Etiket arşivi: seçim hukuku

Seçimler-1: Nereden gelindi?

Siyaset, 01.06.2023, BİRGÜN

Seçimler, demokrasinin olmazsa olmaz koşulu; ama yeterli değil. Anayasa, İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi (İHAS), seçim yasaları ve  Anayasa Mahkemesi (AYM), İH Avrupa Mahkemesi (İHAM) ve Yüksek Seçim Kurulu (YSK) kararları, Türk seçim hukuku ilkelerini oluşturur. Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) ve Avrupa Konseyi gibi uluslararası kuruluş gözlemcilerinin raporları da bu çerçevede yer alır.

Seçim hukuku istikrarı için, seçimler öncesi  seçim yasalarını değiştirme yasağı bile öngörüldü.

Bütün bunların amacı, yurttaşların, –ülkenin, toplumun ve devletin geleceğini belirleyecek– temsilcileri, aydınlatılmış özgür iradeleri ile  seçebilmesini sağlamak.

Bu nedenle, oy verme günü ile sınırlı olmayan seçimler, her zaman için geçerli kurallar ve uygulamaları kapsamına alır; seçme – seçilme  ve oy hakları, özgürlükler hukuku içinde siyasal haklar demetinde yer alsa da, diğer (öbür) hak ve özgürlükler güvencelendiği ölçüde saygı görür.

Bu itibarla (bakımdan), “serbest, eşit, gizli, tek dereceli, genel oy, açık sayım ve döküm” güvenceleri (AY md.67), anayasal hak ve özgürlükler bütünü ve bunlar karşısında devlet organlarının yükümlülükleri çerçevesinde anlam kazanır.
***
Bu koşullar, seçmenlerin bilgilenme hakkını kullanabilmesi, adayların ve partilerin de serbest yarışması ölçüsünde gerçekleşir.

Bunlar, 14 ve 28 Mayıs (2023) seçimleri öncesi ne ölçüde gerçekleşti?

Bilgilenme hakkı açısından; adayların eşit giriş hakkına karşın TRT’nin partizan yayınları, eşit olmayan bir uygulama değil yalnızca, muhalifleri  aşağılayıcı muamele:  Bir adaya bir saat, ötekine bir dakika; genel olarak, bir anda bir adaya 29 kanal, ötekine tek kanal. Haliyle seçmenler, bilgilenme hakkından nesnel bir biçimde yararlanamadı.

Yarışma koşullarında eşitsizlik,14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimleri öncesi de vardı, ancak bu seçimlerde yaygın ve sistematik bir hal aldı. Nasıl?

-Öncesi; eşit yarışma koşullarını bozan seçim barajı ve devlet yardımı düzenlemelerine, 2017’de Cumhurbaşkanı (CB)’nın parti başkanlığı eklendi.

Parti Başkanlığı Yoluyla Devlet Başkanlığı ve Yürütme (PBDBY) sonucu “kişi+parti+Devlet birleşmesi”, Türkiye Cumhuriyeti kamu tüzel kişiliğini çökertti ve toplumsal barışı tehdit etmeye başladı.
***
-Seçim süreci;

  • Bir; kişi ve kural aynı olduğu halde CB, 3. kez aday oldu.
  • İki;  deprem yaralarını sarmaya yönlendirilmesi gereken Devlet olanakları, 35 gün öne alınan seçimler için seferber edildi.
  • Üç; milletvekili ve bakanlık bağdaşmadığı halde, CB yardımcısı ve bakanlar, görevlerinden çekilmedi ve devlet olanakları, Cumhur ittifakı CB adayı ve AKP adayları için seferber etti.

Anayasa dışı bu üçlü, medyayı, resmi dezenformasyon aracına dönüştürdü. Hukuksuzluk, saldırı, şiddet, tehdit, terör, şantaj zincirinin mubah görüldüğü yerde seçimlerin meşruluğu da sorgulanamadı.

  • Camiler, kin ve nefret naraları eşliğinde seçim karargahlarına çevrildi. 

