Etiket arşivi: Prof. Dr. Semih Yalçın ve Prof. Dr. Ahmet Saltık Lozan programında

3 Yıl Önce Kanal B’de Lozan Programından Günümüze..

17 Temmuz 2009’da Lozan anma programına bizi konuk etmişti. 3 yılda neler oldu,
bu yazımızda Lozan bağlamında irdelemek istiyoruz.. Sayın Gürbüz Evren’e, ülkemize ciddi aydınlanma katkıları için şükran borçluyuz.. Ahmet Saltık, 26.7.12

3 Yıl Önce Kanal B’de Lozan Programından Günümüze..

Dostlar,

17 Temmuz 2009’da, 3 yıl önce, Başkent TV (Kanal B) programcısı
Sayın Gürbüz Evren, Gazi Üniversitesi’nden tarihçi Prof. Dr. Semih Yalçın ile bizi birlikte bir Lozan Programına çağırdı.

Sayın Evren’e “neden biz, üstelik bir tarih hocasıyla??” diye sorduk.

Yanıtı önemliydi : İnternette bulduğum kapsamlı Lozan makalenizde özellikle AB Müzakere Çerçeve Belgesi ile Lozan’ın bir anda “geçersiz kılınabileceği” saptamanızı çok kritik, dehşet verici buldum..

Evet, konu çok kritik idi.. Sn. Prof. Yalçın ile birlikte, Sn. Evren’in özenle düzenlenmiş akıllıca sorularını yanıtlamaya çalıştık. Lozan, görüşmelerde İnönü’nün sağ kolu hukuk danışmanı Prof. Dr. Veli Saltık üzerinden özel ilgi alanlarımızdan biriydi..

Sayın Özdemir ince programı izlemişti ve 1 hafta sonra Hürriyet’teki köşesinde, 24 Temmuz 2009’da şimdi size sunduğumuz yazısını yazdı.

Sanırız aşağıdaki paragrafı da bizim kritik uyarılarımız üzerine yazdı :

“Avrupa Birliği, Lozan Antlaşması ile öteki ikili anlaşmaların AB mevzuatına uymamaları durumunda geçersiz sayılacağını ileri sürüyor. İleri sürmeyi bırakın, bile bile, seçe seçe Lozan’ı çökertebilir. Çökertiyor. Bir başka yönden ele alırsak, Avrupa Birliği sanki Sevr’in bazı maddelerini gündeme getirme çabasında.”

Haklıdır.. Aradan geçen 3 yılda yaşananlar Sn. İnce’yi doğrulamıştır
ne yazık ki? Bu kapsamlı makalemizi / raporumuzu sitemize koyduk :

“89. Yılında Lozan Anlaşması ve Türkiye’nin Geleceği..”
(ADD webinde de var.. http://www.add.org.tr/)

Bu kapsamlı Lozan raporumuzda, şu kritik dizelere yer veriyoruz :

“… BOP kapsamında Irak’ın kuzeyinde de facto yaratılan siyasal oluşum, gelecekte Türkiye’ye yönelik sınır istemleri bildirebilir. Bu durumda AB MÇB
(Müzakere Çerçeve Belgesi) 6. paragrafa göre “anlaşmazlık” Uluslararası Adalet Divanı’na taşınacak ve ABD ve AB’nin tavrı belirleyici olacaktır. Gelişmeler ülke bütünlüğümüzü tehdit eden nitelik kazansa bile, bu paragrafa göre Türkiye, “güç kullanma” hakkını işletemeyecektir. TSK, “güç kullanMAma” olarak düzenlenen 2 sözcükle devre dışı bırakılmıştır. Ülke bütünlüğünü korumak için tersi yapılırsa, bu kez AB, MÇB’nin çiğnendiğini ileri sürerek Türkiye ile görüşmeleri askıya alabileceği gibi, yaptırım da uygulayabilecektir.”

