Etiket arşivi: Rıza Sarraf

Kılıçdaroğlu darbenin başındaki ismi açıkladı!

Kılıçdaroğlu
darbenin başındaki ismi açıkladı!

(AS: Bizim kapsamlı katkımız yazının altındadır..)

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu;

  • Mehmet Dişli darbeyi yöneten kişidir.
    Mehmet Dişli’yi Genelkurmay Karargahı’nda tutan siyasi irade;
    Türkiye’yi darbeye hazırlayan iradedir.’ 
    dedi”.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Habertürk TV‘de soruları yanıtladı. Kılıçdaroğlu başkanlık tartışmaları için “Türkiye’yi ateşe atmak istiyorlarsa, siyaseten de bölünme noktasına taşımak istiyorlarsa ‘evet’ oyu verebilirler. Türkiye’nin bölünmesi söz konusu olabilir. Siyasal yapı tamamen değişecek. Sorun Türkiye’nin bekaası sorunudur” dedi.

Kılıçdaroğlu’ndan canlı yayında Erdoğan ve Binali Yıldırım’a ‘Mağdur’ yanıtı – VİDEO

Mehmet Dişli’nin Genelkurmay Karargahı’nda bilinçli bir şekilde tutulduğunu belirten Kılıçdaroğlu “Darbeyi yöneten kişidir. Mehmet Dişli’yi Geneklkurmay Karargahı’nda tutan siyasi irade, Türkiye’yi darbeye hazırlayan iradedir” diye konuştu.

“ADİL ÖKSÜZ KELEPÇELENMEDİ”

Kılıçdaroğlu, Adil Öksüz’ün gözaltı sırasında kelepçelenmediğini söyleyerek “Adil Öksüz sıradan bir insan değil. Öksüz’ün gözaltı sırasında kelepçelenmediğini öğrendim. Öksüz yakalandığında Akıncılar Üssü’ndeymiş. Bir pilotun açıklaması, ‘Biz talimatı Adil Öksüz’den alıyoruz’ diyor. ‘Arsa almaya geldik’ diyen iki kişi tutuklanıyor. Ama Adil Öksüz’ün dosyaları boşaltılıyor ve serbest bırakılıyor. MİT ‘Bizim elemanımız değil’ diye açıklama yapıyor zaten açıklamaz. Adil Öksüz giderken GPS cihazının götürmesin izin verildi. Bu cihazı Türkiye’ye kim ithal etmiştir? Oradaki herkesi tutukluyorsun ama Adil Öksüz’ü serbest bırakıyorsun” dedi.

BAHÇELİ’YE ‘BAŞKANLIK’ SORUSU

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin başkanlık sistemine ilişkin ‘Fiili bir durum var’ sözlerini eleştiren Kılıçdaroğlu “Fiili durum nedir, şu an başkanlık sistemini yaşıyoruz demektir. Bu durum hangi sorunu çözdü? Tam tersine Türkiye sorunlar yumağının içine itildi. Sorumsuzluğu anayasa ile güvence altına alınmış bir kişi, başbakanın görevlerini kullanıyorsa, o başbakan nasıl oturabiliyor o koltukta?” diye sordu.

GÜLTAN KIŞANAK’IN GÖZALTINA ALINMASI

Kılıçdaroğlu, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eş Başkanları Gültan Kışanak ve Fırat Anlı’nın gözaltına alınmalarına ilişkin “Bizim görüşümüz şu, seçimle gelenin seçimle gitmesi demokrasinin temel kuralıdır. İkincisi, seçimle gelenin hukuk kurallarının öngördüğü sınırlar içinde hareket etmesi gerekiyor. Hukuka aykırı hareket ediyorsa yargılanması gayet doğal dedi”ifadelerini kullandı.

Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarının satırbaşları şöyle:

“GÜÇLERİN BİRLEŞMESİNE KARŞIYIZ”

Bir ülkenin sistemini o ülkenin kültürü, tarihi belirler. Türkiye’de gerçek anlamda sağlıklı işleyen bir demokrasi istiyorsak, o zaman sorun kalmaz. ABD’nin yaşadığı tarihsel koşulları içerisinde başkanlık sistemi var. Başkan en zayıf halkadır. Almanya’da da eyaletler var. Parlamenter sistem içinde gayet güzel gidiyor. Diğer ülkelerde de tek adam rejimine dayalı sistemler. Biz parlamenter sistemi kurduk, ne şikayetimiz var? ‘Bununla istediğimiz tarzda yasaları çıkaramıyoruz.’ ‘Yasama, yargı benim için ayakbağıdır diyor’ Cumhurbaşkanı. Yani güçlerin ayrılığı değil, güçlerin birleşmesi. Sağlıklı işleyen demokrasilerde güçler ayrılığı vardır. Bütün yetkiler bende olsun dersen, biz buna karşıyız. Binali Yıldırım neden başkanlık istediğini bir anlatsın.

“SEÇİM BARAJI %1’e DÜŞÜRÜLMELİ”

12 Eylül döneminde çıkan yasaları tam demokrasi bağlamında ele alıp düzenlememiz gerekiyor. %10 seçim barajı var, dünyada örneği yok. Asker, % 10 seçim barajını HDP Meclis’e girmesin diye yaptı. Şimdi HDP giriyor. Ama diğer partiler giremiyor. Milli irade diyorsanız, buna izin vermeniz gerekiyor. %1 oy alan partinin genel başkanı parlamentoya gelsin. Parlamenter sisteme darbe vuran birinci nokta budur. İkincisi darbe döneminde çıkan yasalar. Sayın Davutoğlu beni ziyaret ettiğinde şu örneği verdim: ‘Basın hürdür.’ Basın şimdi hür mü? Anayasa böyle diyor da basın üzerindeki baskı nereden kaynaklanıyor, 12 Eylül döneminde çıkan yasalardan kaynaklanıyor.

“MİLLETVEKİLİ SEÇİMİNDE ÖNSEÇİM ŞARTI GETİRİLMELİ”

TBMM Başkanı’na bir mektup yazdık. Biz kendi görüşlerimizi aktardım. Anayasa değişikliği evet ve Türkiye’nin tam demokrasiye ihtiyacı vardır, diye. Lider sultasının kalkmadığı bir yerde parlamento, milletvekilleri özgür iradelerini kullanamıyorlar. Milletvekillerinin özgür iradelerini yerine getirmesi için önseçim getirilmeli. Türkiye’deki bütün STK’ları davet ettik, Ankara’da güçlü bir parlamenter sistem için neler yapılmalıdır diye 16 maddede anlattık. Bizim kadar açık ve net bu konuya yaklaşan ikinci bir parti yok.

“FİİLİ DURUM HANGİ SORUNU ÇÖZDÜ?”

Sayın Bahçeli, güçlü bir parlamenter sistem için ne öngörüyor? Bugün yapılan hükümet açıklaması var, parlamentoya gelecek maddeler 60 ila 100 arasında olacakmış. Nedir bunlar? Bu siyasi irade ve halkı kandırmaya yönelik adımdır. Bunları hükümet hazırlamıyor, Saray’da hazırlanıyor. Bir hükümetin iradesi olmazsa olmaz. Sayın Bahçeli ‘Fiili bir durum var’ diyor. Fiili durum nedir, şu an başkanlık sistemini yaşıyoruz demektir. Bu durum hangi sorunu çözdü? Tam tersine Türkiye sorunlar yumağının içine itildi. Sorumsuzluğu anayasa ile güvence altına alınmış bir kişi, başbakanın görevlerini kullanıyorsa, o başbakan nasıl oturabiliyor o koltukta? Demokrasiyi sindiremeyenler kendilerine özel rejim istiyorlar.

“ERDOĞAN TARAFSIZLIĞINI BOZMADIĞI DÖNEMDE ELEŞTİRMEDİK”

Bizim Erdoğan’la bir sorunumuz yok. Halkın oylarıyla seçilmiştir, tarafsızlığını bozmadığı sürece eleştiri almamıştır. Tarafsızlığını bozunca eleştirdik. Sen Anayasa’da yemin ettin. Ettiği yemine sadık kalmaması son derece tehlikeli bir durumdur. Hukuka örnek olması gereken Sayın Cumhurbaşkanı’dır. Bizim muhatabımız Sayın Başbakan. Bizim muhatabımız Başbakan’dır. O nedenle Sayın Cumhurbaşkanı’nın sorumsuzluğu esastır. O makam sadece bir partiyi temsil etmiyor.

