Etiket arşivi: SAT komandosu

T.C. Devletini Yalancı Yaptınız, Utanın!


E. Tümg Naci BEŞTEPE

Naci_Bestepe_portresi

T.C. Devletini Yalancı Yaptınız, Utanın!

11 Mart’a “BUGÜN SİLİVRİ ” demiştim.

12 Mart, HADIMKÖY ve HASDAL oldu.

64 Hadımköylü, 96 Hasdallı silah arkadaşımdan toplam dördünü seçmem gerekiyordu. Kural öyle.
Öyle yaptım.
Oysa gönlüm hepsini görmek istiyordu, birer-ikişer dakika da olsa.
Ama olası değil.
Çünkü onlar, suçu kanıtlanmamış suçlu.
Siyasal bir oyunun senaryosu gereği tutuklu olduklarını tüm ülke gibi onlar da biliyor elbette.
Bir SAT komandosu arkadaşım bu bilinçle ve yurtseverliği söndürülememiş yüreği ile diyor ki;

– Biz ülkemiz için gerektiğinde seve seve canımızı feda etmeye yemin ettik.
KARDAK‘a çıkarken yeminimizi yinelemiştik. Bizim hapis yatmamız ülkemizin yararına ise seve seve yatmaya devam ederiz.Bu sözler hiç yabancı gelmedi bana. Hasdallı Alb. İkrami Özturan’ın yeni çıkan kitabı ELVEDA’nın 510’uncu sayfasındakine ne kadar da benziyordu;

“Türk milleti istediği sürece, hatta gerekirse ömür boyu cezaevinde kalmaya da, üniformalarımızı çıkarmaya da razıyız. Eğer cezaevlerinde son nefeslerimizi vermemizin, üniformalarımızla vedalaşmanın ülkemize, devletimize ve aziz Türk milletine bir faydası olacaksa bizle bunun için, hatta cezaevinde ölmek için tereddüt etmeyiz… Ancak yalan, iftira ve komployla suçsuz ve günahsız yere hapis yatmaya, zulüm görmeye direnmek, insanlığın ve askerliğin doğasındandır.”

Denizici bir silah arkadaşım görevini başarıyla yapanların huzuru ve gururu ile konuşuyor;

– Bizi hapsederek cezalandıramazalar. Ben 9 şiddet fırtınada bir tek personelimin burnu kanamadan gemimi limana getirdim. Biz bunları da atlatırız.
(Öğrendim ki, 9 şiddet fırtına 100 knot esen rüzgardır. 15 Mart’ta Ankara’da esen ve ayaklarımı yerden kesen 45km/s hızındaki rüzgarın 4 katı kadar. Ne demek istediğini anladım. Akşam haberlerde de neler yaptığını gördüm.)

Hepsinin bir ortak serzeniş var o da TSK’dan gördükleri vefasızlık.
Bellerini büken asıl balyoz da bu vefasızlık.

Hava Orgeneral Sayın Bilgin BALANLI‘nın söylediklerini sona bıraktım, özellikle.
Türk milletini utandıracak bir gelişmeyi anlattı. TBMM’den aldığım belgeden de yararlanarak olayı aktarıyorum :

12 Eylül 2012’de, Vardiya Bizde Platformu, Birleşmiş Milletler Keyfi Tutuklama Çalışma Grubu’na yazılı başvuruda bulunuyor. Grup, T.C. Hükümeti’nden konuyla ilgili bilgi istiyor. T.C. Hükümeti adına, Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü adına Gn. Md. Dr. Nurdan Okur tarafından imzalanarak gönderilen belgede;”İstanbul Savcılığına göre, Balyoz grubu, 2. aşamada belirlenen hedeflere ulaşmak için çeşitli eylem planları hazırlamıştı. Bu eylem planlarından olan Oraj, Harp Akademileri Komutanı Hava Orgeneral İbrahim Fırtına tarafından imzalanmış…

…İstanbul Savcılığı, Donanma Komutanı Oramiral Özden Örnek tarafından imzalanmış Suga adlı başka bir eylem planına değinmekte…” şeklinde ifadeler kullanılmıştır.

Konuyu tespit eden CHP Muğla Milletvekili Prof. Dr. Nurettin DEMİR, 22 Şubat 2013 tarihinde, 1906 sıra numarası ile MSB İsmet Yılmaz‘a yönelttiği soruda; bu gerçek dışı bilginin amacını ve ” SEHVEN” yapılan bir hata değilse BM’e düzeltme gönderilip gönderilmeyeceğini ve hata yapanlara yapılacak işlemi sormuştur.

Sayın vekil TBMM edebine yakışacak nezaketle “gerçek dışı ifadeler” tanımını kullanmıştır. İki yılı aşan sürede devam eden davada sağır sultan da duymuştur ki,
tek bir imzalı belge yoktur.

Bu durumda sayın vekilin tanımının doğrusu ve açıkçası “YALAN İFADELER” dir.
Yalan, T.C. Hükümeti adına, yani milletin kendini yönetme yetkisini verdiği yürütme organı adına söylenmiştir.

Yani TÜRK ULUSU adına, T.C. DEVLETİ adına yalan söylenmiştir.

BALYOZ düzmece davasında yapılan yurt içi sahtekarlıklar yetmemiş,
uluslararası alana da taşınmıştır. Yalan, zorunlu olarak yalanı doğurmuştur.
Yalanlarla ne ülkemizde ne de uluslararası alanda gidilecek yol ve yer kalmamıştır.
Foyalar bir bir dökülecektir.

T.C. Devletini ve Türk Ulusunu yalancı konumuna düşürenler, UTANIN!

Biz sizden utanıyoruz.

Naci BEŞTEPE