Etiket arşivi: Resmi formal ve gerçek işsizlik

Resmi, Formal ve Gerçek İşsizlik

Resmi, Formal ve Gerçek İşsizlik

PROF.DR. ALİ ERCAN

Hükümet kadınların yarısının çalışmaması gerektiğini düşünüyor!
Değerli arkadaşlar,

İş ve işsizlik konusunda söylenenler, ister iktidar tarafından ister muhalefet tarafından olsun yanlıştır..
Önce “iş” in ne olduğunu tanımlayalım ki, “işsiz” olmak ne demektir anlaşılsın..
Toplumda “işi olmak” demek, kamu sektöründe, devlette, belediyelerde veya özel sektörde herhangi bir kurumun maaş bordrosunda adı bulunmakla eşdeğer bir kavramdır maalesef.
İşin gerçek üretimle ilgisi görmezden gelinir…
Bu anlamda alırsanız Türkiye’deki formal işsizlik, ekonomistlerin üzerinde uzlaştıkları %20 dolayındadır.. Çalışabilir toplum kesimi, nüfusun yaklaşık %50’sidir; TÜİK verilerine göre nüfusu 77 milyon olan Türkiye’de çalışabilecek durumda olan (kadın + erkek) yaklaşık 38 milyon insanın ekonomistlere göre ~8 milyonu işsiz sayılıyor.

Hükümet ise çalışabilir durumda olan nüfus kesimini 28 milyon olarak alıyor ve 2,8 milyon insanın
işsiz olduğunu, dolayısıyla işsizlik oranının %10 olduğunu açıklıyor. Yani Hükümet kadınların yarısının çalışmaması gerektiğini düşünüyor!
Öte yandan iş, reel üretimle (tarım + sanayi + hizmet) ilişkili ölçülebilir bir büyüklüktür.
Ülkenin toplamda ne ürettiğine bakmak gerekir. Ülkemiz yılda yaklaşık 100 milyon ton petrol eşdeğeri toplam enerji kullanarak 800 milyar $ düzeyinde bir ulusal gelir elde ediyor..

Oysa bu denli gelir Almanya’da veya Japonya’da ~2 kez daha az enerji/iş karşılığıdır.
Almanya’da, çalışan her bir işçi karşılığı Türkiye’de 2 kişi kullanılıyor veya Türkiye’deki her 2 işçiden 1 işçi “üretmeyen işçi” konumunda demektir.. Matematik ifadesiyle Türkiye’de %50 oranında gerçek (reel) işsizlik vardır.

Şöyle özetleyebiliriz :

Türkiye’de :
Resmi işsizlik oranı % 10,
Formal işsizlik oranı % 20,
Gerçek İşsizlik oranı % 50’dir.

Kabaca 15 milyon insanın emeğidir aslında Türkiye’yi besleyen, yaşatan;
yani toplumda her 5 kişiden 1’i gerçekten çalışıyor ve üretiyor; öbür 4 kişi ondan geçiniyor. (13.2.14)

Resmi, formal ve gerçek işsizlik

Resmi, formal ve gerçek işsizlik

Prof. Dr. D. Ali ERCAN
ADD Bilim Danışma Kurulu Başkanı
daliercan@gmail.com, 17.8.12

Değerli arkadaşlar,

İş ve işsizlik konusunda söylenenler, ister iktidar tarafından ister
muhalefet tarafından olsun yanlıştır..

Önce “iş”in ne olduğunu tanımlayalım ki işsiz olmak ne demektir anlaşılsın..

Toplumda “işi olmak” demek, kamu sektöründe, devlette, belediyelerde veya
özel sektörde herhangi bir kurumun maaş bordrosunda adı bulunmakla eşdeğer
bir kavramdır maalesef; işin gerçek üretimle ilgisi görmezden gelinir…

Bu anlamda alırsanız Türkiye’deki formal işsizlik, ekonomistlerin üzerinde
uzlaştıkları %20 dolayındadır.. 18-65 yaş arası çalışabilir toplum kesimi
(A. Saltık’ın eki : toplam işgücü arzı) nüfusun % 50’sidir; Yani 82 milyonluk Türkiye’de çalışabilecek durumda olan (kadın + erkek) yaklaşık 40 milyon insanın 8 milyonu
işsiz sayılıyor; Hükümet, çalışabilir durumda olan nüfus kesimini TÜİK verilerine
dayanarak, 25 milyon olarak alıyor ve yalnızca 2,5 milyon insanın (%10)
işsiz olduğunu söylüyor.

Öte yandan, işi reel üretimle ilişkilendirirseniz; o zaman Ülkemizin toplamda
ne ürettiğine bakılır.. Ülkemiz yılda yaklaşık 100 milyon ton petrol eşdeğeri
toplam enerji kullanarak 800 milyar $ düzeyinde bir ulusal gelir elde ediyor..
(A. Saltık’ın notu : 2011 sonunda 772,3 milyar $)

Oysa bu denli gelir Almanya’da veya Japonya’da 2,5 kez daha az enerji/iş
karşılığıdır. Almanya’da çalışan her 1 işçi karşılığı Türkiye’de 2,5 kişi
kullanılıyor veya her 2,5 işçiden 1,5 işçi “üretmeyen işçi” konumunda demektir…

Matematik anlatım ile Türkiye’de 15/25=0,6 oranında gerçek (reel) işsizlik vardır…

Sonuçta rahatlıkla şunu söyleyebiliriz :

Türkiye’de;

“resmi” işsizlik oranı %10,

“formal” işsizlik oranı %20 ve

“gerçek” işsizlik oranı ortalama %60’tır!

16 milyon insanın emeğidir aslında 80 milyonu besleyen, yaşatan.
Yani toplumda her 5 kişiden 1’i gerçekten çalışıyor, üretiyor
(sanayi, tarım ve hizmet alanlarında); öbürleri ondan geçiniyor. æ

Ahmet Saltık arşivinden