“BAHÇELİ’NİN NE DÜŞÜNDÜĞÜNÜ ANLAYAMADIK”

Türkiye’nin bu kadar sorunu varken, başkanlık sistemi tartışmaları ötelenmişken, bunun tekrar getirilmesini anlamış değilim. Önümüzdeki süreç için de Sayın Bahçeli daha ayrıntılı bilgi verebilir. Sayın Bahçeli’nin ne düşündüğünü bilmiyoruz. Şu aşamada Bahçeli ile görüşmemiz olmayacak.

“SORUN TÜRKİYE’NİN BEKA SORUNUDUR”

Türkiye’yi ateşe atmak istiyorlarsa, siyaseten de bölünme noktasına taşımak istiyorlarsa “evet” oyu verebilirler. Türkiye’nin bölünmesi söz konusu olabilir. Siyasal yapı tamamen değişecek. Sorun Türkiye’nin bekaası sorunudur. Sayın Bahçeli de Türkiye’nin bekaasını benim kadar savunuyordur. Yarın bir kişi başkan olup, ‘Bu bölgeyi size veriyorum’ dese ne olacak? Biz Türkiye’nin birliğini ve bütünlüğünü düşünüyoruz. Bizim rejim sorunumuz yok.

REFERANDUMA GİDİLİRSE…

Halk bu ülkenin birliğini, bütünlüğünü, geleceğini düşünmez mi? Türkiye’nin geleceğini önemseyen herkes oturup düşünmeli. Halk iç savaştan mı yoksa barıştan mı yana? Şimdi başkanlık sistemi, niçin, muhalefet olmasın. Dünyada böyle bir sistem yoktur.

ERKEN SEÇİM Mİ YAPILACAK?

Biz her koşulda seçime hazırız. Tek başına iktidarken niçin seçime gidiyorsun? İçlerindeki Bylockçuları elemek için. Haziran’dan sonra bir koalisyon ortamı çıkmıştı, o dönemi anlarım. Şimdi, tek başına iktidarlar ve ‘Biz Türkiye’yi yönetemiyoruz’ diyorlar. 550 milletvekili çıkarsalar bile Türkiye’yi yönetemezler. Çünkü yönetme erkini kaybetmişlerdir. Kendi içlerinde de ciddi sorunlar var. FETÖ’cü olan, olmayan var. Bir Cumhurbaşkanı milletin yarısına nasıl hain der. Bir Cumhurbaşkanı konuşurken kelimeleri dikkatle seçer.

FETÖ MAĞDURİYETİ

Darbe ile doğrudan ilişkisi olmayan kişilere yönelik yaptırımları mağduriyet kabul ederiz. Mağdur sayısı 1 milyonu aşkın. Bir KHK çıkarıyorsunuz, 10 binlerce kamu görevlisinin işine son veriyorsunuz. Şüphe üzerine hukuk oluşturulmaz. İdare suçluyu belirlemez, hukuk karar verir. Bu süreçte kolektif suç yaratıldı. Bir kişi suçluysa, bütün aileyi suçluyorsunuz. Suratli bir şekilde bu Meclis’i kim bombaladıysa, Akıncı Üssü’nde kim talimat verdiyse yakalayın, yargılayın ve bu işi bitirin. Er ve erbaşlar ne yaptı, emre uydular. Öğrenciyi, eri, erbaşı hapse atıyorsunuz. Hapse atacağın adam o talimatı veren adam. Bu ayrımı bilmiyorsanız siz devleti kinle, öfkeyle yönetiyorsunuz demektir. Şimdi bana mağdur edebiyatı yapma. Ben zalimi mi savunacağım, mazlumu mu?