Bu ortam ve koşullarda, yaklaşık %4 fark, sayısal olarak sonucu belirlemiş olsa da, CB seçimleri için kullanılan oylar arasında değer olarak tersi anlamda daha büyük fark var.

Bu nedenle; Millet İttifakı (CHP-İYİ P.- Deva P., Demokrat P.-Gelecek P. Saadet P.) adayı Sn. Kılıçdaroğlu ve Cumhur İttifakı (AKP-MHP-Hüda Par-Y. Refah P.-DSP-BBP) adayı Sn. Erdoğan arasındaki adil olmayan yarışmayı doğru okumak, seçmenlere ve  gelecek kuşaklara karşı bir sorumluluktur.

Millet İttifakı ve demokratik muhalefet için şimdilik şu eleştiri ile yetinelim: Seri hukuk cinayetleri karşısında çoğu zaman seyirci kalmak.

Sonuç olarak, ‘gelinen yer’, PBDBY’nin ne şekilde sürdürülmek istendiği, ama aynı zamanda demokrasi inşası için yapılması gerekenler üzerine yeterince fikir veriyor. Bunlar doğru saptanamaz ve hukuk yoluyla demokrasinin asgari gerekleri üzerine uzlaşma sağlanamaz ise, demokratik hukuk devletini inşa bir yana, sandığı araç olarak kullanarak totalitarizmi inşa etmeye çalışan tek kişinin keyfi yönetimine katkı sunulmuş olur.
================
Yazının 2. bölümü için tıklayınız :
Seçimler-2: 14 ve 28 Mayıs | Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, BSc, LLM

Seçimler: Anayasa/yasa/aday

SİYASET 26.01.2023, BİRGÜN

Seçimler 18 Haziran 2023 yapılacak” cümlesini dillerine pelesenk edenler, tıpkı, 3 Kasım 2019’da yapılması anayasa gereği olan seçimleri 24 Haziran 2018’e aldığı gibi, 17-18 Ocak’ta yüz seksen derece çark ederek, ‘14 Mayıs’ta yapılacak’ dediler.

Makul olmayan süreler, fazla uzun (1 yıl dört ay) ve fazla kısa (1 ay dört gün).

Parti Başkanlığı Yoluyla Devlet Başkanlığı ve Yürütme (PBDBY) kurgusunun belirgin özelliği olan ölçüsüzlük ve keyfilik, anayasal düzeni askıya almış bulunuyor.

Üç sorun öne çıkıyor:

-Yenileme nedeni,
-Uygulanacak yasa,
-3’üncü kez adaylık.

YENİLEME NEDENLERİ

Hukuk devleti gereği seçimleri yenileme kararını haklı kılacak nedenler olmalı. Nitekim, TBMM’ye ve Cumhurbaşkanı’na bu yetkiyi tanıyan madde 116 (Teklif md. 12) gerekçesi, “sistem tıkanıklıklarının milli iradeye müracaatla çözümü”, yasama ve yürütme arasında “kriz oluşması halinde halkın hakemliğine başvurma” olanağını amaç olarak belirlemiştir.
Bu çerçevede, seçimlerin 1 ay 4 gün öne alınmasını haklı kılacak hiçbir neden yok.

Bu nedenle, 18 Haziran’da yapılacak seçimlerin 14 Mayıs’a çekilmesine ilişkin Meclis veya Cumhurbaşkanı (CB kararı), anayasallık sorunu ile gölgelenecek.

HANGİ YASA?

Seçimlerde uygulanacak yasa ise, Anayasa madde 67/son’da öngörülen, “Seçim kanunlarında yapılan değişiklikler, yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde uygulanmaz.” kuralı gereği, seçim takviminin başladığı tarihe göre belirlenir. Zira seçim hukukunda seçimin başlangıç tarihi, seçim işlemlerinin ve seçim sürecinin işlemeye başladığı gündür.