“Bu paragrafın derin tuzakları, akla bir başka sorun daha getirmektedir :

BM’nin İkiz Sözleşmeleri TBMM’de onandığına göre, 6. paragraftaki düzenlemeler, bu Sözleşmelerin olanak sağlayabileceği siyasal haklar,
Türkiye sınırlarını yeniden çizmeye dayalı güvence olarak kullanılabilir!”

“MÇB’nin 11. paragrafı ise, AB mevzuatına uymadığı gerekçesiyle Türkiye’nin daha önce taraf olduğu ikili antlaşmalarla uluslararası antlaşmaların
sona erdirileceğini kurala bağlıyor.”

“Bu paragrafa göre Türkiye’nin hangi ikili veya uluslararası antlaşmalarının geçersiz kılınacağı açıkça belirtilmiyor fakat; KKTC’nin kuruluşu, 1959-1960 Londra ve Zürih Antlaşmaları, bu maddeye dayanılarak Türkiye açısından geçersiz sayılabilir. Açılımın Lozan’a veya Montrö’ye dayanmayacağını kimse güvenceleyemez.”

“Türkiye, ne yazkı ki, AB serüveni yolunda son derece tehlikeli adımlar atmayı sürdürmektedir.”

“Bütün Türkiye’yi uyarmak isteriz..

Lozan’da İsmet Paşa’ya kan kusturan, emperyalizmin dönem sözcüsü Lord Curzon,

aşağıdaki dehşet verici sözlerin de sahibidir :

• Ülkeler, dünya egemenliğine yönelik büyük bir oyunun oynandığı satranç tahtasının üzerindeki piyonlardır.”

Evet dostlar..

“Böyle giderse, Gürbüz Evren gelecek yıl Lozan programı yapamayabilir!”
de demişti Sn. İnce..

Öyle de oldu..Gürbüz Evren bizi başkaca programlarına almadı, alamadı..

Dostlar; Müzakere Çerçeve Belgesi üzerinden tuzaklanmaya çalışılan ülkemiz.. Bu tür uluslararası metinlerde kullanılan “kasıtlı muğlaklık” oyunu.. (intentional ambiguity)

Sonuç olarak Türkiye’nin çevresindeki çember giderek daralıyor.

Kulağım TV’de.. Başbakan RT Erdoğan, “Suriye’ye müdahale..” sözü etmekte. Taşeron politikalarla Türkiye’yi ateş hattına sürmek üzereler..

TSK’nın silkinip kendine gelmesi ve duruma “vaziyet etmesi” için
vakit geçmekte. TBMM’deki muhalefetin de.. CHP ve MHP haydi!
Alın halkımızı arkanıza, iktidarı kanlı serüvenden alıkoyun..

Tutsaklarımız salınsın, ülkemizi bu bataktan çıkarsınlar..
Yoksa tam da tersini yapabilmek için mi tutsak olarak tutuluyorlar ?

Sevgi-saygı ve kaygı ile.
26.7.12, Ankara

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

Özdemir İnce : Lozan.. (24 Temmuz 2009)

Değerli yazar Özdemir İnce, 3 yıl önceki Lozan yazısında, adımızı geçirerek bize de bir gönderme yapmıştı.. Bu önemli yazıyı paylaşmak istiyoruz.. Acı öngörüleri çıkıyor.

Lausanne yazılır Lozan okunur

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/12137360.asp?yazarid=72&gid=61, 24.07.09

Özdemir İNCE

Lausanne yazılır Lozan okunur

YAPTIĞIM yazı programına göre salı ve çarşamba günleri yayınladığım dizi yazıya devam edecektim. 24 Temmuz 1923 tarihinde imzalanan Lozan Antlaşması konusunda dizinin akışını bozmamak için bu konuda yazmayı düşünmüyordum.
Ama çok önemli bir şey oldu ve programı değiştirmek
zorunluluğu doğdu. Ne mi oldu?