17-25 ARALIK 2013

17-25’te FETÖ’nün elinde silah mı vardı? Niye 17-25? Rıza Sarraf, ayakkabı kutularında paralar, Bakan çocuklarının evlerinde para kasaları, 700 bin liralık kol saati vardı. Kendi yolsuzluklarını örtme çabası içindeler. Hilmi Özkök açıklama yaptı, ‘Biz hükümeti uyardık’ diye. Devlet uyarıyor, raporları var, ‘Yapmayın’ diyor. Hiçbir önlem alınmıyor, tam tersi yapılıyor. Fatura ere, erbaşa, hakime, savcıya, akademisyene çıkıyor. Barış bildirisini imzalayanlar niye üniversiteden atıldı bunların FETÖ ile ne ilgisi var? Merkez Bankası’nın bastığı paranın üstüne Türkçe Olimpiyatları’nı çıkaran da sizsiniz. Paralel sözcüğü doğrudur. Biri Fethullah Gülen, diğeri Erdoğan.

Kılıçdaroğlu: AKP içinde bylock kullananlar var – VİDEO 

BYLOCK KULLANAN VEKİLLER

Kesinlikle var. Bunlar uçaklarla Pensilvanya’ya hacca gider gibi gitmiyor muydu? Onlar konuşuyordu. Bylock kullananların çözülen isimleri seçilerek söyleniyor. Kontrollü. Savcılığa bu kişilerin isimleri bildirilmiyor. Programı bağımsız bir kuruluş incelesin. CHP içinde 1 kişi için söylendi, araştırıldı çıkmadı.

“ADİL ÖKSÜZ KELEPÇELENMEDİ

Adil Öksüz sıradan bir insan değil. Öksüz’ün gözaltı sırasında kelepçelenmediğini öğrendim. Öksüz yakalandığında Akıncılar Üssü’ndeymiş. Bir pilotun açıklaması, ‘Biz talimatı Adil Öksüz’den alıyoruz’ diyor. ‘Arsa almaya geldik’ diyen iki kişi tutuklanıyor. Ama Adil Öksüz’ün dosyaları boşaltılıyor ve serbest bırakılıyor. MİT ‘Bizim elemanımız değil’ diye açıklama yapıyor zaten açıklamaz. Adil Öksüz giderken GPS cihazının götürmesin izin verildi. Bu cihazı Türkiye’ye kim ithal etmiştir? Oradaki herkesi tutukluyorsun ama Adil Öksüz’ü serbest bırakıyorsun.

DARBEYİ DİŞLİ YÖNETTİ!

  • Mehmet Dişli, darbeyi yöneten kişidir. Mehmet Dişli’yi Geneklkurmay Karargahı’nda tutan siyasi irade, Türkiye’yi darbeye hazırlayan iradedir.Türkiye bilinerek ve bilinçli bir şekilde darbe ortamına hazırlanmıştır. Mehmet Dişli TSK’da görevini tamamlamadan Genelkurmay Merkez’e getirilmiştir, siyasi iradeyle. Sonra terfi eder ve kıtaya gitmesi lazım, sırf karargahta kalsın diye o dairede tutulur. Mehmet Dişli’yi Genelkurmay karargahında tutan irade, darbeye ortam hazırlayan siyasi iradedir.

    Darbe yargılamalarının televizyondan canlı verilmesi lazım. Mağdurlar var, mağdurları sonuna kadar savunacağım.

    GÜLTAN KIŞANAK – FIRAT ANLI’NIN GÖZALTINA ALINMASI

    Bizim görüşümüz şu iki cümle; Seçimle gelenin seçimle gitmesi demokrasinin temel kuralıdır. İkincisi, seçimle gelenin hukuk kurallarının öngördüğü sınırlar içinde hareket etmesi gerekiyor. Hukuka aykırı hareket ediyorsa yargılanması gayet doğal.
    ============================================
    Dostlar,

    CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları son derece önemlidir..
    AKP iktidarının ne tür ciddi, mide bulandıran komplolar içinde olduğu ortadadır.
    Dileriz halkımız da yaygın olarak dinlemiş ve çıplak gerçekleri öğrenmiş olsun..
    Biz de not düşelim burada.. Haber Türk TV’nin haber arşivinden tekrar tekrar izlenmelidir.
    (http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/622737/Kilicdaroglu__darbenin_basindaki_ismi_acikladi.html, 28.10.2016)