Madde 67/son’un amacı, AYM’nin de vurguladığı üzere, “Meclis çoğunluğunu elinde bulunduran parti veya partilerin seçime bir yıl kala seçim sürecinde kendi lehlerine veya diğer parti ya da adayların aleyhine sonuç doğuracak biçimde değişiklikler yapılmasını öngören yasal düzenlemeler” dir (AYM, E.K: 2019/16). Seçim yasaları ibaresi ile, “seçmen iradesinin seçim sonuçlarına yansımasına tesir edebilecek veya seçime katılanlardan bir kısmına herhangi bir şekilde avantaj
ya da dezavantaj oluşturma sonucunu etkileyebilecek düzenlemeler
” kastedilmekte (prg. 13).

Bu nedenle, seçim başlangıcı 6 Nisan öncesine denk gelen seçim takviminde, bu tarihte henüz yürürlüğe girmemiş olan 7393 sayılı yasa değil, değişiklikten önceki yasal düzenleme uygulanacak.

3’ÜNCÜ KEZ ADAYLIK

  • Bir kimse en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilir (md.101/2, 2007).

Görevdeki CB, –daha sonra hiç dokunulmayan– bu hüküm çerçevesinde 2014 ve 2018’de seçildi. (2017 değ. yürürlük md.18/b) “75, 77, 101 ve 102’nci maddelerinde yapılan değişiklikler…”. Bunun anlamı şu: Md. 101/2 gibi değişikliğe konu olmayan hükümler kesintiye uğramadı).

Bu nedenle, 3’üncü kez aday olabilmesi, TBMM kararına bağlı:

  • Cumhurbaşkanının ikinci döneminde Meclis tarafından seçimlerin yenilenmesine karar verilmesi halinde, Cumhurbaşkanı bir defa daha aday olabilir” (md.116/3).

Kendisi de karar yetkisine sahip olduğu halde Meclis’i işaret etmesi, CB’nin adaylık koşulunun anayasal yolunu arayışı olarak, anlaşılır bir durumdur.

HUKUK YOLU VAZGEÇİLMEZ

Türkiye, ciddi bir meşrululuk ve hukukilik tartışması ile seçim sürecine girdi. Bu yazıda, öne çıkan üçünün özeti:

-18 Haziran 2023’te yapılması gereken seçimlerin TBMM veya CB tarafından 14 Mayıs tarihine alınmasına ilişkin karar, değinilen nedenlerle anayasal yetkinin kötüye kullanılması anlamına gelir.

-Böyle bir karar alınsa bile, yürürlükteki seçim mevzuatı yerine 6 Nisan’da yürürlüğe girecek olan 7393 sayılı yasanın uygulanması, Anayasa’ya aykırı olacak.

Görevdeki CB’nin 3’üncü kez adaylığı, TBMM’nin seçimleri yenileme kararı dışında
Anayasa dışı olacak.

Anayasal aykırılıklara alet olmamak, demokratik hukuk devleti inşa iradesinin asgari gereğidir. Cami avlularında hukuk – guguk söylemine indirgenen seçim mantığı, demokrasiye de yabancı. Bu nedenle,

  • 6’lı Masa mimarı CHP, bu süreçte, hukukun üstünlüğü ülküsünden asla ödün vermemeli.

Seçim seferberliği sapkınlıkları ve sandık

GÜNCEL22.12.2022, BİRGÜN

Haziran 2018 seçimleri üzerinden 4 yıl, altı ay geçti; 2023 seçimlerine ise 6 ay bile kalmadı. Sandık tarihi yaklaştıkça, seçim sapkınlıkları da sıklaşmaya başladı (Sapkın: Doğru yoldan ayrılmış olan Türkçe Sözlük, TDK, s.2031).

En geç 18 Haziran’da yapılacak seçimin sandığına giden yol, belirsizlik ve tuzaklarla dolu. Seçmen iradesinin sandığa düzgün biçimde yansımaması ve sonuçlanmaması için ilan edilen bir tür seferberlikte, Kişi+Parti+Devlet birleşmesi belirleyici.

