

100 YIL ÖNCE 100 YIL SONRA

Genelkurmay Başkanlığı 100’ü aşkın savaş pilotunun istifası ile ilgili olarak yaptığı açıklamada “Ayrılan her personelin yerine aynı ehliyette başka bir personelin görevlendirildiği ve istifa/emekliliği doğal, kişisel bir hak olduğu unutulmamalıdır.” demiştir.

Dünyanın hangi ülkesine giderseniz gidiniz yüzbaşı rütbesinde (31-37 yaş) ve bu kadar sayıda pilotun bir anda istifa etmesi çok vahim bir olaydır. İngiltere ve Fransa gibi ülkelerde bile bu sayıda pilotun istifası,
icra edilen görevleri çok ciddi bir biçimde sekteye uğratır ve öncesinde bunu görüp gerekli tedbirleri almayan Genel Kurmay Başkanı’nın görevden alınmasına veya istifa etmesine neden olur.

Genel Kurmayın yaptığı bu açıklama, anormal ve olağanüstü bir olayı normalmiş gibi gösterme çabasıdır. Olay yalnızca pilotlarımızın istifa sorunu da değildir. Türk Silahlı Kuvvetleri’ne karşı tasfiye amaçlı operasyonlar ve karalama kampanyaları yoğun biçimde sürmektedir.

Daha ne olsun! 5 ay sonra Deniz Kuvvetleri Komutanı olacağı kesin olan Donanma Komutanı istifa etmiştir, bu normal midir? 400’e yakın muvazzaf ve emekli askerlerin zindanlarda olması sıradan bir olay mıdır?

Türk Silahlı Kuvvetleri personeline karşı ailelerini de hedef alıp canından bezdirmek ve meslekten ayrılmalarını sağlamaya yönelik saldırılar için Genelkurmay Başkanı hangi tedbirleri almış veya almayı düşünmektedir? Genelkurmay Başkanı, personeli için dayanılmaz boyutlara ulaşan bu ağır saldırı ortamında, hele bu yıl zorunlu hizmetin 15 yıldan 10 yıla inmesi ile birlikte çok sayıda istifanın geleceğini görememiş midir?

Yoksa bu sorunları iletmiş de Başbakan’ın mı umurunda olmamıştır?

Nitelikli komuta gücü yok olmuştur!

Dijital terör unsuru sahte ve düzmece delillerle sürdürülen siyasal davalarla, karalama ve itibarsızlaştırma kampanyaları ile mazisi şan ve şerefle dolu kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri’nin moral ve motivasyonu çok kötü durumda olup, nitelikli komuta gücünün çok büyük bir bölümünü kaybetmiştir.

Anayasamızın 117’nci maddesine göre “Türk Silahlı Kuvvetleri’nin
yurt savunmasına hazırlanmasından Meclis’e karşı Bakanlar Kurulu sorumludur.” 
Başbakan ve Bakanlar Kurulu bu konuda tedbir almadığı gibi
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bu duruma düşmesinin önünü açmıştır.

  • Amaçları Türkiye Cumhuriyeti’ni dönüştürmek ve
    rejim değişikliği yapmaktır.
  • Bu nedenle Türk Devrimlerine, Cumhuriyetimize,
    Atatürk’e ve askerimize düşmanlık yapılmaktadır.

Askere karşı yapılan düşmanlıklardan küçük bir örnek;

  • Türk Hava Yolları’nda asker kökenli pilotların hemen hemen hepsi
    tasfiye edilmiş, yerlerine yabancılar ve Yunanlar alınmıştır.

Kimdir bu Yunan pilotlar? 8 Ekim 1996’da Sakız adası açıklarında Türk F-16’sını arkadan kahpece vurarak pilotumuz Yüzbaşı Nail Erdoğan’ı şehit eden
Mirage 2000’in Yunan pilotu Grivas’ın arkadaşları ve yurttaşlarıdır.
Pilotumuzun Yunanlar tarafından şehit edildiği gerçeği tam 7 yıl sonra
AKP iktidarı döneminde ortaya çıkmış ama Hükümet kılını bile kıpırdatmamıştır. Askerimizin başına çuval geçirildiğinde de aynı şey yapılmıştır!

  • AKP iktidarında THY, kokpite (pilotun bulunduğu uçuş kabini) besmele ile giren asker kökenli pilotu işten atmak ve yerine istavroz çıkararak giren Ortodoks’u işe almayı istihdam politikalarının gereği saymıştır. 
    Müslüman olduğunu iddia edenlere duyurulur!
  • Türk Silahlı Kuvvetleri’ne karşı sürdürülen operasyonların arkasında emperyalizm vardır. 
  • Amacı askerleri hizaya getirmektir. Bu hiza emperyalizmin çıkarına olan, ülkemizi bölecek, rejim değişikliği yaptıracak ve taşeronlaştıracak çizgidir. Bugün esir olan Türk Silahlı Kuvvetleri, Türk Halkı tarafından kurtarılmadıkça bu hizaya geliş daha da hızlanacaktır.

Ermeniler ve Cemaat

Yaklaşık 100 yıl önce millet-i sadıka olarak adlandırılan Ermeniler,
emperyalizm tarafından türlü vaatlerle kandırılarak isyan ettirildiler.
Belki de bin yıldır huzur içinde beraber yaşadıkları topluma ihanet ettiler
ve Ermeniler; Ruslarla savaşan Türk Ordusu’nu arkadan vurdular.

100 yıl sonra yine emperyalizmin bin bir yalanı ve dolanı ile kandırılan bu kez Müslüman olan ya da Müslüman olduklarını sanan

  • Cemaat; CIA güdümünde askerleri hizaya getirmek için
    Türk Ordusu’nu arkadan vurmuş ve hançerlemiştir
    .

Yüz yıl önce kazanan emperyalizm, yitirenler ve acı çekenler ise Ermeniler dahil bu toprakların insanları olmuştur. Cemaat tarafından kutsal dinimiz kullanılarak kandırılanlar bilmelidirler ki; kazanan yine emperyalizm olacak yitirenler ise
onlar da dahil olmak üzere hepimiz olacağız.

Bu Cumartesi, Türk subayının Balyoz ile esir edilişinin ikinci yılıdır.

Bu nedenle tutuklu eşlerinin kurduğu Vardiya Bizde Platformu’nun
“Sessiz çığlık” adı altında her hafta yaptığı eylemin bu haftaki önemi daha da büyüktür. 

Ankara’da Sakarya caddesinde, İstanbul’da Beşiktaş’ta, İzmir’de Gündoğdu’da ve Bursa’da Şehreküstü meydanında yapılacak haksızlığa hukuksuzluğa ve savunma hakkının yok edilmesine isyan eden demokratik eyleme destek vermek yurtseverliğin gereğidirr.

Saygılar sunarım. (8.2.13)