    İki dakikaya yakın çok önemli bir bölüm için lütfen tıklar mısınız??
    https://www.youtube.com/watch?v=hlnnQ8yy0rY

15 Temmuz’u izleyen günlerde Darbe girişimi ile ilgili birkaç makale yayımladık sitemizde :

AKP – RTE, OHAL, 15 Temmuz Darbe Girişimi ve 2023 Hedefleri www.ahmetsaltik.net 
site manşetinde yayımlandı
21.07.2016
Anlı Şanlı 15 Temmuz 2016 Darbe Girişimi http://ahmetsaltik.net/2016/07/23/anli-sanli-15-temmuz-2016-darbe-girisimi/ 23.07.2016
3 OHAL Kararnamesi ile Hukuk Devletinin Kalıntıları da Süpürüldü .. Ya Bundan Sonra ?? http://ahmetsaltik.net/2016/07/31/4-ohal-kararnamesi-ile-hukuk-devletinin-kalintilari-da-supuruldu-ya-bundan-sonra/ 31.07.2016
OHALKararnamelerinin
Anayasa Yargısına Taşınması
www.ahmetsaltik.net
site manşetinde
yayımlandı
03.08.2016
OHAL Kararnameleri ile Fiili Sivil Darbe http://ahmetsaltik.net/2016/09/04/672-673-ve-674-sayili-yeni-khkler-ne-getiriyor/ 04.09.2016

Siyasal iktidarın (AKP!) 15 Temmuz darbe girişimini haber almamasının olanaksız olduğunu, önceden öğrendiklerini ancak önlemlerini alarak, Darbeyi kökten engellemek yerine bilerek ve isteyerek birkaç saat Darbecilere fırsat verdiklerini; o birkaç saatte yaşanan acı olayları ise sonradan yapmayı tasarladıklarına gerekçe kıldıklarını… açık – seçik yazdık..

Tayyip bey sonradan “Bu darbe bize Alllahın lütfudur!” demedi mi??

Onlarca yıllarda yapamayacalarını, akıllarından bile geçiremeyeceklerini, hayal bile edemeyeceklerini… Darbe kurgusuna dayandırdıkları hukuk ve Anayasa dışı azgın OHAL kararnameleri ile fütursuzca sergilemekteler. Olay budur!

Şimdilerde ise, Musul vb. büyük laflarla sanal bir dış politika zaferine oynanmakta, baskın seçimle 400 vekil hedeflenmektedir. Gerisi malumdur. Zor dostum zor… Çooook zor..

AKP – RTE, dışgüdümlü MHP oyunuyla eliyle kumpasa düşürülmesin!?
“Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olma” ya örnek verilecektir kitaplarda..
RTE – AKP son kez “.. bu kez de MHP bizi kandırdı..” demek durumunda kalabilir!

En büyük bayramımız kutlu ve mutlu olsun!
YAŞASIN ATATÜRK – TÜRKİYE CUMHURİYETİMİZ!

Sevgi ve saygı ile.
28 Ekim 2016, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com

ÖRTÜ BUNLARI ÖRTER Mİ BACIM??

ÖRTÜ BUNLARI ÖRTER Mİ BACIM??

portresi_gulen

 

Rifat Serdaroğlu

 

 

(AS: Bizim katkımız yazıın altındadır..)

Allah aşkına inan be bacı! Bu sıcakta seni Cem Yılmaz’ın Gora filmindeki çakma astronotlar benzeri alüminyum folyo’ya sarıp sarmalanmış gibi görünce beni afakanlar basıyor, pişik her tarafımı sarıyor yahu! Biliyorum ki, inancınızdan dolayı örtünüyorsunuz! Eyvallah… Tamam da, Müslüman insan İslam Dininin işine gelen kısmını alıp, işine gelmeyeni “bu emir bana ters” deyip almamazlık edebilir mi? Tabii ki edemez! Edenler dinden çıkmış olmaz mı bacı?