Sevk merkezi Saray… Ne kadar kişinin çalıştığı, statülerinin ne olduğu, ne kadar harcama yapıldığı bilinmiyor; tıpkı, inşaatının bilinmezleri (hukuk süreci ve maliyeti vb.) gibi. Bilinen şu: Yürütme, politika tekeline sahip tek kişide. Bu nedenle, 9 politika kurulunun başkanı da aynı kişi.

Buna karşın Saray, siyaset sarmalında.

Anayasa’ca siyaset dışı tutulan CB yardımcısı ve bakanların çoğu, adeta “siyaset sarhoşu.”

Yürütme ve siyaset tekeli, “talimatları” ile hareket ettikleri şahsa ait olduğu halde, sevdaları “siyaset çamuru.”

Bütçe görüşmeleri vesilesiyle TBMM adeta bir “siyaset sahası”. Öyle ki, CB yrd. ve bakanların çoğunun söz ve tavırları, “boynum, kıldan ince kılıçtan keskince” deyişinin teyidi:

Talimat” söylemi sürekliliği: Saray’a karşı ‘boynum kıldan ince’, istifa hakkım bile yok.

Seçim siyaseti” sürekliliği: 2002 seçimlerinden bu yana sürekli seçimlere girmiş ve bu serüvenleri 2071’e dek sürecekmiş gibi, TBMM’deki demokratik muhalefete yönelik söylemleri, ‘boynum kılıçtan keskince’ tavrını sergiler gibi. Örnek: ‘Cumhurbaşkanı adayı diye bir vesayetçi aradığınızı biliyoruz. Güçlendirilmiş değil küflendirilmiş sistem önerilerinizle bu millete geri adım attıramayacaksınız’ (F. Oktay, CB yrd.,TBMM, 16.12.2022).

Sapkınlıklar serisinden seçmeler:

S.1: YASALAR

Seçim yasası değişikliği ile “Türk seçim hukuku ilkeleri” çöpe atıldı.

Sansür yasası ile, düşünce ve ifade özgürlüğünün asgari gerekleri yadsındı.

Vergi Usul…” torba yasası ile “inanç mı, para mı” ikilemiyle Alevi toplumuna nifak sokuldu.

Elektrik Piyasası…” torba yasa önerisine, ‘piyasa ekonomisi’ dahil Anayasa’nın emredici (buyurucu) birçok hükmünü askıya alacak ve özgürlükleri boğacak birçok madde tepiştirildi.

Liman: Anayasa Mahkemesi’nin esastan iptal kararına karşın, sözleşme süresi dolan liman işletme hakları, 49 yıllığına uzatılacak.

OHAL: OHALİİK dosyaları ilgili kurumlara aktarılarak OHAL örtülü biçimde sürdürülecek.

-Sendika: Toplu sözleşme üzerinden kamu görevlileri sendikaları arasında ayrımcılık derinleştirilecek

Bütçe: Kaynağı ve harcama kalemleri meçhul 200 milyarlık borçlanma yasası, geçmişe yürütülecek.

S. 2: ANAYASA DIŞILIK

  • Anayasa bütününde çok sayıda emredici ve yasaklayıcı hükmün ihlali olarak,
    hukuk dışı uygulamalar süreklilik kazandı.

Öncü Saray; ancak TBMM de, AKP-MHP’nin talimat algısıyla Anayasa’ya açıkça aykırı yasaları oylayabiliyor.

Siyasal nitelikli yargı kararları,
Saray güdümündeki savcı ve yargıçların,
adil yargı adına yüz kızartıcı iddianame ve kararlara imza atmaları yetmiyormuş gibi,
bunlara açıklamalar da eklendi.

İBB Başkanı Sn. E. İmamoğlu kararı ve YSK Başkanı’nın ihsas-ı rey oluşturan açıklaması, seçilmişlere yönelik Saray operasyonlarının son örneği.