DURUM DEĞİŞTİ

Gürbüz Evren’in Kanal B’de yayınlanan Bekleme Odası programını dikkatle izlerim. 17.07.09 tarihli programlarını bir hafta önceleyerek Lozan Antlaşması’na ayırmışlar. Programa Gazi Üniversitesi’nden tarihçi
Prof. Dr. Semih Yalçın ile Ankara Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ahmet Saltık uzman olarak katılıyor. Ankaralıları severim!

Kanal B’nin muhabiri Kızılay’da on kadar insana “24 Temmuz 1923’te ne oldu?” diye soruyor.

Soruya doğru cevabı sadece bir delikanlı veriyor. Aynı delikanlı röportajın daha sonra yayınlanan ikinci bölümünde Lozan Antlaşması’nın önemini belirten bilgiler veriyor. Geri kalanların tarih konusunda herhangi bir fikri yok,
ama Lozan konusunda bazılarının küçük de olsa bilgisi var.

İçinde bulunduğumuz ortamda, içinden geçtiğimiz ulusal ve uluslararası süreçte, bu, hiç de iç açıcı bir durum değil. İnsanların epeycesinde
tarih belleği ve bilinci olamayacağını kabul ediyorum, ancak 1950’lerde
orta ve lise öğrenimini tamamlamış biri olarak, ulusal eğitimin hedef yapıldığı fesatları elbette biliyorum. 1950’lerden itibaren ulusal bilinç yerine ümmet biatının çıkartılması politikasına önem verildi.

Ancak o tarihlerde Cumhuriyet kuşağı öğretmenlerinin görevde olması nedeniyle bu politika 1970’lere kadar çok etkili olmadı. Cumhuriyet kuşağı öğretmenlerinin emekli olmasından ve elenmesinden sonra, imam-hatip kökenli ve Fethullahçı öğretmenler öğretim kadrolarına girince durum değişti.

SEVR’İ YIRTTILAR

Lozan’ın artık heyecanla öğretildiği kanısında değilim. Lozan’ın bir zafer değil bir bozgun olduğu öğretiliyor. Kanıt olarak Musul ve Kerkük, 12 Ege adası gösteriliyor.

İsmet Paşa başkanlığında Ankara delegasyonu Lozan’da Sevr (Sevres) Antlaşması’nı yırtıp attığı için bu antlaşmadan Kürtçüler nefret etmektedirler. Günümüzde, Sevr’in uygulanmasını isteyen yerli ve yabancı Kürtçüler bile var.

Yeni mürteciler, travesti solcular, naylon liberaller ise Lozan
Antlaşması’nın yalnızca azınlık haklarıyla ilgili maddesini hatırlamakta.

İslamcı kesime gelince: Lozan Antlaşması’na gönül verenine rastlamak neredeyse mümkün değil.

Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerinin atıldığı Lozan Antlaşması başından itibaren horlandı, ailenin gayrimeşru çocuğu olarak görüldü. Pan Türkçü,
Pan İslamcı irredantist konuşma ve yazıları biraz inceleyin,
dediklerimin ne kadar doğru olduğunu görürsünüz.

AŞAĞILIK DÖNEM

Öylesine bir aşağılık dönemde yaşamaktayız ki Lozan’ı savunmak ve
onu saygı ile anmak “Sevr Paranoyası’na tutulmak” ile suçlanmakta.
Ergenekoncu iddianamesine girmediyse eli kulağında.

Avrupa Birliği, Lozan Antlaşması ile öteki ikili anlaşmaların AB mevzuatına uymamaları durumunda geçersiz sayılacağını ileri sürüyor.
İleri sürmeyi bırakın, bile bile, seçe seçe Lozan’ı çökertebilir.
Çökertiyor.
Bir başka yönden ele alırsak, Avrupa Birliği sanki Sevr’in bazı maddelerini gündeme getirme çabasında.

Böyle giderse, Gürbüz Evren gelecek yıl Lozan programı yapamayabilir!