Müslüman bir kadın, “Çarşaf bana yakışmıyor beni bozar, ben sadece başımı rahibeler gibi örter, tüm vücut hatlarımı belli edecek daracık pantolon giyerim. Makyajımı yapar, Şark Çıbanı büyüklüğünde yüzükler takarım. Benim Müslümanlık inancım budur.” diyebilir mi? Bunu yapan dinden çıkmış olmaz mı?

Müslüman bir kadın; “Bir erkeğin, yabancı (na-mahrem) bir kadınla tokalaşması haramdır, caiz değildir.” hadisine rağmen na-mahrem erkeklerle hele hele Hıristiyan erkeklerle tokalaşırsa ne diyeceğiz? Bunu yapan dinden çıkmış olmaz mı bacı?

Müslüman bir kadın, “Hayırsever” sandığı bir kişiden yardım alsa, o kişinin sonradan dolandırıcı olduğu anlaşılırsa ve o kadın aldığı parayı iade etmezse ne yapacağız? Bunu yapan dinden çıkmış olmaz mı bacı?

Değerli Okurlar;
Şimdi bu “Bacı” kim diyeceksiniz! Nereden çıkardın bu bacıyı diye soracaksınız! Milli ve Yerli Arap Bacılarımızdan herhangi biri diyelim…

Först Leydimiz de inancı gereği (!) yeni moda tesettür giyimin öncülerindendir. O’nun derneğine, Rıza Sarraf adlı dolandırıcının milyonlarca dolar tutarında yardım ettiğinin belgeleri açıklandı. Üç gündür Emine Hanım’dan tık çıkmadı! “Ne yardımı? Asla böyle bir şey yok, iftira bunlar” demedi! Erdoğan’ın “Hayırsever” dediği ve yere-göğe koyamadığı Rıza Sarraf’ın dolandırıcı olduğu meydana çıktı ve ABD’de yargılanıyor!

Soru şu;
-Sayın Först Leydi, bu dolandırıcıdan aldığınız haram parayı iade ettiniz mi?
-Oğlunuz Bilal, bu kişiden kendi vakıflarına aldığı haram paraları iade etti mi?

Son soru;

  • Allah aşkına sizler gerçekten Müslüman mısınız?
    Yoksa İslam dinini bozmak için parayla tutulmuş İsrail ajanları ile mi anlaştınız?

Londra’nın en lüks randevuevinin sahibi bir kadın, yıllardır her Pazar gittiği kiliseye gitmiş ve yine günah çıkarmak istemiş!
Papaza sormuş; Kutsal Peder, ben yıllarca hem çalıştım hem de randevuevimi yönettim. Çok günah işledim, biliyorum. Ama kilisenize de çok yardım ettim. Alın size 50 bin poundluk bir çek daha.. demiş ve çeki papaza uzatıp sormuş. Benim günah durumum nedir? Ben cennete gidecek miyim?

Papaz 50 bin poundluk çeki hemen kapmış ve düşünmeye başlamış! Uzunca bir süre sonra demiş ki;
“Hayırsever kızım, senin yaptığın yardımlar işlediğin günahları sildi. Üstelik bunca yıldır öpüldüğün de (!) yanına kâr kaldı…”

*****

Eyy Türk Milleti;
Siz yıllarca Müslüman bunlar diye AKP’ye çuvalla oy verdiniz. Hatta “Çalıyorlar ama çalışıyorlar..” dediniz. Sizin işiniz yukarıdaki randevuevi patronundan çok daha zor! Türk Milletinin Bademlere oy vermeyen kısmı sizi affetse bile, Allah affeder mi bilemem. Hele o sizin her kalıba giren işadamlarınız yok mu, onlar kesin cehennemlik…

Sağlık ve başarı dileklerimle
21 Mayıs 2016

============================================
Dostlar,

Kıssadan hisse;

– Emineanım haram paraları iade etmeli
– Bilal oğlan da…
– RTE ise;