S. 3: ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ

Gol atmaya benzetilen Anayasa değişikliği konu, zaman, ortam ve koşullar bakımından anayasacılık sürecine tamamen (tümüyle) yabancı olup, bir cinsiyetin ‘saç teli’ne ve ‘aile tanımı’na indirgendi.

Bu fırsatçı girişim de seçim sandığına endeksli: Demokratik muhalefeti (CHP, HDP, İYİ P. vd.) ve seçilmiş temsilcilerinin çoğunu hapishanelere doldurduğu Kürt seçmenlerin oylarını parçalamak.

Değinilen her sorun, ayrı yazıların konusunu oluşturacak nitelikte.

  • Özetle; seçim güvenliği, sandık ve oy günü ile sınırlı değil; seçim yolu, sürekli tuzaklarla bezeli.

Hepsi, siyasal iktidarın el değiştirmesini önlemeye yönelik.

Bu nedenle,

Mesele para ise, gerisi teferruat, iktidar bekası ise, gerisi tufan’! zihniyetine karşı,

  • Mesele vatan ise, gerisi teferruat’ anlayışına yaraşır yol ve yöntem üzerine yoğunlaşma zamanı.

TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ SEÇİME HAZIR

tbb_logosu

TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ SEÇİME HAZIR

7 Haziran 2015 Genel Seçimlerine sayılı günler kala Türkiye Barolar Birliği de
seçim güvenliğini sağlamaya yönelik hazırlıklarını tamamladı.

Türkiye Barolar Birliği, seçim hukuku konusunda eğitim almış, gönüllü avukatlardan oluşan “Seçim Güvenliği Merkezi”ni kurdu. Türkiye genelinde Oy ve Ötesi, aynı zamanda
Ankara özelinde de Ankara’nın Oyları ile birlikte hazırlıklarını yürüten
Türkiye Barolar Birliği, 7 Haziran’da sandıkları yakın izleme alacak.

TBB Seçim Güvenliği Merkezi’nde görev alacak avukatlar, gün boyunca vatandaşların
seçime ilişkin sorularını yanıtlayacak; oy verme ve oy sayım sürecinde sandık gözlemcilerine hukuksal destek verecek. Türkiye’nin her yerinden

0312 988 16 70-76 (6 hat) numaralı telefondan ulaşılabilecek

Seçim Güvenliği Merkezi’nde, gelen çağrının durumuna göre ilgili baroya veya varsa
Oy ve Ötesi’nin ilgili temsilciliğine yönlendirme yapılacak. Amaç, ülke çapında oy güvenliğini sağlamak. Halihazırda 45 ilde örgütlenmesi tamamlayan Oy ve Ötesi’nin,
Türkiye’de kullanılacak oyların %62’sini denetim altında tutması bekleniyor.

GEZİCİ EKİPLER OLUŞTURULDU

Merkezde görevli avukatlar yalnızca gelen çağrılara yanıt vermekle de yetinmeyecek.
Bu kapsamda, Ankara özelinde, avukatlardan oluşan gezici ekipler gerektiğinde sandık yerine ulaşarak müdahalelerde bulunacak; durumu tespit ve tutanak altına alabilecek.

SEÇİM ATMOSFERİNİ NORMALLEŞTİRMEYE ÇALIŞACAĞIZ

Son dönemde seçim güvenliğini tehlikeye düşürecek pek çok gelişme yaşandığına dikkat çeken Türkiye Barolar Birliği Başkanı Av. Metin Feyzioğlu, seçim atmosferinin normalleşmesine katkı sağlamayı amaçladıklarını söyledi. Feyzioğlu şöyle devam etti:

“Seçimlere güvenin yitirilmesi toplumsal huzur ve demokrasinin önündeki en büyük tehlikedir. TBB Seçim Güvenliği Merkezi ile hukuksal zeminde ve güven ortamı içinde gerçekleşmesi, vatandaşların iradesinin özgürce sandığa yansıması, seçmenin oy hakkının serbestçe kullanabilmesi için yasal koşulların yerine getirilmesi ve izlemine katkı sağlamayı hedefliyoruz.”