  • “Bir kez daha kandırıldım. Rıza Sarraf da beni kandırdı.. Herkes beni kandırıyor. Bu kaçıncı!
    Buna engel olamıyorum, halbuki onlarca danışmanım var bin küsur odalı devasa, ultra lüks
    ve de kaçak sarayımda. Koca ülkeyi nasıl idare edeceğim? Ya Binali de gemicikleriyle kandırırsa?? Külliyemde külliyen açmaza düştüm.. “
    diye düşünmeli ve bu düşüncelerini kamuoyuna açıklayarak görevinden affını istemelidir..
    Şakacıktan da olsa kamuoyuna bu içerikte bir demeç vermeli ve sonra
  • “Şaka yaptııım, sizi kandırdıııım..” falan demeli..Sinirlerimiz öyyyyyle bozuk ki; minicik espri kırıntılarına takla atacağız…

    Sevgi ve saygı ile.
    22 Mayıs 2016, Ankara

    Dr. Ahmet SALTIK
    www.ahmetsaltik.net
    profsaltik@gmail.com

Yılmaz ÖZDİL : İade-i itibar


İade-i itibar

Yılmaz Özdil

Yılmaz Özdil


Muammer Güler
’in oğlunun yatak odasındaki kasalarından çıkan 400 bin lira,
320 bin euro ve 90 bin dolar iade edildi, üstüne 20 bin lira faiz ödendi.
*
MHP milletvekili Engin Alan dört sene hapis yatırıldı, üstüne, hapishanede yediği yemeklerin parası istendi, derhal 850 lira ödemesi için tebligat gönderildi.
*
Rıza Sarraf’ın adamı Habbani’nin işyerinde el konulan 1 milyon lira, 800 bin euro, 60 bin dolar ve iki kilo altın iade edildi, üstüne 55 bin lira faiz ödendi.
*
CHP milletvekili Mustafa Balbay’ın beş sene boyunca haybeye hapis yattığı tescil edildi,
beş bin lira tazminat ödendi. Böylece… Sarrafgiller’in cep harçlığı bile senelik 55 bin liraya yatarken, Mustafa Balbay’ın seneliği anca bin liraya geldi.
*
Halkbank genel müdürünün ayakkabı kutularına istiflediği 2.5 milyon dolar ve 2.5 milyon euro, faiziyle birlikte iade edildi, üstüne, 944 bin liralık avukatlık masrafı Halkbank tarafından ödendi.
*
“Ergenekon’un kasası” diye ölene kadar hapiste tutulan Kuddusi Okkır’ın beş kuruşu olmadığı ortaya çıktı, üstüne, 19 bin lira banka kredisi borcu vardı. Eşi Sabriye Okkır mahkeme harçlarını karşılayabilmek için banka kredisi çekmek zorunda kaldı, emekli maaşıyla dört sene boyunca bu krediye taksit ödedi. Sabriye Okkır’ın avukatı altı senedir hiçbir ücret almadan çalışıyor.
*
17 Aralık’a takipsizlik verildi.
25 Aralık’a takipsizlik verildi.
Şero takip edildi.
CHP’nin kedisi, 15 lira 44 kuruşluk faturasız süt içerek devleti zarara uğratmaktan
suçlu bulundu, 15 lira 44 kuruş çatır çatır tahsil edildi.
*
Ahmet Davutoğlu, “yolsuzluk yapan kardeşimiz bile olsa kolunu koparırız” dedi.
*
Veli Saçılık isimli vatandaşımız, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde izinsiz bildiri dağıttığı için gözaltına alındı. Bildiride “devlete ve erkeğe köle olmayın” yazıyordu.
Tutuklandı, hapse tıkıldı. Hapishanede isyan çıktı. Sayın devletimiz isyanı bastırmak için hapishanenin duvarını dozerle yıktı. Veli, duvarın hemen arkasındaydı, dozerin kepçe darbesiyle sağ kolu koptu. Koparılan kolu için tazminat davası açtı. Dava geçen ay sonuçlandı…
Veli suçlu bulundu, kolunun kendi kusuruyla koptuğuna hükmedildi, üstüne,
duvarın parası istendi!
(http://sozcu.com.tr/2014/yazarlar/yilmaz-ozdil/iade-itibar-689781/, 25.12.14)